0 Üye ve 1 Ziyaretçi Konuyu İncelemekte. Aşağı İn :)
Sayfa 1 2
Konu: Böbrek Yetmezligi Nedir? Ve Tadavi Sekli...  (Okunma Sayısı: 10974 Kere Okundu.)
« : Mayıs 17, 2009, 02:49:13 ÖÖ »
Avatar Yok

CCaaaDDiiii
*
Üye No : 23911
Nerden : İstanbul
Cinsiyet : Bayan
Konu Sayısı : 22
Mesaj Sayısı : 217
Karizma = 20


Böbreğin normalde yaptığı görevlerin kaybına böbrek yetmezliği denir. Böbrek yetmezliği geliştiğinde böbreklerin şu görevlerinde önemli aksamalar olur:

* Zararlı (toksik) maddelerin vücuttan idrar yoluyla uzaklaştırılması
* Fazla suyun uzaklaştırılması
* Kan basıncının (tansiyon) kontrol edilmesine yardım
* Kan hücrelerinin yapımının kontrol edilmesine yardım
* Kemiğin güçlenmesine yardım

Sağlıklı bir tek böbrek tüm bu görevleri yerine getirebilir. Kişide böbrek yetmezliğine ait şikayet ve bulguların oluşması için her iki böbreğin de görevlerini yapamaması gereklidir.

Bu görevlerin yerine getirilmesindeki aksama ilerleyici ve geriye dönüşsüz olarak meydana gelirse bu duruma kronik böbrek yetmezliği adını veriyoruz. Ancak görev kaybı saatler veya günler içinde meydana geliyorsa ve geriye dönüş ihtimali varsa, bu duruma akut böbrek yetmezliği diyoruz.

KRONiK VE AKUT BÖBREK YETMEZLİĞİ AYIRIMININ ÖNEMI NEDiR?

Akut böbrek yetmezliği, böbreklerin görevlerinde çok kısa bir zaman içinde meydana gelen ve geriye dönüşü mümkün olabilen işlev kaybıdır. Zamanında tanınarak, uygun tedavisinin yapılması ile hastanın sonraki yaşamında böbrekleri tamamen normal olarak çalışabilir.

Ayrıca kronik böbrek yetmezliği nedeniyle takip edilen hastalarda da hastalığın seyri sırasında araya giren ateşli hastalıklar, bazı ilaçlar, aşırı su kaybı gibi çeşitli durumlar da böbrek görev kaybını hızlandırabilir ve yine zamanında müdahale ile bu hızlı ilerlemeyi durdurmak mümkün olabilir.

BÖBREK YETMEZLİĞİNE BAĞLI BULGULAR NELERDİR?


"Kendimizde böbrek hastalığı olduğunu nasıl anlarız?" sorusuna, "Bunu kolaylıkla anlayabilirsiniz?" cevabını vermek oldukça güçtür. Ne yazık ki hem hastalığın bulguları kendine özgü değildir, hem de çoğu kez böbreklerin görev kaybı normalin %1 O'una kadar düşmedikçe ortaya çıkmaz. Ancak son yıllarda doktor muayenesine ek olarak kullanımı giderek yaygınlaşan kan testleri, hastalığın daha erken yakalanmasına yardımcı olmaktadır.

Hastalar çoğu kez kaşıntı, halsizlik, iştah kaybı, dikkat azalması, bacak krampları, nefes darlığı, uyku bozukluğu, cinsel bozukluklar nedeniyle doktora başvurmaktadır. Aslında çoğu kez hastaların doktora başvurmaya gerek duymadığı ve ancak daha sonradan düşünüldüğünde hatırlanan önemli bir şikayet gece idrara çıkmaktır. Normalde yatmaya yakın sulu şeyler tüketilmedikçe (veya erkeklerde prostat büyümesi olmaksızın) gece idrara çıkılmaz, ancak bu hastalarda idrarın yoğunlaştırılama-masına bağlı gece idrara çıkılmaya başlanır.
İlerlemiş böbrek yetmezliğinde böbrek dışında da pek çok organa ait görev bozukluğu gelişmektedir. Bunun başlıca nedenleri şunlardır:

* Vücutta aşırı miktarda su ve çeşitli atık maddelerin birikimi
* Proteinlerin yıkılması sonucunda oluşan maddelerin vücuttan atılamaması
* Beslenme bozukluğu
* Hormonal dengesizlikler

BÖBREK YETMEZLİĞİNİN NEDENLERi NELERDiR?

Böbrek yetmezliğine neden olan çok sayıda hastalık vardır. Ancak sık görülen nedenler şunlardır:
* Glomerülonefritler
* Diyabet (şeker hastalığı)
* Ailesel hastalıklar (Polikistik böbrek hastalığı vb.)
* Hipertansiyon
* Amiloidoz
* İdrar yollarında tıkanma

Glomerülonefrit nedir?

Özellikle glomerüllerin daha fazla etkilendiği böbreğin iltihabı durumudur. Ancak tek bir hastalık değildir, çeşitli tipleri vardır. Genellikle hastada belirgin bir rahatsızlığa yol açmazlar; ancak yapılan idrar testlerinde bozukluk tespit edildikten sonra tanısı konur. Bazı hastalarda idrarla aşırı protein (albümin) kaybı ve vücutta şişme ile tanımlanan "nefrotik sendrom"a yol açabilir. Bu olaylar genellikle yavaş gelişir, ancak bazen de günler, hatta saatler içinde glomerülonefrit gelişebilir. Bu şekilde gelişirse akut glomerülonefrit adı verilmektedir.
Tüm glomerülonefrit şekilleri kronik böbrek yetmezliğine ilerlemez. Bir kısım glomerülonefritte tedavi ile hastalığın iyileşmesi, bir kısmında ise ilerlemesinin yavaşlatılması mümkün olabilmektedir. Hastalığın teşhisi ve tedavisinin planlanması için böbrek biyopsisi yapılmalıdır.

Polikistik böbrek hastalığı nedir?

Polikistik böbrek hastalığı böbrek yetmezliğine neden olan ailesel hastalıklardan en sık görülenlerinden birisidir. Bu hastalıkta böbreklerde içleri berrak sıvı ile dolu olan, kist adı verilen çok sayıda kesecik bulunur. Böbreklerde polikistik böbrek hastalığı dışında da kistler bulunabilir.
Böbreğin kistik hastalıkları ailevi geçen ve ailevi geçmeyen kistik hastalıklar olarak iki gruba ayrılabilir. Ailevi olarak geçen polikistik böbrek hastalığı ise baskın ve çekinik geçen tiplere ayrılır.
Basit böbrek kistleri tek ya da çok sayıda olabilen ve en sık karşılaşılan kistlerdir. Yaşla beraber görülme sıklıkları da artar ve çoğunlukla herhangi bir şikayete yol açmadan, yapılan incelemelerde rastgele saptanır. Bunun dışında böbrek hastalarında ve diyaliz hastalarında da kist görülme sıklığı artmıştır.
Polikistik böbrek hastalığı genellikle erişkin yaşlarda açığa çıkar. Böbrek kistlerinin yanı sıra karaciğerde de kistler, beyin damarlarında balonlaşma (anevrizma) ve hipertansiyon bulunur. Hastalık şikayete yol açmayabilir ve tesadüfen tetkik yöntemleri ile veya aile incelemesinde tespit edilebilir. Erken evrede ancak idrar incelemesi ile saptanabilen idrarda kan (hematüri) ve protein olabilir. Bunun dışında ağrı, kanama, iltihap gibi bulgulara da yol açabilir.
Hipertansiyon erken bulgulardan birisidir. Böbrek yetmezliği gelişen hastaların yaklaşık % 5O'sinde hipertansiyon bulunur.
Karaciğerde kistler genellikle böbrek kistlerinden sonra gelişir ve yaşla görülme sıklığı artar. Karaciğer kistleri genellikle şikayete yol açmaz ve karaciğer testlerinde bozukluk görülmez.
Beyin damarlarındaki anevrizmalar (balonlaşma) hastaların %5'inde görülür. Genellikle 5 mm'den küçüktür ve kanamaya yol açmazlar.
Teşhis, aile öyküsü ve ultrasonografide böbrek kistlerinin görülmesi ile konur.
Polikistik böbrek hastalığı olanların çocuklarında da hastalığın ortaya çıkma riski %50'dir. Bu nedenle aileler genetik danışmadan yararlanabilirler.

