0 Üye ve 1 Ziyaretçi Konuyu İncelemekte. Aşağı İn :)
Sayfa 1 2 3
Konu: Can Dündar Fan Club  (Okunma Sayısı: 7837 Kere Okundu.)
« : Aralık 16, 2008, 11:13:46 ÖÖ »
Avatar Yok

Asortik Hatun
*
Üye No : 3762
Nerden : İzmir
Cinsiyet : Bayan
Konu Sayısı : 13388
Mesaj Sayısı : 22 841
Karizma = 58066


]




Arkadaşlar çok sevdıgım bır Yazar , gazeteci. Sesini çok seviyorum yazıları cok guzel burda sızlerle bı kac siirini yazısını paylasıcam basen dınlerken yorum bıle yapamadıgınız olacaktır buna emınım su anda bu yazıyı bıle onun şiirini dınleyerek yazıyorum ve gözyaslarım akıp gidiyor . Bıraz Üstaddan söz edelım ıstersenız .

16 Haziran 1961’de Ankara’da doğdu.
Mimar Kemal İlk ve ortaokulunda ve Atatürk Lisesi’nde okudu.
1982’de A.Ü.S.B.F. Basın-Yayın Yüksek Okulu’ndan mezun oldu.
1979’den itibaren sırasıyla Yankı (1979-1983), Hürriyet (1983-1985), Nokta (1985), Haftaya Bakış (1987), Söz (1987-1988) ve Tempo’da (1988) çalıştı.
1986’da İngiltere’de “London School of Journalism”i bitirdi.
ODTÜ Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi bölümünde Siyaset Bilimi dalında yüksek lisansını 1988’de tamamladı.
1996’da aynı bölümde doktora derecesi aldı.
Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi’nde ve ODTÜ Siyaset Bilimi Kamu Yönetimi bölümü Kültürel Çalışmalar lisansüstü programında ders verdi.
1988’de TRT Haber Dairesinde başlayan televizyonculuğunu, “32.Gün” bünyesinde (1989-1995) yaptığı program ve belgesellerle sürdürdü.
1993-1994 yıllarında Show TV’de Mehmet Ali Birand’la birlikte “Çapraz Ateşi” hazırladı.
1996-1998 yıllarında Show TV’de “40 Dakika” adlı haber programını hazırlayıp sundu.
2003-2004 yıllarında Milliyet gazetesi için Popüler Kültür ekini çıkardı.
1995’ten beri bağımsız olarak yürüttüğü belgesel çalışmalarının yanısıra 2001 yılından beri Milliyet gazetesinde köşe yazıları yazıyor.
NTV’de 19 Eylül 2006’da başladığı “Neden” isimli tartışma programını 9 Haziran 2009 tarihine kadar hazırlayıp sundu.
16 Şubat 2009'dan Haziran 2010'a kadar NTV'de "Canlı Gaste" programını hazırlayıp sundu.
Eylül 2010'dan beri de yine NTV'de "Canlı Ana Haber" programını yapıyor.
Evli ve bir çocuk babası.

KÖŞE YAZARLIĞI
22 Eylül 1994-31 Mart 2004 tarihleri arasında Aktüel dergisi...
17 Aralık 1994-11 Ekim 1998 tarihleri arasında Yeni Yüzyıl gazetesi...
9 Ocak 1999-20 Ocak 2001 tarihleri arasında Sabah gazetesi...
17 Mart 2001’den beri Milliyet gazetesinde...

