Kime sorsanız hayatında başarılı ve mutlu olmak istediğini söyler. Kişisel gelişim uzmanları başarı ve mutluluğun insanın yegane gayesi olduğunu belirtir. Seminerlerinde başarılı ve mutlu olmanın yollarını anlatıp dururlar.


Onlara göre dünyaya geliş nedenimiz başarı ve mutluluğu yakalamaktır. Günümüzün tüketim toplumuna insanın başarılı ve mutlu olması en üst değer olarak sunulur. Başarılı ve mutlu olmak ile ilgili yüzlerce özlü söz, kitap, özdeyiş bulabilirsiniz.


Başarı ve mutluluk iyi olmakla beraber huzuru tüketir çoğu zaman. İnsanlarda sanki huzura ihtiyacı yokmuş gibi davranmak bir alışkanlık halini almış. Oysaki başarılı olmak başka, mutlu olmak başka huzurlu olmak ise bambaşka bir şeydir. İnsan başarılı olunca mutlu olur, mutlu olunca da huzurlu olur diyemeyiz.


Başarı bize en yakın, mutluluk ondan biraz uzakta, huzur ise daha ötelerdedir. İnsanın kendini huzurlu hissetmesi onun hedeflediği mutluğu ve başarıyı yakaladığını gösterir.


Şöyle ki, bir öğrencinin hedefi sınıfı geçmektir. Bakıldığında sınıfını geçmiş bir öğrenci başarılıdır. Ancak bu durum, öğrenciyi mutlu etmeyebilir. Onun hedefinde teşekkür ya da takdir alarak sınıfını geçmek bulunabilir. Hedefi tam olarak gerçekleştirememek kişilerin mutlu olmasını engeller. Ayrıca bir üst sınıfa geçmek çeşitli huzursuzlukları da beraberinde getirebilir. Derslerin daha zor olacağı, sınıfının ve öğretmeninin değişeceği gibi konular canını sıkabilir.


Bir kadın için çocuk doğurmak bir başarı unsuru sayılabilir. Çocuğun cinsiyeti kadının istediği gibi gerçekleşmezse bu başarı mutluluk getirmeyebilir. Ya da bu durum kadını daha az mutlu kılabilir. Kadın istediği cinsiyete sahip çocuğu olursa hem başarılı hem de mutlu olabilir. Bütün bunlar kadını huzurlu kılmayabilir. Eşi çocuk sahibi olmak istemiyorsa kadının başının etini yiyerek onun huzurunu kaçırabilir. Ya da kadının ikinci çocuğu ise birinci çocuğu beklenmedik kıskançlık tepkileri göstererek kadının huzurunu bozabilir. Yahut dünyaya gelen yeni çocuk beraberinde getireceği çeşitli sorunlardan ötürü annenin yaşam düzenini değiştirdiği için huzur kaçırabilir.


Bir yazarın kaleme aldığı romanın edebi değerinin yüksek olmasından, çok satmasından, çok konuşulmasından, klasikler arasına girmesinden ötürü başarılı bir yapıt olarak değerlendirilebilir. Ancak yazar, romanı çeşitli kaygılardan hareketle yola çıkarak yazdıysa örneğin çok satması için gerçek duygularını romana yansıtmamışsa bu durum onu mutsuz edebilir. Ve ya yazar romanının edebi değer taşımasından, çok konuşulmasından, çok satmasından ve klasikler arasına girmesinden dolayı mutlu olabilir. Fakat bütün bunlar huzur bulacağı anlamına gelmez.


Başarı ve mutluluk getiren unsurlar yazardan beklentileri artırır. Yazarı takip eden okuyucular bir sonraki romanda ondan daha etkileyici olmasını ister. Böylece yazarın iyi roman yazma kaygısı artarak huzuru bozulur.


Öncelikle başarıya, sonra mutluluğa daha da önemlisi huzura ihtiyacımız var. Başarı kısa vadeli, mutluluk orta vadeli huzur ise insana uzun vadeli yaşama sevinci sunar. İnsanı yaşama bağlayan yaşamaktan duyduğu huzurdur. Huzur gönül rahatlığıdır. Huzur dirliktir, düzendir. Hiçbir eksiklik hissetmemek, acı ve üzüntü duymamaktır. İşte bütün bunlar insanı hayata bağlar.