Şeker hastalığı (Diyabet) nedir?

Diyabet (şeker hastalığı) kan şekerini düzenleyici hormon olan insülinin eksikliği veya dokulardaki etkisizliği sonucu gelişen ve bir çok organı etkileyen bir hastalıktır.

Şeker hastalığı tanısı nasıl konur?
1. Açlık kan şekerinin en az iki defa l26 mg/dL ve üzerinde olması
2. Çok su içme, çok idrara gitme, çok yemek yeme gibi şikayetlerle beraber kan şekerinin 200 mg/dL veya üzerinde olması
3. Şeker yükleme testinin ikinci saatinde kan şekerinin 200 mg/dL veya üzerinde olması

Şeker hastalığı pek çok organı etkiler, ancak en sık etkilenen organ ve sistemler şunlardır:
1. Göz
2. Böbrekler
3. Kalp-damarsistemi
4. Sinir sistemi

Şeker hastalığında göz:

Sırasıyla damarlarda genişlemeler ve küçük balonlaşmalar, damarların geçirgenliğinde artma, damarsal tıkanmalar, yeni damar oluşumları, göz içinde kanamalar meydana gelebilir. Zamanla görme kaybı gelişebilir. Gözdeki bu değişikliklerin şiddeti kan şekeri değerleri yükseldikçe artar.

Şeker hastalığında kalp-damar sistemi:

Diyabette damar daralmasına (ateroskleroz) ve buna bağlı koroner damar hastalığı, kalp krizi, bacak ya da kol damarlarında hastalık, gangren, böbrek damarlarında daralma gibi olaylar artar. Ayrıca diyabetli hastalarda sıklıkla bulunan hipertansiyon da bu olayları arttırmaktadır.

Şeker hastalığında sinirler:

Tıpkı böbrek yetmezliğinde olduğu gibi bir veya daha fazla sinirde etkilenme görülebilir. Ayrıca benzer şekilde mide, bağırsak, mesane gibi organların çalışmasını düzenleyen sinirler de etkilenebilir.
Hastalarda ellerde ve ayaklarda uyuşma, kramp, yanma tarzında ağrılar olabilir. Sinirlerin etkilenmesi nedeniyle hissin ve ağrı duyusunun azalması veya kaybolması yaralanmaların fark edilmesine enge! olur. Bu nedenle şeker hastalarında ayaklarda kolayca yaralar gelişir.

Şeker hastalığında böbrekler nasıl etkilenir?

Diyabete bağlı böbrek yetmezliği pek çok ülkede böbrek yetmezliğinin en önemli nedenidir. Yaşlı insanların sayısının artması, şeker hastalarının yaşam süresinin artışı ile bu oran giderek artmaktadır.

Şeker hastalarında böbreklerin etkilenmesinin evreleri

Evre 1: Böbrek büyüklüğü ve süzme görevi artmıştır.
Evre 2: Böbreğin süzme görevi normaldir veya artmıştır.
Evre 3: İdrarda protein çıkmaya başlar. Bu dönem en önemli dönemdir. Bu dönemde yapılan müdahalelerle ilerleme önlenebilir.
Evre 4: Artık idrarla protein kaybı belirgin hale gelmiştir (günde 300 mg'ın üzerindedir), genellikle birlikte yüksek tansiyon bulunur.
Evre 5: Böbrek yetmezliğinin geliştiği dönemdir. Böbreğin süzme görevi azalmıştır.

Şeker hastalığında böbrek yetmezliğinin ilerlemesini kolaylaştıran faktörler nelerdir?
* Ailevi yatkınlık
* Hipertansiyon varlığı
* Proteinüri (idrarla protein kaybı)
* Kan şekeri yüksekliği
* Sigara içilmesi

Şeker hastalığında böbrek hastalığına karşı ne gibi önlemler alınabilir?

Kan şekerinin iyi kontrolü böbrek hastalığının hem gelişimini azaltır, hem de ilerlemesini yavaşlatır.
Hipertansiyon hastalığın ilerlemesinde önemli bir role sahiptir. Şeker hastalarında diyastolik kan basıncı (küçük tansiyon) değerinin 85 mmHg'nın altında tutulması, kalp ve damarların etkilenmesine bağlı olayların önlenmesinde önemlidir.

Şeker hastalarında hipertansiyon ilacı seçimi önemli olup, bazı ilaçların tansiyonun kontrolünü sağlaması yanı sıra böbrek üzerinde yararlı etkileri olduğu gösterilmiştir.

Diyabetik hastalarda başka nedenlerle de böbrek yetmezliği gelişebileceği unutulmamalıdır.

KRONİK BÖBREK YETMEZLİĞİNDE HANGİ SİSTEMLER ETKİLENİR?
Sinir sistemi

Psikiyatrik bozukluklar


Böbrek yetmezliği hastalarında hem hastalığın kendisi, hem de uygulanan tedavi önemli bir stres nedeni olup, psikiyatrik sorunlar sık görülmektedir. Haftalarda psikolojik stresin önemli nedenleri diyete uyumun güçlüğü (düşük tuz, düşük protein içerikli ve özellikle diyaliz hastalarında su kısıtlaması) ve tedaviye bağımlılık durumudur.

Depresyon en sık görülen psikolojik problemdir. Umutsuzluk, işe yaramama duygusu, yeme ve uyku bozuklukları gibi bulguları olabilir. Bunların dışında anksiyete (sıkıntı hissi), cinsel bozukluklar gibi psikiyatrik bozukluklar da görülebilir.

Beyin anormallikleri ve sinir iletiminde bozukluklar Böbrek yetmeziikli hastalarda en sık etkilenen sistemlerden birisi sinir sistemidir. Bu bozukluklar henüz diyalize girmeyen hastalarda olduğu gibi diyalize giren hastalarda da görülebilir.

Böbrek yetmezliğine bağlı bilinç bozukluğu: Akut veya kronik böbrek yetmezlikli hastalarda merkezi sinir sistemine (beyin, omurilik, beyincik) ait çeşitli bulgu ve şikayetlerin olduğu durumları tanımlamada kullanılır. Genellikle çok ileri böbrek yetmezliğinde görülür. Uykuya eğilim, olayların yer ve zamanlarını karıştırma, bilinç bulanıklığı, nöbetten komaya kadar ilerleyen bulgular gelişebilir. Ayrıca konuşma bozukluğu, kaslarda kasılmalar olabilir.

