1997 yılında Albert Camus’un kaleme aldığı bu kitap oldukça farklı bir kurgu üzerine inşa edilmiştir. Yazar bu kitabı yayınlandıktan bir yıl sonra Nobel ödülü almıştır. Yazar bu kitabında toplum içerisinde yaşayan insanların birbirlerine ayna tutuklarını ve etkilediklerini anlatmaya çalışmıştır. Düşüş kitap özeti yazarın barda bir adam ile başladığı sohbeti konu alarak başlar. Adama kendini anlatmaya başlayan yazar kendinden başta oldukça olumlu bahsetse de kısa süre sonra kendi anlattıklarından kendini sorgulamaya başlar. Yani yazar aslında insanın kendini durup sorguladığı bir anı çok güzel bir kurgu içinde okura geçirmeyi başarmıştır.

Kitabın adının düşüş olmasının sebebi ise Clamence’in Paris’te evine gitmek üzere yola çıktığında köprüden atlamak üzere olan bir kadını görmesidir. Fakat daha sonradan fark etmiştir ki kadın denize bakıyor. Oradan uzaklaşmaya başlamıştır. Aslında yanlış bir düşüncedir tam arkasını dönmüş ilerlerken kadının suya düşüş sesi gelir. Adam olan iten karşısında şok olur. Kanı donar. Fakat adam yoluna devam etmeye çalışır. Bu olaydan sonra aslında adam kendisine oldukça yabancılaşmıştır. Kendini tanıyamaz hale gelir. Hatta çevresine de aynı şekilde davranır ve giderek hayattan uzaklaşmaktadır.

Düşüş Kitap Özeti
Düşüş kitabı aslında olaylar karşısında umursamaz bir şekilde davranmaya başlayan durağan yaşayan bir adamın hikâyesini anlatmaktadır. Birden bire bir insan ne kadar kendine yabancı olabilir ki. Ne kadar olanlara karşı soğuk ve donuk kalabilir ki. Bunun en güzel örneğini kurguladığı bu kitabında ele alan yazar oldukça başarılı bir iş çıkartmıştır ve Nobel ödülü almayı da başarmıştır Bu kitap ölmeden önce okunması gereken 1000 kitaptan biridir.

Düşüş kitap özeti aslında insanların birbirlerine yabancılaşarak, vurdumduymaz ve önemsemez bir şekilde yaşamaya başlamalarını ele almaktadır. Bir kadının intiharına bile kayıtsı kalan bir insanın duyguları, vicdanı yok olduysa benliği yok olmuştur. Bu kitap aslında tüm dönemlere hitap edecek güzellikteki bir kitaptır. Özellikle de insanların artık birbirinin aynası haline dönüşmesi, davranışların giderek birbirine benzemesi ve sadeleşmesi, duygusuzlaşması, toplumu yok edecek boyuta getirir. Düşüş kitap özeti aslında yazarın başlangıçta bir bar masasında kendi ile yüzleşen bir adamı ele alması ile başlar fakat aslında hepimizin içinde yer alan bir dünyanın kapısını aralar. Çoğu zaman günlük hayatımızda birbirimize karşı kayıtsız kalmaktayız. Özellikle de problemler ortaya çıktığında. Tıpkı canından olan, intihar eden bir kadının hikayesi gibi. Ve onu hiç önemsemeden yoluna tüm soğukkanlılığı ile devam eden bir adamın hikayesi gibi. Oldukça farklı bir tarzda kurgulanmış olan bu kitap sizlerin oldukça beğeneceği tarzdadır ve mutlaka okunması gereken kitaplardan biridir. Yazarın özgün betimlemelerinin yer aldığı ve oldukça başarılı bir dille hikayelerini anlattığı bu kitap dünya çapında okunmuş oldukça beğenilmiş bir kitaptır.