0 Üye ve 1 Ziyaretçi Konuyu İncelemekte. Aşağı İn :)
Sayfa 1
Konu: Canlıların Besin Zinciri  (Okunma Sayısı: 2268 Kere Okundu.)
« : Ocak 20, 2010, 05:28:51 ÖS »
Avatar Yok

By.TuRuT
*
Üye No : 773
Nerden : Rize
Cinsiyet : Bay
Konu Sayısı : 19239
Mesaj Sayısı : 48 228
Karizma = 65220


Beslenme basamağı; bir ekosistemdeki beslenme zincirinin aşamalarından her davranışlarına göre değişik basamaklarda sıfırlandırılır. İlk ve en alt basamakta fotosenaaayoluyla kendi besinini kendisi üretebilen yeşil bitkiler ( üreticiler) bulunur. Bitkiler ya da bitkisel ürünler ikinci basamaktaki otçul hayvanlar tarafından yenir. Üçüncü basamakta otçulları yiyen birincil etçiler dördüncü basamakta da birincil etçileri yiyen ikincil etçiler yer alır. Canlıların çoğu birkaç beslenme basamağında birden beslendiği için leşle yada bitkisel ürünler de beslenir. Bazı otçullar da zaman zaman hayvansal ürünleri yer. Baktariler ve mantar gibi çürükçül canlıların ölmüş ilk basamaktaki bitkilerin yararlanabileceği besinler haline getirilmesi ise ayrı bir beslenme basamağını oluşturur.

Beslenme zinciri ekolojide madde ve enerjinin bir canlıdan öbürüne yiyecek biçimde aktarılma dizisi. Canlıların çoğu yalnızca bir tek hayvan ya da bitki türüyle beslenmedikleri için beslenme zinciri ilk halkasıdır. Etçil beslenme zincirinde bitkilerle beslenen (otçul) bir hayvanı daha büyük bir hayvan yer ve ielk besin kaynağından gelen madde ve enerji bu etçil hayvana aktarılmış olur. Asalak beslenme zincirinde küçük bir canlı kendisinden daha büyük olan konağın bir bölümüyle beslenirken kendisi de daha küçük asalakların konağı olabilir. Çürükçül beslenme zincirinde ise mikroorganizmalar ölü organik maddelerle beslenerek yaşamlarını sürdürür.

Beslenme zincirinin halkalarını oluşturan her beslenme basamağında ısı biçiminde bir enerji kaybı olacağından bir beslenme zincirinde en çok dört ya da beş basamak bulunabilir. Nüfus yoğunlugun çok yüksek olduğu bölgelerde yaşayan insanlar tahıl yiyen hayvanlar yerine doğrudan tahıllar beslenerek beslenme zincirinin bir halkasını azalttıklarından toplam yiyecek arzını arttırmış olurlar. Beslenme zincirine kadar kısalırsa son tüketiciye ulaşan toplam enerji miktarı da o kadar artar.

Bitkiler gibi kendi besinini üretme yeteneği olmayan hayvanlar yaşamlarını sürdürebilmek için başka canlıları yemek zorundadır. Bu yüzden doğadaki yabani hayvanların yaşamı genellikle başka bir hayvanların yaşamı genellikle başka bir hayvana yem olarak son bulunur.Örneğin ot yiyerek beslenen bir tavşan günün birinde bir tilkiye yem olur tilki ölünce de onun leşini bu kez sinek kurtçuları ile leşböcekleri yiyip bitirir. Bitkilerden başlayıp çeşitli hayvanların birbirini yemesiyle sürüp giden bu ilişkiyi çevirebilir (ekoloji) uzmanları beslenmezinciri olarak adlandırılır.

