0 Üye ve 1 Ziyaretçi Konuyu İncelemekte. Aşağı İn :)
Sayfa 1
Konu: Bioenerjektik Psikoterapi - Doç. Dr. Günseli Peker  (Okunma Sayısı: 1805 Kere Okundu.)
« : Kasım 06, 2009, 11:53:22 ÖS »

Furkan
*
Üye No : 3437
Yaş : 28
Nerden : Tokat
Cinsiyet : Bay
Konu Sayısı : 6751
Mesaj Sayısı : 10 941
Karizma = 15570


Yazar : Doç. Dr. Günseli PEKER

Yayınevi : Era Yayıncılık

Baskı : İstanbul / 1995 / 351 shf.

 

 GİRİŞ

 

Özbilinç: İnsanın varoluşu hakkında bilgi sahibi olmasıdır. Özbilinç katmanlarından herhangi birindeki bozukluk, diğer katmanların gelişimini de engellemektedir. Örneğin; bedensel süreçlerle ilgili özbilinç bozukluğu duygusal bilincin ve ego bilincinin de daralmasına ve engellemesine neden olmaktadır. Çünkü, çeşitli içsel ve dış baskılar ve engellemelerle iş güdülerini, gereksinimlerini ve motivasyonlarını bastıran bir insan, duygu, düşünce ve davranışlarını da farkında olmadan baskı altında tutar ve varoluşunu gerçekleştirmez.

 

Akılcı bir insan için tekbir mutluluk vardır! "Gelişim ve büyümenin farkında olmak"Bioenerjetik pisikoterapi anlayışına göre büyük ve gelişme bedensel olarak başlar. Sonra çeşitli beceriler kazanmak, bilgi edinmek ve ilişkilerin gelişimi gibi basamaklarla kişinin yaşama açılmasını ve kendi doğal kültürel ve sosyal çevresinde gelişimini sürdürmesini sağlar.

 

Duygularını tam olarak yaşayamayan ve ifade edemeyen bir insanın bedensel yaşamı ve özbilinci daralır. Yaşamı baskılı bir şekilde ve özbilinçsiz olarak yaşamak bir deniz gezisinde, mahsende hapsetmek gibidir.

 

Özbilinç gelişiminde bireyin kendi varlığını, suçluluk, yetersizlik gibi olumsuz duygulara kapılmadan olduğu gibi doğrusal olarak kabul etmesi ve benimsemesi temel süreçlerden biridir. Gerçek anlamda bireyin kendisini olduğu gibi kabullenmesine "Özbenimseyiş" denilir.

 

R. Descartes, kendi bilincinin gerçeğini farkeden ilk düşünür olmuştur. R. Descartes'in önerdiği "Cosito" kavramı insanın "Düşünüyorum, varım" şeklinde ki bireysel bilincidir.

 

Özbilinç Kavramının Yeri: Bioenerjetik psikoterapide, sözlü dille anlatılan deneyimleri ve bağlı oldukları duyguları bedende yeniden yaşatmak amacı vardır. Kelimeler duygulardan tamamen ayrıldıkları zaman gerçek dışıdır. Kelimeler yaşam deneyimlerini ifade etmekte kullanıldıkları zaman kişinin geçmişini, geleceğini kişiliğini ve yaşamını biçimlendiren bir görev üstlenir. Doğru kelimeyi kullanmak demek, gerçek olanı ifade etmektir ve bir özbilinç fonksiyonudur.

 

Bionerjetik Psikoterapi'nin Özbilinç Gelişimindeki Etkinliği:

 

Özbilincin sağlıklı bir fonksiyon göstermesi temelde bedenin enerjik ve güçlü duygularla, coşkuları yaşaması ve insanın hem bedenen, hem kişilik olarak kendisini özgür ve doğal bir biçimde ifade edebilmesi ile belirlenen sağlıklı bir yaşam süreci içine girmesi ile gerçekleşir. İnsan dünyadaki varlığını bedeni aracılığı ile algılar ve yaşar. Bu gerçeklere dayalı olarak özbilincin genişletilmesi yönteminde temelde büyüme ve gelişme sürecine, öncelikle bedenen katılmayı sağlamak gerekmektedir.