Diyalize bağlı bozukluklar: Böbrek hastalığının kendisine değil, ama diyalize bağlı bazı rahatsızlıklar da olabilir.

1. Diyalize bağlı dengesizlik sendromu: Genellikle hemodiyalizle tedavi edilen genç hastalarda görülür. Diyalize yeni başlanan hastalarda daha sıktır. Baş ağrısı, bulantı, kusma, kas seğirmesi, görme bozukluğu, hipertansiyon, ellerde titreme, nöbetler gibi bulgular meydana gelir.
2. Diyalize bağlı bunama
3. Zihinsel fonksiyonlarda bozulma

Sinir iletimi bozuklukları: Ya tek sinirin ya da birden fazla sinirin etkilenmesi şeklinde ortaya çıkabilir. Sürtünme ve sivri cisimlerin hissedilmesinin azalması, güç azalması, kaşıntı, ağrı, yanma hissi gibi şikayetlere neden olabilir.
Diğer sinir sistemi bozuklukları: Yine sinir tutulumuna bağlı olarak ayağa kalkıldığında tansiyon düşüklüğü gelişebilir.
Yani hasta ayağa kalktığında kan basıncı düşer ve baş dönmesi, göz kararması gibi şikayetlere neden olabilir. Bunun dışında terleme bozuklukları, sürekli düşük tansiyon, kalp atımında bozukluklar, mide-bağırsak çalışmasında bozukluk gibi çeşitli yakınmalar olabilir.

Kalp ve damarlar:

Kalp zarı iltihabı (perikardit):


Kalbi ve yakınındaki damarları saran zarın (perikard) iltihabıdır. Böbrek yetmezliğinin kendisine bağlı olarak gelişebildiği gibi mikrobik nedenlerle, tüberküloz (verem) veya doğrudan bu zarları etkileyen çeşitli hastalıklar nedeniyle gelişebilir. Göğüs ağrısı, özellikle sırtüstü yatmakla artan nefes darlığı, kalpte atım bozukluğu gibi şikayetlere neden olabilir.
Kalp yetmezliği ve koroner kalp hastalığı Böbrek yetmezliğine bağlı kalp hastalığı daha çok kalp kasının çalışmasında bozukluk veya kalbe gerekli kan akımmdaki eksiklik şeklinde görülür. Kalp hastalığına ait şikayetler göğüs ağrısı, nefes darlığı, vücutta şişlik (ödem), kalp atım bozukluğu gibi çeşitli şekillerde olabilir.

Kalp hastalığında tedavi yaklaşımları şunlardır:

* Kalp hastalığına neden olan faktörlerinin giderilmesi
* Tansiyonun kontrolü
* Serum yağ düzeylerinin düşürülmesi
* Sigaranın bırakılması
* Böbrek yetmezliğine bağlı nedenlerin kontrolü
* Kansızlık tedavisi
* Paratiroid bezinin fazla çalışmasının önlenmesi ve tedavisi
* Yeterli diyaliz
* Beslenme bozukluğunun önlenmesi
* Böbrek yetmezliği için uygun tedavinin seçilmesi

Tansiyon yüksekliği (hipertansiyon)

Kronik böbrek yetmezlikli hastaların yaklaşık %80'inde hipertansiyon bulunur.
Tedavide vücutta sıvı fazlalığının önlenmesi önemli olup ayrıca çeşitli hipertansiyon ilaçları kullanılabilir.
Hipertansiyon nedenleri şunlardır:

* Vücutta su fazlalığı
* Damarsal değişiklikler
* Çeşitli atık maddelerin birikimi
* Kan basıncı düzenlenmesinde rol olan bazı sistemlerin çalışmasının artması veya azalması
* Eritropoietin tedavisi

Akciğerler

Kronik böbrek yetmezliğinde akciğerler de çeşitli şekillerde etkilenebilir. Akciğer iltihabı ve akciğerleri saran zarlar arasında sıvı toplanması görülebilir. Göğüs ağrısı, nefes darlığı, ateş, öksürük, balgam akciğerlerde sorun olduğunu düşündüren bulgulardır.

Kan sistemi

Anemi (kansızlık)

Anemi, böbrek yetmezliğinde oldukça sık görülen bir sorundur. Anemi, yorgunluk, egzersiz kapasitesinde azalma, zihinsel fonksiyonlarda azalma ve üşüme gibi şikayetlere yol açabilir.
Böbrek yetmezliğinde görülen kansızlığın nedenleri

* Eritropoietin eksikliği (kırmızı kan hücrelerinin üretimini uyaran eritropoietin adlı madde %90 oranında böbreklerde yapılır; bu nedenle böbrek yetmezliğinde vücutta yeterince üretilemez)
* Kırmızı kan hücrelerinin yaşam süresinin kısalması
* Vücutta biriken çeşitli artık maddeler nedeniyle kemik iliğinin kırmızı kan hücresi (eritrosit) üretiminde azalma

Kanama ve pıhtılaşma bozuklukları:

Kolay kanama kendini daha çok vücudun çeşitli bölgelerinde değişik derecelerde morarma veya döküntülerle gösterir. Ancak burun kanaması, mide kanaması, karın içine kanama gibi daha ciddi boyutlarda da olabilir. Böbrek yetmezliği hastalarında kanamaya eğilimin nedenleri kanın pıhtılaşmasını sağlayan hücrelerin (trombosit) görevlerinin bozulması, damar yapısındaki değişiklikler ve kansızlığa bağlı değişikliklerdir.

İskelet sistemi

Böbreğin en önemli görevlerinden birisi de kemiklerin yapısının korunmasıdır. Böbrekler bunu kalsiyum, fosfor ve D vitamini arasındaki dengeyi sağlayarak yapar. Böbrek yetmezliğinde düzeyleri değişen bu vitamin ve mineraller nedeniyle kemik hastalığı gelişir. Böbrek yetmezliğinde kemik hastalığının en önemli nedenleri serum kalsiyum düzeyinin azalması, serum fosfor düzeyinin artması ve D vitamini üretimindeki azalmadır.
Böbrek yetmezliği olan kişilerde değişik derecelerde kemik hastalığı görülür. Kronik böbrek hastalığına bağlı kemik hastalığında kemiklerde ağrı, kırıklar ve şekil bozuklukları dışında, kas güçsüzlüğü, kaşıntı, nadiren deride yaralar, çeşitli organ ve dokularda küçük kalsiyum birintileri (kemikleşme) görülebilir.

Sindirim sistemi

Böbrek yetmezliğinde sindirim sisteminin pek çok organı etkilenebilir.

Ağız ve yemek borusu

Ağız ve yemek borusu ile ilgili olarak nefesin kokması, ağızda kötü tat gibi şikayetler olabilir.

Mide ve bağırsaklar

Böbrek hastalarında mide ve bağırsak boyunca yayılabilen, derin olmayan ülserler (yüzeysel yaralar) ve küçük kanamalar görülebilir. Mide ve oniki parmak bağırsağında iltihap gözükebilir. Midede ülser görülme sıklığı da normal topluma göre daha fazladır.

Mide ve bağırsak kaslarının çalışmasındaki bozukluklar sonucunda midenin boşalmasında gecikme, iştahsızlık, bulantı, kusma gibi şikayetler ortaya çıkabilir.

