Davutoğlu, bugünkü Bingazi'yi, Kurtuluş Savaşı'nın Ankara'sına benzetti. Oysa iki kent ve iki hükümet arasındaki farklar, saymakla bitmeyecek kadar çok. İşte o farklardan 7 tanesi...



Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, seçimin ardından Arap Baharı'na hızlı bir giriş yaptı ve bölgedeki çok sayıda ülkeyi ziyaret etmek üzere yurtdışına çıktı. İlk adresi Libya'da artık Kaddafi hükümetini değil, Bingazi'deki muhalif Ulusal Geçiş Konseyi'ni Libya halkının temsilcisi olarak tanıyacaklarını söyleyen Davutoğlu, Bingazi'yi Kurtuluş Savaşı döneminin Ankara'sına benzetti.

Oysa bugünkü Bingazi'yle o günkü Ankara arasında o kadar büyük farklar var ki, benzerliklerin hiçbir anlamı kalmıyor.

1- İki ülke arasındaki temel benzerlik, bir emperyalist işgalle karşı karşıya bulunmaları. Fakat bugünkü Bingazi, emperyalist işgalden yana tavır alıyor. O günkü Ankara, emperyalist işgale karşı savaşıyordu.

2- Libya'da halkın önemli bir kısmı muhaliflere karşı aktif pozisyon almış durumda. Kurtuluş Savaşı döneminde Türkiye'de halk örgütlendiği yerlerde direnişten yana tavır almıştı.

3- Bingazi'nin arkasında Fransa, İngiltere, ABD, NATO ve gerici Arap monarşileri var. Ankara'nın arkasında genç devrimin ürünü Sovyetler Birliği vardı.

4- Ankara'nın gündeminde Osmanlı İmparatorluğu'nun gerici toplumsal yapısından kopuş ve siyasal yaşamı dinden arındırma vardı. Bingazi'nin gündeminde islamcı örgütlenmelerin toplumsal yaşamdaki ağırlığının artırılması var.

5- Ankara hükümeti, galibiyetten sonra kökten değişecek olmasına rağmen, Kurtuluş Savaşı yıllarında ülke içinde açık bir ırk ayrımcılığı yapmıyor, Türkler'den sonra direnişe destek veren en kalabalık halk olan Kürtler'e birçok hak vaat ediyordu. Bingazi hükümeti ise yanı başındaki siyahi Libyalılar'a karşı ırkçı naralar atıyor.

6- O günün komünistleri, Ankara hükümetinin burjuvaziyi temsil ettiğini tespit ediyordu. Bugünün komünistleri de Bingazi'nin emperyalist destekli Bingazi burjuvazisini temsil ettiğini tespit ediyor. Fakat o günlerde komünistler Ankara merkezli direnişe destek veriyordu, bugün ise komünistler yine direnişten yana tavır aldıkları için Bingazi hükümetinin karşısında duruyor.

7- Ankara'ya bağlı birlikler düşmana karşı savaşırken, tepelerinde kendilerine destek veren yabancı bombardıman uçakları dolaşmıyordu. Bingazi'ye bağlı birlikler düşmanın üzerine yürümeden, yabancı bombardıman uçaklarına istihbarat verip "Burayı bombalayın" ricasında bulunuyor.

(soL - Dış Haberler)

yani sırf davutoğlu bunu dedi diye kalkıp üşenmemiş 7 tane fark bulmak için ne uğraşmışlar şaşırdım doğrusu ama yine de kaynağın ifadelerinde bana garip gelen yerler var her zamanki gibi
kurtuluş savaşı emperyal devletlere karşı yapılmıştır ama emperyalizm uğrana yapılmamıştır arada fark var bence..bu ifadeler savaşın anlamını sığlaştırıo bnm gözümde..
bide ırkçılık yokmuş demişler..keşke olmasaymış ama turancılık türkçülük gibi fikir akımları da ırkçılık kaynaklı gibi gelio bana
yada kurtuluş savaşında aslında türk yada osmanlılı olup da düşman güçlerine yardımcı olan birlikler çıkmamış mı?
hadi bunlar neyse dee gerici toplumsal yapıyla dinden arınmak nasıl aynı cümlede geçebilmiş anlayamadım..anlayamam..dinden arınma diye bişey düşünülse o kurtuluş savaşının sonucu böyle olamazdı..kanaatimcee

Davutoğlunun Libya işgalinin meşrulaştırmaya çalışması, Libyadaki muhalifleri haklı göstermeye çalışması, her gidişinde Kaddafiyi yerden yere vurup muhalifleri yerden göğe çıkartması nedeniyle böyle bir haberi gerekli gördüm. Çok iyi biliniyorki hükümetimizin bakanlarından biri olan Davutoğlunun bu tür yaklaşımlarda bulunması kadar normal birşey yok. Netice o da AKPnin diğer siyasileri gibi aynı torna tezgahının ürünü. =)

Kaynağın birinci maddesinde ve seninde dediğin gibi o günkü savaş emperyal devletlere karşı mücadele için yapılmıştı. Şu anki Libya işgalinde direnişçiler ile emperyal kuvvetlerin aynı safta olmasını görememek için kör olmak gerekir =)

Kurtuluş savaşında ırkçılık yoktur. Kurtuluş savaşında yurdun her cephesinde hemen hemen her yurttaşımız savaşmıştır. Gerek Türkler gerek Kürtler gerekse de bu işgalden rahatsızlık duyan diğer etnik kökenden yurtsever yurttaşlarımız.

