Billur Kalkavan Yeşim Salkım’ın havasını canlı yayında böyle söndürdü..




Digitürk’teki Türkmax kanalında yayınlanan Billur Kalkavan’ın “Konuşmazsak Çatlarız” programında Yeşim Salkım tartışıldı. Programa telefonla bağlanan Salkım’a son günlerde hakkında çıkan haberler soruldu.

Kalkavan ve Müge Dağıstanlı’nın iğneli soruları Salkım’ı kızdırınca programda tansiyon yükseldi. Sinirlenen Yeşim Salkım “verdiğim her cevap Türkiye’de olay olacağı için susuyor” deyince Billur Kalkavan kendini tutamadı ve “Ay sen kendini çok önemsiyorsun! Hadi kapatalım artık bu telefonu Yeşim. Boşver yani. Bu kadar kendini önemseme bence hayatta hiç kimse bu kadar önemli değil” dedi. Bir anda gerilen stüdyo Billur Kalkavan'ın Salkım'ı telefonu kapatması konusundaki uyarısıyla son buldu.

İşte programın o bölümüne dair diyaloglar:

Billur Kalkavan: Şunları bir okuyayım bari. Yeşim de demiş ki “Seve seve.. Herkesin sırlarını konuşmak şartıyla. 5 dilde!” Cüneyt Özdemir de demiş ki “Çok teşekkür ederim sevgili Yeşim Hanım. Teveccühünüz. Bir şeyi merak ettim. 7 Kocalı Hürmüz’ü seyrettiniz mi? Nasıl buldunuz?

Yeşim de demiş ki “Ben henüz 4’teyim. 7’yi bulunca seyredeceğim.” Ne güzel esprili cevap. “Siz Don Juan’ı seyrettiniz mi? Nasıl buldunuz?” demiş. Cüneyt Özdemir de demiş ki filan filan filan. Yani gereksiz bir muhabbet.

Müge Dağıstanlı: Bir şey merak ediyorum.. Tamam Yeşim Salkım zaman zaman ister istemez böyle bir mecraya çekilebilir; ama karşı taraftaki isme sen normalde magazinin m’sini dediğinde böyle nasıl kaçan tipler... Böyle bir magazincinin hiç konuşmayacağı tarzda konuşması... Ha şoktayım şu anda yani.

-Yeşim Salkım telefonla bağlanıyor-

Billur Kalkavan: Duydun mu Müge Dağıstanlı’yı “Şoktayım.” diyor deminden beri.

Yeşim Salkım: Ama orada pek anlaşılmıyor çünkü –önce herkese iyi akşamlar-

Billur Kalkavan: İyi akşamlar hayatım hoşgeldin.

Yeşim Salkım: Sana da iyi akşamlar Billurcuğum. Ben senin programını hep seyrediyorum.

Billur Kalkavan: Ne zaman geleceksin?

Yeşim Salkım: Çağırmadın ki daha? Çağırırsan seve seve gelirim.

Billur Kalkavan: Valla kızlara diyorum çağıralım çağıralım diye.. Demek belki cesaret edemediler sana buradan laf atıyorum arada sırada belki kızıp ararsın bizi diye.

Yeşim Salkım: Yok... Yani davet edilseydim...

Billur Kalkavan: Tamam hayatım davet edeceğiz tabii ki.

T: Öncelikle hani o nu söyleyeyim ki ayrıca her zaman takip ettiğim çok sevdiğim çok eski tanıdığım insansın. Her zaman gurur duyuyorum. Oradaki iki tane gazeteci pırıl pırıl çok eski tanıdığım yaklaşık bi 17 senedir tanırım. Bir kere onların başarılarıyla gurur duyuyorum. Bir kere hemcinsim olduğunuz için gurur duyuyorum her şeyden önce. O Twitter’da geçen olayı ben küçücük size anlatayım çünkü olay öyle değil: Ben sevgili Cüneyt Özdemir’e bir gece önce programını seyretmiştim ALS hastalarıyla ilgili bir program yapıyordu kendisi çok etkilendim çok beğendim. Ve dedim ki kendisine yazarken “Çok güzeldi programınız. Tebrik ederim.” Bunun üzerine o da “Teveccühünüz.” Yazmış arkasından hemen “Siz 7 Kocalı Hürmüz’ü seyrettiniz mi? Nasıl buldunuz?” diye bir cevap gönderdi.

Billur Kalkavan: A bak hiç böyle şey burada bizim okuduğumuz “Peki sizin de sırlarınızda başarılarınıza hayranız.” Filan yok muydu yani?