 

Bioenerjetik Psikoterapi'de Enerji Kavramının Özbilinçle İlişkisi

 

Yaşam hareket demektir. İnsanın yaşam mekanizmalarının hareketini devam ettirebilmesi için enerjiye gereksinimi vardır. Bazı kişilerin enerjileri hareketleri duygu ve düşünceleri açıktır. Bazılarında ise enerji içlerinde kapalı ve statiktir. Dıştan gözlemlerle bu kişilerde enerji sanki çok azalmış gibidir. Bioenerjetik psikoterapinin temel amaçlarından biriside bu durumda olan kişilerdeki enerjileri açmak ve geliştirmektir.

 

Her canlı organizmada, enerjinin şarj ve deşarj olması arasında bir denge olmaktadır. Bioenerjetik psikoterapinin temel tekniklerinin bir amacıda enerji alış-verişini yükseltmek ve insanın kendisini ifade yollarını açmak ve bedendeki enerji ve duygu akımlarının işler hale getirmektir.

 

İnsan, bilgiyi, duygularıyla ve eylemleriyle yaşadığı zaman kazanın insanın özbilinci, bütün öğeleriyle bir bütünlük ve denge içinde, sağlıklı olduğunda, insan ne istediğini, ne duyumsadığını, ne düşündüğünü, neye karar vereceğini, ne yapacağını bilir ve seçim yaparak varlığı için gerekli etkinlikleri gösterir.

 

Bioenerjetik Psikoterapi

 

Bir tedavi yöntemidir. Amacı; hem duyumsal, hem coşkusal bozuklukların sağaltımını, hemde kişilik gelişimini sağlamak ve bu değişikliklerin kişinin yaşadığı sosyal kültürel ortamda uygulanmasıdır. Burada disiplin ön plandadır. Psikoterapi uzun, yorucu, sıkıntılı ve acılı bir olgudur. Çeşitli riskleri vardır. İnsanı sağlıklı ve huzurlu hale getirip, hem kendine hem dünyaya karşı yabancılaşma duygusundan kurtarır. İnsanda hareket yaşamının esasıdır. Gelişme ve gerileme bunun iki yönüdür. Gerçekte tamamen hareketsiz kalmak söz konusu değildir. Gelişim engellendiğinde gerileme dönemi başlar.

 

İnsan tek başına kendisini değiştiremez. Psikoterapide ilk adım, kişinin kendisini kabullenmesini sağlamaktır. Buda sabır isteyen bir iştir. Bioenerjetik halkada, sembolik anlamda merkez kalptir. Çünkü en hassas bölge kalptir. Bu yüzden psikoterapist insan duygularını burada kontrol eder. İnsan yaptığı şeyi severek içtenlikle katılarak ve haz duyarak yapmaktır. Sağlıklı insan işini sever, yaşamı sever, yaptığı herşeyi sever, arkadaşlarını sever. Bütün koşullarda cevapları, duyguları düşünceleri bir bütünlük içerisindedir. Gerçek yaşamın getirdiği koşullara ve olaylara göre, bozan coşkulu, bazen üzgün ve kızgın bazende korkar birisidir.

 

İnsanda çeşitli savunma mekanizmaları vardır. Şayet kişi saldırıya uğrama tehdidiyle karşı karşıya ise patolojik savunmalar geliştirir. Tehdit devam ettiği müddetçe ve kişi savunmada kaldığı müddetçe kendisini haklı görmeye başlar. Zaman içinde bu savunmalar bedende yapılanır. Psikolojik olarak da belirli bir karakter yapısı, belirli davranış ve tutumlar gelişir. Psikolojik travmanın anısı bastırıldıkça ego idealleri ortaya çıkar. Bu idealler insanın ilgi, sevgi ve yakınlaşma isteklerinin üstünde amaçları ve idealleri olması şeklinde biçimlenir.

 

Hayal kırıklığına uğramış ve itilmiş bir insandaki "ben artık onu istemiyorum sevmiyorum" şeklindeki bir inkar mekanizmasının oluşumu ego düzeyinde bir savunmadır. İnsan yaşadığı sürece, sevgiye hasret çeker, duyguları ifade bulmak ister. Fakat hasta bir insan, bu yönde güçlü bir hareket yapmaya kalktığında savunmaları impulslarını engelleyecektir.

 

Özbilinç Gelişiminin Bioenerjetik Yöntemle Analizi

 

1) Özel duygu ve coşkuların öğrenilmesi dış dünyanın belirli bir derecede farkında olunmasına, algılanmasına, bilgi ve deneyim kazanılmasına bağlıdır.

