koçluk nedir - farkındalık - değişim ve dönüşüm - kişisel gelişim süreci
Koçluğun, ‘’sıra dışı’’ bir yöntem olmasının nedeni elde edilen değişim, verim ve performansın kanıtlanmış ölçüde fark yaratmasıdır.

 Albert Einstein demiş ki;

 ''Eğer hayatım bir saat içinde çözmem gereken bir probleme bağlı olsaydı, bunun ilk 55 dakikasını uygun soruyu bulmak için harcardım. Onu bulduktan sonra doğru cevabı bulmam en fazla 5 dakikamı alırdı.''

Koçluk ile ilgili yazacağım yazıyı düşündüğüm sıralarda bu cümle karşıma çıktığında ''işte bu’’ dedim. Sıra dışı bir gelişim yöntemini hakkını vererek anlatabilmek için mükemmel bir açılış cümlesi…

Soru ve cevapların fazlasıyla rol aldığı ve doğru soruları sormanın işin kilit noktasını oluşturduğu Koçluğun ''sıra dışı’’ bir yöntem olmasının nedeni elde edilen değişim, verim ve performansın kanıtlanmış ölçüde fark yaratması, kişilerin üzerindeki etkisi ve gücünün diğer yöntemlere oranla şaşırtıcı derecede yüksek olmasıdır.

 Danışanlarım başta kazanmaya başladıkları farkındalıkları ve pozitif değişimi anlamlandırmakta zorluk çekebiliyorlar. Bunca zamandır uğraşıp yol katedemedikleri konular nasıl oluyor da birer birer hızla çözümlenmeye başlıyor? Bu özgüven artışı, harekete geçme isteği ve enerji nereden geliyor?

 Koçluk içerisinde pek çok ekolü ve yöntemi barındırıyor. Derinliğini ve yöntemlerdeki bilgeliği tek bir yazı ile anlatmak mümkün değil ancak değişimin sebebini yalın bir şekilde anlatmak mümkün.

Şöyle düşünelim;

 Kişisel gelişim için genelde hangi yöntemleri izliyoruz?

 Aile büyüklerinin yönlendirmeleri,
 Deneme yanılma – deneyim kazanma,
 Okul ve iş hayatında alınan eğitimler,
 Okumak ve araştırmak,
 Yeri geldiğinde alınan terapiler…
Ve elbette günümüzün en popüler yöntemi: Geribildirim

 Geribildirim yöntemini ayrıca uzun uzun irdeleyebiliriz ancak bugüne dek gerek iş yaşamından gerek danışanlarımdan gördüğüm örnekler üzerinden gidecek olursam, geribildirimlerin ustalıkla yapılmadığında kişilerin üzerinde olumsuz etki bıraktığını rahatlıkla söyleyebilirim.
 Koçluğun farkı ne?

 Koçluğun en önemli ilkelerinden bir tanesi “Her Danışanın kendi istek ve sorunlarının üstesinden gelebilecek kaynaklara ve doğuştan gelen bir yaratıcılığa sahip olduğu’’ 'na inanmasıdır.

 Aslında en büyük fark bu prensibin altında yatıyor. Kişinin ulaşmak istediği hedeflere ulaşabilecek ve aşmak istediği eşikleri aşabilecek güçte ve potansiyelde olduğunu peşinen kabul ediyoruz.

 Başka bir açıdan bakıldığında ise bu ilke bize insanlara, doğaya, hayata karşı önyargılarımızdan arınmamız gerektiğini fısıldıyor…

Peki, Koçluk süreci nasıl işliyor?

 Bir araya gelinen yapılandırılmış seanslarda kişinin geçmişine değil, ağırlıklı olarak gelecekteki hedeflerine ve hayallerine odaklanıyoruz.

 Koçun ustalığı; sorduğu sorular, farklı pencerelerden baktırma ve kişinin çözümler üretmedeki yaratıcılığını körüklemeye yönelik uyguladığı yöntemlerde yatıyor.

 Sorulara cevaplar gelmeye başladığında ''farkındalık’’ devreye giriyor.

 Güçlü ve kişi üzerinde etkisi yüksek farkındalıkların en güzel yanı bir daha geriye gidişin mümkün olmamasıdır. Fark ettiklerinizi içselleştirebildiğinizde kalıpların dışına çıkmaya başlarsınız.

 Farkındalığın ardından potansiyeli ortaya çıkarma ve gelişim geliyor. Artık gelişim yolculuğuna odaklanan kişinin bakış açısı zaman içinde ''değişiyor’’ ve atılan kararlı adımlar ile birlikte ''dönüşüm’’ başlıyor…

Hepimiz çok iyi biliyoruz ki hayat bir öğrenme platformu ve bu platformu tüm benliğimizi ve potansiyelimizi ortaya koyarak kullanabildiğimizde, daha tatminkar ve mutlu bir hayat yaşıyoruz. Bunu yaratmanın sadece bizim elimizde olduğunu anladığımız an önemli çözümlemeler başlıyor.

 Koçluk sürecinin en güzel yanı ise yalnız olmamanız, odaklanmanızı sağlayan, yol boyunca ayağınıza takılan engelleri aşmada size destek olan ve dönüşümünüze tanıklık eden birinin size eşlik ediyor olması…