BELGESELLERİ
1991 Demirkırat (Mehmet Ali Birand ve Bülent Çaplı ile birlikte) (10 bölüm) TRT’de yayınlandı.
1992 Cumhuriyetin Kraliçeleri (5 Bölüm) Show TV’de yayınlandı.
1993 Sarı Zeybek (1 Bölüm) Show  TV’de yayınlandı.
1994 12 Mart (10 Bölüm) Show TV’de yayınlandı.
1994-1995 Gölgedekiler (6 Bölüm) Show TV’de yayınlandı.
1996-1997 Aynalar (10 Bölüm) Show TV’de yayınlandı.
1998 Yükselen Bir Deniz (4 Bölüm)  Kanal D’de yayınlandı.
1999 “İsmet Paşa” Bülent Çaplı ile birlikte, (3 Bölüm) CNN Türk’de yayınlandı.
1999 “Zaten Tiyatro Dediğin Nedir ki?” (3 Bölüm) ATV’de yayınlandı.
2000 4. Nesil (10 Bölüm) NTV’de yayınlandı.
2000 Atatürk’ün Bankası (1 Bölüm) NTV’de yayınlandı.
2000 Köy Enstitüleri (2 Bölüm) ATV’de yayınlandı.
2001 Halef (1 Bölüm) CNN Türk’de yayınlandı.
2002 Fenerbahçe (3 bölüm)  Kanal D’de yayınlandı.
2002 Nazım Hikmet Belgeseli (4 bölüm)  CNN Türk’de yayınlandı.
2002 “O Gün” (11 Bölüm) CNN Türk’de yayınlandı.
2003 “Bir Yaşam İksiri: Nejat Eczacıbaşı” (2 Bölüm) Kanal D’de yayınlandı.
2004 Karaoğlan: Bir Ecevit Belgeseli (5 Bölüm)  CNN Türk’de yayınlandı.
2004 Önce İnsan..! İnsan hakları belgeseli...
2004 Yüzyılın Aşkları (10 Bölüm)  CNN Türk’de yayınlandı.
2005 Garip; Neşet Ertaş Belgeseli (3 Bölüm) Star’da yayınlandı.
2005 İlk Durak, Nebil Özgentürk’le birlikte, (2 Bölüm) CNN Türk’de yayınlandı.
2006 Yetiştik çünkü biz..! Mülkiye Belgeseli (4 Bölüm) CNN Türk’de yayınlandı.
2006 Çalıkuşları: Notre Dame de Sion’un Çocukları, (3 Bölüm) NTV’de yayınlandı.
2007 Lider Portreleri: (4 Bölüm) NTV'de yayınlandı.
2008 Mustafa filmi (Sinemalarda gösterildi)

KİTAPLARI
Demirkırat, (Mehmet Ali Birand ve Bülent Çaplı ile birlikte), Milliyet Yayınları, 1991
Sarı Zeybek, Milliyet Yayınları, 1994
12 Mart: İhtilalin Pençesinde Demokrasi, (Mehmet Ali Birand ve Bülent Çaplı ile birlikte), İmge Yayınları,1994
Gölgedekiler, İmge yayınları,1995
Hayata ve Siyasette Dair, İmge yayınları, 1995
Yağmurdan Sonra, İmge Yayınları, 1996
Ergenekon, (Celal Kazdağlı ile birlikte), İmge Yayınları, 1997
Yarim Haziran, İmge Yayınları, 1998
Benim Gençliğim, İmge Yayınları, 1999
Köy Enstitüleri, İmge Yayınları, 2000
Nereye?, İmge Yayınları, 2001
Yaveri Atatürk’ü Anlatıyor: Salih Bozok’un Anıları,  Doğan Yayınları, 2001
Uzaklar, İmge Yayınları, 2002
Yükselen Bir Deniz, İmge Yayınları, 2002
Savaşta ne Yaptın Baba?, İmge Yayınları, 2003
Bir Yaşam İksiri: Dr. Nejat F.Eczacıbaşı, İş Bankası Kültür Yayınları, 2003
Mustafa Kemal Aramızda, (Ülkem Özge Sevgilier ile birlikte), Doğan Yayınları, 2003
Büyülü Fener, İmge Yayınları, 2003
Duvar, (Oğlu Ege ile birlikte yazdığı masal kitabı), Angora Yayınları, 2003
Yıldızlar, İmge Yayınları, 2004
Sedat Alp: İlk Türk Hititoloğun Yaşam Öyküsü, (Fatma Sevinç ile birlikte), Tüba Yayınları, 2004
Kırmızı Bisiklet, İmge Yayınları, 2005
Nazım Hikmet, İmge Yayınları, 2005
İlk Durak-İETT, (Nebil Özgentürk ile birlikte), Alfa Yayınları, 2005
Özel Arşivinden Belgeler ve Anılarıyla Vehbi Koç, Doğan Yayınları, 2006
Yüzyılın Aşkları, İmge Yayınları, 2006
Karaoğlan, (Rıdvan Akar ile birlikte) İmge Yayınları, 2006
İsmet Paşa, (Bülent Çaplı ile birlikte) İmge Yayınları, 2006
Yakamdaki Yüzler, İmge Yayınları, 2007
Ecevit ve Gizli Arşivi (Rıdvan Akar'la birlikte), İmge Yayınları, 2008
Ben Böyle Veda Etmeliyim, İsmail Cem, İş Bankası Yayınları, 2008
Özel Arşivinden Belgeler ve Anılarıyla Vehbi Koç, Yapı Kredi Yayınları, 2008
Mustafa, NTV Yayınları, 2009
Anka Kuşu, İmge Yayınları, 2009
Lüsyen, Can Yayınları 2010     
Kadınım

