0 Üye ve 1 Ziyaretçi Konuyu İncelemekte. Aşağı İn :)
Sayfa 1
Konu: Ekonomide 1950-75 Dönemi  (Okunma Sayısı: 802 Kere Okundu.)
« : Ocak 25, 2010, 08:19:09 ÖS »

Hephaestus
*
Üye No : 26057
Yaş : 31
Nerden : Tekirdağ
Cinsiyet : Bay
Konu Sayısı : 4834
Mesaj Sayısı : 13 574
Karizma = 60064


1.GİRİŞ

Tarım sektörü,nüfusun belirli bir kısmını bünyesinde bulundurması ve istihdam olanağı sağlanması ,yaşam için zorunlu olan gıda maddelerini üreten sektör olması, üretilen ürünlerin ulusal gelir ve dış satımda değişen oranlarda yer tutması nedeniyle her ülkede belirli bir öneme sahiptir.Tarım sektörü bir çok ülkede ulusal bir sorun olmakla birlikte,belirli sayıda ülkenin birleşerek ortak karar aldıkları durumlarda da uluslar arası veya uluslar üstü tarım politikaları oluşmaktadır.

Uluslar arası tarım politikasının bölgesel düzeyde uygulanmasına en güzel örnek Avrupa Birliğinin (AB –Eski adıyla AET) Ortak Tarım Politikasıdır.Genel anlamda dünya çapında yürütülen uluslar arası tarım politikası ulus üstü kuruluşlar (FAO,UNCTAD,GATT,Dünya Bankası,IFAD vb) veya uluslar arası mal anlaşmaları ile yönlendirilmektedir.Ama bu kuruluşlara üye veya yapılan anlaşmalar imzalanmış ülkeler kendi çıkarları çerçevesinde uluslar arası tarım politikası kararlarını uygulamaktadırlar.Diğer taraftan AB gibi ekonomik ve siyasi birleşmeler daha az sayıda ülkeyi kapsamaktadır.Ortak Politika önlemlerinden daha az ülke yararlanmaktadır.Mal ,emek ve sermaye hareketlerinin serbest olduğu AB ‘de ,uygulanan tarım politikası da uluslar arası bir özellik göstermekte ve alınan bağlayıcı kararlar nedeniyle dünya çapında yürütülmeye çalışılan uluslar arası tarım politikasından daha başarılıdır.

Çalışma 3 bölümden oluşmaktadır.Birinci bölüm giriş ,ikinci bölüm OTP genel ilkeleri yer almaktadır,üçüncü bölüm de ise Türkiye ve AB arasında ki tarımsal uyum için gerekli unsurlardan bahsedilecektir.




























2.AB ORTAK TARIM POLİTİKALARI VE TEMEL İLKELER


Avrupa Birliği’nin en eski ve tartışmalı politikası olan Ortak Tarım Politikası (OTP) , Avrupa Birliği (AB) ilgili antlaşmalarında , AB içerisinde olası gıda yetersizliklerinin önüne geçilmesi ,verimliliğin artırılması ve gıda alanında dışa bağımlılığın oluşturulmaması gibi amaçları taşımaktadır.

OTP’nin temel unsurları AB’ye üye devletlerde geçerli olan ürün bazında ortak fiyatların belirlenmesi ,bu fiyatların korunması için iç piyasada ürünlerin desteklenmesi ,dış ülke ürünleri rekabetine karşı ortak korunma yöntemlerinin uygulanması ve söz konusu destek ve koruma sistemi için gerekli harcamaların ortak bir fondan ( Avrupa Tarımsal Yönlendirme ve Garanti Fonu) karşılanmaktadır.

AB ‘ de geleneksel tarım üretiminden teknoloji yoğun üretime geçiş yaşanmakta ve AB Ortak Tarım Politikası da bu geri dönüşün bir göstergesini oluşturmaktadır.


Tarım,Avrupa Topluluğu’nda ekonomik ve sosyal yapı açısından özel bir yere sahiptir.Bu itibarla, Topluluğu kuran Roma Anlaşması ‘nın imzalanmasından günümüze kadar tarım konusu ağırlıklı ve temel bir politika alanı olmuştur. Roma Anlaşması ile tesis edilen OTP , Topluluktaki tarımsal faaliyetlerin yaklaşık yüzde 90 ‘ını kapsamaktadır.


OTP ‘nin temellerini atan kurucuların başlıca kaygısı ; II.Dünya Savaşı ‘nı arkasında bırakan Avrupa’nın gıda güvencesini tesis etmek ve geliri endüstride çalışan benzerleri ile mukayese edebilecek verimli çiftçiler yaratmak ve tüketicinin yeterli ölçüde gıda maddesini uygun fiyatlarla satın almalarını temin etmektir.

OTP ‘nin amaçları ayrıntılı olarak AT Antlaşması’nda ( 33.Madde) sıralanmaktadır. Bunlar,

• Tarımsal verimliliği ; teknik ilerleme ve tarımsal üretimin rasyonel gelişimi ve üretim faktörlerinin faktörlerinin optimum düzeyde kullanımı yoluyla artırmak,
• Tarımsal üreticiler için makul bir yaşam standardını sağlamak,
• Tarımsal ürün piyasalarında istikrar tesis etmek,
• Tüketicilere düzenli gıda arzını garanti altına almak,
• Tarımsal ürünlerin tüketicilere uygun fiyattan arzını sağlamaktır.


