0 Üye ve 1 Ziyaretçi Konuyu İncelemekte. Aşağı İn :)
Sayfa 1
Konu: Eğitim, Tarih Ve Toplum  (Okunma Sayısı: 889 Kere Okundu.)
« : Temmuz 21, 2008, 03:06:40 ÖS »
Avatar Yok

*GeLinCiKk
*
Üye No : 2580
Yaş : Yok
Nerden : Rize
Cinsiyet : Bayan
Konu Sayısı : 1966
Mesaj Sayısı : 12 262
Karizma = 28326


Öncelikle eğitim konseptinin ne anlama geldiğini irdeleyelim ve tahlilini yapalım. Günümüzde eğitim deyince ilk akla gelen, insanların birer eğitim kurumu olan okullara gidip okumayı-yazmayı öğrenme süreci oluyor.Fakat gerçek manada eğitimin nasıl yapılacağı, nasıl yapılması gerektiği ve niçin yapılması gerektiği üzerinde hiç mütalaa ve münazara yapılmıyor.Halbuki eğitim bir toplumun temelidir, belkemiğidir.Eğitimsiz bir toplumun ve devletin , onurlu, güçlü huzurlu ve özgür olması muhal ender muhaldır. Güçlü bir eğitim sistemine haiz olmayan devletin, bir toplumun başka devlet ve ulusların peyki ve payandası olması mukadderdir.Binaenaleyh eğitim, üzerinde öncelikle durulması gereken hayati bir meseledir.
               


Şimdi bazı düşünürlerin eğitim hususundaki rüyetlerine bir göz atalım.Bakınız JOHN DEWEY eğitimi nasıl tanımlıyor;’’yaşantıların yeniden örgütlenmesi yada yenilenmesidir.’’TYLER ise eğitim için; ‘’bireylerin davranış örgütlerini değiştirme sürecidir’’der. Ülkemizde ise ERTÜRK tüm bu tanımları süzgeçten geçirdikten sonra eğitimi şöyle tanımlamıştır;’’bireyin davranışında, kendi yaşantısı yoluyla ve kasıtlı olarak istendik yönde değişme meydana getirme vetiresidir.’’ Netice olarak BİZ de tüm bu görüşleri dikkate alarak eğitimi şöyle tanımlayabiliriz. ‘’eğitim, mütemadiyen değişen yaşam şartları ve toplumsal talepler karşısında, bireylerin bu değişim istikametinde, davranış örgütlerini değiştirip, yaşantılarını yenilemelerine katkıda bulunarak, onların, sorgulayan, araştıran ve düşünen özgür birer birey olmalarını sağlamaktır.’’
               


 Bugünkü yanlış eğitim politikaları yüzünden eğitimimizde bir dejenerasyon ve alinasyon sadır olmuş ve eğitim sistemimiz kökten çürümeye yüz tutmuştur. Bir an önce bu yanlışlıkları izale etmeli ve eğitim sistemimizi tekrar rayına oturtmalıyız. Olayların künhüne inerek eğitimde baştan sona bir reforma gitmeliyiz. Bunun için de işe eğitimin temellerinin atıldığı aileden başlamalıyız. Bunu da birer eğitim yuvası olan okullarımızda gerçekçi eğitim yöntem ve metodlarıyla devam ettirmeliyiz ki; gençliğimizden istikbalde bizleri idare etmeye namzet bireyler yetiştirelim ve hiçbir zaman inancımızı ve umudumuzu yitirmeyelim. Yoksa yarın hürriyetimiz olan cumhuriyetimizi teslim edecek sağlam ve mutemed bireylerden  mahrum oluruz. Çünkü bizleri ikba edecek, milletimizi ve devletimizi payidar kılacak ve ati de layemut eserler ihdas edecek olanlar bugünkü evlatlarımızdır. Atatürk’ün de ifadesiyle; ‘’bugünün  küçükleri yarının büyükleri’’ olanlar şu anki çocuklarımızdır. Şimdi gençliğimizi ne kadar muhkem temeller üzerinde yetiştirirsek, ati de o kadar bahtiyar oluruz. Binaenaleyh, artık menfaat temelleri üzerine oturtulmuş politikalara bir nihayet vermeli, batı mentalitesinin kuklası olmuş güdümlü fikirleri izole etmeliyiz. JAPONLARIN ‘’VOKEN-YOSEİ (Japon ruhu,batı tekniği)’’ yöntemini bizde kendimize uyarlamalıyız. Yani ‘’TÜRK RUHU-BATI TEKNİĞİ’’ ÇİNLİLERİN de uyguladıkları ‘’Tİ-YONG(temel prensipler için Çince, pratik yaraları için batı dilleri) yöntemi gibi.