« Son Düzenleme: Nisan 07, 2012, 03:38:38 ÖS Gönderen : SmBRN »

WeBCaNaVaRi'na Üye Olmadan Link'leri ve Kod'ları Göremezsiniz.
Link'leri Görebilmek İçin. Üye Ol. veya Giriş Yap.
Üyelerimizden Destek Bekliyoruz.
WeBCaNaVaRi Botu

Bu Site Mükemmel :)

*****

Çevrimİçi Çevrimİçi

Mesajlar: 222 194


View Profile
Re: Can Dündar Fan Club
« Posted on: Mart 28, 2024, 02:50:01 ÖS »

 
      Üye Olunuz.!
Merhaba Ziyaretçi. Öncelikle Sitemize Hoş Geldiniz. Ben WeBCaNaVaRi Botu Olarak, Siteden Daha Fazla Yararlanmanız İçin Üye Olmanızı ŞİDDETLE Öneririm. Unutmayın ki; Üyelik Ücretsizdir. :)

Giriş Yap.  Kayıt Ol.
Anahtar Kelimeler: Can Dündar Fan Club e-book, Can Dündar Fan Club programı, Can Dündar Fan Club oyunları, Can Dündar Fan Club e-kitap, Can Dündar Fan Club download, Can Dündar Fan Club hikayeleri, Can Dündar Fan Club resimleri, Can Dündar Fan Club haberleri, Can Dündar Fan Club yükle, Can Dündar Fan Club videosu, Can Dündar Fan Club şarkı sözleri, Can Dündar Fan Club msn, Can Dündar Fan Club hileleri, Can Dündar Fan Club scripti, Can Dündar Fan Club filmi, Can Dündar Fan Club ödevleri, Can Dündar Fan Club yemek tarifleri, Can Dündar Fan Club driverları, Can Dündar Fan Club smf, Can Dündar Fan Club gsm
Yanıtla #1
« : Aralık 16, 2008, 11:31:52 ÖÖ »
Avatar Yok

Asortik Hatun
*
Üye No : 3762
Nerden : İzmir
Cinsiyet : Bayan
Konu Sayısı : 13388
Mesaj Sayısı : 22 841
Karizma = 58066


Bir Dostu Olmalı İnsanın
Saate bakmaksızın kapısını çalabileceği bir dostu olmalı insanın...
 "Nereden çıktın bu vakitte" dememeli, bir gece yarısı telaşla yataktan fırladığında;
"Gözünün dilini" bilmeli; dinlemeli sormadan, söylemeden anlamalı...
Arka bahçede varlığını sezdirmeden, mütemadiyen dikilen vefalı bir ağaç gibi köklenmeli hayatında; sen, her daim onun orada durduğunu hissetmelisin. ihtiyaç duyduğunda gidip müşfik gövdesine yaslanabilmeli, kovuklarına saklanabilmelisin.
Kucaklamalı seni güvenli kolları,
...dalları bitkin başına omuz, yaprakları kanayan ruhuna merhem olmalı...
En mahrem sırlarını verebilmeli, en derin yaralarını açıp gösterebilmelisin; gölgesinde serinlemelisin sorgusuz sualsiz...
Onca dalkavuk arasında bir tek o, sözünü eğip bükmeden söylemeli, yanlış anlaşılmayacağını bilmeli.
Alkışlandığında değil sadece, asıl yuhalandığında yanında durup koluna girebilmeli.
Övmeli alem içinde, baş başayken sövmeli ve sen öyle güvenmelisin ki ona, övdüğünde de sövdüğünde de bunun iyilikten olduğunu bilmelisin, "hak ettim" diyebilmelisin.
Teklifsiz kefili olmalı hatalarının; günahlarının yegane şahidi...
Seni senden iyi bilen, sana senden çok güvenen bir sırdaş...
Gözbebekleri bulutlandığında yaklaşan fırtınayı sezebilmelisin.
Ve sen ağladığında, onun gözünden gelmeli yaş...