Yeşim Salkım: Yok o çok önce. Yani işte sizin sırlanızda

Billur Kalkavan: Hemen yani saldırı mı?

Yeşim Salkım: O Elif Dağdeviren’le yazışıyormuş. Elif’le yazışırken “Bu ülkede değişmeyen 4 tane şey var. Biri Radikal gazetesi biri Yeşim Salkım Orman Bakanlığı falan filan gibi böyle. Birtakım saçmalıklar.

Billur Kalkavan: Ne demek bu? Yeşim Salkım’ın değişmemesi ne demek?

Yeşim Salkım: Artı benim bu ülkede bu tür saldırılar hakikaten sinir sistemimi bozmaya başladı. Çünkü ben bunları haketmiyorum. Bir tane Yeşim Salkım bulduk hadi bir saldıralım nasılsa o cevap veriyor biz de onun sayesinde gündeme geliyoruz durumu artık biraz abesle iştigal olmaya başladı. Bu birincisi.

İkincisi bir erkek olarak bir kere yaptığını hiç yakıştırmadım. Sonuçta karşısında 2.5 senedir evli son derece mutlu bir anne...

Billur Kalkavan: Hah iyi ayrılmıyorsun yani. (Gülüyor)

Yeşim Salkım: Tabii ki ayrılmıyorum. Niye ayrılayım? Ben hiçbir zaman ayrılırken de öyle ortaya çıkıp saçma sapan konuştuğumu hatırlamıyorum.

Billur Kalkavan: Senin hep böyle bir fevri çıkışların var ya. Arada bir beliriyorsun sonra yok oluyorsun.. Mutluyken yok oluyorsun mutsuzken beliriyorsun.

Yeşim Salkım: Yok hayır. Hiç.. O sizin kendi kendinize yarattığınız bir gözlem olmuş.

Billur Kalkavan: Ben hiçbir şey yaratmıyorum? Ben gazeteleri okuyorum.

Yeşim Salkım: Ama sen de biliyorsun ki gazeteler her zaman doğruyu yazmıyorlar. Bak bugün de gazetede çıkan şey ve Twitter’da çıkan şey malesef ki yanlış bir anlaşılma.

Müge Dağıstanlı: Peki Yeşim Twitter’daki konuştuğun kişinin Cüneyt Özdemir olduğundan emin misin? Belki bir başkası onun yerine yazıyor olabilir. Böyle çok ağır bir laf çünkü.

Yeşim Salkım: Hayır hayır. Önemli olan o değil. Bakın önemli olan o değil. Benim orada yazıştığım herkes şunu söylüyor artık: “Yeşim Hanım nedir bu Yeşim Salkım fobisi insanlarda? Niçin size daima saldırıyorlar ve siz cevap vermek zorunda kalıyorsunuz?” Çünkü ben durup dururken oturduğum yerden hiç kimseye cevap vermedim bugüne kadar. Yani bana herhangi –şimdi- aynı şeyi size de yazsalar ve size de yapsalar verecek bir cevabınız vardır. Ben Ece’yle alakalı Ece Vahapoğlu’nu savunduğum için bir gün önce Ahmet Hakan zaten garip gurup şeyler yazmış. Ben de dedim ki delidir ne yapsa yeridir oturdum bir güzel bir şeyler ben de ona yazdım. Ama buranın bir eğlence yeri olduğunu burada sohbet ettiğimizi birbirimizi kırmamamız gerektiğini de bütün yazılarımda belirtiyorum. Ben burada diyorum eğleniyorum sohbet yapıyorum siz de diyorum eğlenin benle sohbet edin. Hatta şöyle bir şey yapıyorum “Twitter’ın delisi geldi. Her köyün bir delisi var buranın da benim galiba.” filan yazıyorum. Yani bu kadar da kendiyle dalga geçebilecek kadar özgüveni olan bir kadınım.

Billur Kalkavan: Ama orası hiç öyle düzeyli bir yer filan olmadı yani. Çıktı düzeyden. Çok ciddi efendi program yapan adam bir anda orada agresiflikten ölür oldu.
Sema Eren: Mahkemeye verebilir misin? Verirsin.

Yeşim Salkım: Öyle bir şey düşünmüyorum. Çünkü bu söz konusu olan burada öyle bir şey olduğu zaman onu ne kadar ciddiye aldığımı da gösterecek durum ama ben bugüne kadar onun yaptığı işe her zaman saygı duymuştum. Kendisine ve yaptığı işlere her zaman saygı duymuştum. Ama bugünden sonra benim gözümde tamamen saygısını yitirmiş bir kişiliktir. Unutulmaması gereken bir şey var: 7 Kocalı Hürmüz 7 tane kocayı aynı anda idare ediyor. Ben bugün evli bir kadınım. Ne demek istedi acaba? Anlatır mısınız?