İşte biz de bu muvazeneyi yakaladığımız an terakki yolunda ve uygarlık alanında en güçlü adımı atmış olacağız. Çünkü, günümüzde toplumun yüzkarası sayılan sefiller, şerliler, anarşistler, ayyaşlar, morfinmanlar, esrarkeşler ve caniler bütün bu eksikliklerin neticesidir. Unutmayalım ki;’’rüzgar eken, fırtına biçer’’(atasözü)Bunun böyle devam etmesi halinde, kim bilir, yarın sokaklarımızı ne tür nesillerin dolduracağını, devletimiz, milletimiz ve cumhuriyetimiz için tehdit unsuru olacağını hiç düşündük mü acaba?Artık istesekte istemesekte düşünmek ve muktezası neyse yapmak, gerekli tedbirleri almak zorundayız.
                 


  Evet bugünkü eğitim sistemi insanlığı yozlaşmaya sürükleyen, prototip insan ihdas eden, mazisiyle gençliğin rabıtalarını koparan bir yanlışlığın içerisindedir. Bu da necip TÜRK MİLLETİNİ külliyen tedenniyata ve eliminasyona sürüklemektedir. Halbuki TÜRK MİLLETİNİN ancak mazisiyle var olduğu, bir bütün teşkil ettiği inkar edilemez bir gerçektir. Mazisiyle rabıtalarını koparan bir milletin varlığını idame ettirmesi mümkün değildir. Mazi bu milletin hayat damarıdır,can suyudur. ATATÜRK demiyor mu ki;’’Türk Gençliği atalarını tanıdıkça, büyük işler başarmak için kendinde kuvvet bulacaktır.’’Bırakınız bu milletin tarihi ile rabıtalarını, biran önce tahkim edilmesi iktiza eder. Bu bir tarihi sorumluluktur,sorumsuzluğun sonu ölümdür.ATATÜRK’ÜN şu sözüne dikkat buyurunuz;’’sorumluluk yükü her şeyden, ölümden bile ağırdır.’’ Ünlü şairimiz MEHMET AKİF’İN de söylediği gibi;’’mazisiz bir milletin, atisi olur mu?’’Elbette ki olmaz olamaz.Bakınız JAPONLAR ne diyor;’’mazi hayatımızın lambasıydı, karanlıkta bize yol gösterecek, önümüzü aydınlatacaktı.’’Tarihimiz geleceğimizi aydınlatan meşalemizdir. O meşaleyi elimizden biran bile bırakmamalıyız, bıraktığımız an karanlıkların mahkumu olmamız mukadderdir. Biz tarihle övünmekten, tarihe saplanıp kalmaktan bahsetmiyoruz.Bilakis, tarihin tekerrür etmemesi ve insanlığın huzur bulması için dersler çıkarılmasını arzuluyoruz.



