|
« : Ekim 29, 2008, 10:50:35 ÖÖ »
|
|
Asortik Hatun
|
Üye No : 3762
Nerden : İzmir
Cinsiyet : Konu Sayısı : 13388
Mesaj Sayısı : 22 841
Karizma = 58066
|
|
|
|
‘’Yalnızlığını anlat bana… ‘’
Aldım elime kalemi, boş bir sayfa buldum sen’li yazılarımın arasında… Yalnızlığı beklemeye koyuldum, beyaz düşlerime esir olan karanlık odamda… Geldi, sensizliğin çarpıcı boşluğunda.. Nefesim daraldı, yuttum içimde her ne varsa… Dört duvar dillendi sessizliğimden !
Sustu yakarışlar… Taştı sessizlik içimden… Kelimeleri karanlığa bıraktım hissedilebildiğince ! Ben konuştum, ‘o’ dinledi… Ansızın, sustum… Sessizliğini dinledim.. Dinledikçe, Sevdim sonu çığlık olan yalnızlığı..
Sarıldım kuytu gecelerde birtek o’na…! Ne bir şikayet ne bir bıkkınlık.. Sevdim gecelerimde, adı yalnızlık olan, sessiz çağrını… O’na rehin bıraktım ruhumun derinliklerini..
Yine yalnızlığa alabildiğine konuştuğum bir gecede, Hayallerim düştü gözlerimden birer birer.. Yüreğimi gördüm karanlığın en ücra köşesinde.. Lime lime oldu gözlerimin önünde.. Tutamadım.. Yetişemedim yüreğime !
İşte o gece, yalnızlığa yakardım sayfalarca.. Ben konuştum.. Yine ‘O’ dinledi..
Öyle sessizdi ki.. İsyana meyilli sorularıma, cevap olamadı yalnızlığım.. O sustukça, ben haykırdım çaresizce.. Olmadı.. Sensizliğe çare olamadı…
Duvarlarım yıkıldı benliğimin üzerine.. Nefesim daraldı, bu kez acıyla… Yutkundum, her kelimeyi yüreğime batırırcasına ! Sebebim oldu, her hecesi yüreğimi yakan kelime…
Yalnızlığı, yalnızlığa anlattım gecelerimde...
Pabucu dama atılmış hayallerime ağladım karanlığın yaralayıcı boşluğunda …
_______________________________________________________________________________________________________
Gittiğin gün, Mevsim tersine döndü.. Öksüz kaldı çiceklerim, hissedince gittiğini.. Soldu yalnızlığım, sensizliğimin kıyısında...
Olmaz ya… Belki duyarsın diye ‘gitme’ dedim, yüreğine… İçimde; bir sağa, bir sola savruldu çığlıklarım..
Duymadın… Gittin...
Bir adım.. Bir adım daha.. Belki dönersin yüreğime diye, Bakamadım ardından, sen giderken…
Dönmedin… Gittin…
Geride bir ‘’ben ‘’ kaldı, Seni, Sensizliği, gittiğin günde bırakan …
Bir ‘’ben’’ kaldı, Dönmeni gittiğin gün ki hasretiyle bekleyen…
İkiside yorgun..
Şimdi, Yüreğine sualim…
Hangisini hak ediyorum…
Ve en önemlisi ‘’sen ‘’ hangisine değiyorsun…?
______________________________________________________________________________________________________ Sensizlikmiş Yalnızlık..!
Bu sevdaya düşmeden önce, bilmezdim nasıl da bir başına kalınır o koskoca kalabalıklarda. Onca insanın ortasında olup da, onca yürekte yer bulup da, nasıl kimsesiz kalınır bilmezdim, gülerdim kahkahayla. Kulak arkası ettiğim sevgiler, ilgiler ve çiçeklerinden önce yapraklarını, dallarını göremediğim ağaçlar, ya da güneş, hep gün batımı denk geldiğim, bu derttendir belki de.....
Yalnızlıkmış sensizlik, bilemedim...
Bilmezdim nasıl da kördüğüm olursun kimsesizliğinle, bu sevdaya düşmeden önce. Koşup koşup da koparmış gibi ipini, bilmezdim nasıl da varamazsın kendine, düşe kalka, yara bere dizlerin dirseklerin. Kan çanağı gözlerin, ağlayamazsın. Her yeni günle beraber sızmak için pencerenden odana, bekliyorum geceyle gündüzün sessiz buluşmasını, gözkapaklarım hasret birbirine, bu derttendir belki de.....
Yalnızlıkmış sensizlik, anlıyorum...
Bu sevdaya düşmeden önce, nasıl da yetmezmiş güç kırmaya zincirlerini bilmezdim, bundanmış kaçamayışım kendime. Ellerime, kollarıma yapışan bir şeyler var, ayak bileklerime kenetlenen eller, bir silkinişle geride bıraktığım kimseler var, bir de yüreğimde yer edenler. Bilmezdim sorumlu dünlerin sorunsuz bir yarın hediye edeceğini bana. Benim yarınlarım onların dünlerine benzemesin diye bekliyorum henüz, ışıyacağım elbet, alacakaranlık vaktidir şimdilik, bu derttendir belki de.....
Sensizlik yalnızlıkmış, biliyorum...
Nasıl da sabahlar gözbebeklerimde biri bilmezdim, bu sevdaya düşmeden önce. Bilmezdim bir adımlık bakış kadar yakınken bana, nasıl da uzak kalırsın. Ah bu mesafe geçer sevdamı da. Ufacık kareler var hayatımdan alınma; kiminde bir kaçamak bakışın, gülümseyen yüzün ya da, şöyle uzaktan yürüyüp gidişin kimindeyse. Öyle büyütürüm ki gözümde, hep gözümde, bu derttendir belki de.....
