Lestat
Anne Rice’ın kocasından esinlenerek yazdığı Vampirle Görüşmeler’in kahramanı Lestat ilk bakışta sıradan biri gibi görünüyor. Ama biraz yakından tanıyınca, yüksek beğenilerinin kurbanı olmuş bir karakterle karşılaşıyoruz. Kendisi ve sevdikleri için hep daha fazlasını, daha güzelini, daha değerlisini isteyen Lestat, kendisini dünyanın kanını içerken buluveriyor. Fakat dönülmez noktaya geldiğinde acı çekmeye de başlıyor. Çünkü daha fazlasını isterken etrafına verdiği zararı fark ediyor. Vicdanı devreye giriyor ve gönülsüz bir vampir olarak hayatına devam ediyor. İçinden geçtiği acı serüven sayesinde sezgi kapıları sonuna kadar açılıyor Lestat’ın ve sıradan bir vampir olmaktan tamamen sıyrılıyor. Siz de taleplerinizle sınırlarınızı hep bağdaştırmaya çalışıyor, vicdanınızla hareket ediyorsunuz. Çünkü Lestat’ın sesi içinizden “Sakın ha, sonun benim gibi olmasın” diyor.