Zira, ne tarihin körü körüne yerilmesinden, ne de tarihle körü körüne övünülmesinden yanayız.CHURCHİLL diyor ki;’’ne kadar geriye bakarsanız, o kadar ileriyi görebilirsiniz.’’Binaenaleyh, mazisini unutan ve bilmeyen bir neslin atiden yana umutlu ve inançlı olması muhaldir.Zira tarihimize sahip çıkmalı, umudumuzu ve inancımızı taze tutarak, aydınlık ve özgür yarınlar için çalışmalı, yorulmalı ve yaşamalıyız.BİLMELİYİZ Kİ;TARİHSİZ MİLLET, TALİHSİZ MİLLETTİR. '''''''''''''''yüce dinden doğan diriltici ve yüceltici yüksek ahlak ile ve kökleri binlerce yıllık derilere uzanan aziz tarih bilinci ile kuşanmadıkça tükenmeye,yok olmaya mahkumuz.bu durumu çok iyi idrak etmeliyiz.'''''''''''''
                   


 Bizler bugün hızlı bir globalleşme içerisinde olan bir dünyada, maneviyatına, teamüllerine bağlı, iktidarlı, kudretli ve mazisine mümasil, TAM BAĞIMSIZ VE GÜÇLÜ BİR TÜRKİYE istiyorsak;var olan yanlışlıklarla dejenere olmuş, alinasyona uğramış, gelişen kısır ve güdük politikalarla hadım edilmiş, fasit ve muzır fikirlerle idlal olmuş genç dimağları eski iktidarlarına kavuşturmak, onlar için tüm imkanları müheyya kılarak, onları karşı karşıya oldukları eliminasyondan kurtarıp,atiye dair gayelerimize namzet hale getirmeliyiz. Zaten devlet adamlığı da, bireysel menfaatini ve yarınını kurtarmayı değil, amme menfaati için gelecek kuşakları düşünmeyi ve ona matuf hamleler yapmayı, projeler üretmeyi iktiza eder. Aksi ise devlet adamlığı ciddiyeti ile bağdaşmaz. Zira atinin aydınlık ve mesut dünyalarını, gerçekçi bir eğitimden geçmiş, muhabbetle yoğrulmuş, kalpleri sevgiyle yıkanmış, maddi ve manevi değerleriyle teçhiz edilmiş bir sevgi ve muhabbet fedaisi olan nadide şahsiyetlerimiz, aydınlık dimağlarımız ve hür bireylerimiz tesis edeceklerdir.
                 


 Bugün toplumsal sorumluluk bilinci veren, onlara özgürce düşünme,konuşma ve eleştirme imkanı sağlayan, ibda etme istidadı kesbettiren bir eğitim sistemi ihdas etmeliyiz ki;herkes için terakki dünyası olan bu dünya, bizim için tedenni dünyası olmasın. Bizler de istikbale dair güzel bir dünya,aydınlık ve özgür bir hayat, ekmel bir yaşam tasavvur ve tahayyül edebilelim. Artık gençliğimizi eyyamcı yapan, vurdumduymaz ve nemelazımcı bir hale sokan, hedonizmin esiri eden, her şeyi sineye çeken bir nesil ve toplum ihdas eden bu fasit daireden bir an önce mutlaka kurtulmalıyız. Biteviye güzelleşen bir dünyaya özgür bireyler yetiştirmek istiyorsak bu hedefleri behemahal realize etmek durumundayız.
                   


Günümüzde kültüründen, benliğinden, maneviyatından, milliyetinden, ilkelerinden inhiraf etmiş; yanlış ve sapkın düşüncelerin esiri ve peyki olmuş bir gençlik ve toplumla karşı karşıyayız.Bulanık ve bilinmedik sularda azgın dalgalarla boğuşuyoruz.Dostlarımız, düşmanlarımız karışmış. Her türlü muarızlarımıza ve muzır fikirlere karşı teennili olmalıyız. Varlığımıza kasteden hain planları ihsas ve idrak edip ekarte etmeliyiz. Binaenaleyh, bilincimizi ve şuurumuzu her daim uyanık tutmalıyız.               
                   