Karaciğer

Karaciğerde viruslara bağlı iltihap, ilaçlara bağlı karaciğer zedelenmesi, karaciğere giden oksijen miktarında azalmaya bağlı hasar gibi bozukluklar bulunur.


HEMODİYALİZ NEDİR?

İleri derecede böbrek yetmezliğinde yiyeceklerimizin vücudumuzda parçalanması sırasında oluşan ve  normalde idrarla atılan zararlı maddeler ve suyun fazlası atılamamakta ve vücudumuzda birikmektedir.Hemodiyaliz bu maddelerin vücudumuzdan uzaklaştırılmasını sağlayan bir tedavi şeklidir. Hasta kanı ince zardan yapılmış borucukların içinden geçirilir (diyalizör)ve zarın öbür tarafından geçen bir sıvıya (diyaliz solüsyonu-diyalizat) karışarak vücuttan uzaklaştırılmaları sağlanır. Hasta kanı en çok hastanın ön kolunda atardamarlarından biri ile toplardamarlarından birinin birleştirilmesi ile oluşturulmuş bir "fistül" aracılığı ile sağlanır. Hastaların "hemodiyalize girme gereği ortaya çıkmadan" bu fistüle sahip olmaları zamanı geldiğinde diyalizin hemen ve hasta açısından kusursuz şekilde başlayabilmesine yardımcı olur. Fistül oluşturma işlemi cerrahi olarak küçük bir müdahale ile gerçekleştirilir ve yaklaşık bir ay içinde fistül kullanıma hazır hale gelir. Fistülü bulunmayan hastalarda diyaliz gerektiğinde boyun ya da göğüs boşluğundaki kalın damarlara bir kateterin yerleştirilmesi ve fistül operasyonunun bundan sonra uygulanması gerekecektir. Aşağıdaki belirti ve bulgulardan biri ya da daha fazlası ortaya çıktığında ya da doktorunuz laboratuar tetkiklerinize bakarak sizi uyardığında diyaliz ihtiyacınız ortaya çıkmış demektir.

- Uyku bozuklukları
- Halsizlik
- Bacaklarda, yüzde şişmeler
- Nefes darlığı
- Bulantı
- İştahsızlık
- Hıçkırık
- Kilo kaybı
- Anormal kanama

"Hemodiyaliz", diğer bir diyaliz metodu olan ve karın boşluğuna bir kateterin yerleştirilmesi yolu ile hastaneye ya da diyaliz merkezine ayda bir kez giderek evde uygulayabileceğiniz "periton diyalizi" ve "böbrek nakli" bu belirtilerin tamamen ya da kısmen ortadan kalkmasına yardımcı olacaktır. Diyalizinizin sürdürülmesinden sorumlu olan hekimlere yukarıdakiler ve her tür şikayetinizin düzenli iletilmesi durumunda tedavinizde gerekli değişiklikler yapılacak ve hekimlerinizin size tavsiyeleri olabilecektir.


Yeterli Miktarda Diyaliz ne Demektir ?

Yeterli miktarda diyaliz olmanız önemlidir :
- Kendinizi daha sağlıklı hissetmenizi sağlar, kendiniz ve ailenizin ihtiyaçlarını daha etkili olarak karşılayabilmenize yardımcı olur.
- Uzun ve kaliteli bir yaşam sürdürmenizi sağlar
- Hastaneye yatmanıza neden olabilecek her türlü tıbbi problemlerin ortaya çıkmadan engellenmesini sağlar


Yeterli diyaliz alıp almadığınızın en güvenilir yolu diyaliz ekibinizin bunu hesaplamasıdır. Sizin yeterli dozda diyaliz aldığınızı gösteren başlıca hesaplamalar Kt/V, URR veya üre azalma oranıdır. Diyaliz ekibiniz ayda bir kez kanınızı alıp bu ölçümleri yapar. Bazen idrar toplamanız da istenebilir.

Yeterli diyaliz aldığınızdan emin olmak için Kt/V değerinin en az l.2, URR değerinin de en az %65 olması gerektiğini bilmemizde fayda vardır. Bu değerleri gerçekleştirecek kadar diyaliz almamız gerekmektedir. Hemodiyaliz genellikle haftada 3 kez uygulanır. Eğer doktorunuzun tavsiyesi farklı değilse her seans genelde 4 saat ya da daha fazla  sürer, diyaliz sürenizi kısaltmak diyaliz yeterliliğinizi azaltarak şağlığınızın tehlikeye girmesine neden olur.


Diyaliziniz yeterli değilse neler yapılabilir?

Eğer ölçülen değerleriniz istenen düzeyde değilse diyaliz ekibinize ne yapmanız gerektiğini sorun. Eğer Kt/V veya URR, hedefin altında ise diyaliz ekibiniz aşağıdaki hususları kontrol edecektir.

- Damar yolunuz yeterli diyalize yetecek kan akım hızını sağlayabiliyor mu?
- Diyalizör size uygun mu ? Daha büyük diyalizör kullanma imkanı var mı?
- Diyaliz süreniz yeterli mi, yoksa erken çıkma eğiliminde bir hastamısınız?
- Diyalizat hızınız daha da arttırılabilir mi?
- Kan örnekleriniz usûlüne uygun alınmış mı ?
Hemodiyaliz seanslarınızın tek bir kez aksaması dahi diyaliz yeterliliğiniz açısından çok olumsuz etkiler yaratabilir.


Diyalizinizin Programlanması:

Diyaliz ekibiniz sadece size özel planlanmış bir program yapacaktır. Bu planın hedefi normal Kt/V veya URR değerine erişebilmenizi sağlamaktır.

Bu program size:

- Ne tip ve büyüklükte diyalizöre ihtiyacınız olduğunu
- Tedaviniz esnasında kan ve diyalizatın ne hızda dolaşması gerektiğini
- Haftada kaç kez ve her tedavinin kaç saat olması gerektiğini saptar.


Size Verilen Diyaliz Dozunun Hesaplanması:

Size yeterli diyaliz dozunu hesaplamada en doğru ve en sık kullanılan metod "üre kinetik model veya UKM" dir. Bunu yapmak için diyalizinize bakan ekip diyaliz esnasında kan örnekleri alır. İdrar toplamanız da söylenebilir. Bu tetkiklerle diyalizinizin kanınızdaki üreyi ne kadar azalttığı hesaplanır. Göz önüne alınması gereken diğer bir önemli kriter de diyaliz öncesi ve sonrası kilonuzdur. Tüm bilgiler bilgisayara yüklenerek Kt/V hesaplanır. Bu metodla hesaplanan verilmesi gerekli diyaliz dozu diyaliz ekibinize şu konularda yardımcı olacaktır :

- Tedavinizi daha iyi planlayabilmek
- Hedeflenen diyaliz dozuna ulaşmada hatayı ortadan kaldırmak
- Diyaliz merkeziniz doz ayarlamakta URR'yi de kullanabilir. Bu diyaliz öncesi ve sonrası kan üre düzeyini mukayese edilerek hesaplanır.


Diyaliz Takip Kartınız nedir?

Kt/V ve URR'nin yanı sıra diyaliz bakım ekibiniz her ay tedavinizin planlanmasında yardımcı olacak başka kan ve idrar tahlilleri de yapmaktadır. Aynı zamanda onlar diyaliz öncesi, sonrası ve diyaliz esnasında kilo ve tansiyonunuzu da takip etmektedir. Önemli test sonuçlarınızın kopyasını isteyip kendi takip kartınızı aşağıdaki örnek gibi tutabilirsiniz.


