| 
								|  |  |  | 
 
 Emine gızım,
 Benim. Ayşe nenen. Bildin mi? Bildin dabii. Elimde böyüdün a
 gızım.
 Yoğsa şehere oğlumun yanına gitdim diye beni untuveedin mi? Böğün tam
 10
 gün oldu köyden ayrı düşeli. Çok özledim orları. Doktura çıkarttı beni
 oğlan. Gözümdeki katarağı aldılar Allah razı olsun. Perde falan
 galmadı.
 Çayıra baktım mıydı, goyunların hepisini görecem. Azcık sıkıldım
 burlarda.
 Halden annayan da olmadığına, köye mektup yazdırayım dedim göççük
 toruna.
 
 Canım pek daraldı buralarda. Goca bi köyü bi binaya doldurmuşlar.
 Herkesleri kümes gadar evlere tıkmışlar. Bir tek hamamı güzel benim
 oğlanın
 evinin. Hamamdaki çeşmenin kurnası görsen Eminem, gocaman. Cakuzi
 kurnası.
 Bizim gölbaşı gibi böyük deel, biriki debelencek gadar emme çimiyom
 içinde
 zaman zaman.
 
 Haftaya köyden burlara gelcekler varımış. Çıtırların Hilmi'den
 bağ
 makasını yolla bana. Bizim gelinin tırnaklarını kırkacam. Bostan
 çapası
 gibi olmuşlar, sorduydum, "kesemiyoz" dedi, utancından boya sürüyo
 gariban.
 Okusun, ilim bellesin diyin şehere gönderdiydik emme edepsizliği
 bellemiş
 benim oğlan. Eve, gelinin gözü önünde cıbıl gadınlar getiriyo her
 akşam.
 Gadınlar bir oynayyolar, bir güleyyolar sabaha gadar heç utanmadan.
 Şükür
 ki heç çıkmayolar o güçük gara kutudan.
 
 Gelin de accık beceriksiz ya.. Ne etcen gari.. Ocakta tencere
 tıngırdatmaya üşeniyo, alıyo bizi hambörger miymiş, ham börülcemiymiş
 ney,
 onu yimeğe götürüyo. "Ben ham yimek yimem a gızım.." dedim dinnemedi.
 Arpaya katsan at yemez, kepeğe katsan it yemez. Anaaa, gurudum,
 Cıkcıklar'ın bağındaki gorkuluk gadar galdım açlıktan. Hele bi dur. O
 yimeklerin yanına gara bi su veriyollar da Eminem, içtiydim, dedim
 "Allah,
 yandım anam." Yanndı genizlerim, köpükler çıktı ağzımdan burnumdan.
 "Şeherin gara suyu gudurttu beni herhal" dedim aklımdan. Anaam, bi iyi
 geldi bana o sonnadan. Hergün alıyo torun bana o gara şişeden
 bakkaldan.
 Gerçi masraf çıkarmayam oğlana diyom emme "Alacağım bir iğne, çeliğin
 okkasından bana ne" diyom sonradan. Zaten hepiciği müsrüf. Akşama
 gadar
 kavuruyolar, sabaha gadar savuruyolar.
 
 Böyük torun helhal evlendi, başka evde yaşıyo dediler. Gayrı
 ocağından
 ayrı yaşamak isteyo dediler. Çağırın göresim var dediydim. Aaşam
 gelecekti,
 bekledim uyuya galmışım. Gece ayakyoluna galktıydım. Anaa, baktım
 salonda
 biri yatıyo. Usulca yanaştım, gafasına yorganı çekmiş, parlak küpesi
 upuzun
 saçları gözüküyo. "Hah" dedim. "Torun sürpüz yaptı. Yeni gelini de
 getirivermiş, saçları da küpeleri de pek ışıl ışıl" derken, yataktan
 dönüverdii… "ELLEH.. Gelinin gara gara sakalları, pos pos bıyıkları
 var!!." Elim ayağım boşanıverdi. Başladım bağırmaya "Ecinni fış fış!
 Ben
 sana dokunmam kış kış!!. Destur Bismillah.. Yaa Alllaaahhhh!!.."
 derkene
 bayılmışım. Ayılayazdım, gözümü açdıydım, ecinni bana "Babanne" diye
 yapışıverdi, gene bayılmışım. Sonnadan annadım ki, o yeni gelin deel
 benim
 büyük torun Hidayet'miş. "Sana dedenin adını verdik. Hidayete
 ereceğine
 zıvanadan çıkmışın" diyip bastonu dehledim gafasına.
 
 Ben eyiyim Emine gızım. Merakta galma. Sade, bazı diyom keşke
 gözlerim
 perdeli galaydı. Belki o perdeden görmüyodum bunnarı.. Ben yazarım
 yine sana. Hele kal sağlıcakla…
 |