* * *

 

Böyle bir dostum var benim.
Pek sık görmesem de hep yanımda olduğunu bildiğim, yalansız riyasız dertleşebildiğim.
Kuşağımın en iyisiydi hilafsız...
Beraber okuduk, birlikte koştuk son 20 yılın amansız parkurunu...
Katılasıya ağladık, doyasıya güldük yol boyu... Ekmeğimizi ve acılarımızı bölüştük. Çocuklar doğurduk, büyükler gömdük.
Sonunda yara bere içinde oraya buraya savrulduk.
Buluştuk geçenlerde...
Bitaptı; kayan bir yıldız kadar ışıltılı, bir o kadar yorgun:
"- N'apıyorsun" diye sordum.
"- Seyrediyorum" dedi; "çaresizce, öfkeyle, şaşkınlıkla ama sadece seyrediyorum".
Seyrettiği; kuşağımızın en kötülerinin, pespayelik yarışında ipi ilk göğüsleyenlerin zirveye hak kazanmalarındaki akıl almaz gariplikti.
İyiliğin ve ustalığın bu kadar eziyet gördüğü, kötülüğün ve yeteneksizliğin bunca ödüllendirildiği bir başka coğrafya var mıydı acaba?
Okuldaki ideallerimizden, gençlik coşkumuzdan söz ettik bir süre; tozlu raftaki bir kitabı yıllar sonra merakla karıştırır gibi...
Ülkemizin kaderini değiştirmeye azimliydik mezun olurken; lakin karanlığını boğmaya yemin ettiğimiz ülke, karanlığına boğmuştu bizi...
Pazarda görsek tezgahından meyve almayacağımız adamların cenderesinde bir ömür geçirmiş, tünelden çıkış sandığımız ışığın, üstümüze gelen kamyonun farı olduğunu çok geç fark etmiştik.
Velhasılı ne sevebilmiş, ne terk edebilmiştik.
Krizde geçmişti bütün gençliğimiz; ve şimdi çocuklarımıza tek devredebildiğimiz, çok daha ağırlaşmış bir kriz...
"- İşte" diye iç geçirdi kadim dostum, "...bunları seyrediyorum bir kenardan sessizce..."


* * *


İşte en çok da böyle zamanlarda bir dostu olmalı insanın...
Yıllarca aynı ip üstünde çalışmış, cesaretle ihanet arasında gidip gelen bir salıncağın sınavında birbiriyle kaynaşmış iki trapezci gibi güvenle kenetlenmeli elleri...
"Parkurun bütün zorluğuna rağmen dostluğumuzu koruyabildik, acıları birlikte göğüsleyebildik ya; yenildik sayılmayız" diyebilmeli...
Issızlığın, yalnızlığın en koyulaştığı anda, küçücük bir kağıda yazdığımız kısa, ama ümitvar bir yazıyı, yüreğe benzer bir taşa bağlayıp birbirimizin camından içeri atabilmeliyiz:
"Bunu da aşacağız!
İmza: Bir dost!.."

 
« Son Düzenleme: Mart 10, 2009, 11:17:48 ÖÖ Gönderen : EmiLy* »
Yanıtla #2
« : Aralık 16, 2008, 11:34:01 ÖÖ »
Avatar Yok

Asortik Hatun
*
Üye No : 3762
Nerden : İzmir
Cinsiyet : Bayan
Konu Sayısı : 13388
Mesaj Sayısı : 22 841
Karizma = 58066


Dolunaya İnat

 Katran karası bir geceyi haziran bulutlarının arasından yırtarak, avuçlarında kıpır kıpır yıl­dızlarla odamın penceresini tıklattı dolunay...