Sensizlikmiş yalnızlık, bilmezdim...
Gözlerimi bir kırpışımla yanaklarımı ıslatan sanma ki yağmurdur. Onda da bir parça sen var, bir parça düş ve gelecek bir parça. Anlayacağın, üç nokta (...). saçlarımdan tel tel süzülendir yağmur. Nasıl da ıslakmış yaşamak bilmezdim, bu sevdaya düşmeden önce.....
Bu sevdaya düşmeden önce, bilmezdim...
Sensizlikmiş yalnızlık...
________________________________________________________________________________________________________
yar yaralarıma sebebsin yaralarıma merhem
yokluğunda yok oluşlarımı mı anlatayım sana hasretinle geçen her an yok olan umutlarımı mı?
karabasan gecelerde gözlerimden yağarken kanlı yağmurlar hep aynı sahne beynimde gidişin tek kelime etmeden
her gidiş bir bitişmiş her bitiş bir yok oluş anladım
yar yüreğimde kangrene dönüşmüş yaralarıma sebebsin
_________________________________________________________________________________________________
Seni düşünürken kor ateşlere salıyorum yüreğimi… Yanıyor, yanıyorum… Gözlerini çiziyorum, arkasına saklandığım cümlelerime… Söndürüyorum ışıklarını yalnızlığın, rüzgarına kapılınca hayalinin… Seni görebilmek adına gözlerimi yumuyorum geceye… Dalıyorum bitmesini istemediğim derin uykulara..
Sen değil, Sana yakıştırdığım sevgi(m), huzuru getiriyor dünyama… Sevginin tonlarını iliştiriyor, ruhuma…
Açıyorum gözlerimi, gideceğini bilerek.. İzin veriyorum, bensizliğe hazır duygularına… Beni hissetmiyorsa yüreğin, Ne gerek var, içi boş varlığına…? İşte şimdi uyandım…
Sen’li hayatın ortasını bulamadım ki.. Bir o yana, bir bu yana çekiştirirken sevgim(n)i, Kırık dökük aynalara takıldı gözlerim.. Gizli kapılar arkasına tutundu umutlarım…
Sen bilmiyorsun.. Kendimden bile gizlediğim kuytuları var, gülen gözlerimin... Hüzüne çalan renkleri var yüreğimin… Senin göremediğin, yıkıntılarım, Sende tutuklu korkularım var benim…
Birde, Sebebine dahil olamadığın, mutlulukları var yüreğimin…
Görmesen de ‘sana’ kapalı kapılarım var benim...
Şiirlerimi bu baslık altında toplıcam
|
|
« Son Düzenleme: Mart 08, 2009, 04:00:59 ÖÖ Gönderen : EmiLy* »
|
|
WeBCaNaVaRi'na Üye Olmadan Link'leri ve Kod'ları Göremezsiniz. Link'leri Görebilmek İçin. Üye Ol. veya Giriş Yap.
Üyelerimizden Destek Bekliyoruz.
|
|
|
WeBCaNaVaRi Botu
|
Merhaba Ziyaretçi. Öncelikle Sitemize Hoş Geldiniz. Ben WeBCaNaVaRi Botu Olarak, Siteden Daha Fazla Yararlanmanız İçin Üye Olmanızı ŞİDDETLE Öneririm. Unutmayın ki; Üyelik Ücretsizdir. :)
Anahtar Kelimeler: Emily*'in Şiir Defteri e-book, Emily*'in Şiir Defteri programı, Emily*'in Şiir Defteri oyunları, Emily*'in Şiir Defteri e-kitap, Emily*'in Şiir Defteri download, Emily*'in Şiir Defteri hikayeleri, Emily*'in Şiir Defteri resimleri, Emily*'in Şiir Defteri haberleri, Emily*'in Şiir Defteri yükle, Emily*'in Şiir Defteri videosu, Emily*'in Şiir Defteri şarkı sözleri, Emily*'in Şiir Defteri msn, Emily*'in Şiir Defteri hileleri, Emily*'in Şiir Defteri scripti, Emily*'in Şiir Defteri filmi, Emily*'in Şiir Defteri ödevleri, Emily*'in Şiir Defteri yemek tarifleri, Emily*'in Şiir Defteri driverları, Emily*'in Şiir Defteri smf, Emily*'in Şiir Defteri gsm
|
|
|
Yanıtla #1
|
« : Ekim 29, 2008, 10:54:05 ÖÖ »
|
|
HuNTeR-DeViL
|
Üye No : 3263
Yaş : 31
Nerden : Trabzon
Cinsiyet : Konu Sayısı : 1811
Mesaj Sayısı : 7 822
Karizma = 2088
|
ooooo içimizde 1 şair varmıs da haberimiz yokmus cok gzl ŞiirleR Sağol. paylastıgın için
|
OnLyReLentless
|
|
|
Yanıtla #2
|
« : Ekim 29, 2008, 10:57:02 ÖÖ »
|
|
Asortik Hatun
|
Üye No : 3762
Nerden : İzmir
Cinsiyet : Konu Sayısı : 13388
Mesaj Sayısı : 22 841
Karizma = 58066
|
|
|
|
Ben her zaman ağlamam ama sen giderken iş değişiyor .
Bitiyordu. ... Bitiyordum.
Bana ait ne varsa ya eksiliyor, Eskiyor.
Yaşlanıyorum.
Hiç kurumadan, Güneş yüzü görmeden...
Yaşlanıyorum.