Bu hedefleri gerçekleştirmek üzere ,1960 yılında tesis edilen Ortak Tarım Politikası üç ana prensibe dayandırılmıştır :

*Topluluk tercihi,
*Ortak bir Pazar Kurulması
* Mali Dayanışma

Bu prensipleri kısaca açıklamak yararlı olacaktır.

Topluluk Tercihi İlkesi

Üyeler arasında tarım ürünlerinde tek pazarın oluşturulması için gerekli bir ilkedir. Bu ilkenin amacı, Topluluk içi piyasalarda ve Topluluk sınırlarında alınacak önlemlerle, üye ülkeler tarafından üretilen ürünlere öncelikli bir rejim uygulamasıdır. Bu ise ,Topluluk tarım ürünlerinin,ithalata karşı korunmasını ,iç üretim ve ihracatın da sübvansiyonlar yoluyla desteklenmesini gerektirmektedir. Topluluk bu sistemin uygulanması için , iç piyasada ve sınırlarda destekleyici – koruyucu bir takım fiyat ve piyasa sistemleri geliştirmiştir.


Tek Pazar İlkesi

Tarım ürünlerinin Topluluk tek pazarında sanayi ürünlerinde olduğu gibi serbest dolaşımı amaçlamaktadır.Üye ülkeler arasında tarım ürünlerinin serbest dolaşımını engelleyen bütün kısıtların kaldırılarak , Topluluğun tarım ürünlerinde tek bir piyasa şeklini alması amaçlanmaktadır.Tek pazarın oluşturulması, ortak fiyat ve rekabet kurallarını, merkezi bir yönetimi,ortak sağlık ve bitki sağlığı kurallarını ,üye ülkelerde dengeli bir döviz kurunu ve dış rekabete karşı sınırlarda ortak bir korumayı gerektirmektedir.


Mali Dayanışma İlkesi


Tarımsal programların finansmanı için topluluk içinde ortak bir finansal dayanışma sağlamayı amaçlamaktadır.

Tek Pazar ve dışa karşı sorumluluk mekanizmaları beraberinde üyeler arasında ortak mali sorumluluğu da beraberinde getirmiştir. Bunun için ortak fon olarak Avrupa Tarımsal Yönlendirme ve Garanti Fonu (FEOGA) , AB ‘nin tarımsal politikalarını yönlendirir ve mali dayanışmada bulunur. İki bölümden oluşmaktadır : Garanti ve yönlendirme bölümleri .Garanti Depolama Maliyetleri , gelir ödemesi vb. desteklemeleri içeren ortak piyasa düzenlerinin işleyişle ilgili harcamaları finanse ederken ,yönlendirme bölümü de yapısal iyileştirmelerin gerektirdiği harcamalarda rol oynamaktadır.Fon başlangıçta OTP çerçevesinde yapılacak harcamaların 1/6 ‘sını finanse ederken ,zamanla harcamaların tümünü finanse etmeye başlamıştır. Ancak bir yandan harcamaların hacmi artarken ,bir yandan da




OTP ‘ye tabi ürün sayısının artmasıyla Fon’un harcamaları da hızla artmış, bunun üzerine OTP ‘de bazı değişiklikler yapılmıştır.

OTP ile kabul edilen bu üç ilke, kurucu altı üye devletin her birinde ,birleşmeden önce uygulanan yüksek derecede müdahaleci ve dış rekabete karşı koruyucu ulusal tarım politikalarıyla tutarlıydı. Gerek 1930 ‘lu yıllarda yaşanan ekonomik depresyon genellikle ikinci dünya savaşının Avrupa’da yarattığı çöküntü,her bir ulusal ekonomiyi ,özellikle tarımsal alanda müdahaleci ve dış rekabete karşı koruyucu önlemler almaya zorlamıştır.

Öncellikle ilk yıllarda birlik fiyatları dünya fiyatlarının oldukça üzerinde tutulmuş ve bir çok üründe her hangi bir miktar kısıtlamasına gidilmeden üreticilerin bütün ürünleri satın alınmıştır. Birlik içi tarımsal pazarlar dış rekabette karşı korunmuş ,birlik içi üreticiler ve tüketiciler bazı düzenlemelerden ve yükümlülüklerden muaf tutulmuştur.Diğer taraftan dışardan ithal edilen mallardan alınan ithalat vergileri birlik bütçesi için önemli bir gelir kaynağı olmuştur.

OTP kapsamında uygulanan tarımsal destek politikası üründen ürüne değişiklik göstermiştir. Tahıllar ,süt ve süt ürünleri ve sığır ve dana eti gibi bazı temel ürünlerde ithalat levileri ,garanti fiyattan sınırsız müdahale alımları ,çeşitli ihracat primleri ve gerektiğinde vergi indirimleri gibi kolaylıkları içeren destekler sağlanmıştır.1968 yılında şekerin kontrollü üretilmesine yönelik bir dizi önlemler alınmıştır. Yine 1970 li yıllarda zeytin üreticilerinin karşılaştığı zararların karşılanması ,meyve ve sebzelerde minimum ithal fiyatı uygulanması ve üretim fazlalılıklarının satın alınması ve şarap üretimine çeşitli destekler verilmesi öngörülmüştür.


OTP ‘nin amaçları Roma Anlaşmasının 39/ 1.maddesin de aşağıdaki gibi belirtilmiştir.

• Teknik gelişmelerin tarıma uyarlanması , tarımsal üretimin rasyonel bir şekilde geliştirilmesi ,üretim faktörlerinin ,özellikle iş gücünün en uygun şekilde kullanılmasıyla tarımsal verimliliğin artırılması;

• Tarımla uğraşan bireylerin ve tarım topluluklarının yaşam standartlarını yükseltilmesi güvence altına alınması;


• Pazarların dengeli hale getirilmesi;

• Gıda maddeleri arzının güvence altına alınması ;


• Gıda maddelerinin tüketicileri uygun fiyatlarla sunulması.