"Sana Samanyolu getirdim" dedi ve bütün gökkubbeyi yeryüzüne indirmiş gibi mağrur, gülümsedi koltuğumun başucunda...

Ayla yıkanmanın keyfini sürdüm bir müddet...

Sonra penceremi açıp onu içeri aldım.

Efsunlu ışıklar saçarak, eteğindeki aydınlığı kitabı­ma, rakı kadehime, can eriklerime doladı.

Gecikmiş bir bahar, çekirge sesleri ve iğde kokularıyla içeri daldı hemen peşisıra... telâşla...

Şiirler doldu odama, mısra mısra...

Feneralayları geçti aklımdan; uzak denizler ve göç yolları geçti...

Dolanıp dolunayın kanadına, uçmak istedim...

 

* * *

 

Lâkin bırakmadı hayat...

Duyduk ki, güvercinleri kurşuna dizmişler arka bahçede...

Gülleri kesip, dikenleri büyütmüşler korku be­lâsına...

Toprağın bire bin verdiği ülkede mayın döşemişler sevdaya giden yollara...

Aşklar uzak, sevişmeler tuzakmış.

Dişlerinde kalleş ışıkların pa­rıldadığı kurtlar, çeteler halinde boğazlayacak kurban arar olmuş­lar dolunay geceleri...

Pas ve küf kokuyormuş eski­den nergislerin açtığı sokaklar...

Öylesine büyükmüş ki sis perdesi, ne yakamoz görüyor­muş gözler, ne çoban yıldızı...

Güneş ülkesi, çocuklarını gömüyormuş lanetli karanlığın koynuna... ve öfke büyüyormuş sevda toprağının ana rahmin­de...

Doğa ne kadar cömertse, ha­yat o kadar bencilmiş evlâtlarına karşı... Bolluk içinde aç, varlık içinde yoksul, denizler ortasında susuz yaşar olmuşlar.

Ve ülke, aldırmadan doğanın gözkamaştıran büyüsüne, doludiz­gin koşuyormuş ölüme..

Prangalar... savaş tamtamları... ve ağıtlarla...

 

 

 

* * *

 

Dolunay, Samanyolundan ışıklarla eteklerinde; "Haydi" diyordu penceremin dibinde; "Haydi... ebedi baharın ülkesine..."

Lâkin dolunaya inat; öylesine bitkin ve naçar ki ha­yat...

Kopamadım akşam haberlerden.... dünyevi keder­lerden... kelepçelerden...

Açıp penceremi, salıverdim dolunayımı, Cahit Külebi'den bir şiir fısıldayarak kulağına:

"Bir gün geleceğim / Alıp şu başımı / Bir gün gele­ceğim

"Belki de Haziran / Bulacak naaşımı / Belki de Ha­ziran..."

Haziran, bir ozanın naaşını kaldırırken, dolunay eteklerinden efsunlu yıldızlar saçarak uzaklaştı.

Bakakaldım peşinden...

Ne gözümü alabildim... ne göze alabildim...       

 
« Son Düzenleme: Mart 10, 2009, 11:19:01 ÖÖ Gönderen : EmiLy* »
Yanıtla #3
« : Aralık 16, 2008, 11:39:43 ÖÖ »
Avatar Yok

olceyy
*
Üye No : 13500
Yaş : 34
Nerden : İzmir
Cinsiyet : Bay
Konu Sayısı : 69
Mesaj Sayısı : 401
Karizma = 806


cok iyi düşünmüşün ceyda.konunun takipcisiyim . Göz Kırp.

paylaşım için teşekkürler ..



İZMİRLİ   JOJUK




Yanıtla #4
« : Aralık 16, 2008, 11:43:56 ÖÖ »
Avatar Yok

Asortik Hatun
*
Üye No : 3762
Nerden : İzmir
Cinsiyet : Bayan
Konu Sayısı : 13388
Mesaj Sayısı : 22 841
Karizma = 58066


