4 yıl aradan sonra tekrar gündeme gelen Suat Suna yaşadıklarını anlattı.
'Aşkın Adı' adlı albümü ile dört yıl aradan sonra sevenleriyle buluşan Suat Suna yaşadıklarını şarkı sözlerilarıyla anlattı: Askere gittim babamı kaybettim eşimle ayrıldık. Bunların hepsi 7-8 ay içinde seri atış gibi oldu. Psikolojik olarak sıkıntılı bir dönemimdi. Güçlü yapım ve müziğe yakınlığım ise benim kaçış noktam oldu.
Suat Suna kariyerinin 11'inci albümünü 'Aşkın Adı' diyerek bugün piyasaya çıkarttı. Albümdeki sekiz şarkı sözlerinın tümünün söz ve müziklerine imza atan sanatçı bu albümünü yaşadığı tüm olumsuzluklardan sonra 'hayata dönme sebebi' olarak tanımlıyor. İki yıl önce askerliğini yaptığı sırada babasını kaybeden hemen ardından da on yıl birlikte olduğu eşi Melike Öcalan ile boşanan Suat Suna 15 yıllık tanışıklığımızın hatırına tüm sorularıma içtenlikle cevap verdi: Şu albüme başlama heyecanım beni tedavi etti.
* Şarkı sözlerine baktığımda adres son iki yılda yaşadıklarınızı gösteriyor. Kendinizi mi anlattınız bu albümde?
Adres neresi gibi gözükebilir ki? Bir sanatçı tabii ki kendi yaşadıklarını yazacak. Gazetelerin üçüncü sayfalarında okuyoruz millet eşinden ayrılıyor ya dövüyor ya vuruyor. Benim şöyle bir lüksüm var: Ben oturuyorum sitemimi sevgimi duygumu şarkı sözlerilara döküyorum. Bundan daha güzel bir şey olabilir mi...
ÇOK İNSAN KALDIRAMAZDI
* 'Dövmemek için şarkı sözleri yazıyorum' mu diyorsunuz?
(gülüyor) Yok hiç alakası yok! Ben kendi lüksümden bahsediyorum; yoksa benim hayatımda bir kadına bir fiske vurmuşluğum bir kötü söz söylemişliğim yok. Bu çok güzel bir şey. İnsanlar duygularını bu tür şeylerle dışarı vursa bu tip şiddet olayları da olmayacak onu söylemeye çalışıyorum.
* Hayatınızın o dönemini nasıl değerlendiriyorsunuz?
Şanssız... Babam kriz geçirdi kucağıma düştü aylarca yoğun bakımda kaldı. Onun üzerine ben askere gittim. Askerdeyken babamı kaybettim onu toprağa verdim. Askerden dönünce 10 sene beraber olduğum insanla ayrıldık. Bunların hepsi 7-8 aylık süreç içinde olunca çok insanın kaldıramayacağı şeyler aslında... Biraz seri atış gibi oldu. Hem güçlü yapım hem de müziğe yakınlığım benim kaçış noktam oldu. Şu albüme başlama heyecanım beni tedavi etti. Yoğun dramatik sahneler yoğun duygularım vardı. Psikolojik olarak sıkıntılı bir dönemimdi... Zaten o kadar şeyden etkilenmemek için duvar olmak gerekiyordu. Önemli olan bunları aşıp hayata sarılabilmek. Ben son 16 yıldır kendi kendime yaşamıyorum ki hayatıma ortak olan insanlar var. Birkaç ayda ayağa kalktım.
ÜRETİMİM AŞAĞIYA GİTTİ
* Neler yaptınız o birkaç ay?
Sıkıntılıydım tabii ama ailemin ve dostlarımın desteğiyle toparladım... Toparlamak zorundayız. Zaman işin içine girince insan her şeye alışıyor.
* Güzel giden şeyler yok mu hayatınızda?
