0 Üye ve 1 Ziyaretçi Konuyu İncelemekte. Aşağı İn :)
Sayfa 1
Konu: Dünyanın Arzuladığı şehir: İstanbul  (Okunma Sayısı: 685 Kere Okundu.)
« : Temmuz 08, 2008, 06:46:50 ÖS »
Avatar Yok

*GeLinCiKk
*
Üye No : 2580
Yaş : Yok
Nerden : Rize
Cinsiyet : Bayan
Konu Sayısı : 1966
Mesaj Sayısı : 12 262
Karizma = 28326


Dünyanın arzuladığı şehir: İstanbul

İstanbul üzerine yazılan kitaplar, özellikle seyahatnameler ve şehir tarihi hakkında yapılan çalışmalar, yalnızca kişisel merakla izah edilebilir mi? Batılı bir yazar, kendi “medeni” tarihinin ürünü olan Londra, Paris, Roma şehirleri dururken niye, İstanbul’un tarihini yazma gereği duyar?

Philip Mansel’in kitabı okunup bitirildiğinde geriye böylesi sorular kalıyor. Konstantiniyye Dünyanın Arzuladığı Şehir 1453-1924, adıyla dilimize kazandırılan eserin, ilk kez 1996’da yayınlanmış olması okuru yanıltmamalı. Yazar, 2007’nin “Şeker Bayramı”nda yazdığı Sonsöz’le, aradan geçen zamanı telafi ediyor. Mansel’in, uzmanlık alanının saray ve hanedan tarihçiliği olduğunu kısa biyografisinden okumak mümkün.


On beş bölümlük kitap, şecereler, notlar, kaynakça ve dizin eklemelerinden oluşuyor. Şerif Erol’un dilimize kazandırdığı eser, çevirideki ustalığıyla dikkat çekici. Ne var ki, aynı ustalığı, divân şiirinden yapılan alıntılamalarda görmek -birkaç şiir dışında- mümkün değil. İstanbul’un fethiyle başlayan Konstantiniyye, 2007 yılının siyasal gelişmelerine dair yorumla son buluyor.


Philip Mansel, şehirlerin “biçimlenmesinde” hanedanların, coğrafya ve iklim kadar belirleyici olduğuna inanıyor. Yazara göre, uzun ömürlü yegâne hanedanlık ve her düzeyde işleyen etkileşimler bütünü, Osmanlı’yı Viyana ve Paris’i şekillendiren hanedanlıklardan farklı kılan unsurlar. Fatih’in İstanbul’a girişinin anlatılmasıyla başlayan ilk bölüm, okuyucuya sonraki bölümlerin üslubuna dair mükemmel bir örnek sunuyor. Tarihî bilgiler vermede çoğu zaman başarılı olan yazar, kişisel yorumlarında ise taraflı davranıyor! “Osmanlı İmparatorluğu hiçbir zaman, Braudel’in iddia ettiği gibi, ‘bir Avrupa ve Hıristiyanlık aleyhtarı’ olmamıştır...” biçimindeki yorumlar, aldatıcı yorumlar...


İslâm’ın devrimci imâları olan bir din olarak tanımlanmasıyla başlayan ikinci bölüm, Konstantiniyye’nin İslâm şehri kimliğini kazanması sürecini anlatıyor. Mansel, bu bölümde de sık sık kişisel görüşlerini okurlarına aktarıyor: “Şehrin Müslümanlaştırılması Osmanlı dimağının kapanmasına da katkıda bulunmuştur. Günümüz insanının dimağı nasıl tıka basa televizyonla doluysa, o da tıka basa dinle doluydu. Müslüman Konstantiniyye’de, Bağdat ya da Kurtuba’nın entelektüel özgünlüğü ya da araştırmacı ruhu yoktu.” Yazarın araştırmacı yönünü, yine bu bölümde örnekleriyle görmek/okumak mümkün. Panagia Pege Ortodoks kilisesinin balıklarını merakla, 1992 yılında yola revan olan Mansel, “tetkikleri” sonrasında “sazanlanmış” olarak, eli boş döner...


Topkapı Sarayı bağlamında Osmanlı bürokrasisi, giyim-kuşam kültürü, yeniçeri teşkilâtına dâir anlatılanlardan oluşan üçüncü bölüm, “Haremler ve Hamamlar” adlı sonraki bölümün önsözü niteliğinde. Tek bir kitap içinde, Osmanlı hanedanının -hem de payitahtının- anlatılmaya çalışılması, kitabı alıntılar manzumesine dönüştürüyor kaçınılmaz olarak. Bu bölümlerdeki yorumlar, özellikle Harem’le ilgili olanlar, evlere şenlik! Betimlemeler hayvansal ve bitkisel unsurlarla “yoğunlaştırılmış” olarak çıkıyor okurun karşısına. “Osmanlı sarayının parıltılı vahşi ormanı içinde en iyi savunma saldırıydı” biçimindeki ifade, bu betimlemelerin en “ılımlı”sını oluşturuyor.


“Vezirler ve Tercümanlar” bölümünde Köprülü ailesine dâir anlatılanlar, ortalama bir tarih kitabından okunabilecek nitelikte. Saraya bağlı tercümanların anlatılmasının yanında, seyyahlara dâir söylenenler çok daha ilgi çekici. “Konstantiniyye’de seyahatin amacını bilimsel araştırma değil, iktidar ve para oluştururdu.” derken, gezginleri haklı çıkarmak adına, yine Osmanlı’yı eleştirme gereği duyuyor: “Zihinsel merak eksikliği şehrin lanetiydi. Galata’nın kimi sakinleri Haliç’in öte yanına geçmek zahmetine bile katlanmazdı.”