Bir hüznün gölgesindeyim. Adın duyulmuyor ve adımı haykırmıyorsun. Bitmiyor karabasanlarda adını haykırışlar, aynı sancıyla geceyi sabaha katışlar, yalnızlık!
Bu eksiklikte gel de yaşlanma! Sonra uzak bir ülkeden haberler salıp, bilmem hangi gelecek zamanda, güzel olacağından bahsediyorsun anların.
Lakin...
Geçiyor ömründen anlar, Anlarda dünler, Bugünler dündeler, Yarınların geleceği de farksız...
Buna rağmen! Koca koca adımlarla sana göndürüyorum damlaları...
dediğim gibi işte;Ben her zaman ağlamam ama sen giderken iş değişiyor .
________________________________________________________________________________________
Gün yine yokluğunu giydi üzerine… Her zaman olduğu gibi bugünde sensizim. Sensizliğin o soğuk duvarı ile karşı karşıyayım.
Sonbahar mevsiminde olalım veya yaz mevsiminde olalım benim için sen yoksan, ben halen soğuk günleri yaşıyorum, yanımda olsaydın eğer mevsim yaz olmuş ya da kış olmuş fark etmezdi benim için, içimi ısıtan sen olduktan sonra isterse bedenim soğuktan tir tir titresin umurumda değil.
Ellerim ve yüreğim üşüyor…
Şimdi yokluğunu soluyorum aldığım her nefeste. Isıtamıyorum yüreğimi, sen yokken yanımda, sen yanımdaymışsın gibi yapamıyorum. Her gün bir önceki günden farksız, her şey anlamını yitirmiş, ben kendi içimde kaybolmuşken bu kadar ya sen neredesin?
Ne yüzünü, ne ellerini, ne de yüreğini hissedebiliyorum bu soğuk sonbahar mevsiminde. Oysa seninle tanıştığımda etraf karlarla kaplıydı o gün yüreğimi ısıtmıştın.
Seni seviyorum derken. Soğuk olan ellerim ellerinde kaybolmuştu. Oysa şimdi, şimdi yokluğun hâkim bende, seni yüreğimin en güzel yerinde yaşamak isterken, senli düşleri yaşamak niye? Her yeni günde sana uyanmak varlığını solumak istiyorum.
Varlığınla bu acıları yüreğime ektin, şimdi yoksun. Neredesin? Çok mu uzaktasın? Yüreğim halen sendeyse bu kısa mesafelerde uzak olmak niye?
Yüreğime ektiğin sevgin artık durmadan kan kaybediyor, ilacı olsa, merhemi olsa, doktor çare bulsa gideceğim yüreğimde ki kanayan yaramı iyileştirmeye, ama yok, yok işte. Yüreğim senin sevginle mutlu olmayı isterken bıraktığın acılarla birlikte kan kaybediyor. Canım çok acıyor.
Verdiğin ya da bana veremediğin sevginle kapanmayan bir yara açtın sevgi dolu olan yüreğime. İnan bedenimi bir kör bıçakla kesseler bu kadar acı çekmezdim. Paramparça etseler bedenimi canım inan bu kadar çok yanmazdı.
Yavaş yavaş ölüyorum sanki hiçbir şeyden tat alamıyorum, hiçbir şey zevk vermiyor bana. Sevgi denilen o güzel duyguya lanet ediyorum bazen. Sevmeye, sevgilinin yanında olmaya lanet ediyorum işte. O kadar soğudum ki; bir buz dağı oluştu yüreğimde.
Yüreğimde hissettiğim duygular birer birer sönüyor, sevgi, mutluluk, huzur… Bana kalan duygular ise hüzün, gözyaşı, acı…
Oysa ne umutlarla, sevgi dolu kalbimle çıkmıştım senin karşına. Seni çok sevmeye söz vermiştim kendime. Seninle olmak, seninle gülmek, omzunda ağlamak...
Seninle paylaşmak istedim bu hayatı… Ben sen dedikçe yok saydın beni, sen benim küçük ama içinde kocaman sevgi barındıran kalbimi görmedin. Nasıl yanmasın yüreğim, nasıl dolmasın gözlerim.
Ağlamak her şeyi düzeltmiyor. Sadece kendimi üzüyorum, kendi yüreğimi eritiyorum günden güne.
Gece yine bana seni hatırlatan “sensizliği” giydi üzerine.
Yine her gece olduğu gibi seni anlatıyorum yıldızlara, sensizliği soluyorum her nefes alışımda. Sana olan bu derin sevgimi, özlemimi anlatıyorum gecenin hüzün kokan sessizliğinde.
Sen bana bu kadar uzakken çareyi gecenin karanlığında yıldızlarda arıyorum çaresizliğimi.
Gecenin karanlığında resmini çiziyorum soğuk taştan duvarlara, gerçekleşir ümidiyle. Yanıma gelip ellerimi tutarsın diye, sensizlikte buz tutan yüreğimi gülüşünle ısıtırsın ümidiyle…
Umutlarımı iyice yitirdim son günlerde… Döneceğine dair umutlarım bitmek üzere, sana olan özlemimi anlatıyorum beyaz kâğıtlara, oysa sana anlatmak isterdim içimde sana karşı atan sıcak yüreğimin özlemle solan çiçeklerini.
Ya “Kal” de, ya da “Git.” Artık sonu olmayan bu çıkmaz sokaklardan kurtar beni. Varlığında yokluğunu yaşamak ne kadar can yakıcı biliyor musun?