Bu albüm var işte. Bu albümle kötü günlerin bitip iyi günlerin başladığını düşünüyorum. Ekipçe aynı fikirdeyiz; bu şarkı sözlerilar çok sevilecek ve insanlar yıllar boyu bu şarkı sözleriları dinleyecek. Siparişler iyi; krize rağmen. Özlenmişim ve o özlem doğrultusunda köküne kadar duygusal bir albüm yaptım.
* Sizin için 'pesimist' diyorlar...
Dünya tarihine bakarsanız hayatı mutluluk ve şenlik içinde yaşayan bir besteci bir şair var mıdır acaba... Bir şeylerin farkında olan insan sanatta üretici durumuna geçer. Hayatta bir şeylerin biraz bile farkında olduğun zaman eğlenceli bulmuyorsun birçok şeyi.
* Bu şarkı sözlerilar hangi dönemde yazıldı?
Askerde yazdıklarım da var döndükten sonra yazdıklarım da var. 'Sen Üzülme Yüreğim'i 2.5 sene önce yazmışım. Oradaki sözlerin çoğu benim son dönemde yaşadıklarımı anlatıyor sanki... Denk geldi. Ben zaten ayrılık şarkı sözleriları yazan bir adam olduğum için şimdi insanlara yazdığım tüm şarkı sözleriların adresi yaşadıklarımmış gibi geliyor.
* Siz de bu anlamda bir 'secret' mı yaptınız acaba?
Hiç alakası yok. Asıl hikaye ne biliyor musunuz; sanatçı insanın özel hayatı çok düzenli olduğu zaman üretimi aşağıya doğru gidiyor.
* Özel hayatınız sizi müzik anlamında aşağıya mı çekti?
E tabii düzenli hayat o süreç içinde bazı şeyleri kafama çok takıyor olmam ki bunların içinde askerlik de vardı. Askere gitmeyi gönülden istememe rağmen 'arkamda kalanlara ne olacak?' düşüncem vardı. 1.5 sene filan bu bunalım haliyle hiçbir şey yazmak istemedim. Ondan sonra da bu olaylar arka arkaya geldi. Dediğim gibi maneviyat aşağı gittiği zaman sanat çok yukarı vuruyor.
* Şimdi hayatınızda biri var mı?
Yok. Zaten hayatımda birinin olacağı bir pozisyonum da yok. Kardeşimle yaşıyorum bu da farklı bir lezzete döndü. İnsan bekar yaşamaya tekrar alışınca tekrar evlenmesi de zor. En azından kısa vadede hiç düşünmüyorum. Artık orta yaşa yaklaşan biri olarak bu hayatta büyük konuşmamayı da öğrendim.
* Eski eşinizle görüşüyor musunuz?
Hayır. Bir şarkı sözleri yazdım ama onu albüme koymadık. Adı da 'Ben Aşkımla Dost Olamam'. Buna mantıklı bir hareketmiş gibi bakamıyorum. Yani insanın büyük bir aşk yaşadığı senelerce birlikte olduğu bir insanla arkadaşça "Nasılsın canım iyi misin" filan gibi bir tavrı hayata geçebileceklerini zannetmiyorum... Bu kadar modern değilim. O yüzden görüşmüyorum. Ben öyle görüşebilen insanların da gerçekte bir aşk yaşamadıklarına inanıyorum. Farklı şeyler hissettiğin yaşadığın bir insanla oturup kahve içip 'nasılsın iyi misin?' sohbeti yapamazsın.
* Modern ilişkiler böyle ama?
Çok iyi bir eğitim alma şansına sahip biri olsam da o kadar da modern değilim! Bu anlamda ülkemizdeki anlayışın Amerika'dan Avrupa'dan çok daha iyi olduğunu düşünüyorum. Bu tarz şeylerde bana 'ne kadar bağnazsın' diyorlar ama doğrum bu. İnsan aşık olduğuyla arkadaş olmak için aşık olmuyor ki... Arkadaşlıksa benim zaten çok arkadaşım var.