|
|
|
“Hubbu fillah-buğdu fillah” Allah dostlarını Allah için sevmek, Allahın düşmanlarını, (dinimize göre, Müslüman olmayan herkes Allah düşmanıdır) sevmemektir. Hubbu fillah, buğdu fillâh, imanın esasıdır. İmanın altı şartının geçerli olup olmaması bu esasa bağlıdır.
Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
“İmanın en sağlam temeli ve en kuvvetli alameti, hubb-i fillah, buğd-ı fillahtır.” (Ebu Davüd)
“İmanın temeli Mümini sevmek ve kâfiri sevmemektir.” (İmamı Ahmed)
“İmanın efdali Allah için sevgi, Allah için buğzdur.” (Taberânî)
Yine Resulullah buyurdu ki:
“Cebrail aleyhisselam gibi ibâdet etseniz, müminleri, Allah için sevmedikçe ve kâfirleri Allah için kötü bilmedikçe, hiç bir ibâdetiniz, hayrat ve hasenatınız kabul olmaz!”
Allahü teâlâ, Hz. Musa’ya sordu:
- Ya Musa, benim için ne işledin?
- Ya Rabbi, senin için namaz kıldım, oruç tuttum, zekât verdim, zikrettim.
- Ya Musa, kıldığın namazlar, seni Cennete kavuşturacak yoldur, kulluk vazifendir. Oruçların, seni Cehennemden korur. Verdiğin zekâtlar, kıyamette, sana gölgelik olur. Zikirlerin de, o günün karanlığında, sana ışıktır. Bunların faydası sanadır. Benim için ne yaptın?
- Ya Rabbi, senin için olan ameli bana bildir.
- Dostlarımı benim için sevdin mi, düşmanlarıma benim için düşmanlık ettin mi?
Musa aleyhisselam, Allahü teâlâ’yı sevmenin onun için olan en kıymetli amelin, hubb-i fillah ve buğd-ı fillah olduğunu anladı. (İmam-ı Gazali)
Kur’an-ı kerimde buyuruluyor ki:
“Ey iman edenler, Yahudileri de, Hıristiyanları da dost edinmeyin! Onlar, (İslâma olan düşmanlıklarında) birbirinin dostudur. Onları dost edinen de onlardan olur. Allahü teâlâ, (kâfirleri dost edinip, kendine) zulmedenlere hidayet etmez.” (Maide 51)
“Müminler, müminleri bırakıp da, kâfirleri dost edinmesinler! Onları dost edinenler, Allah’ın dostluğunu bırakmış olurlar.” (Ali İmran 28)
“Allah’a ve ahiret gününe iman edenler, babaları veya oğulları veya kardeşleri ya da akrabaları olsa bile Allah'a ve Resûlüne düşman olanları sevmezler.” (Mücadele-22)
Hadis-i şerifte de buyuruldu ki: “Bir kavmi sevip de onlarla dostluk kuran, kıyamette onlarla haşrolur” (Taberânî)
Resulullah efendimiz, İslamiyeti kabul etmeyen Yahudilerin ve Hıristiyanların, Allah’a iman etmiş sayılmayacağını bunların Cehennemlik olduğunu bildirmiştir.
Dört büyük müctehid imamdan biri olan İmam-ı Ahmed bin Hanbel’in meşhur hadis kitabı olan El-Müsned isimli eserde, sahabeden Ebu Hureyre’nin rivayet ettiği şu hadis-i şerif bunu açıkca göstermektedir:
“Allah Resûlü’ne biri geldi ve ‘Ey Allah’ın elçisi! Hıristiyanlardan Allah’a ve Resulü’ne inanarak İncil’e sâdık biri veya aynı şekilde Allah’a ve Resûlü’ne inanarak Tevrat’a bağlı biri, sonradan sana tâbi olmazsa, bu kişiler hakkında ne buyurursunuz?’ dedi.
Bunun üzerine Hazreti Peygamber şöyle buyurdu:
“Nefsim yed-i kudretinde olan Allah’a yemin ederim ki, bu ümmetten biri veya Yahudi ve Hıristiyan bir kişi beni dinlemez ve getirdiğimi kabul etmeden ölürse, kesinlikle Cehennemlik olur.”
Bu konu ile ilgili diğer bazı hadis-i şeriflerde de şöyle buyuruldu:
“Beni duyup iman etmeyen Yahudi ve Hıristiyan elbette Cehenneme girecektir.” (Hakim)
“Cennete sadece Müslüman olan girer.” (Buhari)
|