OTP ‘nin işleyişi ve uygulanışında göz önünde bulundurulacak faktörlerde anlaşmanın 39/2 .maddesinde aşağıdaki belirtilmiştir :

.

*Tarımsal faaliyetlerin doğal yapısı göz önünde bulundurulmalıdır .Bu yapı ,tarımın sosyal yapısından ve tarımsal faaliyetlerin yürütüldüğü bölgeler arasında yapısal ve doğal farklılıklardan kaynaklanmaktadır.


*Yapılacak düzenlemelerin aşamalı olarak yürütülmesi gerekmektedir


* Üye ülkelerde tarım sektörünün genel ekonomik sektörlerle bağlantılı olduğu gerçeği göz önünde bulundurulmalıdır.


2.1 Avrupa Birliği’nde Ortak Tarım Politikası Fikrinin Oluşumu

1955 Messina Konferansı ile başlar.Bu konferansta,

*Tarımda uzmanlaşmanın öneminin vurgulanması
* Ortak pazarın oluşturulması için tarım sektörünün yeniden yapılandırılması

1956 SPAAK Raporu ‘nda ise,

*Çiftçilerin sosyal durumu, arz dengesi ve iklimsel koşullardan kaynaklanan problemlerin çözümü
*Gıda sektöründe esnek olmayan talep probleminin ele alınması

Ortak tarım politikasının yürürlüğe girişi ,

1957 Roma Anlaşması

*Tarımın Ortak Pazar hedefine ulaşılması için önemli sektör olduğu vurgusu
*Tarıma Yönelik Kararların Alınması (Roma Ant. 38.md)
Çiftçilerin ekonomik durumunun iyileştirilmesi
Talebe yetecek ve sağlıklı beslenmeyi sağlayan ürünlerin yetiştirilmesi
Rekabeti sağlayacak bir destekleme politikası




1958 Stresa Konferansı - Sorunların Giderilmesi


Üretim maliyetleri
Ürün fiyatlarındaki birlik
Ürün fiyatlarının rekabeti desteklemesi



2.2 Ortak Tarım Politikası Araçları

OTP ‘nin araçları dört ana başlık altında incelenebilir.Bunlar fiyat destekleri ,çiftçilere yapılan doğrudan gelir desteği ,arz kontrolleri ve sınırlarda alınan önlemlerdir.Her ne kadar AB ‘ nin ilk yıllarda en önemli tarım politikası aracı fiyat desteği olsa da 1992 yılında kabul edilen ve 1999 yılında Gündem 2000 ile devam eden reformlarla fiyat desteği yerine doğrudan gelir desteği uygulaması ağırlık kazanmaya bağlamıştır.


2.2.1 Fiyat Destekleri

Fiyat destekleri, tarihsel olarak OTP kapsamında tarım kesimine yapılan en önemli destektir. Geçmişte fiyat desteğinin en çok uygulandığı ürünler tahıllar, süt ürünleri, sığır eti, dana eti ve şekerdir. OTP ‘in reformuyla tahıllara ve sığır etine ilk yıllarda uygulanan yüksek fiyat desteğinde önemli ölçüde azalma görülmüştür.

Bu fiyat desteklerini iki şekilde yapmaktadır :

• Piyasa fiyatlarının müdahale fiyatının altına düşmesi eğilimi göstermesi halinde , piyasada ki fazlalık ürünün satın alınması yoluna gidilmekte ve ,
• Topluluk sınırında gümrük vergisi ve prelevman tahsili yoluyla , ithal edilen ürünlerin,Topluluk içi piyasalarda oluşması amaçlanan “ hedef fiyat” düzeyinin altında ki fiyatlarla satılması önlenmektedir.

Hedef fiyat bir tavan fiyat niteliğindedir. Hedef fiyatın Tarım Bakanları Konseyi tarafından belirlenerek açıklanması ile tarım üreticisi üretimini önceden planyalayabilmekte , tüketicilerin de aşırı fiyat artışlarından korunmaktadır.Hedef fiyatın tesbiti her ürüne göre değişmektedir.

Başlangıçtan beri ,kurucu ‘ altı’ lar tarafından fiyat politikalarının uyumu ve koordinasyonu ,düşük fiyatlı ithalata karşı sınırında koruma üzerinde yoğunlaşmıştı.1960 ‘ ların başında ulaşılan pazar organizasyonları hakkında ki genel uzlaşma bundan sonra takipedecek olan bütün piyasa düzeni sistemlerinin ana hatlarını oluşturmuştur. Bu itibarla ilk ortak hububat fiyatlarıdır.

Ana ürünler için ortak fiyat sistemleri ,daha sonra 1971 ‘in sonuna doğru oluşturulabilmiştir.Başlıca tarımsal ürünler açısından sadece patates ( nişastalık patates hariç) ve alkol hala ortak pazar organizasyonları tarafından kapsama alınmamıştır.

Genellikle Pazar destek mekanizmaları hedef fiyat ilkesi üzerine kurulmuştur. Hedef fiyat , çiftçinin eline geçmesi arzu edilen ve ek olarak ,temsili tüketim bölgesine taşıma maliyetini kapsayan resmen kabul edilmiş bir optimum fiyattır.