Bu mahkemede en ağır cezayı ben alacağım, cezam ise seni yüreğimde saklamak olacak. Seni seveceğim her an. Gülüşüne, ellerine hasret seni yaşayacağım ama sensiz…
Her geçen saniye kanayan bu yaramı daha da büyütecek, kanayan yaralarıma inat ben seni seveceğim… Gitsen bile sevgili. Sen benden gitmedin, halen yüreğimde yaşamaktasın anlatılmaz bir sevgi ile…
Ödediğim bedel sensizlik, yalnızlık, aşksızlık. ve dedim ya bugün dilimde bir şarkı var adı oldu yalnızlık...
___________________________________________________________________________________
ßugün yine yalnızım..yalnızlıkların bilemeyeceği kadar bir yalnızlık..
nefes alsam sesimi duyuyorum..nefes alamamaklar oluyor sesim...
nefeslerken bile, gözlerimde SEN varsın..
gözlerimin sokaklarındaki SEN...
çıkamıyorsun benden..gözlerimle soluduğum sesimden...
bilmeliydim küçük harflerle "ben" yazılmasını, ve "sen" yazılmasını...
UNUTMA...gözlerimdeki çıkmaz sokaklardasın..
sokaklar sesim..SEN ise, NEFESİM...
_________________________________________________________________________________________
Nicedir sensizliği görmez olmuş gözlerim… Sayfalarım boş… Ben, sensiz anlamsız… Ama bir okadar anlamlı gidişine, kelimelerim çığlık çığlığa…
Yazdıkça, çoğalıyor.. Çoğaldıkça, kanıyor.. Kanadıkça, ağırlaşıyor sensizliğim !
Ve yine..yeniden…
Gidişini yüreğime yazıyorum, sensizliğin bilmem kaçıncı durağında… Ayrılığın kokusu tenimde, bırakıyorum ‘’sen’’i puslu gölgelere…
Gecede saklı firari korkularım… Gizleniyor yıkıntılarım, sen’li caddelerimde…
Yürüyorum yorgun yüreğime.. Yetişemiyorum dilsiz düşlerime !
Susuyorum… Sustukça, boğuluyorum…!
Sensizliğe çare yine ‘’sen’’… Ama bensizliğime çare yine ‘’sen ‘’…
Ve yine.. yeniden…
Sessiz bir gecede hatırlanmak üzere, Kapatıyorum sensizliği tozlu sayfalara…
___________________________________________________________________________________
Ayrılık düşer bazen merhabalarımıza… Oluşturduğumuz “biz” kalıpları çöker… Var olan iki ayrı kutuptur artık… Ya “vazgeçen” oluruz bu ayrılıkta.. Ya da “ vazgeçilen”…
Bir tercihtir vazgeçmek.. Eksilmiştir yüklediğiniz değerler, gidip de dönmemeyi, dönüp de bakmamayı göze almışsınızdır… Oluşturduğunuz o “biz” kalıbından kendinizi alır ve gidersiniz bu merhabadan … Hayata başka bir yerden, başka bir noktadan başlamaktır vazgeçmek… Yeniden başlamaktır.. Yarın vardır önünüzde.. Ve yarına ait umutlar…
Seçeneksizliktir vazgeçilen olmak… Giden gitmiştir ardında boşluğunu bırakarak… Ve siz kalansınızdır… Orda… Öylece… Eksilmektir vazgeçilen olmak… Bir yokluğun sızısını yüreğinizde anbean taşımaktır… Vazgeçenden geriye kalan tenhalığı,ıssızlığı kalabalıklarla…. Sessizliği hiçbir sesle dolduramamaktır… Nedenler ve niçinlerle daha da kararıp uzayan gecelerdir… Bir sızıyla bölünen uykulardır… Dağılmak, parçalanmaktır çokça… Unutmak için zamana umut bağlamaktır…
Zaman akıp giderken hayatımızdan… Kimi zaman ” vazgeçen” oluruz bir merhabada… Bir başkasında “vazgeçilen” belki…
Vazgeçmenin umursamazlığında da olsak… Vazgeçilmenin umarsızlığında da… Anlar ve anılardır yanımızda kalan…
Sonra… Bir maske takıp yüzümüze… Sevginin çıplaklığını örtsün diye… Katılırız akan zamana yine de...
________________________________________________________________________________________
Ayaz vuruyor yüreğime,üşüyorum.Biliyorum senin şehrin sıcak ama bu kez değil sevgili bu kez değil.Ayrılığın bu kadar üşütücü olacağını söyleseler inanmazdım bak buz kestim karşında kımıldayamıyorum.Bundan sonra ayaz olacak tüm geceler benim şehrimde.Isıtmayacak ellerimi yüreğimi kimse ve hiç birşey.Sen sıcacık şehrinde sıcak tut yüreğini.Ama yaralama kimseyi emi.
Bu sana son mektubum... Geldiğim gibi sessizce giderim demiştim ya sana, o kadar sessizlik sinmedi içime.Benden ne bırakabildim sana, ne kattım yaşantına bilmem ama cümlelerim kalsın istedim.Ta bi sen istersen belki yırtıp atacaksın belki de gözünün ilişmeyeceği bir yerde saklayacaksın bilmiyorum.Yazıyorum yine de bunlar seni seven bir kadının cümleleri ,bunlar ayrılığı içine sindirmeye çalışan içimdeki küçük çocukların sözleri sadece dinle.