 

2) Bedensel ve duygusal özbilincin üzerinde düşünce bilinci gelişir. Düşünce bilinci kelimelerin yerinde ve doğru olarak kullanılması ile gelişmeye başlar, kelimelerin anlamlarının öğrenilmesi ve kavramların gelişimi ve soyut düşünce gelişimide temelde sosyal ilişkilerdeki deneyimlerden kazanılır. Bu süreçler sonunda düşünce özbilinci gelişir.

 

3) Ego bilincinin gelişimi

 

4) Beden ve ego bilincinin bütünlüğü

 

Beden Bilinci

 

Beden süreçlerin bilincinde olmak, bedensel duygulanımları yaşamak, bedensel özbilincin gelişimi için esastır. İnsanda yüksel coşku hallerinde veya mistik duygulanım ve şiddetli korku gibi durumlarda, bedende de şiddetli duygulanımlar fiziksel olarak algılanır ve yaşanır. İnsanın beden bilinci, ego bilinci ile bilinçaltı arasında yeralan doğal fakat, tanınması zor güçlerle bağlantı kurmasında ayrıca özbenliğe, özbilince ve yaşama uyum sağlamasıda aracı olur. Çünkü insanın yaşamının büyük bir bölümü bilinç ve akıl ışığının aydınlatmadığı bilinç altında yeralır. İnsanlar genellikle bilinç altındaki gizemli süreçlerden korku duyarlar ve çeşitli çelişkilere düşerler.

 

Bioenerjetik psikoterapi yönteminde, amaç, bilinç altına yakın olmak gizemli güçleri tanımak, yaşatmak ve böylece bedendeki güçleri daha az korkutucu bir hale getirmektir.

 

Özel Kavramsal Duyguların ve Coşkuların Öğrenilmesi:

 

Özel duygular dış dünyanın farkında olunmasına ve algılanmasına bağlı olarak gelişir. Örneğin küçük bir bebek, öfke, korku, üzüntü veya mutluluk gibi duyguları tanımaz. Çünkü, henüz bu duyguları öğrenmemiştir.

 

Çocuk erişkine göre daha büyük bir beden bilincine sahiptir ve bedensel duygulanmalara daha duyarlıdır. Çocuk büyüdükçe çeşitli duyguları ve coşkuları öğrenir ve yaşamaya başlar.

 

Düşünce Süreçlerinin ve Düşünce Bilincinin Gelişimi:

 

Düşünce sisteminin gelişimi, kelimelerin öğrenilmesi, kavramların yerinde ve doğru olarak kullanılması ve konuşma sürecinin gelişimi ile gerçekleşir.

 

16-17 yaşlarında beyin gelişimi üst düzeye erişmiştir ve zihinsel fonksiyonlar gelişmiştir. Özellikle muhakeme, sentez, analiz, soyut düşünce fonksiyonlarını gelişiminde beyin gelişimi ile birlikte eğitimde rolü büyüktür.

 

Ego Özbilincinin Gelişi

 

Bedensel, duygusal, düşünsel süreçleri ve ego fonksiyonları sağlıklı bir şekilde gelişen insan kişilik sahibi etkin duygu, düşünce ve iç güdülerini kontrol edebilen seçim yapabilen bütünleşmiş bir birey olarak algılamaya başlar.

 

Entellektüel çağdaş insanda ego bilinci yaşama hakim olmuştur. Bazı insanlarda daha aşırı bir biçimde bütün dikkat ve enerji "ben" üzerinde yoğunlaşmıştır. Bu insanlar gerçekten uzaklaşmışlardır. Huzursuzdurlar ve kişilik bütünlükleri sarsıntı içindedir. İnsanı kişiliğinin parçalanması ve sönmesine kadar götürür.

 

 

 

Tinsel Varlık Katmanında Özbilinç Gelişimi:

 

Yapısal bütünlük içindeki insan özbilincinin denetimi ile dış dünyayı etkinliği altına alabilen tek canlıdır.

 

Prof. Dr. S. Velioğlu, insan varlığını "insan inorganik, organik psişik ve tinsel varlık kategorileri platformunda birey olarak dünyaya gelmekle beraber bütünleşmek ve toplumsallaşmak zorunda olan tarihsel-kültürel, inançsal, siyasal ve ekonomik oluşum çizgisi içinde bulunan yaratma süreci ile donatılmış, dinamik varoluştur" diye tanımlamıştır.