Çiftçinin çıkışlı fiyatları istenen hedefe doğru yakınlaşmak için bir müdahale fiyatı, temel fiyat veye referans fiyat belirlenir.Çiftçilik çıkışlı fiyatlar bu güvenlik eşiğinin veya belli bir pazar taban fiyatının altına düştüğünde fiyatları artırmak için mekanizmaları çalıştırır.

Hedef fiyat AB ‘de tüketici bölgedeki (Duisburg-Almanya) üreticilerin eline geçmesi istenen fiyattır. Tüm piyasada geçerli olan bu fiyat, müdahale ve eşik fiyatın saptanmasında esas alınmaktadır. Ayrıca AB içinde piyasanın düzenlenmesi hedef ve müdahale fiyat arasındaki ilişkiye dayanır. Üretim bölgesi olan Ormes’te belirlenen müdahale fiyata , tüketim bölgesi olan Duisburg arasındaki taşıma masrafları ve pazarlama marjı (müdahale fiyatın belli bir yüzdesi) kadar bir fark eklenerek hedef fiyat bulunur.
.

2.2.2 Arz Kontrolleri

Avrupa Birliğinde uygulanan fiyat destekleri bir çok üründe üretilen miktarları artmış ,gerek uygulanan fiyat desteğinin bütçeye getirdiği yük ,gerekse üretim fazlalığı için zorunlu depolama masrafları , 1980 ‘lerden sonra birliğin önemli sorunları arasına girmiştir.OTP ‘ de 1992 yılında yapılan reformla ,belirli ürünlerin üretimini sınırlamak amacıyla, bedeli ödenmek koşuluyla üretimden alıkoyulmaları uygulaması başlatılmıştır.Bu sistemde çiftçiler söz konusu ürünü üretmeden ,ürünü önceden belirlenen fiyat esas alınarak doğrudan destek sağlamaktadır.Bu yöntemle her ne kadar bütçeye önemli düzeyde yük getirsede ,en azından, üretim fazlalıkları için zorunlu olan depolama masraflarından ve ihracata verilen desteklerden kaçınılmış olur. Arz kontrolleri öncellikle üretim fazlasının en çok olduğu tahıllar , yağ bitkileri ve protein bitkilerinde uygulanmıştır.Benzer bir uygulama tarımsal arazisini tamamen üretimden alıkoyup yeşil alan veya park haline dönüştüren çiftçilere de yağılmıştır.

Tarımsal üretimi azaltarak üretim fazlalıklarını gidermek ve arzı kontrol etmek ,AB ‘ nin Gündem 2000 reformlarından da ele alınmıştır.Öncellikle toprağı işleyerek üretilen bitkilerde, doğrudan gelir desteği alabilmek için arazinin en az yüzde 10 ‘luk kısmının üretimden alıkonması koşulu getirilmiştir. Bu bitkilerden en çok 92 ton tahıla eş değer üretim yapılan işletmeler küçük çiftçi olarak kabul edilmiş ve yüzde 10 koşulundan muaf tutulmuştur. Arz kontrolü için uygulanan diğer bir yöntem de üretim kotalarının konulmasıdır.Bu uygulamanın en iyi örnekleri de 1980 ‘li yıllardan sonra uygulanmakta olan süt ve süt ürünleri üretim kotaları ve şeker kotalarıdır.




2.2.3 Doğrudan Gelir Desteği

OTP kapsamında uygulanan fiyat desteklerinin yanı sıra ödemelerin direkt olarak çiftçilere yapıldığı bir destek sistemide var.Doğrudan gelir desteği (DGS) adı verilen bu destek ,ürün ve girdi fiyatlarına ,dolayısıyla piyasanın işleyişini doğrudan bir müdahale olmaksızın tarımsal üreticilere yönelik olarak yapılan geri dönüşsüz gelir transferi olarak tanımlanır.

Gündem 2000 kararları üye ülkelerden doğrudan gelir desteği programlarını uygularken çevresel faktörlere ve tarımda çalışan iş gücüyle ilgili konulara ağırlık vermeleri istenmiştir.OTP kapsamında yürütülen doğrudan gelir desteği programlarında uygulanan kurallar Avrupa Konseyinin 17 Mayıs 1999 tarih ve (EC) 1259/ 1999 sayılı yönerge şöyle özetlenebilir,

*Belirli ürünleri üreten çiftçilere doğrudan ödeme şeklinde destek sağlanır. Üye ülkelerin ,Birlik kanalıyla kendi üreticilerine doğrudan gelir desteği verirken ,çevresel faktörler ve iş gücüyle ilgili faktörleri göz önünde bulundurmaları teşvik edilir.

*Üye ülkeler kendi üreticilerine doğrudan gelir desteği verirken çevresel faktörleri çeşitli şekillerde göz önünde bulundurabilirler. Doğrudan gelir desteğini verme şekli , tarımdan kaynaklanan çevre sorunlarını azaltmak için taahhüt edilen uygulamaların yerine getirilmesi koşuluna bağlanabilir.

*Çiftçilerin, işletmelerinde belirli iş gücünü istihdam etme konusunda yeterli önlemleri almaları için üye ülkelere gerekli yetkiler verilmiştir.

