Michael J. Behe tarafından Darwin’in kara kutusu kitap özeti evrim teorisine karşı kimyasal zafer olarak tanımlanır. Kitabın alt başlığı da budur. Darwin Türklerin kökeni diye bir kitap yazmıştır. Bu kitap yazıldığında hücre hakkında yeterli bilgi yoktu ve hücre sırlarla dolu bir kara kutuydu. Bu kara kutu dışarıdan gözlemlenebiliyordu. Fakat o dönem kutunun nasıl çalıştığı hakkında bir bilgi yoktu ve bu nedenle Darwin Türklerin kökenini yazarken hücre hakkında hiçbir fikre sahip değildi. Moleküler biyoloji, fare kapanı, kanın pıhtılaşması, Rude Goldberg makinesi, indirgenemez karmaşıklık teorisi birbirleriyle çok ilgisiz durabilir. Fakat bunların tümü Michael Behe tarafından yazılan Darwin’in kara kurusu adlı kitabının bölümleri. Bir biyofizik profesörü olan Behe bu kitabı ile akademik çevrelerde büyük tartışmaların başlamasına neden oldu.

Dünyada son kırk yıldır Darwin’in teorileri tek tek masaya yatırılarak inceleniyor. Yaradılışçı hareketler ve akıllı tasarım teorisyenleri Darwin teorilerinde karanlıkta kalan yönleri inceliyor. Behe’de Darwin teorilerini masaya yatıran bir bilim adamı. Behe’nin Darwin’in kara kutusu kitap özeti diğer incelemelerden farklı bir noktaya oturuyor. Bunun nedeni ise Behe’nin çok tanınmış bir üniversiteden gelen tanınmış bir bilim adamı olması. Behe argümanlarını sağlam temellere oturtuyor.


 
Charles Darwin günümüzde tartışmalara konu olan Türklerin kökeni isimli kitabında bir organın tanımlanmasından söz ediyor. Bu organı ”art arda gelen ve gözle görülür küçüklükteki değişikliklerle oluşamayacak kadar kompleks” olarak tanımlamakta ve eğer böyle bir organın varlığı söz konusu olsa idi teorisinin çökmüş olacağından bahsetmektedir. Böyle bir organın varlığını da saptayamadığını söyler. Behe Darwin’in kara kutusu kitap özeti ile bu organın varlığını bildiğini söylüyor. Son kırk yıldır yapılan moleküler ve hücre alanında yapılan biyolojik araştırmalar Darwin’in kara kutusunu aralamaya başlıyor.

Darwin teorileri bilimsel araştırmalar yapıldıkça ve bilgi arttıkça sallantıya giriyor. Bu teorilerin arasında Darein’in doğal seleksiyon teorisi de bulunuyor. Darwin’in doğal seleksiyon ile açıkladığı yaşam sistemi soru işaretleri doğuruyor. Araştırmalar yüzlerce moleküler organ kompleksi keşfediyor. Bu organ kompleksleri de Darwin’in bulamadım dediği, bulsaydım teorim çöpe giderdi dediği organı işaret ediyor. Behe Darwin savunucularından farklı olarak doğal seleksiyon değil akıllı tasarım inancına sahip. Behe, evrim karşıtı olmakla birlikte evrimsel değişimleri tamamen göz ardı etmez. Kitabında türlerin ve türsel özelliklerin kademeli olarak değişmesinin mümkün olmadığını ispatladı.


 
Behe’ye göre türler kontrolsüz olarak evrim geçiremez ve evrim tesadüfen olmaz. Birçok yapı Behe’ye göre evrimleşemeyecek kadar karmaşıktır. Behe’nin teorileri de bilimsel çevreler tarafından şüpheyle karşılandı. Çeşitli tezlerle bu teoriler çürütülmeye çalışıldı. Evrim konusunda Darwin yanlıları ile Darwin karşıtları arasında yaşanan gerilim sürekli devam ediyor. Günümüzde bilimsel temellere oturtularak evrim gerçekliğinin ret edilmesi mümkün değildir. Behe’de bunun bilincindedir ve tezine rağmen evrimin tamamen ret edilmesinin mümkün olmadığını söylemektedir.