Gideceğimi anlamadığını biliyorum kim gideceği akşam böylesi sarılır ki sevdiğine,kim öpücüklere boğar, kim sözleriyle sarmalar ki.Benden başka bir deli yapmazdı zaten.İstedim ki son gecem güzel geçsin, ilerde hatırına düştüğümde istedim ki hüzünle anma beni Deliydi de geç git. Az önce parmak uçlarımda sessizce ilerleyerek balkona çıktım, senden önce sana ait bu şehirle vedalaşmalıydım.Bir sigara yaktım ,biliyorum bırakacağıma söz vermiştim şu mereti ama ben sözlerimi tutamadım sevgili.Ben bana verdiğim sözleri bile tutamadım ki ağlamayacaktım sözde ama bak tutamadım işte.Tutunamadım....
Gözyaşlarımı silip yanına uzandım bir müddet ,o kadar güzeldin ki uyurken yüzünde dans eden gölgeleri bile kıskanacağım kadar güzel.Yüzünde belli belirsiz gülümseme.Gülmek bu kadar mı yakışır bir surete. Gelsem dokunsam dedim ,sıkıca sarılsam.Gidiyorum ,kalk beni durdur diye sarssam yapamadım Yalpaladım
Eşyalarımı toparladım sonra ve şimdi oturmuş sana bunları yazıyorum.Gidişime anlam veremeyeceksin belki.Sabah uyandığında ben yerine bir kağıt parçasına sarılacaksın.Ve bu mektubun sonuna gelene kadar anlamayacaksın Tökezledim işte.yapabilirim sandım.Sevgim ikimize yeter dedim.Oysa olmazmış tek taraflı yaşanmazmış aşk..O şarkıdaki gibi “ne sevdiğin belli ne sevmediğin” derken yara almışım yaralanmışım.Belki yarın diye aldanmışım kendimi aldatmışım Yarın belki derken yarınları tükettim. Yanıldım.Kaderim dediğim sevgili.Bir gece ansızın karşımda bulduğum ve bir sabah yitirdiğim seni yeniden karşıma çıkaran kaderdi öyle inandırmıştı çocuk yanım beni işte.Yine bir guzel akşamı tanişmıştık ve yine öyle bakakalmıştık.Ve şimdi yine soğuk bir ruzgar sabahı çıkıyorum hayatından.Açi tekerrürden ibaret dedikleri bu olmalı komik geliyor ama gülemiyorum
Şimdi çıkacağım bu kapıdan seni ardımda bırakacağım.Her zaman ıkına sıkına gittiğim terminale gideceğim koşar adım.Tüm yollara dinamitler yerleştirip her geçişimde patlatacağım.Dönülecek yol kalmayacak sana çıkmayacak artık yollar.Gurursuzca sana her gelişime şahitlik etmeyecek hiç kimse.Kimse acıyarak bakmayacak yüzüme Gidiyorum,arkamdan su dökemeyeceksin
Ve ben dönmeyeceğim bir daha
Ardımdan gözyaşlarıma bahane yağmurlar yağmayacak Senin şehrin sıcak Biliyorum Sevgili biliyorum
Yolum açık olmayacak
Hoşça kal bulup bulup yitirdiğim sevgili Hoşça kal yüreğimdeki deli esinti
Hoşçakal zorlu sevdam
Sensizlik kolay olmayacak ____________________________________________________________________________________________
Bir delinin hatıra defterindeki, İmla hatalarıyla dolu, Herhangi bir sayfayım ben... Bu yüzden, Belayı seviyorum futursuzca. Yok olmamayı seviyorum, Ölmemeyi hesapsızca! Meydan okuyabilmeyi seviyorum Hayata, Zamana, Azraile, Deli cesaretiyle...
Belki de, Bu yüzden Hep ben galip geliyorum, Ve Belki de, Bu yüzden, Bir tek kendime kaybediyorum... _______________________________________________________________________________________-
Yine akşam oldu yine sustu herkez
Şehrin karanlık, sessiz gecelerinde; belki bir ses, bir fısıltı duyarım diye bekliyorum Ama kendi karanlığımda gittikçe kayboluyorum...
Burası çok kalabalık, burası çok sessiz
İnsanların sahte kahkahaları sağır etti beni
Artık herşeyden kaçyorum Canlı_cansız tüm bedenlerden nefret ediyorum
Ben ağlamak istemiyorum. Gözyaşlarımın isyanı bunlar..
__________________________________________________________________________________ Olup olmadigin her yere Duyabildigin tüm sesle Haykirabildigim kadaryla Cevaplayabildigim her soru
Gecenin lakirtisi hala kulaklarimda. Zaman ise sensizliğin sinirsizliginda. Ve bensizligin ilk demleri kaplaniyor...
Ankara da karsi pencerede yagiyordu kar. Görebildigim tek buydu Bugulu bir kirmiziydi gök.
Sana yazdigim harfleri birlestirip cizgi yapsam Ne kadar uzak olsan sana gelirdi biliyorum..
Karmakarisikk sanmalar içinde her geleni o zannederdim. Tabi gidenleride.....
Beni görmeye gel!
Gittigim geldi aklima. Kar$i bir yoldan, bir trene binipte. arkamda aglayan iki göz... _________________________________________________________________________________________
Aglardim.. süzülürdü yanaklarimdan. Buz çiçek olurdu., Aglardim. Toprak ye$erir. Gonca çikartir. Agardim. Deniz mavi$ gök laciverte dönerdi. Gözlerim yanardi maviye bakamazdim. Her $ey senden yana, ben yalnizdim. Kapatirdim sayfalari kilit vururdum. Deniz kara gök siyah olurdu. Ben hala aglardim...
|
|
« Son Düzenleme: Mart 07, 2009, 06:00:57 ÖS Gönderen : Hipokondriyak »
|
|
|
|
|
Yanıtla #3
|
« : Ekim 29, 2008, 10:59:55 ÖÖ »
|
|
Asortik Hatun
|
Üye No : 3762
Nerden : İzmir
Cinsiyet : Konu Sayısı : 13388
Mesaj Sayısı : 22 841
Karizma = 58066
|
|
|
|
Ana dili yorgun yüreğim olan duyguların esiriyim yine bu gece. Zaman denen hızlı anların düşüncelerim de öpmediği yerleri arıyorum ilerlemiş saatlerde. Zaman unutturacakken geçmiş zamanların verdiği sıkıntıları...
