Evet, evet sana söylüyorum, her şey yolunda. Ve sıkı dur, bu çok sert bir yazı olacak. Eğer artık birinin seni sarsması gerekiyorsa o ben olacağım bunu bil. Hala anlayamadın mı? Etrafına bakma artık, seninle konuşuyorum! Söylediğim her sözü yüzüne bir tokat gibi yemeni istiyorum anlıyor musun? Her gün kendini ne kadar boş işlerle yorup üzdüğünü bir bilsen, benden önce sen tokatlardın kendini emin ol. O günlük koşuşturmaları iyi bilirim ben. İş telaşı, stresi, sıkıntısı. İş yerindeki o sıkıcı insanlar, seni bir türlü anlayamıyorlar değil mi? Değerini bilen yok. Peki ya ailen?
Evet onlarda anlamıyorlar seni, sen daha iyilerine layıksın aslında ama takan yok, değil mi? Hele o kıymet bilmez sevgiline hiç gelmiyorum. Sen onun için neler yapıyorsun ama o senin değerini bilmiyor, haksız mıyım? Ahh zavallı sen! Hep çalıştın, hep didindin, hep verdin ama hiç alamadın değil mi? Evet biliyorum. Zavallı sen! Ne çok sıkıntı yaşadın hayatında. İstediğin parayı kazanamadın, o arabayı alamadın, o muhteşem sevgili senin olmadı. Kader sana hep darbe vurdu. Hayat seni hep oyaladı. Şans seni hep es geçti. Zavallı sen! Ne kadar haksızlığa uğradın sen bu hayatta? Hatta şimdi oturup ağlayabilirsin bütün bunlar için… Hadi acı kendine, hadi durma lanet et her şeye, ağla sızla, delir! Ama senin için zerre kadar üzülmediğimi söylesem ve hatta şöyle devam etsem…
Kes artık sızlanmayı! Kes! Evet sen! Ne yapıyorsun? Sana soruyorum ne yapıyorsun??? Delirdin mi? Şekeri elinde alınmış çocuk gibi mızmızlanmayı hemen kes! Kendine gel artık. Sıkılmadın mı bu zavallı insan pozlarından? Devamlı ağlaşmaktan ve devamlı şikayet etmekten…Seni bilmiyorum ama emin ol etrafındaki herkes ve her şey sıkıldı. İnan giydiğin giysilerden, kullandığın kaleme, dolabından, tarağına kadar eşyaların bile sıkıldı artık senden. Yeter! Dur! Bitir artık bu saçmalığı! Evet bağırıyorum sana hatta şu anda karşında olsam sağlam bir tokat bile atardım. Çünkü hiçbir alakamız olmamasına rağmen ben bile sıkıldım senden bu yazıyı yazarken. Yeter! Bir dur de artık şu haline. Sen bu musun? Sen zavallı olmayı mı seçtin? Ahh sana kötü bir haberim var. Senden başka kimse zavallı olmayı seçmedi! Şu anda dışarıda bir yerlerde senin de hakkın olan her şeyi kullanıyor insanlar. Sevgi, para, aşk, güç, sağlık, başarı, şans ve nice güzellikler sen burada aptal bir çocuk gibi mızmızlanırken mutluluk dağıtıyor herkese.
Ne oldu şaşırdın mı? Efendim? Sen bunları hiç düşünmemiş miydin? Afedersin canım, sana şok yaşatmak istememiştim! Senin de herkes gibi kullanabileceğin bir aklın ve özgür iraden olduğunu düşünmüştüm çünkü. Tanrı hepimize aynı şekilde veriyor da bunları. O sebepten hesaplayamadım!!! Bana baksana sen, hatta bana değil git aynanın karşısına ve o zavallı ifadene bak. Ve söylediklerimi bir kez daha düşün. Herkes şu anda dışarıda bir yerlerde mutluluğu paylaşıyor. Sense burada resmen saçmalıyorsun. Ayıl artık. Nasıl bir uyuşukluk ilacı aldıysan yıllarca, resmen uykuda yaşıyorsun dostum. Uyanıkken bile uykuda gibisin ve birileri seni rüyalarında kandırmış. Gerçeği görme yeteneğini senden almışlar. Buna nasıl izin verdin? Seni olumsuz bir enerji ve duygu yığınına bırakıp gitmelerine nasıl izin verdin? Sende hiç akıl yok mu be insan?!! Ooffff oofffff!..
Tamam hadi artık bitti o eski sıkıcı SEN devirleri. Uyandırıyorum seni ve sana çok iyi haberlerim de var. Evet evet, bu kadar hırpaladığıma bakma, sana yardım edeceğim. Önce her neredeysen güzelce arkana yaslanarak otur. Ve sonra da bu satırları oku.
İlk güzel haber. Sana öğretilen her şey kocaman bir yalan! Korkuların, endişelerin, başarı kriterlerin, hayatta istediğin o havalı şeyler. Bunların hepsi yalan, palavra ve safsata. Yani bu ne demek? Bunların hepsini sen baştan yaratabilirsin. Bir yalanı istediğin şekilde yaratabilir ve istediğin gibi evirip çevirebilirsin. Ve sonunda bu yalanları kendi gerçeğine çevirebilirsin. Seni kandırdılar dostum. Artık sen kandıracaksın herkesi ve hayatı. Sıra sende.
Bir diğer haber, elinden alındığını düşündüğün gücün var ya, o konuda da kandırıldın. Gücün hiç bir yerde değil ve onu kimseden geri almana gerek yok. Elini uzattığın anda avucuna bırakılacak tüm güç. Sadece istemen yeterli.
Son haber. Hayatın boyunca sana uğramadığını sandığın şans var ya, o da kapında seni bekliyor. Evet, yine kandırmışlar seni. Şans kapıyı çalınca, demişler sana ve sen de inanmışsın. Hep kapının çalmasını bekledin. Kapıyı açıp orada seni bekleyen biri olup olmadığına hiç bakmadın. Hiç içeri buyur etmedin. Anladın mı? Hemen şimdi aç kapıyı ve al şansını içeri. Oturun, yeniden tanışın. Uzun zamandır selamlaşmadınız çünkü. Birbirinize alışın, kendinizi anlatın…
Ve en güzel haber nedir biliyor musun? Dünyada elde ettiğin, edeceğin, edemeyeceğini sandığın her şey ama her şey yalan. Gerçek olan bir tek şey var, o da sevgi… Bu bir klişe değil dostum, bana inan. Kalbindeki sevgi ve inançla yapamayacağın şey yok. Basit olduğu için hiç inanmadığın bir durum bu. Ama herkes bu hataya düşer. Tıpkı sınavdaki bir sorunun doğru cevabının, o en kolay ve ilk şık olması gibi. Dostum uyan artık, tokatlanmayı bekleme. Doğru cevap ilk şık! Evet, o en kolay cevap:) Ve bana güven, her şey yolunda. Sen ne yaparsan yap hayat yolunda devam eder. Sen ve diğerleri için, her zaman, her yerde, her şekilde…
Bir dahakine yumuşak ve rahat bir sohbet yapmak dileğiyle…
Yazan : Aslı Ece Özdoğan

Gerçekten harika bir yazı teşekkürLer.