Doğada tek tür yiyecekle beslenen hayvan pek azdır. Tavşan yalnız otları değil yabani meyveleri ağaçların yaprak ve filizlerini de yiyebilir. Tilki ise tavşandan başka fareleri şıçanları kümes hayvanlarını ve böcekleri yiyerek beslenir. Bu nedenle çok karmaşık olan bu ilişkiler ağını anlayabilmek için pek çok besin zincirin arasındaki bağlantıyı kurmak gerekir. Çevre Bilim Uzmanları bu bağlantıyı göstermek için canlıların adlarını ya da resimlerini oklarla birleştirerek ayrıntılı şemalar çizerler. Genellikle bir örümcek ağı kadar karmaşık olan bu şemalar ağı denir.
Aslında dağa son derece karmaşık olduğu için ğerçeğe birebir uyan bir beslenme ağı çizmek çok güçtür. Bu ağa katılacak her yeni hayvan başka bir canlıyı yediğinden ya da başka bir canlıya yem olduğundan ağa eklenecek okların sonu gelmeyecektir. Çevrebilimciler bu güçlüğü yenmek için genellikle bir hayvanın yalnızca temel yiyeceklerini ya da belli bir bitki türünü yiyen bellibaşlı hayvanları göstermekle yetinirler.

Beslenme ağının çizilmesiyle doğadaki bu karmaşık ilişkinin bazı notları açıklığa kavuşur. Enerjisini güneş ışığından hammaddelerini topraktan ve sudan alarak kendi besinini kendisi üretebilirler yeşil bitkiler genellikle en alt basamağa yerleştirilir. Temel olarak bitkiyle beslenen tavşan ve sıçan gibi hayvanlar bir üst basamakta toplanabilir. Bunlar otçul hayvanlardır. Daha çok öbür hayvanları yiyerek beslenen gelincik ve baykuş gibi hayvanlar ise daha yukarıdaki basamakta yer alır. Bunlar etçilerdir. Otçullar ile etçiller arasındaki basamağa da hem bitki hem hayvan yiyen porsuk tilki gibi hayvanlar yerleştirilir. Bunlarda hepçiler’dir.
Beslenme basamağı denen bu aşamaların belirlenmesinden sonra beslenme ağı karmakarışık bir çizgiler yumağı olmaktan çıkarak düzenli bir şemaya dönüşür. Bu şemaya bakıldığında bitkilerden otçulara ve etçilere doğru gidildikçe her basamakta daha az sayada canlı olduğu açıkça görülebilir. Bu nedenle tabanı geniş tepesi dar olan bu şekil bir piramidi andırır. Bu beslenme piramidinin tabanında yaprak ot çiçek ve ağaçlarıyla kalabalık bir bitki topluluğu tepesinde ise yalnızca bir iki gelincik yada baykuş vardır.

Yukarıda sözü edilen hayvanların çoğu ormanda yaşadığı için çizilen bu piramit bir orman bölgesi beslenme ağıdır. Ama çöllerde tropik ormanlara varıncaya kadar her yaşam ortamı için beslenme ağı çizilebilir. Örneğin denizlerdeki beslenme ağının en alt basamağında bitkisel plankton ya da fitoplankton denen çok küçük bitkiler yer alır. Küçük balıklar ve öbür deniz ara basamaklardır. En tepede ise köpekbalıkları katil balinalar gibi iri ve yırtıcı hayvanlar bulunur.

Beslenme ağlarının incelenmesi bilim adamlarına birçok açıdan yardımcı olur. Söz gelimi bir ormandaki aynı türden bütün ağaçlar kesildiğinde ne olacağını önceden görebilmek için o ormanın beslenme ağı çizilir. Eğer az bulunun bir hayvan türü bu ağaçlardan beslenen hayvanları yiyerek yaşıyorsa böyle bir kesim bu türün yaşamını tehliaaae atacaktır. Çevre korumacılar bir türü ya da bölgeyi en iyi nasıl koruyabileceklerine karar verirken beslenme ağlarından ve benzeri yöntemlerden çok yararlanırlar.
Bütün canlılar hayatlarını sürdürebilmek için besin maddelerini tüketmek zorundadır. Bazi canlılar bu besinlerinin çoğunu kendi vücutlarında üretirler. Böyle canlılara ototrof denir. Bir çok canlı ise gerekli besinleri dış ortamdan hazır olmak zorundadır. Böyle canlılara ise hetteraf denir. Üç çeşit besin vardır.