Tedavinizin Rahat Geçmesi İçin:

Diyaliz ekibiniz sizi diyaliz boyunca rahat ettirecektir. Diyaliz süresince kramp, bulantı, başağrısı ve baş dönmesi olmazsa tedavinizi rahatça tamamlayabileceksiniz. Bu belirtiler ortaya çıktığında hekimlerinizi bilgilendirirseniz tedavinizde gerekli değişiklikleri yaparak sorunu çözebileceklerdir. 

Sorunsuz bir diyaliz için

- Sıvı çekimini hızının ayarlanması,
- Diyalizattaki sodyum miktarının arttırılması,
- Hipertansiyon ilaçlarınızın miktarı ve cinsinin  kontrolden geçmesi,
- Kuru ağırlığınızın ayarlanması,
- Diyalizatın sıcaklığının azaltılması gerekebilir.

Kendinize aynı zamanda diyetinizi kontrol ederek ve tedaviler arasında alınan sıvıyı kısıtlayarak yardımcı olmalısınız. Fazla sıvı almanız diyaliz esnasında fazla sıvı çekilmesine ve tedavi esnasında kendinizi kötü hissetmenize sebep olacaktır.




Kt/V ve URR :

Hedef Kt/V değeri olan 1.2'ye veya URR değeri en az %65'e gelene kadar hiçbir diyaliz tedavinizi atlamayın. Size önerilen sıklık ve süreye uyun. Diyetinize ve size izin verilen sıvı miktarının üstüne çıkmamaya gayret edin.


PERİTON DİYALİZİ NEDİR?

Periton; karın boşluğunda bulunan, karın duvarı ve organları saran bir zardır:

Periton Diyalizi, karın boşluğuna küçük bir ameliyat ile yerleştirilen, ince, yumuşak, silikondan yapılmış kalıcı bîr tüp (kateter) aracılığı ile yapılır. 

Periton Diyalizi iki şekilde uygulanır:

1- SAPD (Sürekli Ayaktan Periton Diyalizi):


Hastanın vücut yapısına göre çocuklarda 100 - 1000 mL, yetişkin insanlarda 2000 - 2500 mL, kadar özel periton diyaliz solüsyonu karın boşluğuna verilir. Vücuda verilen solüsyon 4-6 saat kadar karın boşluğunda kaldıktan sonra yeni solüsyonla değiştirilir. Bu zaman süresince kanda bulunan üre, kreatinin gibi atık maddeler ve vücutta bulunan fazla sıvı, diyaliz solüsyonuna geçer. Karın boşluğuna diyaliz sıvısının verilmesi ve boşaltılması, yer çekimi ile gerçekleştirilir. Bu işleme "Diyaliz Torba Değiştirme İşlemi" denir. Diyaliz işlemi hasta tarafından günde 4-5 kez yapılır. Bu şekilde uygulanan periton diyalizine SAPD (Sürekli Ayaktan Periton Diyalizi) denir.



2. APD (Aletli Periton Diyalizi)
Evde makina aracılığı ile uygulanan periton diyalizi işlemine APD (Aletli Periton Diyalizi) denir. Bu tedavi biçiminde, hasta yatmadan önce set ve solüsyon torbalarını periton diyalizi makinasına yerleştirir ve maki-nasını önerildiği şekilde programlar. Kişi uyurken gece boyunca (8-10 saat), makina karın boşluğuna diyaliz sıvısını verir, bekletir ve boşaltır. Kişinin durumuna göre tedavide değişiklik yapılabilir.



PERİTON DİYALİZİNİN İYİ YÖNLERİ

* Hasta,periton diyalizi hemşiresi tarafından eğitimi verildikten sonra tedavisini kendi başına yapabilir, hastaneye bağımlılığı azalır
* Gıda ve sıvı alımı daha serbesttir.
* Tansiyon kontrolü daha iyi sağlanabilmektedir.
* Hemodiyalizde olduğu gibi kan kaybı görülmez.
* Eğitimi basit ve süresi kısadır.
* Kalp ve damar sistemine yüklenme az olduğundan, özellikle yaşlı hastalarda ve çocuklarda tercih edilen bir tedavi şeklidir.
* Periton Diyalizi, hastanın günlük yaşantısına devamını sağlar (okul, iş, seyahat, tatil)


PERİTON DİYALİZİNİN SAKINCALI YÖNLERİ


* SAPD' (Sürekli Ayaktan Periton Diyalizi) de günde 4-5 değişim yapmak gerekir.
* Protein kaybı olabilmektedir.
* Hastanın karnında sürekli bir kateter kalmaktadır.
* APD'de hasta gece boyunca makineye bağlı kalmaktadır.
* Enfeksiyon riski vardır
-Katetere bağlı enfeksiyonlar
-Peritonit (karın içi zarın iltihabı)


PERİTON DİYALİZİ TEDAVİSİ İÇİN GEREKLİ MALZEMELER

Periton Diyaliz Kateteri :


Vücudumuzla uyum sağlayacak, yumuşak, silikondan yapılmıştır.
Çocuk ve yetişkinlere göre uzunlukları farklıdır.
Kateterin periton boşluğuna yerleşecek uç kısmında, diyaliz sıvısının içe ve dışa akışını sağlayacak küçük delikler vardır. Kateterlerin üzerinde , 1 -2 adet keçe bant bulunur. Bu keçeler vücutta bulunan bağ dokusu tarafından örülerek kateterin yerinden çıkmasını engeller. Bağ dokusu, aynı zamanda mikropların kateter yolu ile vücuda girmelerini engeller.

Titanyum Adaptör :

Kateter ile transfer set arasında kalan, titanyum adında metalden yapılmış bir parçadır. Kateter ve transfer set bağlantısını sağlar. Bu kısım kalıcıdır ve değiştirilmesi gerekmez.

Transfer set :

Transfer set, titanyum adaptör ile bağlantıyı sağlayan bir ara settir. 4-6 ayda bir değiştirilmesi gerekir. Bunun dışında herhangi bir şekilde transfer setin ucu kaza ile açıldığında veya dokunulduğunda, diyaliz işlemi yapılmadan derhal değiştirilmesi gerekmektedir. Transfer set mutlaka hastanede ve diyaliz hemşiresi tarafından değiştirilmelidir.

Mini Kapak :

Diyaliz işlemi tamamlandıktan sonra transfer setin ucuna takılan, beyaz renkli ve içinde antiseptik emdirilmiş sünger bulunan kapaktır. Mini kapak tamamen mikroplardan arındırılmıştır, bu nedenle özellikle iç kısmına dokunulmamalıdır. Mini kapak mikropların karın boşluğuna girmesini engeller. Mini kapak paketinin üzerindeki son kullanma tarihi mutlaka kontrol edilmelidir. Tarihi geçmiş ise kesinlikle kullanılmamalıdır.
Her diyaliz işleminde yeni mini kapak kullanılmalıdır.

Diyaliz Solüsyonları :

Y şeklinde bir sete bağlı, bir dolu bir boş torbadan oluşur.
Vücudumuzda biriken atık maddeleri ve suyu uzaklaştırabilmek için diyaliz sıvıları, içinde bulunan glükoz (şeker) miktarına göre 3 türlüdür. Bunlar; %1.36, %2.27 ve %3.86. oranında glükoz içerirler. 1, 2, 2.5 litre hacminde solüsyonlar bulunmaktadır.