Sevdiklerinizin Kıymetini Bilin

***Aklım, hiç tanışmadığım 11 yaşında bir yavrucakta...
11 yaşında,hiç tanışmadığım bir "küçük dost",
sıraladığım "Büyük" gündem maddelerini elinin tersiyle itip,
yattığı yerden yorgun gözlerle bana bakarak "Beni yaz" diyor sanki:
"Beni yaz ki, bütün bunları bir an için unutup hayatın anlamını düşünsün insanlar..."
Son 2 gündür Dışisleri camiası, bu küçük dostun acısıyla seferber...
Babası, hariciyenin en sevilen diplomatlarından biri...
O, ailenin tek çocuğu...
Sabah, her zamanki gibi hazırlanıp gitmiş ilkokuluna...
Sonra okuldan, aniden fenalaşıp bayıldığı haberi gelmis.
Koşup Hastaneye yetiştirmişler. Ve baygınlığın nedenini öğrenmişler.
Küçük dostumun beyninde tümör varmış ve hayli ilerlediği için,
acilen ameliyat edilmezse ölümcül tehlike yaratırmış.
Ailesi dehşete kapılmış.
Amerika' ya götürmekle, Türkiye' de ameliyat ettirmek arasinda kararsızlanmışlar bir süre...
Sonra her şeyi; tümörü, ameliyatı, riski, ABD seçeneğini olanca açıklığıyla küçük dostuma anlatmışlar.
"Burada kalalım" demiş küçük dostum ve hastaneye yatırılmış.
Korkmuş biraz tabii...
"Aslında ameliyattan korkmuyorum..."demis,"...
Kan alınırken yaptıkları iğne canımı acıtıyor, ondan korkuyorum daha çok...
Ameliyattan önceki gece anne-babası, saat 03.00'te uyandıklarında,
oğullarını cam kenarında sessizce dışarıyı seyrederken bulmuşlar.
Sabah, ameliyata giderken küçük dostum, bir kağıt parçası tutuşturmuş annesinin eline:
"Oyuncaklarımı şu arkadaşıma verin" yazıyormuş ilk satırda...
"Bilgisayarım bunun olsun... kitaplarımı şuraya dağıtın..."
Küçük vasiyeti alıp cebine koymuş annesi...
5 günde 50 yıl yaşlanmış..
Böyle uzun gecelerde Necip Fazil'in "Beklenen" ler için yazdığı muhteşem dörtlüğü hatırlarım hep:
 
      Ne hasta bekler sabahı
      Ne taze ölüyü mezar,
      Ne de şeytan, bir günahı
      Seni beklediğim kadar...
 
      Hastayken "en uzun gece" nin, ameliyatı beklediğiniz gece olduğunu sanırsınız;
oysa hasta yakınları için daha uzunu, ameliyati izleyen gecedir.
      "Bu geceyi atlatırsa tamam" der doktor, o gecenin her saniyesini
upuzun bir sırat köprüsünün birer birer döşenen taşlarına dönüştürerek...
      Uğruna can vermeye hazır olduğunuz can, az ilerde yatarken;
siz çaresiz beklersiniz. Ve karanlık bitmek bilmez o gece...
Gökkubbe ışımaz bir türlü...
Önceki gün 5 saat sürdü ameliyatı küçük dostumun...
Kapıda annesi kadere isyan ederken, babası "Bunu aşacağız. Biliyorum, geçecek "
diye tekrarlayıp teselli ediyordu kendini...
Dün sabah, sabrın tortusunun çöktüğü yorgun gözler doktora çevrildi ve beklenen müjde geldi:
"Tümör tamamen temizlendi. Küçük dostumuz atlattı tehlikeyi...."

   Niye anlattım bunu şimdi...?
Bir acıyı paylaşmak için değil...
Kulak memenizi çekiştirip tahtalara vurasınız diye hiç değil...
Sadece, bazen bize çok önemli gibi görünen sorunların,
hayatı Sandığımız gündem maddelerinin, dert ettiğimiz sıkıntıların
aslında hayat karşısında ne kadar önemsiz, sıradan ve geçici olduğunu bir an için düşünün diye...
Sevdiklerinizin kıymetini bilin ve sevginizi göstermeyi   ertelemeyin diye...
Şimdi gidin ve burnunuzu saçlarının arasına gömüp doyasıya koklayın diye...
      Geçmis olsun küçük dostum!
      Sağol...
      Bize hayatın anlamını yeniden anımsattığın için...
« Son Düzenleme: Mart 10, 2009, 11:39:14 ÖÖ Gönderen : EmiLy* »
Yanıtla #5
« : Aralık 16, 2008, 11:45:13 ÖÖ »
Avatar Yok

