0 Üye ve 1 Ziyaretçi Konuyu İncelemekte. Aşağı İn :)
Sayfa 1
Konu: Ayrılık  (Okunma Sayısı: 769 Kere Okundu.)
« : Şubat 17, 2010, 12:10:48 ÖÖ »
Avatar Yok

By.TuRuT
*
Üye No : 773
Nerden : Rize
Cinsiyet : Bay
Konu Sayısı : 19239
Mesaj Sayısı : 48 228
Karizma = 65220


Birsen teyze öldü.

Hiç beklemediğim bir anda, olmadık bir durumda, o kadar acıdan zarafetle çıktıktan sonra öldü. Sözcükler tükendi. Ilık bir yağmur döküldü bulutların arasından. İstanbul gözüme bomboş göründü.

Birsen teyze öldü.


Kadın gibi kadındı Birsen teyze. Zorlama değildi hiçbir davranışı. Her gün sabah namazıyla uyanır, her akşam yatsıdan sonra yatardı. Tüm gün boyu doğurduğu altı çocuğa yetişmek için koşturup, kocasını hep sevgiyle sarmalardı. Severek evlenmemişlerdi ya, seçmişlerdi birbirlerini. Onların zamanında sevmek yoktu zira, taliplerinin arasından seçmek vardı. O da iki kez görüp Mehmet amcayı seçmişti. Birkaç kez de mendiller düşmüştü toprak sokaklara, mektuplar gidip gelmişti. Mehmet amca hiç nezaketsizlik etmedi, hep ebe anne denen bir aile büyüğüyle yolladı mektupları, geleceğe dair meramını anlattı. Birsen teyze hep biraz daha yaramazdı, mektupları kız kardeşiyle yolladı, müstakbel kocasıyla hayallerini paylaştı. Evlendiler. Çocuk üzerine çocuk getirdiğiler dünyaya, o üç oğlan üç kızla birlikte büyüdüler. Şen kahkahalar bahçedeki asmanın altında yankılandı.

Sonra o hastalık geldi. Yaşadığı kentte ne olduğunu bulamadılar. Yine de biliniyordu, kalbindendi derdi, kalktı İstanbul’a geldi. Birsen teyze ile benim hikayem o günlerde çakıştı.

Birsen teyze dedemin yeğeniydi. Ben de ailem boşanırken dedemlerle kalan bir çocuk. O zamanlar mütemadiyen denk geliyorduk. Birsen teyze hastaneye gidiyordu, ben okula. İkimizin binaları birbirine benziyordu. İkimizde içeri girince bir daha çıkamayacağız buradan sanıyorduk. İçimizi derinden gelen bir korku kaplıyordu. O tedaviden tedaviye binadan binaya yataktan yatağa koşturuyordu, yine de kahkahaları azalmıyordu. Ben buldumcuklar ailesinin elinde pamuklara sarılırken zehirlenmiş gibi somurtuyordum. O her konuda fikir beyan ediyordu, ben nükleer tehlikedeki salyangoz gibi kabuğumda oturuyordum. O yaşamak için hiç vakit kaybetmiyordu, ben zamanın geçen bir şey olduğunu bilmiyordum. O hiç kimseyi ayırmıyor, ben herkese nefret kusuyordum. O gülüşlerinde bile hüzün barındırmıyor, herkesle her şeyle eğleniyor, ben lunaparkta bedenimi taşımaktan aciz çöküyordum. Bir gün yine bize gelmişti. Anneannem ve dedemle oturduğumuz eve. Dedem dışarıdaydı, anneannem kısa bir sohbetin ardından çay koymaya gitmişti hemen. Benimle aynı odada kalınca muzip bakışlarıyla etrafı süzdü önce, sonra anlatmaya başladı. Dedikodu günah değil biliyo musun dedi, günah olan gıybet. Yani şu Abdullah ağabeyinin anneannene yaptığı kabul edilir şey değil elbet. Koskoca uçağı kaldırıyo indiriyo bir düşüverse ne olcek Allah vermesin! Odadaki halının desenlerine gizlediğim gözlerimi yerlerinden çıkardım, ona baktım. Büyük bir ciddiyetle anlatıyordu. Hiç de gelecek hafta hayati bir ameliyat olacakmış gibi durmuyordu! Tuhaf tuhaf baktığımı görünce sustu. Sonra kendini alamadı, sordu: “Öyle değil mi ama?” Gülmeye başladım, kahkahalar gülücükleri izledi, sonunda katıldım kaldım. Anneannem mutfaktan gelip, “Eda, rahatsız etme Birsen teyzeni, hadi bakayım” demeseydi gülme krizinden nefes alamaz olacaktım. Koşarak balkona çıktım. Uzun zamandır almadığım o taze nefesi aldım. Yeniden yaşamaya başlamıştım. Ama o.. Ölüyordu sanırım.