Nerede unutmak istediğim duygular. Hiç birinin yok olmasını isteyen kim? Hepsi gerçek hepsi yaşanmışlıklarım. Yaşadığım her anda ben varım...
Yalnızlığın ortasında yokluğumla hissettiğim duygular ile konuşuyorum sessiz cümlelerle.
Hayaller dinlenen şarkıların ortasında umutsuzluk tadında bir yorgunluk sadece.
Bir yanda umudum bir yanda karanlık. Bir bütünün parçalara ayrılmış iki parçası sanki... Birinin yanında yer almak isterken ikisinin arasında kalıyorum birinden uzaklaşsam birindeyse tamamen kayboluyorum...
Yüreğinde yaşattığın sevgilerin aynı göğün altında aynı yağmurlarla yıkanıp aynı bulutların altında yaşadığı gibi.
Eğer olsaydı ağır bir beste gibi ana dili yorgunluk olan duyguların esiri ömür boyu sürmezmiydi masum bir öpücüğün etkisi? Sürmedi süremedi...
Kapılarımı kapatıyorum perdelerimi çekiyorum usul usul. Pencereleri açıyorum asık bir suratla gökyüzüme. Kendimi çağırıyorum ama kayboluyorum.
Ben yaşadığım her güne senin için parmak izi bırakıyorum. Bu sevda kendi çıplaklığından yorgunluğumu alıyor yalnızlığımın.
Uzatıyorum ellerimi. Sen tuttuğun anda ben yalnızlığımda kayboluyorum.
Fırtınalara alışan bir yüreği topluyorum sokaklardan şimdi. Liğme liğme edilmiş birçok duygu var beynimde.
Gel desem biliyorum, hemen geleceksin hemen gecelerime. Ama istemiyorum isteyemiyorum..
Yalnızlığa alışır elbet bedenim... Ne kadar özlediğimi bilemeyeceksin seni dağınık gecelerimde...
____________________________________________________________________________________________
içimde gece yarısı deli sağnaklarda gözlerim üşür şiirim,kalbim kırık yalnızım, yarınsızım, utanmasam ağlasam ağlasam aşkın aksa gözyaşım ve umudum kurtulurmu sabahsız karanlıklardan ellerim unutsa önce ellerinin sıcaklığını yüreğim vazgeçmez ki gönlünün sokağından. ______________________________________________________________________________________
rüya gördüm dün gece avuçlarımda aynalar,seviyordum karşımda sen gibi biri uzatırken ellerimi ruhumu kaybettim...
düşlerden doğan günlere uyandım yürüdüm uzayan kaldırımlarda seni özleyeceğim tuttu,ağladım...
dilimde senden kalan nağmeler dolandım durdum nedenler içinde gitmem gerek bu şehirden dedim sonra gidemedim, seni özledim,ağladım...
_____________________________________________________________________________________ Gece örter her pisLiği. Rengi zifiridir çoğu zaman. Üstünü acıyLa örtersin. Nefesin yaLnızLık kokar. A$K hastaLığı bu iLacı yok kokuyu gideremezsin..
BeLirsizLikLer içinde kaLdım.YaLnızım desem değiLim,onunLayım desem hiç değiLim. Ba$ı sonu nerdeydi biLmiyorum sanırım ben ortaLarda bir yerLerdeyim. Benim a$kımın kıyameti koptu. Hesabımıda verdim. A$kın cehennemine katLandım sonunda cennet var sandım ama ben haLa cehennemdeyim..
Diri diri yanıyor yüreğim Bir damLacık su biLe değiLmisin? Hadi yine git bakaLım. Ben bunuda görmezden geLdim.
BiLiyorum yine geLeceksin. Ba$ımın üstünde yerin var demek yine zor geLmeyecek bana. Merakımı mazur gör ama canımı daha ne kadar yakacaksın?
______________________________________________________________________________
"Her şafakta Her yudumda Hasret sancıdır Yol olsa da Ses duysa da Dağ aşsa da Her adım son Her an son adımdır
Tek başına yalnızlık bir yankıdır."
Dinleyin dilersiniz o çıldırtan sessizliği yalnızlığınızda, ya da boşverin gitsin. Gönlünüzce güzellikler, size hep eşlik etsin. Bakmayın siz bana. Bir yangının külüyüm ben! Bir aşıkın sarhoşuyum!
Geçici karanlıkların, müebbet hapsindeyim.
Yüreğimin yandığı yerde, küllerimle şiirler yazdım sana.
Toz olup dağıldı adına yanan her harf/hece/kelime/ben! Oysa ilk kez yola çıkmıştık sana varabilmek, anlatmaya çalışmak için.
Çok, çok zormuş bir hayat çıkarmak yokluğunun hükümranlığında. Gözlerim dargın yaşanan her ana.Şimdi sürgün sen misin ayazlara mahkum odalarda? Yoksa ben miyim bu koca şehir, bu sesi susmaz insanlar, bu senden yoksun soluğumla.
Geçmez sandığım günler bir bir geçerken, yaşanmaz sandığım ömür tükeniyor bir hayalin izinde. Sabaha varmayan gece, geceye varmayan sabah olmadı, evet. Lakin; bundan öte birşey benim aydınlığım. Benim aydınlığım sen, gecem sürgünlüğüm sensizliğe.