Hangi sıvının kullanılacağına doktorunuz veya hemşireniz karar verecektir. Diyaliz sıvısı kullanılmadan önce dikkat edilmesi gereken bazı noktalar vardır. Bunlar;
* Diyaliz sıvısının şeker oranı
* Son kullanma tarihi
* Diyaliz sıvısının miktarı
* Torbada sızıntı olup olmadığı
* Sıvının berraklığı
* Torba ve setlerde yapışıklık olup olmadığına bakılır.



Antiseptik Solüsyon :

Diyaliz işlemi sırasında kullanılan masanın üzerini temizlemek, mikroplardan arındırmak için kullanılan özel bir solüsyondur.
Diyaliz işlemini daha güvenli yapabilmek için, eller yıkandıktan sonra ellere de uygulanmalıdır

Maske :
Diyaliz işlemi sırasında maske kullanılması burun veya ağız bulaşmasını engeller.

Kağıt Havlu :
Diyaliz işlemi sırasında masayı temizlemek ve elleri kurulamak için kullanılır.

Mavi Torba Klempi



PERİTON DİYALİZİ KATETERİNİN TAKILMASI

PD (Periton Diyalizi); karın boşluğuna yerleştirilen, kateter adını verdiğimiz silikon bir tüp ve karın boşluğuna verilen özel solüsyon aracılığı ile yapılan bir diyaliz yöntemidir.
Kateter takılmadan önce :
* Kateter temini için reçete yazılır
* Kateterin takılması için randevu verilir 


KATETER NEDİR?

Kateterlerin uzunlukları kişinin beden yapısına göre farklı uzunlukta olup, karın boşluğunda kalan kısmı sıvı alış - verişini daha kolay sağlamak için deliklidir.
Karın boşluğunda tahrişi önlemek için uç kısmı kıvrıktır.
Üzerinde kateteri sabitleyen, çıkmasını önleyen iki tane keçe vardır.

Kateter yerleştirilmesi İçin randevuya gelmeden önce;
* Antibakteriyel sabunla, banyo yapılmalıdır.
* Karın bölgesindeki kıllar varsa temizlenmelidir.
* Lavman kullanılarak barsaklar boşaltılmalıdır.
* Kateter yerleştirilmeden önce idrar varsa mesane boşaltılmalıdır.
Kateter ameliyathanede veya diyaliz merkezinde takılabilir.

Hastanın durumuna göre hangi yöntemin kullanılacağına diyaliz merkezince karar verilir.

Kateter yerleştirildikten sonra, kateterin karın içindeki yerini belirlemek için kontrol filmi istenir.
Kateter takıldıktan sonra yaranın daha sağlıklı iyileşebilmesi için 4-7 gün süreyle pansuman açılmamalıdır (kanama ıslaklık vs. yoksa).
İlk pansuman mutlaka diyaliz hemşiresi tarafından yapılmalıdır.
Genellikle kateter takıldıktan 3 hafta sonra diyalize başlanır. Bu süre içinde hastanın eğitimi tamamlanmış olur.
Gerekli durumlarda diyalize başlama süresi kısalabilir veya uzayabilir.


KATETER ÇIKIŞ YERİ

Kateterin vücuttan çıktığı bölgeye kateter çıkış yeri, kateterin deri altından geçen kısmına da tünel adı verilir.


KATETER ÇIKIŞ YERİ BAKIMI


Kateter takıldıktan sonra kateter çıkış yeri pansumanı düzenli yapılmalıdır.
* Kateter çıkış yerinin günlük bakımı merkezinizin önerdiği şekilde yapılmalıdır.
* Pansuman sırasında enfeksiyon belirtileri olan kızarıklık, ağrı, şişlik, akıntı ve sıvı sızması gibi problemler göz ardı edilmemelidir. 

Bu problemler kateter çıkış yerinde mikropların varlığını gösterir. Bu belirtilerin biri veya birkaçı ile karşılaşıldığında diyaliz merkezi ile iletişim kurulmalıdır. Bu problemleri çözmekte geç kalınırsa mikroplar kateter çıkış yerinden içeriye doğru ilerleyerek tünele ulaşır, bu durum kateterin çıkartılmasına neden olabilir.
İyi bir kateter çıkış yeri için, kateterin vücut dışında kalan kısmının hareketliliği engellenmelidir.
Kateter çıkış yerindeki deri ve deri altındaki kısım bir süre sonra kateteri sararak kateterle derinin bütünleşmesini sağlar. Eğer kateterin hareketliliği önlenmezse bütünleşme sağlanamaz, mikropların kolayca yerleşip iltihap oluşturabilecekleri bir ortam meydana gelir. 



DİKKAT EDİLMESİ GEREKENLER
* Pansuman sırasında mutlaka maske kullanılmalıdır.
* Her zaman katetere dokunmadan önce eller iyice yıkanmalıdır.
* Kateter asla cekilmemeli ve bükülmemelidir.
* Kateterin yakınlarında makas ve iğne kullanılmamalıdır.
* Banyo duş şeklinde yapılmalı, banyo sonrası kateter çıkış yeri iyice kurulanıp pansuman yenilenmelidir.
* Denize girerken kateter çıkış yeri, merkezin önerdiği su geçirmeyen bir bantla kapatılmalıdır.
* Kateter çıkış yerinde kabuklanma olduğunda koparılmamalıdır. Oksijenli suyla yumuşatılarak silinmelidir.
* Kateter delinirse delik kapatılmaya çalışılmadan, delik kısmın altından klemplenip hemen diyaliz merkezine gidilmelidir.
* Kişisel temizlik kurallarına uyulmalı, iç çamaşırlar her gün değiştirilmeli ve çok sıkı giysiler giyilmemelidir.
* Kateter çıkış yerinde mikropların neden olduğu problemlerde önerilen ilaçlar düzenli alınmalıdır. Kontrol tarihlerinde mutlaka diyaliz merkezine gidilmelidir.
* Kateter mutlaka iyi bir şekilde tesbit edilmelidir. 


PERİTON DİYALİZİ ORTAMI NASIL OLMALIDIR?

PD (Periton Diyalizi) tedavisinin bütün aşamalarında temizlik (hijyen) kurallarına dikkat edilmelidir. Bu şekilde enfeksiyon riski en aza indirilebilir. Temiz teknik kullanılmasının amacı diyaliz işlemi sırasında temas edilen bütün yüzeylerdeki mikrop ve bakterileri uzaklaştırmaktır.

Ortamın özellikleri nasıl olmalıdır?
* Aydınlanma ve havalandırmanın iyi sağlanabildiği, güneş gören bir oda olmalıdır.
* Diyaliz süresince kapı ve pencereler kapalı olmalıdır.
* Odada kullanılmayan eşyalar bulundurulmamalıdır.
* Diyaliz süresince oda başka amaçlarla kullanılmamalıdır.
* Diyaliz sırasında odada başka birileri bulunmamalıdır. (Çocuk hastalar ve kendi diyalizini gerçekleştiremeyen hastalar hariç)
* Uygun yükseklikte çizilmeyen, temizliği kolay sağlanabilen bir masa bulunmalıdır.
* Hareket ettirilebilir ve silinebilir bir sandalye bulunmalıdır.
* Silinebilir bir askı bulunmalıdır.
* Hareketli ve temizlenebilir bir çöp kutusu bulunmalıdır.
* Atıklar uygun şekilde imha edilmelidir
* Diyaliz odası temizlenmeli, havalandırıldıktan sonra kapı-pencere kapatılmalı ve toz alınmalıdır.

