DENİZLER VE KUR’AN
Günümüzde denizlerin Kalıp olarak iki şekilde bir arada bulundukları bilinmektedir. A)- Sıvı halde ki tuzlu denizlerin oluşturduğu yapı. B)- Sıvı haldeki tuzlu denizler ile Donmuş halde ki tatlı sudan oluşmuş denizlerin oluşturduğu yapı. Her iki oluşumun ikisi kutuplarda diğeri de bildiğimiz sıvı denizlerde olmak üzere üç ayrı yapılanma halinde bulunmaktadır. Kuran da bu yapılanmaları beş ayetle bizlere haber vermektedir. Ve okuduğunuz da sizde göreceksiniz ki. Peygamberimiz Muhammedin (Allah’ın selamı rahmet ve bereketi onun üzerine olsun) denizlerin bu özelliklerini Kuran’ın indiği dönemde bilmesi imkânsızdı. Modern bilimin son zamanlarda keşfettiği bu özellikleri Peygamberin bilmesi düşünülemez. Şöyle ki:
 I)- 55 Rahman Suresi 19 – 20 – 22 ayetleri. Mealen:
- İki denizi salıverdi, birbirine kavuşuyorlar, 55/19
- Aralarında bir engel vardır, birbirine geçip karışmıyorlar.  55/20
- İkisinden de inci ve mercan çıkar.  55/22
Yukarıda meali yazılı ayetlerde görüldüğü gibi, anlatılan olayda bahsi geçen denizlerden herhangi birinin tatlı sudan oluştuğu belirtilmemiştir. Dolayısıyla burada bahsi geçen her iki deniz tuzlu olup bir arada bulunmalarına rağmen bir birlerine karışmamaktadırlar. Denizlerin bu oluşumu yakın zamanda keşfedildi. Kaptan Kusto’nun Cebelitarık boğazında keşfettiği yapılanma bu şekildedir. Burada bir birlerine karışmayan Akdeniz ile Atlas Okyanusudur.  Bu denizlerin suları sıvı ve tuzludur. inci ve mercan ihtiva etmektedir. Zaten mercandan bahsedilmesi bu şekilde bir birlerine karışmayan sıvı denizlerin her ikisinin tuzlu olduğu manasına da gelmektedir.
II)- 25 Furkan Suresi 53 te belirtilen olay benim bildiğim kadarıyla şimdiye kadar Medya’da Kuran ile ilişkili olarak benim anladığım şekilde konu edilmemiştir. Kuran’dan mealen:
- O, iki denizi birbirine salmıştır. Bu tatlı, susuzluğu giderici; bu tuzlu ve acıdır. Ve ikisinin arasına birbirine kavuşmalarına engel olan bir perde koymuştur (hiç birbirine kavuşmazlar). 25/53
Baktığım bütün mealler aşağı yukarı bu şekildedir. Bu şekilde meal noksan olup  25 Furkan Suresi 53 suresini karşılamamaktadır. Öyle görülüyor ki mealleri yazanlar «ve hıcren mahcûran »  kavramını konuyla ilgili olarak meallendirememektedirler.. Hal bu ki konuda anlatılanı tam olarak anlamak için «ve hıcren mahcûran» un ne manaya geldiğinin bilinmesi şarttır.  Hıcren : Bir Taş ve Mahcûran: Karantinaya alınan demektir. Birlikte mealendir ir isek  « hıcren mahcûran» Taşlaşan, donmuş sert ile Karantinaya alınan kuşatılan manalarını anlayabiliriz. Veya konu denizler olduğu için biri taşlaşmış donmuş haliyle diğer deniz tarafından karantinaya alınmış  halde olmalıdır.  Şimdi bu iki kavramı 25 Furkan Suresi 53 geçen , İki  Deniz, Tuzlu ve Tatlı kavramlarıyla birlikte ele alalım. Ayette öyle bir olaydan bahsediyor ki, iki deniz bir arada olacak biri tuzlu, diğeri tatlı. Biri taşmışçasına sert diğeri de onu kuşatmış olacak. Bu şekilde bir olay dünyada ancak kutuplarda oluşmaktadır. Özellikle Güney kutbunda yüzen buzullar deniziyle, onları kuşatıp içinde barındıran tuzlu deniz tam olarak bu olayı karşılamaktadır.  Bu buzullar öylesine büyük ki, Örneğin:  “. Bir zamanlar “ulaşılamaz” diye adlandırılan kutup noktasında buzun kalınlığı 4.335 m’yi bulur. Bu buz kütlesi 24 milyon km³'lük hacmi ile yeryüzündeki bütün buzların yüzde 92’sini oluşturmaktadır. Kıyılarından kopan 350-600 m kalınlığındaki buz parçaları günde 1-3 m hızla ilerler ve birbiri üstüne yığılır. Bu tür yüzen yığınlardan biri olan Ross Buzlası 540.000 km'yi bulan alanıyla neredeyse Fransa büyüklüğündedir. Gelgit olayının buzladan kopardığı büyük parçalar yüzerek çevreye dağılır. Bu tür buzdağları arasında 20.000 km² büyüklüğe ulaşanlar olur.” (Alıntı. WeBCaNaVaRi'na Üye Olmadan Link'leri ve Kod'ları Göremezsiniz.