Bütün hücrelerin en önemli enerji kaynaklarıdır. Genel formülleri cn (H2 O) ile gösterilir. Bu formülde glikoz için “n” yerine b yazarsak C6 H12 I6 solunum ürünleri H2 O ve CO2 dir. Karbonhitradlar bitkilerde hücre çeperinin yapısını oluşturarak bütün canlı hücrelerde zarın yapısına katılarak ONA ve RNA da bulunarak yapısal fonksiyon da görülür. Yapısındaki şeker molekülünün sayısına göre üç çeşit şeker vardır.

a) Monosakkoritler (Tek Şekerler): Basit şekerlerde denir. İçerdikleri karbon atom sayısına göre 6 karbonlu olanlar (eksozlar); Glikoz Fruktoz Monosakkoritler Disakkorit ve polisakkarıtlerin yapı taşı (monomeri) dirler.
Glikoz: Serbest olarak bol üzüm ve incirde bol bulunur. Bütün polisakkaritlerin yapısını oluşturur.

Fruktoz: Bol ve olgun meyvelerde bol bulunur. Süt Şekeri denir. Bunun için hayvansal bir besin maddesidir.
Riboz: RNA nın ATP nin ve bazı enzimlerin yapısında bulunur. Deoksiriboz ise DNA nın yapısında bulunur.

b) Disokkaritler (çif şeker) İki monosakkaritin birleşerek meydana getirdiği şekerlerdir.

Maltoz (molt şekeri) = Glikoz+Glikoz
Laktoz (süt şekeri) = Glikoz+Galaktoz
Sükroz (sokkaroz = Çaş şakari) Glikoz+Fruktoz
Maltoz ve sükroz bitkilerinden Loktoz da insan ve memeli hayvanlardan sağlanır.
Palisakkaritler = Çok sayıda glikozun bağlanmasıyla oluşurlar. Yeni glikozun dehidrosyon oluşmuş polimarlerdir.
Glikoz+Glikoz+ .............. + Glikoz _______ Polisakkorit + (n-1) H2 O

Hepsi aynı yapı maddesinden oluştuğu halde fiziksel ve kimyasal özellikleri farklıdır. Çünkü glikoz molüküllerinin herbirine bağlanma biçimleri farklıdır.

Nişasta: Bitki hücrelerinde bulunur hayvan hücrelerinde bulunmaz. Suda erimez. Bağırsık epitelinden doğrudan doğruya kanageçmezler. Bitkilerin depo ettiği besin maddesidir. Hayvanların çoğu sindirerek enerji hammaddesi olarak kullanır.

Selüloz: Bitki hücrelerinde bulunur. Suda erimez. Bağırsak epitelinden doğrudan kana geçmez. Geviş getiren memelilerde bazı kuşlarda ve termitlerde (beyaz karıncalar) sindirilerek kullanılır. Ağaçların yapısının yaklaşık %50 si selulozdur.

Glikojen: Hayvan hücrelerinde bulunur ve hayvansal nişasta da denir. En fazla karaciğer ve kaslarda bulunur. Hayvanların en hızlı kullanıldığı yedek enerji deposudur. Suda çözünür.

2) Yağlar (Lipidler): Lipidler C H O atomundan meydana gelir. Bazılarında fosfor ve azot gibi elementler de yer alır. Yapısındaki oksijen oranı şekerden azdır. Yapılarında yağ asitleri gliserol ve başka bazı maddeler bulunur.

3 yağ asidi+1 Gliserol _______ yağ+3 H2O

Yağ asitleri gliserol ile ester bağlarıyla bağlanır ve su açığa çıkarıllar (dehidrosyon) Bir gliserol bağlanan yağ asitleri aynı olabileceği gibi farklı da olabilir. Bundan dolayı yağların birçok türevi meydana gelmiştir.