Bu ortamda kişi;
* Rahat ve vücuda uygun temiz giysiler giymeli,
* Eldeki takılar (saat, yüzük, bilezik) çıkartılmalı,
* Kollar dirseklere kadar açık olmalı,
* Tırnaklar kısa ve temiz olmalı,
* Saçlar toplanmalı,
* Maske kullanmalıdır.


PERİTON DİYALİZİ UYGULAMASINDA HİJYEN NEDEN ÖNEMLİDİR?

* Periton Diyalizinde hijyen (temiz teknik) kurallarına dikkat edilirse diyaliz tedavisi daha sağlıklı ve uzun süreli uygulanır.
* Hijyen; fiziksel sağlığın ve bedensel bütünlüğün devamı için uygun temizlik alışkanlığıdır.
* Hijyen, kateter çıkış yeri enfeksiyonu, tünel enfeksiyonu ve peritonit gibi diyalizin ömrünü kısaltan enfeksiyonlardan korunmak için ve sağlıklı diyalizin devamında önemli yer tutar.

Temiz Teknik Denilince Neleri Anlıyoruz?
* Diyaliz yapılan odanın temizliğine dikkat edilmelidir. Diyaliz yapılan oda her gün temizlenmeli, havalandırılmalı, camlar kapatıldıktan sonra toz alınmalıdır.
* Diyaliz yapılan odada fazla eşya olmamalıdır.
* Diyaliz sırasında kapı ve pencere kapalı olmalıdır.
* Diyaliz sırasında odada evcil hayvanların bulunması sakıncalıdır.
* Diyaliz malzemelerinin konulduğu masanın temizliğine dikkat edilmelidir.
* Diyaliz sırasında odada başka kimse bulunmamalıdır.
* Her diyaliz uygulamasından önce eller mutlaka en az 3 dakika süreyle ve tekniğe uygun biçimde yıkanmalıdır.
* Diyaliz sırasında maske takılmalıdır. Eğer maske takılmazsa mikroplar peritonit veya kateter çıkış yerinde enfeksiyona neden olabilir.
* Torba bağlantısı en kısa sürede yapılmalıdır.

Diyaliz Sırasında Kişisel Temizliğe (Hijyene) Dikkat Edilmelidir:
* Vücut temizliğine dikkat edilmelidir.
* Banyo duş şeklinde yapılmalıdır.
* İç çamaşırlar her gün değiştirilmelidir.
* Kateter pansumanı her gün öğretilen şekilde ve dikkatle yapılmalıdır.
* Ağız sağlığını korumak açısından dişler düzenli biçimde fırçalanmalıdır.
* Tırnaklar kısa ve temiz tutulmalıdır.


KONTAMİNASYON (Kirlenme) NEDİR?

Diyaliz sıvısı, transfer set ya da bağlantı ucunun, herhangi bir yere temas ettirilerek, hastalık yapan mikroplarla bulaşmasına kontaminasyon (kirlenme) denir.

Kontaminasyon Hangi Yollarla Oluşur? Transfer set ile torba bağlantısının dikkatli yapılmaması sonucu kirlenme oluşabilir.
* Hava Yolu: Diyaliz işlemi sırasında odada havada bulunan ve göremediğimiz mikroplar periton diyalizi sırasında transfer set ve torbanın bağlantı ucunun kirlenmesine neden olabilir. 



* Solunum Yolu: Solunum esnasında ağız ve burunda bulunan mikroplar diyaliz bağlantısı yaparken açık uçların kirlenmesine neden olabilir. Aynı mikroplar öksürme ile havaya da karışır.


* Kirli eller
* Kötü Kateter Çıkış Yeri Pansumanı
* Transfer set ve titanyum adaptör bağlantısının ayrılmasıyla
* Yırtık delik diyaliz torbalarının kullanılmasıyla kontaminasyon oluşur.


DEZENFEKSİYON NEDİR? NEDEN ÖNEMLİDİR?

* Dezenfeksiyon cansız yüzeylerde hastalık yapan mikropların bir kısmının ya da hepsinin öldürülmesidir. Masa, sehpa, yer zemini, mavi torba klempi gibi eşyalar cansız yüzeylere örnek olarak gösterilebilir.
* Diyaliz yapılan oda ve zemini, masa, sehpa, lavabo çamaşır suyu ile temizlenerek kolayca dezenfekte edilebilir,
* Bunların dışında Periton Diyaliz hemşiresinin önereceği dezenfeksiyon yöntemleri de kullanılır.

Çevre Dezenfeksiyonu:
* Diyaliz yapılan masa: Masa üzeri uygun şekilde temizlenmelidir.Bir kez silinen yerden bir daha geçilmemelidir.
* Diyaliz odası, lavabo ve musluklar: Bir kova suya (10-151t) bir çay bardağı çamaşır suyu eklenerek silinmeli ve durulanmalıdır. Diyaliz yapılan oda her gün temizlenmelidir.
* Diyaliz solüsyonu boşaltılan tuvalet temizliğinde: Bu yüzeylere saf çamaşır suyu dökülüp on dakika bekletilmeli. Bol suyla durulanmalıdır.
* Genel olarak ev temizliğinde: Bir kova suya bir çay bardağı çamaşır suyu eklenip haftada iki kez bütün yüzeyler silinmelidir. Ayrıca piyasada bulunan temizlik ürünleri de bu amaçla kullanılabilir.


STERİLİZASYON NEDİR? NEDEN ÖNEMLİDİR?

* Sterilizasyon; hastalık yapan mikropların tamamen öldürülmesidir. Karın içine verilen diyaliz sıvısı, bu sıvının karın içine verilmesini sağlayan torba ve setlerin iç yüzeyi tamamen mikropsuzdur (sterildir).
* Diyaliz sırasında kullanılan mini kapak steril malzemelerden birisidir.
* Pansuman için kullandığımız gazlı bezler steril olmalıdır. Enjektörler de steril olması gereken malzemelerdendir.
* Torba değişimi esnasında uygun teknikle bu steril ortam bozulmadan bağlantı sağlanmalıdır.


EL YIKAMANIN ÖNEMİ

* Periton diyalizi uygulayan hastalarda ellerin temizliği oldukça önemlidir.
* Günlük yaşamda kirli ya da temiz, bir çok iş için ellerimizi kullanırız.
* Bu nedenle ellerimiz en çok kirlenen ve hastalık nedeni olan mikroplan taşıyan organlarımızdır.
* Ellerimizin kirli olduğunu gözlerimizle görebiliriz, fakat mikropları göremeyiz. Göremediğimiz bu mikroplar periton diyalizi yaparken karın içine ulaşarak peritonite neden olabilir. Ellerinizde oluşan kirleri su ve sabunla kolayca temizleyebilirsiniz.
* Yıkayarak temizlediğimiz ellerimizin üzerindeki mikropları yok edemeyiz fakat çok büyük bir kısmını ellerimizden uzaklaştırırız.