 

Özbilinç ve İnsan Etkinliği

 

Özbilinç genişletme kavramı hümanistik akımının sonucunda ortaya çıkmış ve bioenerjetik terapide de hastaların sağaltımı konusunda uygulamadaki yerini almıştır. İnsanın hemaostatik dengesi bozulduğunda, herhangi bir olay karşısında duygu ve düşüncelerine aksi uçta bir reaksiyon verebilir. Örneğin; Bazı insanlar meteryalistik yaşama karşı mistisizme kaçış şeklinde uç bir reaksiyon gösterirler.

 

Mistik kişi yaşamın gerçek anlamını bulmak için içe döner. Mistik felsefe ve materyalistik felsefe insanı anlamak için yeterli değildir. Çünkü insan kapalı değil, açık bir sistemdir ve insan davranışını etkileyen bütün değişkenler hiçbir zaman tam olarak bilinmez ve kontrol edilemez. Sonuç olarak kozalite konumu insan bilimleri açısından yeterli değildir. Mistik şahıs kendi kozalite konumu uygunsuzdur.

 

Mekanistik görüşte dar ve keskin bir odaklaşmadır. Mistik şahıs evrenin harikasına gözleri açık yürürken, yolundaki taşları göremez ve onlara çarpıp dengesini kaybeder. Mekanistik kişi ise taşlara dikkatle bakarken gökyüzünün güzelliğini göremez. İnsanın çelişkilerini çözümlemesinde ne mistik nede mekanistik olmayan bir düşünce sistemi gereklidir. Buda fonksiyonel düşüncedir. Fonksiyonel düşüncede bilinçli olabilmek ve bilinçliliği anlayabilmek önemlidir. Bilinç ile dikkat göstermek arasında çok yakın bir ilişki vardır.

 

Çünkü birşeye ne kadar dikkat edersek, o şey hakkında o kadar bilinçli oluruz. Bilinç bir araba lambası gibidir. Lamba alanın bir bölümünü aydınlatır ve orayı net olarak görürüz. Fakat bu süreç içinde alanın geri kalan bölümleri karanlık görünür. Bedenin herhangi bir bölümü enerjik olarak şarj edildiğinde dikkat bu bölüme çekilir. Bilinç yükselir ve böylece artan enerji bedenin bu bölümünde bir gerilim alanı oluşturur. İşte bu dikkattir.

 

Uyanık olduğumuz zaman dikkatli bir durumda ve bilinçli oluruz. Bilinç iki önemli eksene projekte olur. Bilinç seviyesi bedenin enerji şarj durumu ile orantılıdır. Uykuda beden yüzeyinden enerji şarj çekilir. Dikkat ve bilinç sıfıra düşer. İnsanlarda değişik oranlarda bilinç seviyeleri mevcuttur.

 

Bioenerjetik Yöntemi Seçme Nedeni:

 

Bioenerjetik psikoterapinin temel ilkesi öncelikle beden idantitesinin ve beden egosunun gelişimini sağlamaktır. Bioenerjetik psikoterapi telkinleri ile hasta psikolojik travmaları ve bunlara bağlı bastırılmış duygu ve düşünceleri yeniden yaşamak ve tanımak olanağı bulur. Hasta, geçmişteki duygularını hem bedenen hem de psikolojik olarak yaşayarak başka hiçbir şekilde elde edemeyeceği bir gerçeklik duygusu ve özbilinç kazanır.

 

A.Cowen şizoid hastalarda bedende enerji akımlarının ileri boyutlarda bastırılmasının zaman zaman patlayıcı nitelikte öfke panik vb. duyguları ve coşkusal reaksiyonların ortaya çıkmasına neden olduğunu bildirmiştir.

 

Bioenerjetik Yöntem ve Beden

 

Sağlıklı beden canlı hareketli parlak abrasyon içinde ve duygularla şarj olmuş bir durumdadır. Şizoid hastaların ise duygu ve istekleri yaşamaktan korku (bedendeki iç güdüleri) duydukları saptanmıştır.

 

Sağlıklı bir insan mantığına ters olsa duygularını kabul eder ve onlarla başetmesini bilin mantığa ters olsalar bedensel impulslarının ve duyguların insanı motive edici ve hareket ettirici bir gücü vardır.