Yağlar suda hiç çözünmez ya da çok aç çözünürler. Aseton eter kloroform benzen ve alkol gibi organik çözücülerde çözünürler.
Hücrede enerji ve yapı maddesi olarak (hücre zarı) kullanılır. Ayrıca deri altında ısı kaybının önlenmesinde ve hayvanlarda çeşitli organların dış kısmının korunmasında görevlidir. Solunumla yakılmaları (oksidosyonların) sonucunda fazla miktarda mitebolik su açığa çıkarırlar. Bunun için özellikle kış uykusuna yatan uzun süre göç eden ve suyun az olduğu ortamlardayaşayan iyi bir depo ve enerji hammaddesidirler. Aynı zamanda hafif olduğundan uçmada hayvana avantaj sağlarlar.

Yağların yıkımı ve kullanımı uzun sürdüğünden hücreler enerji kaynağı olarak karbonhitratlardan sonra tercih edilirler.

En önemli lipidler yağ asitleri yağlar (nötr yağları) fosfolipidler steroidlerdir. Yağ asitleri en basit lipidled olup uzun karbon zincirlerinde oluşurlar. Karbonlar arasındaki bütün bağlar tekli ise doymuş çift bağ varsa doymamış yağ asitleri diye adlandırılırlar. Genellikle sıvı yağlar bitkisel kaynaklı olup doymamış yağ asitleri içerirler. Katı yağlar ise genellikle hayvansal kaynaklı olup doymuş yağlar asitleri içerirler. Doymamış yağların yüksek sıcaklık ve basınçta hidrojenle doğrulmasında margarinler elde edilir.Oleik asit zeytinyağı başta olmak üzere birçok yağın yapısında bulunan 18 karbonlu doymamış bir yağ asitidir. Linoleik asit ise ençok tohumlarda bulunan dolmamış yağ asitidir.

Butirik asit tereyağında palmatik asit ise hem bitkisel hem hayvansal yağlarda bulunabilen doymuş yağ asitleridir.
Steroidler zorların yapısına katıldığı gibi vitamin ve hormon olarak da görev alırlar. Fosfolipidler hücre zarının önemli yeapı elemanlarıdır.

Yapılarda C H O ve N bulunur. Bazılharında 5 de yer alır. Yapı taşları 20 çeşit amino asittir. Basit bir protein yüzlerce amino asitin birleşmesi sonucu meydana gelir. Hücrelerin mokromeleküllerinde olup temel yapı maddesidirler. Solunumla ancak zor durumlarda yakılırlar. Solunum ürünü olarak H2 O üre ürik asit H2S CO2 ve NH3 gibi artıklar oluştururlar.

Amino asitlerin genel formülleri
Formüldeki “R” (radikal= kök) grubu 20 çeşit amino asitin hepsinde farklıdır.

Bütün amino asitlerde karboksit ve amino grubu bulunduğu için proteinler ve amino asitler hem baz özelliği gösterirler. Proteinle n sayıda (50-3.000 arasında) amino asitin bağları ile birleşmesinden oluşurlar.


A+...........................+A. Asit.......................Protein (Polipeptit)+(n-
1) HO2

Proteindeki amino asitler birbirine bağlayan bağa peptid bağı denir. Peptit bağı 1. Amino asitin karboksil grubu ile 2. Amino asitin amin grubu arasında meydana gelir ve bu sırada bir su açığa çıkar. Peptit bağlarının tümü aynıdır. Ama miktarına bağlı olarak değişir.

Proteinler yapıcı ve onarıcı moleküllerdir. Az miktarda da enerji verici olarak kullanırlar. Organizmalar ancak uzun süren bir açlıkta proteinleri solunumda fazlaca yıkmaya başlarlar. Bu durumda hücrelerin protein senaaai protein yıkımından azdır. Her canlı hücre kendi proteinini senaaalemek zorunda çünkü proteinlerdeki amino asit sırasını DNA belirler.