İçimde bu boylu boyunca büyüttüğüm senli düşlerken, canımın yüreğime çaresi yok!
Bana eşlik eden tek şey, düş korkuluğu siluetim.Bir de yankılanan Sensizliğim. Yalnızlığım...
Sana yangınım için pişman değilim...
Bu yankı dinecek, yalnızlık da küsecek bir gün... İşte bunun düş'ündeyim.
Peki düş'ünde miyim?
___________________________________________________________________________________ Kendi sessizliğinde kulakları çınlayan, etten kemikten bir histir yalnızlık, hem korkak hem inatçı... Hiçbir düşüncenin kendi teorisini çürütmesine izin vermemek için, içine kapanıktır. Mutlak bir yitmişliğe giden merdivenin ilk basamağıdır, kararların alındığı bir karargah... Bundan sonrası; aynı nitelikteki adımların atılmasıyla bütüne gitme telaşıdır. Yitmişliğe gelindiğinde resim tamamlanır. Resimdeki nesnelerin tüm anlamı kişinin kendisi ile merdiven basamaklarında saklıdır.
Yalnızlık da bir ilaç gibidir, kullanma talimatı içimizde gizli...
Aşırı dozda (ruhu) öldürür...
_________________________________________________________________________________
Hayata yenikliğim Bildiklerinizden değil. Hani varya anlatamadıklarım, Kendimin bile bilmediği, Ondan işte tüm kayıplarım. Işıklar sönük. Ben neyin nöbetindeyim. Rüzgar bile kesti öfkesini. Ben neyin isyanındayım ki hala. Sessizlik en büyük çığlık bana. Uykusuzluğumun nedeni de derin çığlıkların. Ağrılı gecemde Ey, başa çıkamadığım dertler, Toplu intihar zamanı...
____________________________________________________________________________________
İçimi kemiren bir duygu var... Sebebini bilmediğim bir yalnızlık duygusu,sebebini bilmediğim bir huzursuzluk...Önceden sadece geceleri ağlardım,artık gündüzde ağlıyorum.Eskiden sadece kendime kızardım,şimdi herşeye kızıyorum. Farkında olmasamda büyüyorum.Uzaklara olan özlemimde benimle birlikte.Bir "uzak" sevdasıdır tutturmuşum.Neden,niçin,niye? diye sormadan.. Hayata devam ediyorum.Hiç bir tat,hiçbir lezzet almadan... Etrafıma bakıyorum,zaman çok çabuk geçmiş.. Eskiye oranla daha çok insan tanıyorum,ama eskiye oranla daha yalnızım.Demek ki diyorum önemli olan çok değilmiş,önemli olan "ASIL OLAN" mış... Yoldayım henüz,eve gidiyorum.Kafamı kaldırıp şehre daldığımda bir kalabalık görüyorum... Bu kalabalık arasında ben yalnızım.Uzakta çok uzakta beni anlayan birisi var aslında,ama dedim ya çok uzakta... Yıldızlar bu gece de küsmüş Ankara'ya.Gökyüzünün o lacivertini örtü yapmışlar kendilerine.Belkide onların içindeki ışıkta sönmüştür.Tıpkı benim gibi..Tıpkı benim ışığım gibi... Hafızamı yokluyorum.Kimler vardı hayatımda,kimlerdi hiç ayrılmayacağım arkadaşlarım? Kimlerdi unutamadıklarım? Hani neredeler? Hayatımın neresindeler? Hayallerim, vazgeçilmezlerim...Sizlerdemi terkettiniz beni,sizdemi vazgeçtiniz benden? Yoksa benmi vazgeçtim sizden??? Neredesiniz hayallerim,hayatımın neredesindesiniz? Yada siz varsınızda benmi yokum?Cevap verin bana... Bir çığlık atıyorum gecenin karanlığında,geri dönmüyor bana.Boşlukta kaybolup yitiyor. Bir bakış atıyorum şehre,gözlerim aradığını bulamıyor... ____________________________________________________________________________________________
|
|
« Son Düzenleme: Mart 07, 2009, 06:01:44 ÖS Gönderen : Hipokondriyak »
|
|
|
|
|
Yanıtla #4
|
« : Kasım 02, 2008, 11:02:27 ÖÖ »
|
|
Asortik Hatun
|
Üye No : 3762
Nerden : İzmir
Cinsiyet : Konu Sayısı : 13388
Mesaj Sayısı : 22 841
Karizma = 58066
|
Sen karşımda duruyorken Ben şaşkınlığa büründüm Nasıl affetmemi beklersin Ben senin yokluğunda ağlarken
''Seni seviyorum'' diyerek gittin Beni o gün yıktın Nasıl affetmemi beklersin Ben senin yokluğunda ağlarken
Gittiğin gün yıktın beni Geldiğin gün yıktın beni Nasıl affetmemi beklersin Ben senin yokluğunda ağlarken
Ağlıyorum diyemiyorum Ağlamıyorum diyemiyorum Nasıl affedeyim seni Beni her gün yıktığın için mi?
|
|
|
|
Yanıtla #5
|
« : Kasım 02, 2008, 11:07:00 ÖÖ »
|
|
Asortik Hatun
|
Üye No : 3762
Nerden : İzmir
Cinsiyet : Konu Sayısı : 13388
Mesaj Sayısı : 22 841
Karizma = 58066
|
|
|
|
Bu şehirde sensiz yaşayamam..