2.2.4 Sınır Önlemleri

AB,OTP ‘nin amaçlarına ulaşmak için çoğu tarım ürünlerinde fiyatları dünya oranla daha yüksek tutar .Bunu üçüncü ülkelerden gelen tarım ürünlerine ithalat kotaları veya minimum ithalat fiyatı uygulayarak gerçekleştirilir.Aynı şekilde ithalata sınırda uyguladığı tarifelerle, ithal edilen ürün fiyatının Birlikçe belirlenen iç fiyatından düşük olmasına engeller .Diğer taraftan da Birlik ülkelerince üretilen ve fiyatı dünya piyasalarına göre daha yüksek olan ürünlere ihracat desteği vererek dış piyasada rekabet edebilmesini sağlar.Her ne kadar Uruguay Round ‘da dünya çapında ticaretin serbestleşmesi için belirli kurallar öngörülmüş ise Avrupa Birliği dünyada tarım ürünleri ihracatına verilen toplam desteğin % 90 ‘ını oluşturmakta ve bunun yükünü vergi yükümlüleri çekmektedir.

2.3 Ortak Tarım Politikasında Pazar Ve Fiyat Mekanizması

AB ‘ de OTP kapsamında ele alınan ilk piyasa düzenlemeleri tahıllar için yapılmıştır.Tahıl üretimini geliştirmek ve ücretleri korumak için geliştirilen fiyat ve Pazar mekanizması daha sonraki uygulamalar içinde bir model oluşturmuştur.Sistemde yer alan fiyat çeşitleri aşağıda açıklanmıştır.





2.3.1 Hedef ve Müdahale Fiyat

Hedef fiyat birlik içerisinde tarım ürünlerinde ulaşılmak istenen fiyattır.Her pazarlama yılının başında belirlenen çiftlik kapısı fiyatını veya çiftçilerin eline geçen fiyatı gösterir.Birlik içi arzın talebi aşması durumunda piyasa fiyatıyla birlikte ,çiftçilerin eline geçen fiyatta hedef fiyatın altına düşer.Müdahale fiyatı,üretimin bol olduğu yıllarda fiyatların aşırı derecelerde düşüp tüketicinin mağdur duruma düşmesini önlemek amacıyla konulmuştur.Hedef fiyattan oldukça düşüktür.Ancak birlik içinde üretilen tahılların minimum bir garanti fiyatı gösterir.

2.3.2.Eşik Fiyat ,İthalat Kesintileri ve İhracat Teşvik Primleri

AB tarafından belirlenen buğday fiyatları genellikle dünyadaki diğer önemli buğday fiyatları genellikle dünyada ki diğer önemli buğday üreticileri olan üçüncü ülkelerden gelebilecek rekabete karşı korunması sınırlarda eşik fiyat, ithalat kesintileri ve ihracat teşvikleri primleri gibi bazı önlemler alınmıştır.Eşik fiyat Birliğe dışardan yapılan ithalat için belirlenen minimum fiyattır.Dünya piyasasında oluşan fiyat ile ürünün Birlik sınırına ulaştırılması için yapılan taşıma masrafları toplamından oluşur.Eşik fiyat ,ithalat fiyatına Birlik içerisinde ki temel tüketim merkezlerine gelinceye kadar yapılan boşaltma ve taşıma masrafları da eklenirse hedef fiyata yaklaşmış olur.Eşik fiyatla Birliğe önerilen ithalat fiyatı arasındaki fark ‘levi’ olarak adlandırılan bir örnek kesinti olup Birlik bütçesine katkı sağlayan finansal kaynaklardan biridir.


2.4.Ortak Tarım Politikasının Finansmanı

OTP’nin finansmanı 1962 yılında kurulan ve AB bütçesinin önemli bir kısmını harcayan Avrupa Tarımsal Yönlendirme ve Garanti Fonundan (EAGGE) sağlanmaktadır.Garanti ve yönlendirme olmak üzere iki kısma ayrılır.Garanti kısmı tarım ürünlerine yapılan ödemelerin finansmanında ,Birinci amaç,kapsamı dışında kırsal bölgelerin geliştirilmesinde ,belirli veteriner harcamalarının karşılanmasında ve OTP ilgili bilgi kaynaklarının geliştirilmesinde kullanılır.

Tarım ürünleri için yapılan ve garanti kısmından karşılanan harcamalar çoğunlukla müdahale alımları , ihracat teşvik iadeleri , ihracat primleri ve tazminat tutarlarıdır.Tazminat harcamaları ortak fiyat prensibinin Birlik içi ve dışı tarımsal ticaret ile uyumlu olarak sürdürülmesini sağlamaya yöneliktir.Geçici nitelikte ki bu tutarlar iki türlüdür.katılama tazminatı tutarları ve parasal tazminat tutarlıdır.Katılma tazminat tutarı Birliğe yeni katılan ülke üreticilerine OTP ‘ye uyum sağlayıncaya kadar önenen tazminattır.Parasal tazminat ise olumlu ve olumsuz olmak üzere şekilde uygulanır.Olumlu parasal tazminat üye ülkenin milli parası Euro ‘ya göre kullanılan yeşil döviz kurları sebebiyle değer kazanmış ise (revalüasyon) ,ithalat ithalat üzerine telafi edici bir vergi konulur, ihracata aynı miktarda telafi edici sübvansiyon yapılır.Bir üyenin milli parası Euro’ya göre kullanılan yeşil doviz kurları sebebiyle düşmüş ise (develüasyon) ihracata telafi edici sübvansiyonda bulunur.Buna olumsuz para tazminatı denilir.



Finansal işleriyle ile ilgili ile alınması gereken bir konu varsa, ilgili komisyon konuyu yazılı olarak komiteye sunar.Komite belirli bir süre içinde konu hakkında ki görüşlerini açıklar.Komite başkanı konunun ciddiyetini ve acillik durumuna bakarak onu hemen veya daha sonra ki bir zamanda ele alabilir.Kararlar oy çoğunluğu ile alınır.Eğer komite konu hakkında olumlu bir karar verirse komisyon alınması gerekli önlemleri alır ve uygular.Eğer komite kararı olumsuzsa ,komisyon Konseye baş vurur ve ilgili önlemi erteler.Konsey de çoğunluğa göre hareket ederek bir ay içerisinde ya kararın olumsuzluğunu onaylar ya da başka bir karar verir ve onu uygular.