Hücrede oluşan proteinlerin bir kısmı enzim bir kısmı hormon kısmı antıkar bir kısmı ise yapısal görevler üzere özelleşmemişlerdir. Yapısal proteinler hücrenin çeşitli organellerinin yapısıda da bulunur.

Hücre zarının yapısında lipoprotein glikoprotein gibi farklı protein bileşikleri vardır.

Vücutta düzenleştirici fonksiyon görürler. Bazıları enzimlerinin yapısına katılır. Sindirim sisteminde direk kana emilirler. Yeşil bitkiler ihtiyaç duyuldukları vitaminleri kendileri senaaaler. İnsanlar ve hayvanlar vitamin senaaai çok azdır. Sadece bazı provitaminleri gerçek vitaminlere çevirebilinler. Çoğu vitamini dışarıdan hazır almaları gerekir.

Vitaminler çok az miktarda bile etkili olurlar. Eksikliklerinde çeşitli aksaklık ve hastalıklar ortaya çıkar. Çoğu zaman vitamin alınca ilgil aksaklık geçer. Ancak gelişme dönemindeki aksamlar kalıcı sonuçlar doğrulabilir.
Vitamin Adı | Önlediği Aksaklık
A vitamini Gece körlüğü
D vitamini Reşitizm (Kemiklerde bozukluk)
E vitamini Kısırlık ve üreme bozukluğu
K vitamini Kanın pıhtılaşması
B vitamini Beri beri kansızlık
C vitamini Skorbüt (diş etinde kanama)
PP vitamini Pellegra deri hastalığı

Vitaminler suda ve yağda eriyen olarak ikiye ayrılır. A D E ve K vitaminleri yağda çözünürler. Biraz daha uzun süre bozulmadan kalabilirler. Bunun için karaciğerde depolanır.

Bu grubu vitaminleri ve C vitamini suda çözünür. Uzun süre kalamaz. Özellikle C vitamini taze alınmalıdır. Isıtmakla bekletmekle metollere temasla değerlerinden kaybederler. Depolanmazlar fazlası atılır.

Et karaciğer süt yeşil sebzeler bütün taze meyveler tahıl ürünleri peynir tereyağı balık yağı vb. Yeşil salatalar an zenğin vitamin kaynakları kabul edilirler.

Su ve madensel tuzlardır. Hem canlı vucudunda hem de cansız ortamda bulunur. Küçük moleküllü olup devamlı ve yeterince bulunurlar.

İnorganik maddelerdir. Sindirilmeden direk olarak kana alınırlar. Enzimlerin yapısına katılırlar. Vitaminler birlikte düzenleştirici olarak görev yaparlar. Vücudumuzda CI P S ve N elementlerinin asit bileşikleriyle Na K Ca Mg Fe Mn ve Cu metollerinin baz özelliğindeki bileşiklerine rastlanmaktadır.

Organizmada az da olsa 15 kadar mineral maddeye ihtiyaç duyulur. Mineral maddelerin vücut içindeki görevini üç başlık altında toplayabiliriz.

1) Vücut içindeki bir çok enzimin ve hemoglobin gibi moleküllerin yapısını oluştururlar. Bunlar demir (Fe) ve fosfor (P) gibi elementlerdir.

2) Kemiklerin ve dişlerin normal olarak gelişmesini sağlar. Bunlar için gerekli olan madensel maddeler kalsiyum (Ca) fosfor (P) ve mağnezyum (Mg)

3) Vücut ve hücre sıvısının osmatik basıncını düzenler. Bunlardan hücre içi sıvıda Sodyum (Na) klor (Cı) hücre dışı sıvıda potosyum (K) magnezyum (Mg) ve fosfor (P)

Vücudumuzun en önemli maddelerden biri sudur. Yaşa göre vücutlarının %40 - %75 sudur. Bu su dışarıdan alındığı gibi vucutta ara ürün olarak oluşur Bütün hücreler bir sulu çözeltide bulunur. Her tür madde değişim “doku sıvısı” denilen bu çözeltiyle sağlar.