 

Bioenerjetik Egzersizler

 

Bioenerjetik egzersizlerden, solunum derinleşmesi ve diyaframdaki gerilimlerin açılmasına yönelik olan nefes egzersizlerinin terapideki önemi büyükdür ve bunlar ilk uygulanan egzersizlerdir. Gerilimlerin atılmasında bedenin istem dışı hareketleri gereklidir. Bu egzersizler solunumu derinleştirdikçe bütün vücudu istem dışı bir titreşim sarar. Egzersizler tekrarlandıkça sonuçta hastanın bedenine canlılık ve sıcaklık duygusu gelir.

 

Sağlıklı bir insanın vücut koordinasyonu iyidir ve hareketlerinin duygusal bir içeriği ve canlılığı vardır. Şizoid hastanın hareketleri ise sert ve düzensizdir.

 

İnsan coşkularını bedeninde yaşar. Bu yüzden beden önemlidir. Çeşitli olguları yaşamı içinde bedensel deneyimleri ile öğrenir. İnsanda bilgi duygular ile birleştiği zaman anlaşılır, algılanır ve öğrenilir. Bioenerjetik psikoterapi anlayışına göre insanın kendisini anlaması ve tanıması ancak şiddetli duygularla şarj olduğunda mümkün olur. İnsan kendisi hakkındaki bilgileri özellikle bedenindeki uyaranların beynine erişmesi ile kananın ve hameostasini biofeedback mekanizması ile gerçekleştirir. Şizoid hastalarda psikolojik engellemeler bedenide baskı altına alarak bu doğal mekanizmayı bozmuştur.

 

Autogenic Biofeedback tekniğinin amacı, hastaya bedensel, zihinsel ve psikolojik gevşeme, rahatlama durumu, nasıl sağlanacağının eğitiminin verilmesidir.

 

 

 

BİOENERJETİK YÖNTEMİN DAYANDIĞI İLİMSEL İLKELER

 

İnsanın yaşamı temelde bedenin yaşamıdır. Bioenerjetik terapi insanın "realite prensibinin" getirdiği çeşitli patolojik savunma mekanizmalarından duygusal baskı ve çelişkilerden kurtulup tamamen bastırdığı ve terk ettiği "primer orientasyonuna" geri dönmesi bedenin doğal varlığının bilincini kazanarak bedenindeki yaşamı tüm gerçekleri ile tanıması ve yaşaması ilkesine dayalıdır.

 

Aşırı baskılı ortamlarda yetişen kişilerde (gerçeklik prensibi) genellikle primer oiantasyonuna (haz prensibine) özgürlük tanımaz. Doğada iki temel polar hareket vardır. İd hastaların ise duygu ve istekleri yaşamaktan korku (bedendeki iç güdüleri) korku duydukları saptanmıştır. Sağlıklı bir insan mantığına ters olsa duygularını kabul eder ve onlarla başetmesini bilin mantığa ters olsalar bedensel impulslarının ve duyguların insanı motive edici ve hareket ettirici bir gücü vardır.

 

Gerçeklik İlkesi (Sekandar Orientasyon)

 

Neden gerçeklik ilkesine sekandar orientasyon denilmiştir. Bu isim zaman açısından verilmiştir. Çünkü kişinin gerçeğe orientasyonu yavaş yavaş büyüdükçe gelişir. Buna karşılık haz olmaya yönelik primer orientasyon hayatın başlangıç noktasında vardır. İnsanların çoğu kendilerine gerçek olmayan hedefler seçerler ve bunları gerçekleştiremedikleri için sürekli bir mutsuzluk içine düşerler. Her depresyonlu kişinin düşüncesinde beklediği bir illüzyon vardır ve bu nedenle çoğu davranışlarında ve beklentilerinde uyumsuz bir durumda bulunmaktadır. Genellikle illüzyonların çekmesi depresyonun ortaya çıkmasına neden olur.

 

İllüzyonlar kişiyi çözümlenmemiş bir çelişki içinde tutarlar. Çünkü hasta olan bir insanda bir taraftan gerçeğin beklentileri, diğer taraftan illüzyonları gerçekleştirme çabası birlikte yaşanır. Fakat bu kişiler tamamen kendilerini ilüzyonlarıda bırakmazlar. Böylece "arada kalma" nedeniyle sık sık korkulu ve tehdit edici bir duygu içindedirler.

