Nasıl bir geceyse artık
hem sıcak var hem üşüyorum usul usul.
Yalnızlığı toparlamışım yine,
yine herkesten uzaklarda
kendimle buluşmuşum.
Ağır ağır bir müzik çalıyor fonda,
ağır ağır içtiğim sigara
beni ağır ağır öldürüyor aslında.

Yine sen geldin aklıma;
sanki az evvel biraz unutmuş gibiydim.
Elimi yakmıştımda musluğun altında tutmuştum.
Akan su elimi serinletirken,
evet, işte o an, seni düşünmemiştim.

Birde sabah işe geç kaldığımda
uyanamamanın verdiği acele ile
seni düşünüp bir sigara yakmaya yetecek vakit bulamamıştım.
Apar topar çıkmıştım evden,
ayakkabılarımı bile yolda giymiştim
ve tökezlediğimde yoldaki bi taşa
içimden geldiği gibi küfretmiştim.
Aklımda değildin;
olsaydın sinirlenemeyeceğimi de bilirdin.

Tabi birde mola verip sigara içtiğimde,
yanımdakiler bi şeyler söylüyorlardı;
dinlerken dalmıştım,
külünü üflerken parmağımın üzerinden
gözümde canlanan saçların değildi
ya da bakmaya kıyamadığım gözlerin.
Sadece saati düşündüm o an
ve geçmek bilmez halini
arasında sıkıştığım yalanların
dürüstlüklerini düşündüm bir an
ve biten sigaramla birlikte hayatımdan giden
o on dakikaya daha sevindim.
Uzun zamandır yüzümde görülmeyen bir gülümseme belirdi;
garipsedim
ve inan seni düşünmedim o an
düşündüğüm tek şey;
yüzüme vura vura akıp giden zamandı...

Sonra bir park köşesinde binekledim bi ara,
nedenini bilmediğim bir sürü sohbet esnasında
içtiğim çayın şekersizliğine mi
bayatlığına mı mana bulmuştum, hatırlamıyorum.
İyice de sıcak çökmüştü.
Uykusuzlukta daha bi zor geldi o sıcak
ağrıyan başımdı bu sefer ellerimin arasındaki
üzüldüğüm değil;
pişmanlığım değil,
sadece eften püften bir ağrıydı.
sen yine yoktun düşüncemde
düşünsem de zaten üzülecek çok şeyim vardı.

Akşamın karanlığı çöküyordu hafif hafif
dağların arkasına geçtiği vakit güneş
inceden canım acıyordu.
Dinlediğim bir müzikte efkar doluyorken ceplerime
kesilen elektriğin acı gerçeğinle
doğruldum uzandığım koltuktan
hiç bir sebep yokken
yüzümü yıkadım.
Odalarını dolaştım evin,
dağınıklığıma kızdım,
tabi birde zamansızlığıma
ama nedense seni düşünmedim o an.
Zaten düşünsem
sana da kızardım...

İşte yine bir sürü yıldız var gökyüzünde,
bir sürü dertsiz parlayan ışık,
bölmeye çalışırken gecemi
gözümde beliren yaşlarda parladı;
yaktığım çakmağın alevi
ve nedense seni düşünmedim o an
biraz bencilce kabul ediyorum.
Sadece kendimi düşündüm.
Bu uykusuzlukta içtiğim kahvenin etkisini bulmaya çalıştım
ama inanmazsın,
o kahveyi bile sen seviyorsun diye içtim...
Düş kurayım istedim.
Gözlerimi kapayıp bıraktım ellerimi
karanlık bir boşluğa,
işte buna inan;
belki tutarsın diye
sabah kadar bekledim...

Vexed

yine sigaraa :/ çok güzel yazmissin gerçekten. Ben çok begendimm

beğendiğinize gerçekten sevindim

Yüreğine sağlık.. Gerçekten çok güzel.

Güzeldi.Teşekkürler.

sanki az evvel unutmuş gibiydim... teşekkürler

teşekkürler.

hmm karışık birisinin hüznü ...

güzel