  Eğitimimiz de dahil olmak üzere bugün tüm müesseselerimiz müzmahil dönemini yaşamaktadır. Bunun aynı şekilde idamesi muhaldir. Bugün okullarımız teçhizatlı ve kaliteli bir eğitimden yoksundur. Mütemadiyen inkişaf eden teknolojinin nimetlerinden nemalanamamaktadır. JOHN DEWEY bu durumu şu sözleriyle sarih bir şekilde ifade etmiştir.’’Okul kitapları ve dersleri bize başkalarının bilgilerini ve keşiflerini gösteriyor. Güya bilgi yolunda en kısa yola götürüyor. Hakikatte bu öğretim usulü bize gerçekleri ve fikirleri anlamak yerine hazırlop bilgileri ezberlemekten başka bir şey olmayan bir papağanlık öğretiyor.’’Artık bugün yenilik denilerek, medeniyet denilerek takdim edilen her şeyin insanlığı tedenniyata sürüklediği aşikardır. Halbuki ne her yeni iyi, ne de her eski kötüdür. Eski ile yeni arasında bir denge kurulmalı ve muazzam bir sentez yapılmalıdır. TOYNBEE’NİN de söylediği gibi;’’bugünkü insan medeniyeti, geçirdiği tarihi aşamanın son noktasına gelmiş bulunuyor. Evet ama kendisinin çökmekte olduğu tek medeniyette bugünkü medeniyettir.’’ İşte bize, inhitat ve inkıraz geçiren bu medeniyetin ürünleri yapay parlaklıklara büründürülerek zerk edilmeye çalışılıyor. Bu medeniyetin bir ferdi olan SCHUMACHER bakınız bu medeniyetin ürünü olan insanı nasıl tarif ediyor;’’çağdaş insan bilimsel ve teknolojik gücünün inkişafından duyduğu coşku içinde tabiatı kirleten bir üretim sistemi ve insanı sakat bırakan bir toplum türü kurmuştur.’’Evet, bugün insanlığın geldiği aşama mezkur düşünürlerinde ifade ettikleri gibi bedahetle ortadadır.
                   


 Toplumumuz devasa sorunlar altında naçar ve bizardır. İsticalen bir kurtuluş reçetesine, uygarlık tasarımına ve toplumsal konsensüse ihtiyaç vardır. Bütün bilim insanları, ilim erbabı, yazar-çizer takımı, aydınlar ve siyasetçiler halkın da desteğiyle geniş çaplı bir ittifakı sağlayıp piyoner konumuna geçerek, hedefler belirlemeli, planlar yapıp, projeler üreterek müthiş bir toplumsal hafıza ihdas etmeli ve gelecek tasavvuru oluşturmalıdırlar. Toplumun her kademesinde bir müsavatsızlık hakimdir. İnsanlara müsavi olarak davranılmamakta ve insanların hak ve hukuktan mütesaviyen faydalanması engellenmektedir. Bu da işin vehametini ve muammasını tedricen artırmaktadır. Lakin bu necip milletin bir bireyi olarak ben, müteaddid badirelerden geçmiş, vartanın eşiğinden dönmüş yüce halkımın, bu badireyi ve kaosu da elbirliği ile atlatacağını, özgür ufuklara yol alacağını ve atalarımızdan tevarüs eden uygar ve ileri hedeflere vasıl olacağını düşünüyor ve buna bütün benliğimle inanıyorum. Ama önce bir sadmeyi mutlaka yaşayacaktır. Fakat bu uzun sürmeyecek ve ardından ‘’BÜYÜK DİRİLİŞ’’tahakkuk edecek ve insanlık baştan sona bir transformasyon dönemi yaşayacaktır.
                     