 

Bilinç Alanında Dualite ve Homeostasi

 

Hameostatik sağlıklı yaşamın önemli bir fonksiyonudur. Normal olarak insan bedenindeki alomal hameostatik prensiplerin sürekli fonksiyon halinde olduğunun farkında değildir. Fakat önemini kabul eder.

 

İnsan sürekli çevresi ile bir interaksion ve sürekli bir değişim ve gelişim süreci içindedir. Fakat her yeni gelişim hameastatisi bozar ve bu kararsız dengenin yeniden kurulmasını gerektirir. Bedendeki Dengesizlikler sürekli olarak bilincimiz dışında düzenlenmektedir. Beden bilincimiz dışında geçmişin deneyimleri ile aktüel yaşamda hameastatik bir denge içinde tutar ve insanın bütünlüğünü korur. Bu doğan dengeyi W.B. cannon benin zekası kavramı ile ifade eder.

 

Hameostakik mekanizmalarda dualite (Polarite) prensibi hakimdir. Bilincinde olduğumuz bütün dualitelerin temelinde yatan bedenin ritmik aktivitesinin bütünlüğü vardır. Yapıda bütünlük olmadan yaşamda dualite olmaz ve dualiteleri olmayan bir bütünlükte varolmaz. Mantığımızda dualiteleri açık olarak görmektedir. Örneğin; neden-sonuç, etki-tepki, mutluluk-elem gibi. Bioenerjetik anlayışına göre insan bilincindeki ve insan yaşamındaki dualite prensiplerinin önemi çok büyüktür. Kişilik bütünlüğü hem kişinin kendi iç dünyası ile hemde dış dünya gerçekleri ile kurulmadan yaşamın çeşitli zorlukları ve problemleri etkin bir biçimde çözümlenemez.

 

İnsanın rasyonel bir beyni, fakat rasyonel olmayan bir bedeni vardır. Bütün bu seviyelerde bir anda yaşamaktadır. Bir insan düşünceleri kadar iyidir. Özü, sözü, doğru insan düşürdüğü gibidir ve olduğu gibi düşünür. Bu bütünlüğe erişmek için insanın öncelikle bedenine sahip çıkması gerekir ve aynı zamanda "Ben aklımda düşüncelerimle kişiliğimle benim" diyebilmelidir.

 

Sağlıklı İnsan

 

Sağlıklı bir insan incinme dışlanma korkuları duymadan insan olarak ailesi ve toplum tarafından sevildiği beğenildiği ve kabul gördüğü duyguları ile gelişen güven duygusuna sahiptir. Bakıma muhtaç bir bebek yaşama başlayan insan yavrusunun güvenilir bir aile ortamında büyümesi temel güvenin gelişiminde çok önemlidir. Çok erken dönemlerde gelişen güven duygusu insanın ilerideki yaşam görüşünün temelini oluşturur.

 

Sağlıklı insan ister kendi düzeyindeki insanlarla, ister üstün kişilerle olsun, ilişkilerinde güvenli ve içtendir. O tarife karşısında saygılı ve rahattır. Gerektiğinde bir lideri izleyen bir kişi olmayı kabul edebilir. Sağlıklı insan diğer insanlara ihtiyaç duyar. Arkadaşlıklara değer verir ve korkuya kapılmadan bağımlı olmadan, boyun eğmeden sağlıklı ilişkiler kurabilir. Amaçları uğruna çalışan sağlıklı bir insan bazen başarısız olabileceğini ve yetersiz kalabileceğini kabul eder. Sağlıklı insan karar verirken seçim yaparken ve problemi çözerken öncelikle muhakeme ve düşünme kapasitelerini harekete geçirir.

Link
WeBCaNaVaRi'na Üye Olmadan Link'leri ve Kod'ları Göremezsiniz.
Link'leri Görebilmek İçin. Üye Ol. veya Giriş Yap.
« Son Düzenleme: Temmuz 03, 2010, 04:39:53 ÖS Gönderen : SmBRN »
WeBCaNaVaRi Botu

Bu Site Mükemmel :)

*****

Çevrimİçi Çevrimİçi

Mesajlar: 222 194


View Profile
Re: Bioenerjektik Psikoterapi - Doç. Dr. Günseli Peker
« Posted on: Mart 19, 2024, 06:33:47 ÖÖ »