Asortik Hatun
*
Üye No : 3762
Nerden : İzmir
Cinsiyet : Bayan
Konu Sayısı : 13388
Mesaj Sayısı : 22 841
Karizma = 58066


cok iyi düşünmüşün ceyda.konunun takipcisiyim . Göz Kırp.

paylaşım için teşekkürler ..
Rıca ederım boyle bır ustuda nasıl yer vermemısm anlamadım sızlerden gelecek yazılarında beklıyorum arkadaslar (:
Yanıtla #6
« : Aralık 16, 2008, 11:47:54 ÖÖ »
Avatar Yok

Asortik Hatun
*
Üye No : 3762
Nerden : İzmir
Cinsiyet : Bayan
Konu Sayısı : 13388
Mesaj Sayısı : 22 841
Karizma = 58066


Eğer
O'nu hatırladıkta başı göğe ermişçesine ya da asansör boşluğuna düşmüşçesine ürperiyorsa yüreğiniz... ömrü saatlere sıkışmış bir kelebek telaşıyla O hüzünden bu neşeye konup kalkıyorsanız gün boyu nedensiz... ve her konduğunuzda diğerini iple çekiyorsanız bu hislerin... O'nunlayken pervaneleşen yelkovanlar, O'nsuz mıhlanıp kalıyorsa yerine, bir akrep kadar hain...



 sınıfta, büroda, yolda, yatakta içiniz içinize sığmıyor, O'ndan söz edilince yüzünüz, sizden habersiz, mis kokulu bir ekmek dilimi gibi kızarıyor, mahcup somurtuyor veya muzip sırıtıyorsa,



 ve O, her durduğunuz yerde duruyor,


 her baktığınız yerden size bakıyor, siz keyiflendikçe gülüp,


 hüzünlendikçe ağlıyorsa...


 dünyanın en güzel yeri O'nun yaşadığı yer, en güzel kokusu


 bedenindeki ter, en dayanılmaz duygusu gözlerindeki kederse...


 hayat O'nunla güzel ve onsuz müptezelse... elmalar pembe, kiremitler pembe, gökyüzü, yeryüzü,


 O'nun yüzü pembeyse, kışlar ilkbaharsa, yazlar ilkbahar, güzler ilkbahar...


 her şiirde anlatılan O'ysa... her filmin kahramanı O...


 her roman O'ndan söz ediyor, her çiçek O'nu açıyorsa...


 bir anlık ayrılık, bir ömür gibi geliyor ve gider gitmez


 özlem saç diplerinizden çekiştirip beyninizi acıtıyorsa,


 iştahınız kapanıyor, iştahınız açılıyor, iştahınız şaşırıyorsa...


 iştahınız, hasret acısında bile karşı konulmaz bir tat buluyorsa...


 eliniz telefonda yaşıyor, işaret parmağınızla ha bire O'nu tuşluyor, dara düştüğünüzde kapıyı çalanın


 O olduğunu adınız gibi biliyorsanız... mütemadi bir sarhoşluk halinde, her çalan telefona O diye atlıyor, vitrindeki her giysiyi O'na yakıştırıyor, konuşan birini dinlerken "keşke O anlatsa" diye iç geçiriyorsanız...


 kokusu burnunuzdan, sureti gözünüzden, sesi kulağınızdan, teni aklınızdan silinmiyorsa bir türlü...


 özlemi, sol memenizin altında tek nüsha bir yasak yayın gibi taşıyorsanız gün boyu...


 hem kimseler duymasın, hem cümle alem bilsin istiyorsanız...


 O'nsuz geceler ıssız, sokaklar öksüzse... ayrılık ölüme,


 vuslat sehere denkse...


 gamze gamze tebessüm de onun içinse, alev alev öfke de;


 bunca tavır, onca sabır ve nihayetsiz kahır hep O'nun yüzü suyu hürmetine...


 uğruna ödenmeyecek bedel, gidilmeyecek yol, vazgeçilmeyecek konfor yoksa...


 dışarıda yer yerinden oynuyor ve "içeri"de bu sizi zerrece ilgilendirmiyorsa, nedensiz küsüyor, sebepsiz affediyorsanız ve bütün bu hallerinize siz bile akıl erdiremiyorsanız kaybetme korkusu, kavuşma sevincinden ağır basıyorsa ve aşk, gurura baskın çıkıyorsa bu yüzden her daim... gece yarısı kadim bir dost gibi kucaklayan tanıdık bir şarkı,


 bütün acı sözleri unutturmaya yetiyorsa...