Yanılmışım. Ölmedi. Ama içinden keşke ölseydim demiştir binlerce kez, eminim. Öylesine acı bir deneyimdi geçtiği… Ameliyata gireceği hafta tetkikler için hafta başında yattı hastaneye, cuma büyük gün diye zihnini de bedenini de hazırladı. çarşambadan gelecekti kocası ve çocukları, cuma sabahı da kalbiyle ilgili dertten kurtulacaktı. Ertesi aysa memleketine doğru yol alacaktı. Her şey yolunda giderse olacaktı tabii bunlar, olmaması da yüksekçe bir olasılıktı. Sonra o Allah’ın belası o çarşamba günü kocası ve üç çocuğu İstanbul’a doğru yola çıktılar. Ve gelemediler. Hepsi trafik kazasında öldü. İnanamadı Birsen teyze gelmemelerine. İnanamadı. Sustu. Bir tek arada bir eşinin lafını ediyordu. Can yoldaşı değilmiş, beni yarı yolda bıraktı diyordu. Allah’tan cep telefonu yoktu. Kimse tek bir cümle kuramıyordu. Doktorlar yanağını okşuyordu. Birsen teyze gözleri bomboş pencerenin dışında, soluyordu. Dedem buldu çözümü, ben konuştum, işlerden yola çıkamamışlar Birsen, dedi, cuma gelecekler. Ameliyattan çıktığında yatağının başında göreceksin hepsini. İnanmadı Birsen teyze. İnanmış gibi yaptı. Sustu. Beklemekten başka yol yoktu. Ameliyat iyi geçti, diğer üç çocuğu gelip annelerini bekledi. Haftalar geçtikçe söylendi yavaştan olanlar. Gelirken bir kaza geçirdiler dendi. Durumlar iyi değil, haber bekliyoruz dendi. Birsen bitti dendi. O zaman aldı Birsen teyze yoldan gözlerini, dedeme çevirdi. Biliyorum ağabey dedi dedeme, zaten hiçbir şey gizlemeyi beceremiyorsunuz, iyi ki ajan filan değilsin sen, filmlerdeki gibi! Çok uygunsuz bir durum biliyorum ama ben yine kahkahalara boğuldum. O da ilk o zaman güldü, ameliyattan sonra. O dakika biz kardeş olduk onunla.

Yıllar geçti üzerine. Yıllarca geldi gitti şehrimize. Tedavi için gelirken pek çok kez evimizi şenlendirdi. Güldürdü. Güldü acılara. Bana tüm ailemden fazla yaşamayı öğretti. Çok akıllı, çok coşkulu bir kadındı Birsen teyze. Hiç unutamadığım anılarımızın birinde evde oturmuş kuruyemiş yiyorduk. Hani insanın kendisini kaybettirecek kadar bir yiyeceğe dadandığı olur, aynı öyle leblebiye dadanmıştık hepimiz. Ben büyümüş lise sona geçmiştim. Sürekli test çözüyordum. Anneannem bir süveter örüyordu bana. Birsen teyze televizyona bakıyordu. Hepimiz ölçüsüzce sarı leblebiye gömülmüştük. Telefon çaldı. Anneannemin ilkokul arkadaşı Tahsin amca aradı. Hasret giderdiler. Meğer Tahsin amca gençken Birsen teyzeyi beğenirmiş, Birsen teyze de onu. Anneannem sıkıştırdı Birsen teyzeyi aramanın üzerine, bak söyleseydim Tahsin’e dedi, belki olur aranız. Söyle valla yenge dedi Birsen teyze, bak benim aldığım öldü, keşke onu alaydım, hiç değilse dururdu! Yine düşünürse yine alırım ben onu! Çok zeki, çok hazırcevaptı Birsen teyze. Bir defasında hastaneden kaçıp oğlunu nişanlamıştı. Hayat onun için bir arzuydu!