Link'leri Görebilmek İçin. Üye Ol. veya Giriş Yap.
)
Görüldüğü gibi yalnız Ross Buzlası bir ülke büyüklüğünde buz denizi halinde tatlı sudan oluşmuş  ve  Tuzlu Deniz tarafından kuşatılmaktadır. Bu şekilde ki oluşumlara özellikle güney kutbunda karşılaşmak gayet doğaldır. Ve şu kesindir ki, Kuran’ın indiği dönemde yeryüzünde herhangi bir insanın Güney Kutbunu veya Güney Kutbundaki bu oluşumu görmüş olmasına ihtimal verilemez. Güney kutbu insanlar tarafından ancak 1840 ta keşfedilmiştir.
 
- O, iki denizi birbirine salmıştır. Bu tatlı, susuzluğu giderici; bu tuzlu ve acıdır. Ve ikisinin arasına (birbirine karışmak suretiyle bir birini yok etmemeleri için) engel olan bir perde koymuştur (hiç birbirine karışmazlar). Taşlaşan ve Onu Kuşatan.  25/53
SULARI KARIŞMAYAN İKİ DENİZ BİRİ TATLI DİĞERİ TUZLU (Güney Kutbu)   - Biri Taşlaşmış Tatlı Su. Diğeri Tuzlu Su  Ross Buz Şelfi, Ülke büyüklüğünde Tatlı Sudan Oluşan Donmuş Deniz. Bu yalnız bir tanesidir. Bunun gibi başkaları da var. Hepsi tatlı sulu donmuş denizin kısımlarını oluştururlar. Ve Bu tatlı sulu donmuş denizi  kuşatıp içine alan tuzlu deniz bir arada ve buna rağmen birbirlerine karışmıyorlar. Buz denizinin büyük kısmı tuzlu denizin içindedir.  Görünen sadece uç kısmıdır. Bu tatlı ve donmuş su denizi içimi tatlı ve hoştur İnsanlar zamanımızda bu tatlı sudan susuzluğa karşı çareler aramaktadır. Kara üzerinde ki kısmını da dikkate alırsak öylesine büyük ki, Yaklaşık Afrika kıtasının yarısı kadar var.
Dikkat edilir ise, 25 Furkan Suresi 53 inci ve mercan konu edilmemektedir. 55 Rahman Suresi 19 – 20 – 22 de « hıcren mahcûran» ile Tatlı ve Tuzlu denizler konu edilmemiştir.
 III)- Güney kutbu içerisinde yer alan Antarktika kıtası hiçbir ülke barındırmayan Dünya  . Yüzünde ki tek kıtadır. Kuran’ın indiği dönemde burada teknolojik te olsa İnsan yaşamazdı. Bundan dolayı burada insanlar için Giyim, Yiyecek ve ticaret söz konusu değildi
   Kuzey kutbunda ise  bunların hepsi mevcuttu. Donmuş Tatlı sulu denizin ve Tuzlu sulu denizin bir araya geldiği bu coğrafyada Giyim, Yiyecek ve Ticaret söz konusudur. Yalnız Eskimolar değil bu oluşumun kıyılarında yaşayan insanlar eskiden olduğu gibi bugünde Giyim, Yiyecek ve Ticaret konusunda aktiftirler. İşte Kuran tüm insanlara hitap ederek Kuzey kutbunda ki oluşumları Güney Kutbundan Farklı olarak vermektedir. Ayrıca burada Hicren Mahcur olayı da yok burada  tatlı ve tuzlu denizler bir birlerini çeşitli şekilde kitlesel olarak etkilemektedirler. Kuran’dan mealen:
- İki deniz (in suyu) bir olmaz. Şu çok tatlıdır, susuzluğu keser, içimi boğazdan kolay geçer; şu çok tuzludur, acıdır (boğazı yakar kavurur). Bununla beraber siz her birinden tamtâze bir et yersiniz. Giyeceğiniz (takınacağınız) bir zînet çıkarırsınız. (Allahın) fazl (ve kerem) inden (nasıybinizi) aramanız, Ona şükretmeniz için her birinde gemilerin, (suları) yara yara, gitdiklerini görürsün.  35 Fatır Suresi 12
Kuzey kutbunu inceler isek bütün bu olayların orada mevcut olduğunu göre biliriz.
Rahman Suresi, Furkan Suresi ve Fatır Suresi  nin konuyla ilgili ayetlerinde geçen üç ayrı oluşumu Rahman Suresi ile ilişkilendirerek üç ayrı olay değil de tek bir olay sandıklarından çok derin bir yanılgıya düşmektedirler. Yukarıda anlattığım gibi ilgili olayların şekil olarak  oluşumu bir değil üçtür. Ve Peygamberin bu olayları kendisine Allah’ın Vahiyle bildirmesi hariç bilmesi mümkün değildir. 1840 yılından önce hiçbir insan güney kutbunu bilmiyordu.
Fereç Hüdür
Konuya Fotoğraflı Olarak Bak WeBCaNaVaRi'na Üye Olmadan Link'leri ve Kod'ları Göremezsiniz.
Link'leri Görebilmek İçin. Üye Ol. veya Giriş Yap.

çok şükür...