 Her gidişte ayaklarınız "Geri dön" diye yalpalıyorsa ve siz kendinize rağmen dönüyorsanız,


 sınırsız, sabırsız, doyumsuz bir tutkuyla...


 ...o halde bugün sizin gününüz!..


 "Çok yaşa"yın ve de "siz de görün"üz[/b]
« Son Düzenleme: Mart 10, 2009, 11:40:28 ÖÖ Gönderen : EmiLy* »
Yanıtla #7
« : Aralık 16, 2008, 03:06:52 ÖS »
Avatar Yok

exilant
*
Üye No : 2699
Nerden : Rize
Cinsiyet : Bayan
Konu Sayısı : 284
Mesaj Sayısı : 3 065
Karizma = 4513


ßu Adamı ßen çok Sewerim..Halk Çok Dışlıyo ßunu Ama Gerçekten Çok Güzel Şiirleri ve Hayata Dair Yazıları Var..[+Rep]teşekkürler'Ler.. Göz Kırp.
Yanıtla #8
« : Aralık 16, 2008, 03:28:09 ÖS »
Avatar Yok

Asortik Hatun
*
Üye No : 3762
Nerden : İzmir
Cinsiyet : Bayan
Konu Sayısı : 13388
Mesaj Sayısı : 22 841
Karizma = 58066


ßu Adamı ßen çok Sewerim..Halk Çok Dışlıyo ßunu Ama Gerçekten Çok Güzel Şiirleri ve Hayata Dair Yazıları Var..[+Rep]teşekkürler'Ler.. Göz Kırp.
Evet oyle ama Can Dündar'ı dıslayanları sımdıde ben dıslıyorum Zuhahaha teşekkürler (:
Yanıtla #9
« : Aralık 16, 2008, 03:29:09 ÖS »
Avatar Yok

exilant
*
Üye No : 2699
Nerden : Rize
Cinsiyet : Bayan
Konu Sayısı : 284
Mesaj Sayısı : 3 065
Karizma = 4513


ßu Adamı ßen çok Sewerim..Halk Çok Dışlıyo ßunu Ama Gerçekten Çok Güzel Şiirleri ve Hayata Dair Yazıları Var..[+Rep]teşekkürler'Ler.. Göz Kırp.
Evet oyle ama Can Dündar'ı dıslayanları sımdıde ben dıslıyorum Zuhahaha teşekkürler (:
ßen de.. Zuhahaha
Sayfa 1 2 3
Yukarı Çık :)
Gitmek istediğiniz yer:  


Benzer Konular
Konu Başlığı Başlatan Yanıtlar Görüntü Son Mesaj
Gölgedekiler - Can Dündar
Kitaplar Hakkında Bilgi ve Özetler
By.CeZa 0 1313 Son Mesaj Temmuz 22, 2008, 11:29:42 ÖÖ
Gönderen : By.CeZa
Ata'nın C.dündar'a Mektubu
Atatürk Köşesi
Hephaestus 0 873 Son Mesaj Kasım 04, 2011, 06:53:57 ÖS
Gönderen : Hephaestus
Dündar Taşer
Kim, Kimdir ?
Liza 0 945 Son Mesaj Kasım 25, 2011, 01:31:40 ÖS
Gönderen : Liza
Hiç - Mecit Dündar
Kitaplar Hakkında Bilgi ve Özetler
sanane_61 0 667 Son Mesaj Aralık 14, 2013, 11:27:34 ÖS
Gönderen : sanane_61
Keşke -can Dündar
Aşk'a Dair
vexed 1 5514 Son Mesaj Mayıs 13, 2015, 08:42:28 ÖS
Gönderen : FLORİS


Theme: WeBCaNaVaRi 2011 Copyright 2011 Simple Machines SiteMap | Arsiv | Wap | imode | Konular