  Netice olarak şunu söyleyebiliriz ki; bir an önce toplumda zuhur etmiş olan, ‘’dezentegrasyona’’ bir nihayet verip, toplumu ‘’atomize’’ olmaktan kurtararak ‘’entegrasyonu’’ sağlayıp, vahdeti,tesanüdü,uhuvveti,müsavatı ve hürriyeti tesis etmeliyiz. Eğitim ve öğretimde olayların künhüne inerek tanzim ve tebdile gitmeliyiz. Sığ ve edilgen çözümler yerine reel, aktif ve etken düşünceler ve alternatifler üretmeliyiz. Bilakis ne peyk olmaktan kurtulur otonomimize kavuşuruz ne de inhitata uğrayıp türap olmaktan kurtuluruz. Toplumumuzun huzuru, gönenci, süruru, ittifakı, aydınlığı, özgürlüğü, onuru, dayanışması, eşitliği, birlikteliği ve kardeşliği için el ele gönül gönüle vermenin, yol, anlam ve mutluluk haritalarımızı belirlemenin tam zamanıdır. Aydınlık yarınlarda meserret ve saadet dolu bir dünya temennisiyle…Sevgiyle kalın, KİTAPSIZ yaşamayın.Tüketici değil, üretici olun.Zenginleşin, güzelleşin, özgürleşin. Aşk için, onur için, insanlık için yaşayın.Aydınlık,onurlu ve güçlü TAM BAĞIMSIZ TÜRKİYEYİ yeniden inşa edin.Necip milletime en derin sevgi ve saygılarımla.MUHABBETLE, SEVGİYLE, DOSTLUKLA, BARIŞLA, UMUTLA…                   
« Son Düzenleme: Mart 03, 2009, 09:01:51 ÖS Gönderen : DeLy »
WeBCaNaVaRi Botu

Bu Site Mükemmel :)

*****

Çevrimİçi Çevrimİçi

Mesajlar: 222 194


View Profile
Re: Eğitim, Tarih Ve Toplum
« Posted on: Mart 29, 2024, 07:51:36 ÖÖ »

 
      Üye Olunuz.!
Merhaba Ziyaretçi. Öncelikle Sitemize Hoş Geldiniz. Ben WeBCaNaVaRi Botu Olarak, Siteden Daha Fazla Yararlanmanız İçin Üye Olmanızı ŞİDDETLE Öneririm. Unutmayın ki; Üyelik Ücretsizdir. :)

Giriş Yap.  Kayıt Ol.
Anahtar Kelimeler: Eğitim, Tarih Ve Toplum e-book, Eğitim, Tarih Ve Toplum programı, Eğitim, Tarih Ve Toplum oyunları, Eğitim, Tarih Ve Toplum e-kitap, Eğitim, Tarih Ve Toplum download, Eğitim, Tarih Ve Toplum hikayeleri, Eğitim, Tarih Ve Toplum resimleri, Eğitim, Tarih Ve Toplum haberleri, Eğitim, Tarih Ve Toplum yükle, Eğitim, Tarih Ve Toplum videosu, Eğitim, Tarih Ve Toplum şarkı sözleri, Eğitim, Tarih Ve Toplum msn, Eğitim, Tarih Ve Toplum hileleri, Eğitim, Tarih Ve Toplum scripti, Eğitim, Tarih Ve Toplum filmi, Eğitim, Tarih Ve Toplum ödevleri, Eğitim, Tarih Ve Toplum yemek tarifleri, Eğitim, Tarih Ve Toplum driverları, Eğitim, Tarih Ve Toplum smf, Eğitim, Tarih Ve Toplum gsm
Sayfa 1
Yukarı Çık :)
Gitmek istediğiniz yer:  


Benzer Konular
Konu Başlığı Başlatan Yanıtlar Görüntü Son Mesaj
Cibiliyetmi, Eğitim Mi ?
Masal ve Hikayeler
ecre 0 701 Son Mesaj Aralık 23, 2011, 10:31:38 ÖÖ
Gönderen : ecre
Çekirdek Aileden Hangi Toplum Filizlenir?
Kadınca
Mavi_Kiyamet 0 672 Son Mesaj Aralık 24, 2011, 11:09:42 ÖS
Gönderen : Mavi_Kiyamet
Toplum Ve Toplumsal Yapı
AÖF 1. Sınıf Ders Notları
Asortik Hatun 0 641 Son Mesaj Ağustos 05, 2013, 09:06:22 ÖÖ
Gönderen : Asortik Hatun


Theme: WeBCaNaVaRi 2011 Copyright 2011 Simple Machines SiteMap | Arsiv | Wap | imode | Konular