2.5. Ortak Tarım Politikasının Genel Olarak Değerlendirilmesi

Verimlilik artışı:

İzlenen koruma ve destekleme politikaları sonucunda tarımsal üretimde verimlilik önemli ölçüde artış göstermiştir.Bunun yanında tarım işletmelerinin modernleştirilmesi ,yapısal politikalar ,geliştirilmiş mekanizasyonda etkili olmuştur.Bundan dolayı topluluk dünyanın en önemli tarım üreticilerinden birisi olmuştur.

Üretim ve Kendine Yeterlilik Düzeyinin Arttırılması:

Verimlilik artışı ile AB genel anlamda kendine yeten konuma gelmiştir.Yunanistan ,İspanya ,Portekiz ve İtalya’nın AB’ne katılmasıyla bu yeterlilik %100’e ulaşmıştır.Bu üretim artışı topluluğu ithalatçı konumundan ithalatçı konumuna getirmiştir.Ancak halen bu konuma rağmen topluluk bazı ürünleri ithal etmektedir (Pamuk ,tütün ,mısır ,yenen ve yenmeyen bahçe ürünleri).

Tarımsal Piyasalarda İstikrar Sağlanması:

Destekleme mekanizmasının geçerli olduğu ürünlerde tarımsal piyasalarda büyük ölçüde istikrara ulaşılmıştır.İzlenen koruma politikası sonucunda iç piyasa dünya piyasalarındaki dalgalanmadan korunmuştur.

Üretici Gelirinin Artışı:

Belirtilen diğer gelişmelerin çiftçilere yansıması sonucu gelirde de artış olmuştur.




Stok Artışları ve Depolama Maliyetleri:

Talep değerlerinin çok üzerinde oluşan üretim artışları bazı tarımsal ürünlerde stok artışına neden olmuştur.Sonuç olarak depolama fiyatları ve de depolanan ürünlerin bozulmasında artış olmuştur.

Bütçeye Getirdiği Yük:

Tarım politikası FEOGA-Garanti Bölümü ve AB bütçesine önemli yükler getirmektedir.Bundan dolayı İngiltere ,Almanya ,Fransa gibi AB bütçesine net katkıda bulunan ülkeler ve vergi mükellefleri arasında sürekli anlaşmazlık ve şikayete olmaktadır.

Tüketiciye Getirdiği Yük:

İzlenen koruma ve destekleme politikaları sonucunda ,tüketiciler tarımsal ürünleri dünya fiyatlarının çok üstünde almak zorunda kalmaktadırlar.Bu durumda tüketici refahını olumsuz yönde etkilemektedir.

Büyük Çiftçilerin Yararına İşlemesi:

Yüksek fiyat politikasının daha çok büyük işletmeler lehine işlemesinden dolayı küçük ve büyük işletmeler arasında uçurumlar olmaktadır.

Dünya Ticaretinin Kısıtlayıcı Etkisi:

Destekleme ve koruma politikaları dünya ticareti üzerinde önemli kısıtlayıcı etki yapmaktadır.

Kaynak Tahsisi Etkinliğini Bozması:

Kaynakların etkin olduğu alanlar yerine , destekleme ve korumanın yüksek olduğu tarımsal ürünlerin üretimde kullanılması ,kaynak tahsisi etkinliğini bozmaktadır.

3. Türkiye Bugünkü Tarımsal Yapısıyla AB Üye Olabilir Mi?
Tarım ürünleri dış ticaretimize bakıldığında Türkiye'nin en büyük pazarı tartışmasız Avrupa Birliği'dir. Yılda ortalama 2 ile 2.5 milyar dolarlık tarım ürünü ihraç ettiğimiz AB'den ortalama 1.5 milyar dolarlık tarım ürünü satın alıyoruz. Türkiye tarımında son yıllarda yaşanan tüm sıkıntılara rağmen, AB ile tarım ürünleri dış ticareti Türkiye'nin lehine bir gelişme arz ediyor. Üstelik AB her fırsatta Türkiye'nin tarım ürünlerine inanılmaz engeller getiriyor. Geleneksel tarım ürünlerimizden çekirdeksiz kuru üzüm, incir, fındık, pamuk hatta zeytinyağı konusunda AB zaman zaman tarife dışı engellerle veya başka yollarla ihracatımızı engelliyor. En son fındıkta aflatoksin kontrollerinde Türk ihracatçılarının önünü kesilmiş ve Birlik üyesi İtalya ve İspanya'daki fındık üreticilerinin ürününü sattırma çabasına dönüşmüştür.



3.1Türkiye ile AB tarım politikaları çok farklı mı?
Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne tam üye olabilmesi için AB Ortak Tarım Politikası'na mutlaka uyum sağlaması gerekiyor. Ancak gerek tarımda uygulanan politikalar gerekse mevcut yapılanma bu "uyumu" neredeyse olanaksızlaştırıyor. Çünkü Türkiye, AB Ortak Tarım Politikası'nın tam tersi politikalar uyguluyor. AB ile Türkiye'nin tarımsal yapısı genel hatlarıyla şöyle,

1-Tarımsal işletme: Türkiye'de yaklaşık 4 milyon tarım işletmesi var. Avrupa Birliği'ndeki tarımsal işletme sayısı ise 7.300 civarında. Ayrıca. İşletme büyüklüğü gerek makine kullanımında gerekse verimlilikte önemli rol oynamaktadır. Bu nedenle AB'deki işletmelerin Türkiye'ye göre maliyetleri daha düşüktür.

