|
|
|
bitkilerin ana vatanları - bitkilerin dünyaya dağılışı - asyadan anadoluya göç eden bitkiler - domatesin ana vatanı neresidir İnsanlar ve hayvanlar gibi bitkiler de göç ediyor ve etti. Türkler orta Asya’dan Anadolu’ya göç ederken yanlarında hayvanlarını ve çadırlarını değil meyve ve sebzelerini de getirdi. Haçlı seferleri dünya tarihini etkileyen dini ve siyasal bir savaş değil bitkilerin büyük göçü demekti. Amerika keşfedildikten sonra Avrupa ve Asya’dan buraya büyük insan göçleri yaşanmıştı, bitkiler âleminde ise tam tersine çok daha büyük bir göç yaşandı. Mısır, domates, patates ve kırmızı biber Amerikan göçmeni.
Konuşamadıkları, yürüyemedikleri ve uçamadıkları için sebze ve meyveleri de oldukları yerde duruyor sanmayın. Dünya tarihini değiştiren büyük göçler sırasında onlar da bir kıtadan diğerine göç etmiş, insanlar gibi gittikleri coğrafyaya ve iklime uyum sağlamış. Hatta insanlık tarihini değiştirecek etkileri olmuş. Bugün domatessiz bir yemek düşünemeyebilirsiniz ama bundan iki yüz elli yıl önce Anadolu’da domates diye bir sebzenin olduğunu bilmiyordu kimse. (Yani Sultan Süleyman ve Yavuz Selim domates yiyemedi) Sadece Anadolu’da değil Avrupa ve Asya’da da. Çünkü domatesin ana yurdu Güney Amerika.
Sırrını bir kişiye söylemeyi ver. Kulaktan kulağa yayılır ya o misal, domates de binlerce yıl yalnızca Peruluların damaklarını şenlendirdikten sonra gelen yabancılara güzelliğiyle göz kırpınca, kendini okyanus ortasında sallanan bir gemide küçük bir sepette seyahat ederken buldu. O dönem oldukça karışık ve kasvetli olan Avrupa şehirlerinde onlarca yıl dolaştı. Saray bahçelerinde, balkonlarında süs bitkisi muamelesi gördü.
Peru göçmeni domates
Avrupa insanları tam 200 yıl sonra yenilebilir olduğunu fark ettiler de, Perulular’dan sonra başka milletlerin de damaklarını şenlendirmeye başladı zavallı domates. Zaten işin sırrı bu, fark edilmek. Domates lezzetine çok güveniyordu. Nitekim dünyada girmediği mutfak kültürü kalmadı. Hatta girmediği yemek yok gibi. Resmen dünya mutfaklarını talan etti. Biraz yüzsüz de, 200 yılın acısını çıkarırcasına hemencecik tüm yemek tariflerinin başköşesine geçti. Güzel ve vazgeçilmez olduğunun farkında ne de olsa. Domatesin memleketlisi mısır ve ayçiçeği mesela onlarda Amerika’nın keşfinden sonra eski kıtalara doğru göç etti. Patates, yer fıstığı, kabak gibi. Yeni kıtadan, yaşlı ve yorgun Avrupa’ya ganimet olarak göç eyleyen sebzeler onlar. Bir de göçleri binlerce yıl süren sebze ve meyveler var. Onlar Asya’dan Avrupa’ya ve Afrika’ya, Afrika’dan Asya ve Avrupa’ya şeklinde göç etmişlerdir.
Anadolu sadece medeniyetlerin değil bitkilerin de beşiği
Bitki âleminde önemli 8 gen merkezi var. Yani anavatan. Bunlar; Etiyopya, Akdeniz havzası, güneybatı Asya, orta Asya (Afganistan-Türkistan), Hindistan-Çin, yakın doğu, güney Meksika ve orta Amerika, güney Amerika. Baharat yolu, büyük göç dalgaları ve savaşlar, bitkilerin bu sekiz ana vatandan çıkıp yayılmasına öncülük etmiştir. Türklerin Orta Asya’dan Anadolu’ya göçü Asyalı bitkilerin Avrupa ve Anadolu’ya, Anadolulu bitiklerin de Asya’ya göçüne imkân sağladı. Avrupa halklarının birçok sebze ve meyveyle tanışması Haçlı seferleriyle olmuştur ki, bu anlamda Haçlı seferleri sadece siyasi ve dini bir savaş değildir. Kültür alışverişi özellikle mutfak kültürü açısından önemli seferler.
Bugün dünyanın her ülkesinde tüketilen birçok sebze ve meyvenin anavatanı Anadolu
Anavatanı Anadolu olan sebze ve meyveler:
Üzüm, zeytin, buğday, ceviz, kestane, vişne, kiraz, elma, badem, çavdar, nohut, bakla, bezelye, hardal, pancar, lahana, incir, kereviz, maydanoz, mercimek.
Çok ilginçtir, sofralarımızdan hiç eksik etmediğimiz birçok bakliyat, sebze ve meyve de Çin-Hindistan kökenli.
Çin-Hindistan’dan dünyaya göç etmiş olan sebze ve meyveler:
Pirinç, patlıcan, salatalık, bamya, susam, portakal, turunç, limon, hurma,şeftali, kayısı, dut, karabiber ve çay.
|