Burası büyük şehir, günahkar şehri.. o vurdum duymaz, o deli dolu şehir.. Ben bu şehirde sensiz yaşayamam. Bir gün kanıma girer şu kalabalık, şu caddeler, şu tıklım tıklım cafeler...
Burası şarkılar şehri.. resim gibi kadınlar, kadın gibi erkekler şehri. Ben bu şehirde yaşayamam.
İnsan bir vapur olmalı bu şehirde, bir tramvay olmalı, bir otomobil olmalı. En iyisi bir bulut olmalı, gelip evinin üstünde durmalı. Madem ki bulut değilim; ben bu şehirde sensiz yaşayamam...
Şehirlerde insanlara benzer. Gövdeleri, ayakları, dudakları, gözleri vardır, yürekleri vardır, kocaman kocaman elleri vardır. Bu şehrin yüreği sende çarpıyor.
İnsan, sana kan taşıyan bir damar olamayacaksa; bu şehirde yaşamamalı. Çekip gitmeli.
Şehirlerde insanlara benzer.. Duyguları, açlıkları, uykuları vardır, kinleri ve nefretleri vardır, aşkları vardır, büyük.
İnsan aşık değilse, bu şehirde yaşamamalı, çekip gitmeli.
Şehirlerde insanlara benzer. İnsan bir şehir olmayacaksa, senin içinde yaşadığın; artık yaşamamalı buralarda, çekip gitmeli.
Bir gününde dört mevsim var bu şehrin. Her sokağında bir dünya var. Bütün sefaletiyle, bütün çirkinliği ile, bu şehir baştanbaşa sevgi. Bu şehir baştanbaşa sen.
Bu şehirde sevmeyen, ya da seni tanımayan yaşadım demesin. Ölüler susmasını bilmeli....
|
|
« Son Düzenleme: Mart 07, 2009, 06:03:03 ÖS Gönderen : Hipokondriyak »
|
|
|
|
|
Yanıtla #6
|
« : Kasım 02, 2008, 11:08:34 ÖÖ »
|
|
Asortik Hatun
|
Üye No : 3762
Nerden : İzmir
Cinsiyet : Konu Sayısı : 13388
Mesaj Sayısı : 22 841
Karizma = 58066
|
Sensiz Kalacak Bu Şehir Biliyorum bir gün bir gemi gelecek Bu sensiz limana, ama o gelene dek
Sensiz kalacak bu sehir, sensiz kalacak bu liman, sensiz batacak bu günes
Biliyorum birgün bi gemi gelecek Bu yanliz limana ama o gelene dek
Sensiz kalacak bu sehir, sensiz kalacak bu liman, sensiz batacak bu günes Sensiz kalacak bu sehir sensiz kalacak bu liman sensiz batacak bu günes
Taki o gelene kadar gökden yildiz toplayacagim Senin o salkim salkim saclarina Isil isil bir tac yapmak icin
Taki o gelene kadar gökden yildiz toplayacagim Senin o salkim salkim saclarina Taki o gelene kadar gökden yildiz toplayacagim Senin o salkim salkim saclarina Isil isil bir tac yapmak icin
Sensiz kalacak bu sehir, sensiz kalacak bu liman, sensiz batacak bu günes Sensiz kalacak bu sehir, sensiz kalacak bu liman, sensiz batacak bu günes
Sensiz atacak bu yürek, sensiz yanacak sigaram, sensiz solacak bu güller Sensiz kalacak bu sehir, sensiz kalacak bu liman, sensiz batacak bu günes
|
|
« Son Düzenleme: Mart 07, 2009, 06:04:31 ÖS Gönderen : Hipokondriyak »
|
|
|
|
|
Yanıtla #7
|
« : Kasım 02, 2008, 11:11:53 ÖÖ »
|
|
Asortik Hatun
|
Üye No : 3762
Nerden : İzmir
Cinsiyet : Konu Sayısı : 13388
Mesaj Sayısı : 22 841
Karizma = 58066
|
Bekleyişlerde . . .
A yrılıklar peşimi bırakmaz Ş aka gibidir aşklarım K im bilir daha kaç kez ağlayacaksın I ssız sokaklarda M ahsun yürüyeceksin
Sensiz kaç vakit daha geçecek Daha kaç sabah uyandığımda acıyacak yüreğim
G eçmiyor geceler E llerimde anılarım L adesim gibi aklımdasın S ahip olacak mıyım E llerine ? N edensiz bir günde
Ve yine gelmeyeceksin Ve ben yine bekleyişlerde . . .
N e zaman bitecek sensizlik? O lmasa şu kalp ağrılarım L anetler yağdırmasam U yandığım her güne R ahatlayacağım
|
|
« Son Düzenleme: Mart 07, 2009, 06:04:57 ÖS Gönderen : Hipokondriyak »
|
|
|
|
|
Yanıtla #8
|
« : Kasım 02, 2008, 11:50:24 ÖÖ »
|
|
Liza
|
Üye No : 5348
Nerden : Konya
Cinsiyet : Konu Sayısı : 3604
Mesaj Sayısı : 9 617
Karizma = 20178
|
harika olmuşlar ceyda abla yaa +rep
|
Velhasıl-ı Kelam; Namaz . Dua . Gayret . Sabır . Nasip .
|
|
|
Yanıtla #9
|
« : Kasım 08, 2008, 01:34:17 ÖÖ »
|
|
ImReaL
|
Üye No : 6599
Yaş : 35
Nerden : İstanbul
Cinsiyet : Konu Sayısı : 502
Mesaj Sayısı : 3 358
Karizma = 3728
|
Ciddi $air ya:) Ceyda süper:) +REP
|
Havasız Duman Sahası!!!
|
|
|
|