Türkçülük ve Turancılık akımının etkili olduğunu düşünmüyorum. Neticede milli birlik ve bütünlük amacı ile yapılan birçok kongre vardır. Bunların çoğu Türkiyenin farklı kentlerinde yapılmış ve her yerden kişiler katılmıştır. Ve bu kongreler neticesinde milli birlik ve bütünlüğün sağlandığı söylenebilir.

Kurtuluş savaşı esnasında bilindiği gibi iki hükümet vardı. İstanbul ve Ankara hükümeti. İngiliz veya Amerikan mandacılığını savunan kişiler istanbulda fazlası ile vardı. Bu tür kişiler istanbul hükümetinin içinden veya yakınlığı ile bilinirdi. Dediğin gibi o dönem aynı yurtta yaşayıp düşmandan yana tavır alanlar vardı. Hatta bu kişiler Samsunda direniş başladığı zaman direnişe katılanlar için terörist - barbar demiştir.


Anlamadığın şeye gelince ise bahsedilen şey Cumhuriyet'in kazanımlarından biri olan laikliktir. Laik bir ülke kurma amacı güdülmüştür. Yoksa kişilere yönelik bir dinden arınma gibi bir dourumdan bahsetmemiz saçma our. Bunun bugünkü Libya ile bağlantısına gelince bugün Libyada başa getirilmek istenen grup- kişi - kurum (her neyse) ''Müslüman Kardeşler'' isimli örgüttür. Bunlar şeriat yanlısı tutumuyla bilinir. Bu sebepten dolayıdır ki Kurtuluş savaşında laik bir cumhuriyet, libyada ise şeritla yönetilen bir sömürge cumhuriyeti kurulmak istenmektedir

1- İki ülke arasındaki temel benzerlik, bir emperyalist işgalle karşı karşıya bulunmaları. Fakat bugünkü Bingazi, emperyalist işgalden yana tavır alıyor. O günkü Ankara, emperyalist işgale karşı savaşıyordu.

Denize düşen yılana sarılır.

3- Bingazi'nin arkasında Fransa, İngiltere, ABD, NATO ve gerici Arap monarşileri var. Ankara'nın arkasında genç devrimin ürünü Sovyetler Birliği vardı.

Sovyetler Birliği babamızın oğlu mudur?

4- Ankara'nın gündeminde Osmanlı İmparatorluğu'nun gerici toplumsal yapısından kopuş ve siyasal yaşamı dinden arındırma vardı. Bingazi'nin gündeminde islamcı örgütlenmelerin toplumsal yaşamdaki ağırlığının artırılması

Sütçü İmam olayını oku. Sütçü İmam ilk kurşunu niye sıktı?

5- Ankara hükümeti, galibiyetten sonra kökten değişecek olmasına rağmen, Kurtuluş Savaşı yıllarında ülke içinde açık bir ırk ayrımcılığı yapmıyor, Türkler'den sonra direnişe destek veren en kalabalık halk olan Kürtler'e birçok hak vaat ediyordu. Bingazi hükümeti ise yanı başındaki siyahi Libyalılar'a karşı ırkçı naralar atıyor.

Kurtuluş savaşında ırkçılık yoktur. Kurtuluş savaşında yurdun her cephesinde hemen hemen her yurttaşımız savaşmıştır. Gerek Türkler gerek Kürtler gerekse de bu işgalden rahatsızlık duyan diğer etnik kökenden yurtsever yurttaşlarımız.

Karadeniz bölesindeki Rum çeteler ve ermeni çetelerde sanırım yurtsever yurttaşlarımızdandı

Sovyetler Birliği tabiki babamızın oğlu değildir. Tıpkı bugün medet umduğumuz Avrupa Birliğinin babamızın oğlu olmadığı gibi. Ancak sovyetler birliği sosyalist devrim sonucu kurulmuştur. Sosyalist devrimin en temel özelliklerinden bir tanesi anti emperyalist oluşudur. Sovyetler birliği her yerde anti emperyalizme karşı mücadele etmiştir. Sonunda mağlup olmuştur ancak o dönemde de netice itibari ile o şartlarda mücadele etmiştir. Tarih sayfalarına baktığımız zaman kurtuluş savaşı sırasında sovyetler birliğinin babamızın oğlu olmamasına rağmen bize yardım ettiği tarih sayfalarında kayıtlıdır. Belki işin ucunda Sosyalist Türkiye Cumhuriyeti vardı ancak olmadı =)

Sütçü imam olayını okudum. Fransız - Ermeni lejyonerlerin yaptığı ahlaksızlığa karşı tepkisini dile getirmiştir (vikipedia kaynaklı) . Bu ahlaksızlığı dini bir olay olarak irdelemek yanlıştır. Neticede her türlü ahlaksızlığa karşı çıkmayı dini olarak irdelemek doğru değildir. Kaldıki maddede söz konusu olan Sütçü İmam değil, Ankara hükümetidir. Ankara Hükümeti (başta Mustafa Kemal olmak üzere) laik bir Türkiye Cumhuriyeti kurmayı düşünmüştür. Ve neticede öyle de olmuştur. Bugünkü Libyada başa getirilen aşırı dinciliği ile tanınan bir örgüttür.

Son olarak bahsedilen ve bahsettiğim ise yurtsever yurttaşlarımızdır. Ülkede yurtsever olmayan, işgalden yana tavır alan kişiler ve guruplar var idi. Rum çeteleri ve Ermeni çeteler bunlardan sayılabilir. Ancak maddede söz konusu olan şey direnişe katılan etnik kökenlerle ilgilidir. Nedir bu etnik kökenler? Türkler, Kürtler, Çerkezler, Lazlar vs. Bu etnik kökenler arasında Kurtuluş Savaşı sırasında etnik herhangi bir ayrımcılık olmamışır =)