 
      Üye Olunuz.!
Merhaba Ziyaretçi. Öncelikle Sitemize Hoş Geldiniz. Ben WeBCaNaVaRi Botu Olarak, Siteden Daha Fazla Yararlanmanız İçin Üye Olmanızı ŞİDDETLE Öneririm. Unutmayın ki; Üyelik Ücretsizdir. :)

Giriş Yap.  Kayıt Ol.
Anahtar Kelimeler: Bioenerjektik Psikoterapi - Doç. Dr. Günseli Peker e-book, Bioenerjektik Psikoterapi - Doç. Dr. Günseli Peker programı, Bioenerjektik Psikoterapi - Doç. Dr. Günseli Peker oyunları, Bioenerjektik Psikoterapi - Doç. Dr. Günseli Peker e-kitap, Bioenerjektik Psikoterapi - Doç. Dr. Günseli Peker download, Bioenerjektik Psikoterapi - Doç. Dr. Günseli Peker hikayeleri, Bioenerjektik Psikoterapi - Doç. Dr. Günseli Peker resimleri, Bioenerjektik Psikoterapi - Doç. Dr. Günseli Peker haberleri, Bioenerjektik Psikoterapi - Doç. Dr. Günseli Peker yükle, Bioenerjektik Psikoterapi - Doç. Dr. Günseli Peker videosu, Bioenerjektik Psikoterapi - Doç. Dr. Günseli Peker şarkı sözleri, Bioenerjektik Psikoterapi - Doç. Dr. Günseli Peker msn, Bioenerjektik Psikoterapi - Doç. Dr. Günseli Peker hileleri, Bioenerjektik Psikoterapi - Doç. Dr. Günseli Peker scripti, Bioenerjektik Psikoterapi - Doç. Dr. Günseli Peker filmi, Bioenerjektik Psikoterapi - Doç. Dr. Günseli Peker ödevleri, Bioenerjektik Psikoterapi - Doç. Dr. Günseli Peker yemek tarifleri, Bioenerjektik Psikoterapi - Doç. Dr. Günseli Peker driverları, Bioenerjektik Psikoterapi - Doç. Dr. Günseli Peker smf, Bioenerjektik Psikoterapi - Doç. Dr. Günseli Peker gsm
Yanıtla #1
« : Kasım 13, 2009, 05:02:37 ÖS »
Avatar Yok

Salvatore
*
Üye No : 20592
Nerden : Sinop
Cinsiyet : Bayan
Konu Sayısı : 927
Mesaj Sayısı : 12 206
Karizma = 20483


Teşekkürler.
Yanıtla #2
« : Temmuz 03, 2010, 07:00:39 ÖS »

Yıldızım
*
Üye No : 31517
Nerden : Tekirdağ
Cinsiyet : Bayan
Konu Sayısı : 2947
Mesaj Sayısı : 11 568
Karizma = 20133


Teşekkürler.
Sayfa 1
Yukarı Çık :)
Gitmek istediğiniz yer:  


Benzer Konular
Konu Başlığı Başlatan Yanıtlar Görüntü Son Mesaj
Günseli Deniz - Kalp Ağrısı
Türkçe Sözler
Bahanur 0 668 Son Mesaj Aralık 03, 2012, 05:37:19 ÖS
Gönderen : Bahanur
Psikoterapi Teknikleri
Ruh Sağlığı
Asortik Hatun 0 596 Son Mesaj Ocak 23, 2013, 04:16:40 ÖS
Gönderen : Asortik Hatun
Psikoterapi Gerektiğine Nasıl Karar Verilir Psikoterapi Nasıl Uygulanır ?
Ruh Sağlığı
Asortik Hatun 0 869 Son Mesaj Ocak 24, 2013, 01:32:25 ÖS
Gönderen : Asortik Hatun
Psikoterapi Nedir ? Psikoterapi Ne Değildir ?
Ruh Sağlığı
Asortik Hatun 0 675 Son Mesaj Ocak 24, 2013, 01:33:21 ÖS
Gönderen : Asortik Hatun
Sınırsız Tutku - Günseli Önal « 1 2 »
Kitaplar Hakkında Bilgi ve Özetler
Bendis 17 5354 Son Mesaj Mart 22, 2020, 02:54:23 ÖS
Gönderen : shadow_ece


Theme: WeBCaNaVaRi 2011 Copyright 2011 Simple Machines SiteMap | Arsiv | Wap | imode | Konular