2-Tarımsal nüfus : Türkiye'de toplam nüfusun yani 65 milyonun yaklaşık 22.5 milyonu tarımda iken, AB'de 374 milyonluk nüfusun sadece 18.5 milyonu tarımla uğraşıyor. Bu rakamlar sonucunda da tarımda istihdamın payı Türkiye'de yüzde 43 seviyesinde iken, aynı oran AB'de sadece yüzde 5'tir.

3-Tarımsal ticaret: Türkiye'nin dış ticaretinde tarımın payı yüzde 11 düzeyinde iken, Avrupa Birliği'nde bu oran yüzde 7.5 seviyesindedir.Tarımın ekonomideki yeri: Avrupa Birliği'nde Gayri Safi Milli Hasıla (GSMH) içinde tarımın payı yüzde 2 seviyesinde iken bu oran Türkiye'de yüzde 14'tür.
Bu kriterler de göstermektedir ki, Türkiye'nin tarımsal yapısı ile AB'nin tarımsal yapısı arasında adeta uçurumlar vardır. Türkiye henüz tarımda teknolojiyi yeterince kullanamamaktadır. Bu şartlarda Türkiye'nin AB Ortak Tarım Politikası'na uyumu çok zor görünmektedir.
3.2.Desteklemede Türkiye AB ile zıt politika uyguluyor mu?
Son yıllarda IMF ve Dünya Bankası destekli tarım politikası uygulayan Türkiye'nin en sık duyduğu sözlerden birisi kuşkusuz "tarımsal desteklemeleri azaltın". Oysa hem ABD, hem de AB tarımsal destekleri azaltmak bir yana sürekli olarak artırıyorlar. Türkiye, 2001 rakamları ile tarıma toplam 6.3 milyar dolar destek verdi. Aynı dönemde AB'nin tarıma verdiği destek 45 milyar Euro. AB toplam bütçesinin yüzde 50'sini tarıma destek olarak verirken, Türkiye bütçesinin ancak yüzde 4.3'ünü desteklemeye ayırıyor.
Türkiye'nin tarımsal potansiyeli incelendiğinde en büyük avantajı ise ekolojik ürün üretimidir. ABD ve AB'ye oranla kimyasal kullanımının az olması ekolojik tarım yapılmasında Türkiye'ye önemli avantajlar sunmaktadır. Özellikle son yıllarda ekolojik ürün üretimi artarken, yapılan üretimin neredeyse tamamının Avrupa'ya ihraç edilmesi gelecek açısından umut veriyor. Türkiye ile Avrupa Birliği'nin tarımdaki durumu genel hatlarıyla böyle. Türkiye eğer Avrupa Birliği Ortak Tarım Politikası'na uyum sağlamak istiyorsa tarımda kırsal kalkınmayı da kapsayacak çok kapsamlı bir stratejik plan uygulamalıdır. Bunun için AB'nin 1962'den beri süregelen Ortak Tarım Politikası iyi incelenmeli ve gerekli düzenlemeler ve desteklemeler buna göre yapılmalıdır.

Ancak şu açıktır ki, içsel etkenler Türkiye’de tarım politikalarını belirleme güçlerini yitirmişlerdir. Türkiye ulusal tarım politikası üzerindeki en önemli sınırlayıcılar Avrupa Birliği AB ile yapılan Gümrük Birliği Anlaşması ve Gümrük Tarifeleri ve Ticaret Genel Anlaşması (GATT)’dır.
AB ile yapılan Gümrük Birliği Anlaşması, 31.12.1995 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Gümrük Birliği en dar tanımıyla taraflar arasında gümrük vergileri ve miktar kısıtlamaları ile bunlara eş etkili tedbirlerin kaldırılması ve üçüncü ülkelerden yapılacak dışalımda ortak bir gümrük tarifesi uygulanması anlamını taşımaktadır. AB ile Türkiye arasında yapılan GB Anlaşmasında esasen temel tarım ürünleri kapsam dışında bırakılırken, bünyesinde şeker, hububat, süt bulunduran işlenmiş tarım ürünleri (çikolata, şekerleme, çocuk mamaları, bisküvi, pasta, makarna, dondurma gibi) Anlaşma kaps..... dahil edilmiştir.Buna karşılık Türkiye’nin doğal koşullarının kendisine belli bir üstünlük sağladığı başta domates-salça konservesi olmak üzere meyve-sebze-su konserveleri kapsam dışında bırakılmıştır. Türkiye’nin dış ticaretinin dışalım ve dışsatımının yarısına yakın bir bölümü AB ile gerçekleştirilmektedir. GB uygulamasının başlaması, AB-Türkiye dış ticaret dengelerinin de hızla Türkiye aleyhine bozulmasına neden olmuştur.

GATT’ın ise temel amacı, Dünya ticaretinin serbestleştirilmesidir. Tarımın GATT’ın öngördüğü ticaretin serbestleştirilmesi kapsamının dışında kalması, ABD’nin 1955 Yılı’nda GATT’a bir istisna hükmünü geçici olmak kaydıyla koydurmasıyla ortaya çıkmıştır. OTP ile AB, ABD karşısında tarım ürünleri ticaretindeki payını sürekli olarak artırmaya başlayınca, ABD GATT’ı kullanarak tarım ürünleri ticaretinde de liberalizasyonun sağlanmasını savunmaya başlamış, Uruguay Raund ile de bunu başarmıştır.

