|
|
|
Ey mevtâ! Düne kadar aboneydin harama; Hep derdin ki: ” Sözüm geçer parama.” Şimdi musallada, boşa arama ; Banka vezneleri yok tabutların , Söyle, biraz avans versin putların !.
Tapular bıraktın, valiz dolusu, Vârisler şimdiden, kurdular pusu. Niye getirmedin ? Hayret doğrusu ; Gerçi, bagajları yok tabutların, Bir taksi tutardı, sana putların…
Ahlâk felsefende, çağdaşlık maşa, Üçbeş fâhişeyle, güreştin başa. Haydi.. Bu gece de, kaçamak yaşa; Gümüş şamdanları, yok tabutların, Söyle, birkaç mum getirsin putların !.
Hep aşkta kazandın(!) ,verdin kumarda, ”Dolaşmalı” derdin, ”rakı damarda” Biraz ayıldın mı bu son şamarda ? Amerikan barı, yok tabutların, Söyle de cin tonik versin putların !.
Nerde şimdi, beş yıldızlı oteller ? O hüzzam faslına, dem tutan teller ? Nerde, o rakseden incecik beller ? Dansözü, şantözü yok tabutların , Zil takıp oynasın, şimdi putların !.
Yaşarken, sen de bir saplantı vardı; Minâreler, sanki sana batardı. Hele sabahları, tepen atardı; Gördün ya.. Konforu yok tabutların, Söyle de, bir döşek sersin putların !.
Ne kadar büyüktü dindara kinin. Hacıya, hocaya uzardı dilin. Konuşsana mevtâ ! Bitti mi pilin ? Oksijen tüpleri yok tabutların, Söyle de bir nefes versin putların.
”Uyandım” diyorsun, lâkin boşuna; Gördün.. Bakmıyorlar hiç göz yaşına ”Ey mevtâ !. Kaldın mı, yalnız başına” İmdat düğmeleri, yok tabutların, Üzülme.. Kurtarır (!) seni putların .
(CENGİZ NUMANOĞLU)
|