Canlılar İçin Suyun Önemi

a) Çok iyi bir çözücüdür.
b) Besin maddelerini taşın
c) Metebolizma olaylarını hızlandırır
d) Vücut ısısının fazlası dışarıya suyla atılır.
e) Besinlerin sindirimi suyla yapılır.
f) Birçok kimyasal reaksiyon için gereklidir. Canlıların Besin Zinciri

İstek & Öneri ve Şikayetlerinizi: WeBCaNaVaRi'na Üye Olmadan Link'leri ve Kod'ları Göremezsiniz.
Link'leri Görebilmek İçin. Üye Ol. veya Giriş Yap.
Adresine İletebiliriniz.
WeBCaNaVaRi Botu

Bu Site Mükemmel :)

*****

Çevrimİçi Çevrimİçi

Mesajlar: 222 194


View Profile
Re: Canlıların Besin Zinciri
« Posted on: Nisan 20, 2024, 08:33:57 ÖÖ »

 
      Üye Olunuz.!
Merhaba Ziyaretçi. Öncelikle Sitemize Hoş Geldiniz. Ben WeBCaNaVaRi Botu Olarak, Siteden Daha Fazla Yararlanmanız İçin Üye Olmanızı ŞİDDETLE Öneririm. Unutmayın ki; Üyelik Ücretsizdir. :)

Giriş Yap.  Kayıt Ol.
Anahtar Kelimeler: Canlıların Besin Zinciri e-book, Canlıların Besin Zinciri programı, Canlıların Besin Zinciri oyunları, Canlıların Besin Zinciri e-kitap, Canlıların Besin Zinciri download, Canlıların Besin Zinciri hikayeleri, Canlıların Besin Zinciri resimleri, Canlıların Besin Zinciri haberleri, Canlıların Besin Zinciri yükle, Canlıların Besin Zinciri videosu, Canlıların Besin Zinciri şarkı sözleri, Canlıların Besin Zinciri msn, Canlıların Besin Zinciri hileleri, Canlıların Besin Zinciri scripti, Canlıların Besin Zinciri filmi, Canlıların Besin Zinciri ödevleri, Canlıların Besin Zinciri yemek tarifleri, Canlıların Besin Zinciri driverları, Canlıların Besin Zinciri smf, Canlıların Besin Zinciri gsm
Yanıtla #1
« : Nisan 18, 2010, 05:31:19 ÖÖ »

Hephaestus
*
Üye No : 26057
Yaş : 31
Nerden : Tekirdağ
Cinsiyet : Bay
Konu Sayısı : 4834
Mesaj Sayısı : 13 573
Karizma = 60064


Paylaşım İçin Teşekkürler
Yanıtla #2
« : Mayıs 15, 2010, 12:45:10 ÖS »
Avatar Yok

sibeL*
*
Üye No : 36722
Nerden : Giresun
Cinsiyet : Bayan
Konu Sayısı : 42
Mesaj Sayısı : 1 124
Karizma = 1026


Ekosistem de bıktım bunlardan Zuhahaha
Teşekkürler bilgiler için (:

Sadece susuyorum !!!
Yanıtla #3
« : Mayıs 21, 2010, 09:03:14 ÖS »

Yıldızım
*
Üye No : 31517
Nerden : Tekirdağ
Cinsiyet : Bayan
Konu Sayısı : 2947
Mesaj Sayısı : 11 568
Karizma = 20133


işlemiştik bu konuyu Teşekkürler
Yanıtla #4
« : Eylül 28, 2012, 11:27:29 ÖÖ »

abra
*
Üye No : 76761
Nerden : Düzce
Cinsiyet : Bayan
Konu Sayısı : 213
Mesaj Sayısı : 1 182
Karizma = 30


TEŞEKKÜRLER

Sayfa 1
Yukarı Çık :)
Gitmek istediğiniz yer:  



Theme: WeBCaNaVaRi 2011 Copyright 2011 Simple Machines SiteMap | Arsiv | Wap | imode | Konular