|
|
|
Sana yüreğini açıp gelenlerden kaçarsın, sen dil cambazlarını seversin. Özü doğru değildir, sözü doğru değildir ama yüreğin onlara gider, sen öyle seversin.
Kendini kapattığın o küçük dünyada, süslenerek kapıdan gireni buyur edersin. Benim bir hırkam var üstümde diye, niye yarım ağızla davet edersin.
Sen ki; bütün acıların üstünde yürümüşsün, her şeyi iyi bilirsin. Ruhunun daha olgun olması gerekirken, sen neden kendini aşağıya çekersin?
Aşkın yüzünü tanımadan yaşarsan, o sevda okyanusunda boşa kürek çekersin. Dil mi acır, söz mü kanar, yürek mi yanar bakmadan; kime başın eğersin?
Ben sana tüm sevgimle akarken, içimdeki dışımda dolup taşarken, eğrim doğrumla sana koşarken, sevdamı üstüne çiçek çiçek açarken; sen başkasının iki süslü lafına niye kulluk edersin?
Elbet sevilmektir her gönlün derdi ama sevildiğin yeri yanlış mı bellersin? Kimin yüzü sana dönük bakmadan, elleri hanene buyur edersin.
Sen ki; acılarla rendelenmiştin, hangi süslü sevdaya boyun eğersin? Kılıf bulmaksa derdin, merak etme her yalana kendini inandırıp sevap bile eylersin.
İçim dışım bir benim, yalana gitmez dilim; herkesi seviyorum diye, niye beni üzersin? Sana dayadım sırtımı, geri çekilirsen ancak beni düşürüp gülersin.
Sen güzelliği nerede aradınsa, orada bulacaksın. Ben öyle güzellerden değilim; aklımın hür, vicdanım özgür, bedenim bana zimmetli yaşar giderim. O yüzden belki yanından geçerken, kafanı çevirir gidersin….
Candan Ünal
|