Billur Kalkavan: Ama senin cevabın çok esprili ve güzel bir cevap. “Ben daha 4’teyim 7 olunca seyredeceğim.” demişsin. Çok güzel bir cevap

Yeşim Salkım: Ben de ona “Sen Don Juan’ı izledin mi?” dedim.

Billur Kalkavan: Ayrıca 7 kocalı olmak veya 20 kişiyle evlenmiş olmak kimseyi ilgilendirmez ki? Elizabeth Taylor kaç kişiyle evlendi. Kimse ona bir şey dedi mi ?

Müge Dağıstanlı: İsterse 18 kişiyle evlen.

Yeşim Salkım: Burada tartışılan o değil zaten. Burada bana ve eşime karşı –ben evli bir kadınım. Bu ülkede bazı evli kadınlara nasıl saygı gösteriliyorsa dikkatli konuşuluyorsa bana da bundan sonra dikkatli konuşmak zorunda herkes. Ben evli bir kadınım.

Billur Kalkavan: Yeşim evli kadına saygı gösterilir diye bir şey yok. Herkes herkese saygı göstermek durumunda. Birisi evli diye niye ekstra bir saygı haketsin ki?

Yeşim Salkım: Öyle bir şey zaten yapılmadığı gibi. Yani hayır ben böyle düşünüyorum. O senin düşüncen. Normal her kadına saygı gösterilmeli ama ben evliysem yazılacak şeylere biraz daha dikkat etmek zorundalar.

Sema Eren: Ama orada yeşim kadınlara karşı genel bir saldırı var evet Twitter’da ya.

Yeşim Salkım: Yani genel saldırırlar saldırmazlar bilemiyorum. Ben kendimi savunmak adına da birilerinin midesi kalkar o da onun erkekliğinden midesi kalksın. Desin bu nasıl bir yazıdır ki böyle bir kadına evli barklı çoluğu çocuğu olan bir kadına “Siz 7 kocayı aynı anda idare ediyorsunuz.” demek istiyor orada. Yani herkeste enteresan bir şey var. Yahu hiç kimse de aynadaki aksine hiç bakmıyor. Yani herkes saldırıda. Kimse aynadaki aksine dönüp de ben ne kadar sütten çıkmış ak kaşığım gibi falan davranıyor. Bunlar artık ayıp. Ayıp olmaya başladı. Ve ben bunu 10 senedir yaşıyorum. Sürekli bir saldırı. Köşe yazarlarından kadın köşe yazarlarından... Ve bir kadının en büyük düşmanı bir kadındır dedim 10 sene önce. Şimdi herkes bunu takır takır oturup köşesinde yazmaya başladı. Ha sonra da söylediğime geliyorlar. Birbirimize saldırarak bir yere varamayız. Kadın hakları böyle elde edilmiyor zaten.

Billur Kalkavan: Ama Yeşim’cim niye senin başına geliyor? Sen de o zaman otur bir düşün bunlar niye benim başıma geliyor da başkalarının başına gelmiyor diye. Demek ki ya kaşınıyorsun ya bir şey oluyor yani. Sen yaratıyorsun bütün bunları kendi hayatında. Niye kimse başka evli birisi bunlardan şikayet etmedi bugüne kadar? Ki sen düzgün de yaşayan bir tipsin..

Yeşim Salkım: (Sinirleniyor) Şimdi sen böyle konuştuğun zaman benim de şimdi bir cevap hakkım doğuyor. Ben de sana dönüp de bir cevap vermek zorundayım ve verdiğim her cevap Türkiye’de olay olacağı için ben bu cevabı vermeden susuyorum.

Billur Kalkavan: Ay sen kendini çok önemsiyorsun! Hadi kapatalım artık bu telefonu Yeşim. Boşver yani. Bu kadar kendini önemseme bence hayatta hiç kimse bu kadar önemli değil. Kraliçe Elizabeth bile değil. Zaten programımız çok sarktı kusura bakmayın yani. “Ben de böyle bir cevap hakkı doğdu”ymuş. Benle ilgili söylenecek zaten bir şey yok hepsini ben kendim söylediğim için. Değil mi? Biraz da insanlar kendilerine bakacak hayatta ya! “Niye ben hep beni aldatan erkekler buluyorum.” Mesela? Bazı kadınların derdi. Kendin yaratıyorsun hayatında her durumu. O zaman kendine dönüp bakacaksın. O durumları yaratmayacaksın.

neler demiş öyle