Görüldüğü gibi GATT Uruguay Turu sonuçları, AB ve ABD’nin dışsatım olanaklarını artırma amaçlarına hizmet etmektedir. AB ve ABD’de tarımsal politika hedeflerinin değişmesi, doğal olarak tarım politikalarının da değişmesine neden olmuştur. Artık AB ve ABD için tarımsal politika hedefi arz istikrarını sağlarken aynı zamanda yükselen ürün stoklarını eritmek ve üretici gelirlerinin düşmemesini sağlamaktır.

3.3.Türk Tarımının Ortak Tarım Politikasına Uyumu

Türkiye’de diğer ülkelerde ve Avrupa Birliğinde olduğu gibi bir yasa ile belirlenmiş tarım politikası yoktur.Değişik hükümetlerin kendi dönemlerinde parti programları doğrultusunda bir politika gayretinde bulunmalarına karşın, aynı hükümet döneminde bile farklı bakanların dahi farklı politika uygulamaları gözlenmiştir.

Türkiye’de tarımsal faaliyetler, bölgenin ve iklimin sunduğu hazır imkanlar haricinde , dışarıdan kayda değer bir katkıda bulunmaksızın sürdürülmektedir.

3.4. Tarım Politikasının Hedefleri

*Tarımsal işletmelerin yapısının iyileştirilmesi, yeni teknolojinin en etkin biçimde kullanılması ve etkin örgütlenme ile tarımsal üretimi ve verimliliği arttırmak

*Halkın beslenme düzeyini arttırmak ve iyileştirmek

*Tüm ürünlerin arzında ve fiyatlarında istikrarı sağlamak

*Tarıma dayalı sanayinin hammadde ihtiyacını yurt içinde karşılamak ve tarım ürünlerinin ihracını arttırmak

* Sektörler içindeki gelir farklılıklarını azaltmak ,işsizliği ve göçü önlemek
Tarım ürünlerinin işleme ve pazarlamasında etkinliği sağlamak
* Verimli tarım topraklarının sanayi alanlarına dönüşmesini engellemektir.

3.5.Türkiye-Avrupa Birliği Tarım İlişkileri

Ankara Antlaşmasından sonra 1973’te bu antlaşmanın uygulama esaslarını belirleyen katma protokol yürürlüğe girmiştir.1964’ten beri devam eden hazırlık dönemini takiben girilen geçiş dönemi belirlemiştir.Bu geçiş döneminde , tarımda dahil olmak üzere Gümrük Birliği’nin tamamlanması için yapılacaklar belirtilmiştir.Bu süreç içinde Türkiye’deki genel anlayış, AB’nin Türkiye’ye uyum sürecinde teknik ve mali katkıda bulunması gerektiği yönünde olmuştur.

Helsinki zirvesinde adaylığın teyit edilmesi ile Türk tarımının OTP ile uyum gerekliliği geri dönüşsüz bir sürece girmiştir.Ayrıca Kasım 2000’de yayınlanan ve tarım ilişkin yönleri de bulunan Katılım Ortaklığı Belgesinde katılım müzakerelerine başlaması için Türkiye’nin yerine getirmesi gerekli kurallar yer almaktadır.

Her ne kadar OTP uyumu açısından pek fazla ilerleme olmasa da,Ankara Antlaşması’ndan itibaren Türkiye kaynaklı tarım ürünlerine AB pazarında tek yönlü giriş imkanı sağlanmıştır.
WeBCaNaVaRi Botu

Bu Site Mükemmel :)

*****

Çevrimİçi Çevrimİçi

Mesajlar: 222 194


View Profile
Re: Ekonomide 1950-75 Dönemi
« Posted on: Nisan 26, 2024, 10:33:10 ÖS »

 
      Üye Olunuz.!
Merhaba Ziyaretçi. Öncelikle Sitemize Hoş Geldiniz. Ben WeBCaNaVaRi Botu Olarak, Siteden Daha Fazla Yararlanmanız İçin Üye Olmanızı ŞİDDETLE Öneririm. Unutmayın ki; Üyelik Ücretsizdir. :)

Giriş Yap.  Kayıt Ol.
Anahtar Kelimeler: Ekonomide 1950-75 Dönemi e-book, Ekonomide 1950-75 Dönemi programı, Ekonomide 1950-75 Dönemi oyunları, Ekonomide 1950-75 Dönemi e-kitap, Ekonomide 1950-75 Dönemi download, Ekonomide 1950-75 Dönemi hikayeleri, Ekonomide 1950-75 Dönemi resimleri, Ekonomide 1950-75 Dönemi haberleri, Ekonomide 1950-75 Dönemi yükle, Ekonomide 1950-75 Dönemi videosu, Ekonomide 1950-75 Dönemi şarkı sözleri, Ekonomide 1950-75 Dönemi msn, Ekonomide 1950-75 Dönemi hileleri, Ekonomide 1950-75 Dönemi scripti, Ekonomide 1950-75 Dönemi filmi, Ekonomide 1950-75 Dönemi ödevleri, Ekonomide 1950-75 Dönemi yemek tarifleri, Ekonomide 1950-75 Dönemi driverları, Ekonomide 1950-75 Dönemi smf, Ekonomide 1950-75 Dönemi gsm
Sayfa 1
Yukarı Çık :)
Gitmek istediğiniz yer:  



Theme: WeBCaNaVaRi 2011 Copyright 2011 Simple Machines SiteMap | Arsiv | Wap | imode | Konular