« Son Düzenleme: Mayıs 17, 2009, 03:06:12 ÖÖ Gönderen : CCaaaDDiiii »

WeBCaNaVaRi Botu

Bu Site Mükemmel :)

*****

Çevrimİçi Çevrimİçi

Mesajlar: 222 194


View Profile
Re: Böbrek Yetmezligi Nedir? Ve Tadavi Sekli...
« Posted on: Mart 28, 2024, 11:59:21 ÖS »

 
      Üye Olunuz.!
Merhaba Ziyaretçi. Öncelikle Sitemize Hoş Geldiniz. Ben WeBCaNaVaRi Botu Olarak, Siteden Daha Fazla Yararlanmanız İçin Üye Olmanızı ŞİDDETLE Öneririm. Unutmayın ki; Üyelik Ücretsizdir. :)

Giriş Yap.  Kayıt Ol.
Anahtar Kelimeler: Böbrek Yetmezligi Nedir? Ve Tadavi Sekli... e-book, Böbrek Yetmezligi Nedir? Ve Tadavi Sekli... programı, Böbrek Yetmezligi Nedir? Ve Tadavi Sekli... oyunları, Böbrek Yetmezligi Nedir? Ve Tadavi Sekli... e-kitap, Böbrek Yetmezligi Nedir? Ve Tadavi Sekli... download, Böbrek Yetmezligi Nedir? Ve Tadavi Sekli... hikayeleri, Böbrek Yetmezligi Nedir? Ve Tadavi Sekli... resimleri, Böbrek Yetmezligi Nedir? Ve Tadavi Sekli... haberleri, Böbrek Yetmezligi Nedir? Ve Tadavi Sekli... yükle, Böbrek Yetmezligi Nedir? Ve Tadavi Sekli... videosu, Böbrek Yetmezligi Nedir? Ve Tadavi Sekli... şarkı sözleri, Böbrek Yetmezligi Nedir? Ve Tadavi Sekli... msn, Böbrek Yetmezligi Nedir? Ve Tadavi Sekli... hileleri, Böbrek Yetmezligi Nedir? Ve Tadavi Sekli... scripti, Böbrek Yetmezligi Nedir? Ve Tadavi Sekli... filmi, Böbrek Yetmezligi Nedir? Ve Tadavi Sekli... ödevleri, Böbrek Yetmezligi Nedir? Ve Tadavi Sekli... yemek tarifleri, Böbrek Yetmezligi Nedir? Ve Tadavi Sekli... driverları, Böbrek Yetmezligi Nedir? Ve Tadavi Sekli... smf, Böbrek Yetmezligi Nedir? Ve Tadavi Sekli... gsm
Yanıtla #1
« : Mayıs 17, 2009, 02:53:05 ÖÖ »

x[BLack RoSe]x
*
Üye No : 2816
Yaş : 34
Nerden : Rize
Cinsiyet : Bayan
Konu Sayısı : 901
Mesaj Sayısı : 12 413
Karizma = 13


Verdiğin bilgiler için çok teşekkürler..
Yanıtla #2
« : Mayıs 17, 2009, 03:08:25 ÖÖ »
Avatar Yok

CCaaaDDiiii
*
Üye No : 23911
Nerden : İstanbul
Cinsiyet : Bayan
Konu Sayısı : 22
Mesaj Sayısı : 217
Karizma = 20


Aslında ben teşekkürler ederim önem verip okuduğun için gözlerine sağlık Gülmek :)
Yanıtla #3
« : Mayıs 17, 2009, 03:09:19 ÖÖ »

[B]a[R]a[N]
*
Üye No : 4
Yaş : 33
Nerden : İstanbul
Cinsiyet : Bay
Konu Sayısı : 5706
Mesaj Sayısı : 27 762
Karizma = 62877


Çok Detaylı Bir Konu Olmuş. Gülmek :) Konu'yu Sabitliyorum, Bilgiler İçin Teşekkürler.

İstek & Öneri ve Şikayetlerinizi: link (@) webcanavari . net Adresine İletebilirsiniz.
Yanıtla #4
« : Mayıs 17, 2009, 06:31:44 ÖÖ »
Avatar Yok

By.TuRuT
*
Üye No : 773
Nerden : Rize
Cinsiyet : Bay
Konu Sayısı : 19239
Mesaj Sayısı : 48 228
Karizma = 65220


Gercekten Cok Detaylı 1 Konu oLmuş Herkezin İlgi Gösterip Okuması Lazım , Emeğinize Sağlık +rep.

İstek & Öneri ve Şikayetlerinizi: WeBCaNaVaRi'na Üye Olmadan Link'leri ve Kod'ları Göremezsiniz.
Link'leri Görebilmek İçin. Üye Ol. veya Giriş Yap.
Adresine İletebiliriniz.
Yanıtla #5
« : Mayıs 17, 2009, 03:43:24 ÖS »
Avatar Yok

CCaaaDDiiii
*
Üye No : 23911
Nerden : İstanbul
Cinsiyet : Bayan
Konu Sayısı : 22
Mesaj Sayısı : 217
Karizma = 20


Aslınd aben size teşekkürler ederimm dikkate alıp okuduğunuz için gözlerinize sağlık teşekkürler Gülmek :)
Yanıtla #6
« : Mayıs 17, 2009, 03:46:23 ÖS »

KumraLım
*
Üye No : 8462
Yaş : 32
Nerden : İstanbul
Cinsiyet : Bayan
Konu Sayısı : 1146
Mesaj Sayısı : 13 450
Karizma = 17239


Emeğine Sağlık [+rep] ßenim ßi Akrabamda Böbrek Yetmezliği Hastalığı Var Kötü Bi Durum Ya..
Yanıtla #7
« : Mayıs 17, 2009, 04:29:25 ÖS »
Avatar Yok

CCaaaDDiiii
*
Üye No : 23911
Nerden : İstanbul
Cinsiyet : Bayan
Konu Sayısı : 22
Mesaj Sayısı : 217
Karizma = 20


Sağol. cnm sizde çok gecmıs olsun akrabanı benden daha ii kimse anlayamaz inş en kısa zamanda organ naklı olur tum temelim bu...
Yanıtla #8
« : Mayıs 18, 2009, 12:42:30 ÖÖ »

CeReN_Bal
*
Üye No : 2169
Yaş : 48
Nerden : K.Maraş
Cinsiyet : Bayan
Konu Sayısı : 83
Mesaj Sayısı : 9 291
Karizma = 5005


cok detaylı olmuş emeğine sağlık önemli bi konu sonucta sağlık herseyden çnce gelir [+rep]
Yanıtla #9
« : Mayıs 19, 2009, 09:26:49 ÖÖ »
Avatar Yok

CCaaaDDiiii
*
Üye No : 23911
Nerden : İstanbul
Cinsiyet : Bayan
Konu Sayısı : 22
Mesaj Sayısı : 217
Karizma = 20


Efet öle sağlık en basta gelir ama malesef çok kişi bunun kıymetını bılmmemekte Ağlıyorum.   teşekkürler ederimm okuyan gözleirne sağlık Tebrikler.
Sayfa 1 2
Yukarı Çık :)
Gitmek istediğiniz yer:  


Benzer Konular
Konu Başlığı Başlatan Yanıtlar Görüntü Son Mesaj
Honey_face'nin Pc'ye Giriş Sekli « 1 2 ... 5 6 »
Dedikodular
Mavi_Kiyamet 51 16472 Son Mesaj Temmuz 11, 2014, 11:44:55 ÖS
Gönderen : sezon


Theme: WeBCaNaVaRi 2011 Copyright 2011 Simple Machines SiteMap | Arsiv | Wap | imode | Konular