Sultan’a, Topkapı Sarayı’ndan Galata’yı seyrettiren Mansel, Osmanlı’nın çiçek zevkini anlatırken, “Osmanlıların çiçeklere mukaddes emanetlermişçesine davrandıklarını” aktarıyor. Okurunu şaşırtmayı seven yazar, vezirlere padişaha yüksek faizle borç verdirip zenginlere siyah, fakirlere de kırmızı havyar yedirmekte sakınca görmüyor. “Yeniçeri’nin Çatık Kaşları”ndan sonra, Konstantiniyye’nin “öyküsü” daha da bildik bir hâl kazanıyor. II. Mahmut’la birlikte başlayan yeni dönem, Ankara’nın başkent oluşuyla tamamlanıyor.


Kitabının büyük bir bölümünü, kahvehanelerinin bolluğuyla dikkatini çeken Kuzguncuk’ta yazdığını belirten Mansel, oryantalizm meselesine de değiniyor. Böylelikle, fikrî masumiyetini ispatlamış olarak çıkıyor okurunun karşısına. Fransa’nın Osmanlı’da bilimsel ve sanatsal ilerlemesi yolundaki çabalarını anlattıktan sonra, savını Edward Said’i eleştirerek desteklemeye çalışıyor: “Bu durumda, Edward Said’in, ‘oryantalizm esas olarak Batı’nın ‘Şark’ı yönetme’ arzusunun dışavurumudur,’ tezi bizim için özellikle yanıltıcı olur. Zira, realpolitik nedeniyle, Osmanlı İmparatorluğu’nun güçlenmesinden en çok çıkarı olan güç Fransa’ydı.” Günümüz İstanbul’unun, geçmişteki kozmopolit kimliğini kazanmaya başladığını imâ eden Mansel, “... Şarkiyatçılık ya da Garbiyatçılık gibi sorunlarla kafaları karıştırmadan” yana olmadığını belirtirken, aslında bir kez daha -bu kez isim vermeden- Edward Said’e çatıyor.


“Önsöz”ünü Mete Tunçay’ın yazdığı böylesine hacimli ve iddialı bir çalışmayı, “hiç sıkılmadan, haz alarak okumak”, uzman işi olsa gerek. Betûl Mardin, Taha Toros, Münevver Ayaşlı, Safiye Ayla... gibi, kendi alanında “usta” pek çok İstanbullunun adını bu kitapta görmek, okur için asıl mutluluk nedeni
WeBCaNaVaRi Botu

Bu Site Mükemmel :)

*****

Çevrimİçi Çevrimİçi

Mesajlar: 222 194


View Profile
Re: Dünyanın Arzuladığı şehir: İstanbul
« Posted on: Mayıs 04, 2024, 09:44:25 ÖS »

 
      Üye Olunuz.!
Merhaba Ziyaretçi. Öncelikle Sitemize Hoş Geldiniz. Ben WeBCaNaVaRi Botu Olarak, Siteden Daha Fazla Yararlanmanız İçin Üye Olmanızı ŞİDDETLE Öneririm. Unutmayın ki; Üyelik Ücretsizdir. :)

Giriş Yap.  Kayıt Ol.
Anahtar Kelimeler: Dünyanın Arzuladığı şehir: İstanbul e-book, Dünyanın Arzuladığı şehir: İstanbul programı, Dünyanın Arzuladığı şehir: İstanbul oyunları, Dünyanın Arzuladığı şehir: İstanbul e-kitap, Dünyanın Arzuladığı şehir: İstanbul download, Dünyanın Arzuladığı şehir: İstanbul hikayeleri, Dünyanın Arzuladığı şehir: İstanbul resimleri, Dünyanın Arzuladığı şehir: İstanbul haberleri, Dünyanın Arzuladığı şehir: İstanbul yükle, Dünyanın Arzuladığı şehir: İstanbul videosu, Dünyanın Arzuladığı şehir: İstanbul şarkı sözleri, Dünyanın Arzuladığı şehir: İstanbul msn, Dünyanın Arzuladığı şehir: İstanbul hileleri, Dünyanın Arzuladığı şehir: İstanbul scripti, Dünyanın Arzuladığı şehir: İstanbul filmi, Dünyanın Arzuladığı şehir: İstanbul ödevleri, Dünyanın Arzuladığı şehir: İstanbul yemek tarifleri, Dünyanın Arzuladığı şehir: İstanbul driverları, Dünyanın Arzuladığı şehir: İstanbul smf, Dünyanın Arzuladığı şehir: İstanbul gsm
Sayfa 1
Yukarı Çık :)
Gitmek istediğiniz yer:  


Benzer Konular
Konu Başlığı Başlatan Yanıtlar Görüntü Son Mesaj
Leonis - Bir Dünyanın Merkezindeki Şehir: Istanbul 1914-1922 - Yorgos Theotokas
Kitaplar Hakkında Bilgi ve Özetler
naberpravda 0 745 Son Mesaj Eylül 19, 2013, 04:46:32 ÖS
Gönderen : naberpravda


Theme: WeBCaNaVaRi 2011 Copyright 2011 Simple Machines SiteMap | Arsiv | Wap | imode | Konular