İçi ışırdı insanın ona bakınca. Ruhu aydınlanırdı.

Her geldiğinde bulgur getirirdi bize. Antakya’ya özgü kara bulgur. Bu kez de öyle oldu. Dört gün önce gelmişti İstanbul’a. Doktorlar her zaman olduğu gibi durumunun kritik olduğunu söylemişlerdi. Takmadık. Son on iki yıldır yaşamasının mucize olduğunu söylüyorlardı zaten. Tıp Birsen teyze’nin yaşam aşkından anlamıyordu! Yine ameliyata girdi. Çıkamadı. Hastane bahçesinde kalakaldık. Hepimiz birbirimize baktık. Gülemedik. Ağlayamadık. Utandık biraz. Onun gibi birine nasıl veda edilir, hiç tasarlamamıştık.

“Ufacık bir bela seni kurtarmaya yeterdi belki de : Her şeyini kaybederdin, savunacak bir şeyin olurdu, ikna etmek için, duygulandırmak için, söyleyecek sözlerin olurdu. Ama sen hasta bile değilsin. Ne gündüzlerin ne gecelerin tehlikede, gözlerin görüyor, ellerin titremiyor, nabzın düzenli , kalbin çarpıyor. Eğer çirkin olsaydın, belki çirkinliğin göz alıcı olurdu,oysa çirkin bile değilsin, ne kambursun, ne kekeme, ne çolak, ne de kötürüm, topal bile değilsin.”

Georges Perec yazmış, Birsen teyzeyi yıkayıp paklayıp yolladıktan sonra eve geldiğimde Roll’da okudum. Sonra da dergiyi kapadım.

Ah Birsen teyze! Sen kadın gibi kadındın!

EDA GÜNAY- EYLÜL 2009

İstek & Öneri ve Şikayetlerinizi: WeBCaNaVaRi'na Üye Olmadan Link'leri ve Kod'ları Göremezsiniz.
Link'leri Görebilmek İçin. Üye Ol. veya Giriş Yap.
Adresine İletebiliriniz.
WeBCaNaVaRi Botu

Bu Site Mükemmel :)

*****

Çevrimİçi Çevrimİçi

Mesajlar: 222 194


View Profile
Re: Ayrılık
« Posted on: Nisan 20, 2024, 01:37:04 ÖÖ »

 
      Üye Olunuz.!
Merhaba Ziyaretçi. Öncelikle Sitemize Hoş Geldiniz. Ben WeBCaNaVaRi Botu Olarak, Siteden Daha Fazla Yararlanmanız İçin Üye Olmanızı ŞİDDETLE Öneririm. Unutmayın ki; Üyelik Ücretsizdir. :)

Giriş Yap.  Kayıt Ol.
Anahtar Kelimeler: Ayrılık e-book, Ayrılık programı, Ayrılık oyunları, Ayrılık e-kitap, Ayrılık download, Ayrılık hikayeleri, Ayrılık resimleri, Ayrılık haberleri, Ayrılık yükle, Ayrılık videosu, Ayrılık şarkı sözleri, Ayrılık msn, Ayrılık hileleri, Ayrılık scripti, Ayrılık filmi, Ayrılık ödevleri, Ayrılık yemek tarifleri, Ayrılık driverları, Ayrılık smf, Ayrılık gsm
Sayfa 1
Yukarı Çık :)
Gitmek istediğiniz yer:  



Theme: WeBCaNaVaRi 2011 Copyright 2011 Simple Machines SiteMap | Arsiv | Wap | imode | Konular