0 Üye ve 1 Ziyaretçi Konuyu İncelemekte. Aşağı İn :)
Sayfa 1
Konu: Atatürk'ün Çağdaşlaşma Sürecine Yapmış Olduğu Katkılar  (Okunma Sayısı: 2238 Kere Okundu.)
« : Ocak 15, 2008, 01:30:53 ÖÖ »

xxRuzqaRxx
*
Üye No : 2
Nerden : İstanbul
Cinsiyet : Bay
Konu Sayısı : 1921
Mesaj Sayısı : 13 559
Karizma = 57


Siyasal Alanda
Yapılanlar
Saltanatın Kaldırılması (l Kasım 1922)
Ankara'da TBMM'nin
açılmasıyla milli hakimiyete dayalı bir devlet sistemi oluşturulmuş ve bu fikre dayanılarak da 20
Ocak 1921 Anayasasında "Hakimiyet kayıtsız şartsız milletindir," denilmiştir, l Kasım
1922 yılında çağdaşlaşma yolunda en önemli adımlardan biri atılarak saltanat resmen ortadan
kaldırılmıştır.
 
Cumhuriyetin ilanı (29 Ekim 1923)
1 Kasım 1922 tarihinde
saltanatın  kaldırılmasıyla Cumhuriyetin ilanına giden yolda önemli bir adım atılmıştır.
Yapılması gereken Osmanlı Devletinden sonra doğan bu yeni devlete isim koymak olacaktır.
Bu devletin ismi hiç şüphe yok ki Atatürk'ün daha önceden de ifade ettiği gibi
"Cumhuriyet* olacaktır. Zaten 20 Ocak 1921 Anayasasının 1.maddesinin sonunda
Türkiye devletinin şekli hükümeti Cumhuriyettir," diye belirtilmiştir (EROĞLU, 1982).

Halifeliğin Kaldırılması (3 Mart 1924)
Halifelik, 1. Dünya savaşında da anlaşılmıştır
ki etkisi olmayan, sembolden öteye gitmeyen bir kurum haline dönüşmüştür. Cumhuriyetin ilan
edilmesinden sonra halifelik kurumu tamamen anlamsız, içeriksiz bir hale dönüşmüş ve yeni
kurulan devletin dayandığı temelin esasını da halk oluşturmuştur. Yeni kurulan rejimi tehdit
edebilecek unsurların kaldırılması ise devletin geleceği için kaçınılmaz bir gerçeği yansıtıyordu.
Sonuç olarak toplumun ihtiyaçlarını karşılayamayan devletin aleyhine dönen bu kurumun
ortadan kaldırılması için cesur bir adım atılarak 3 Mart 1924 tarihinde halifelik kaldırılmıştır.

Hukuk Alanında İnkılap Hareketleri
Topluma düzen veren hukuk kurallarının
çağın icaplarına ve toplumun ihtiyaçlarına göre düzenlenmesi, her toplumda bir gereksinimdir.
Türkiye Büyük Millet Meclisi açıldıktan sonra ilk önce toplumun bu ihtiyaçlarıyla ilgilenilmiş ve
aynı zamanda yeni kurulan devletin sağlam esaslar üzerine oturtulması sağlanmıştır. Hukukta
laikleşme ve modernleşme için mecelle gibi toplumun ihtiyaçlarını karşılayamayan kanunlar
yerine batının uyguladığı modern kanun sistemleri kabul edilmiş olup bunlardan bazılarını:
isviçre'den Medeni Kanun ve Borçlar Kanunu'nun alınması,
italya'dan Ceza Kanunu'nun alınması,
Almanya'dan Ceza
Muhakemeleri Usulü Kanunu'nun alınması,
icra ve iflas Kanunu'nun büyük
bir kısmının 1932'de İsviçre'den alınması şeklinde sıralayabiliriz (EROGlU, 1982).


Tevhidi Tedrisat Kanunu
(Eğitim ve Öğretimin Birleştirilmesi Kanunu 3 Mart
1924)
Osmanlı Devletinin bütün kurumlarda olduğu gibi gerileme ve yıkılış dönemlerinde
eğitim ve öğretim kuruluşları olan medreseler de amaçlarından sapmış, bunun sonucu olarak da
bilimsel ilerleme kaydedememişlerdir. Milli bir devlet olan Türkiye Cumhuriyeti Devleti asıl
kurtuluşun eğitimden geçtiğini idrak etmiş, Başöğretmen Atatürk'ün ve eğitim neferlerinin
üstün gayretleri sonucunda 3 Mart 1924're Tevhidi Tedrisat Kanunu çıkarılarak
eğilimdeki karmaşaya son verilmiştir.

Harf inkılabı (Yeni Türk Harflerinin Kabulü, l
Kasım 1928)
1 Kasım 1928'de Arap harfleri yerine Latin esasına dayanan harfler
kabul edilmiş olup Türk dilinin özelliklerini belirten işaretlere de yer vererek Türk harfleri adı
'ile 1353 Sayılı Kanunla yeni harfler uygulama alanına konmuştur. Yeni harflerin kabulü
ile okuma yazma oranının artmasına zemin hazırlanmış, diğer taraftan da teknolojide ileri olan
batı ülkelerine yaklaşılması sağlanmıştır.

Tarih ve Dil Alanındaki Gelişmeler
Mustafa Kemal Atatürk milli tarihimizin ve dilimizin araştırılması ve geliştirilmesi için büyük caba
sarf etmiş, kendi tarihimizin ve dilimizin yabancılardan değil bizzat Türk araştırmacı ve bilim
adamları tarafından ortaya konulmasını istemiştir. Atatürk özellikle tarih araştırmasına çok büyük
önem vermiştir. Bunun sebeplerini şöyle ifade etmek mümkündür:
Türklerin sarı ırktan
olduğuna dair dünyada yayılmış olan yanlış bilgileri çürütmek, Türklerin dünya medeniyetine
büyük katkılarını delilleri İle ispat etmek, Türk toprakları üzerindeki Yunan ve Ermeni fikirlerini
dünyaca ünlü ilim adamlarını da istihdam ederek çürütmek (KARAL, 1988). Tarih konusunda
bu çalışmaları yürütebilmek için Gazi Mustafa Kemal'in direktifleri sonucunda 1931
yılında "Türk Tarihini Tetkik Cemiyeti" kuruldu. Bu cemiyetin en önemli vazifesi
bizzat Mustafa Kemal Atatürk'ün ifade ettiği gibi: "Büyük devletler kuran ecdadımız
büyük ve şümullü medeniyetlere de sahip olmuştur. Bunu aramak, tetkik etmek, Türklüğe ve
cihana bildirmek bizler için bir borçtur. Türk çocuğu ecdadını tanıdıkça daha büyük işler
yapmak için kendinde kuvvet bulacaktır.

Bu anlamda, Türk Tarih Kurumunun Türk
medeniyetinin araştırılması ve genç kuşaklara aktarılması için büyük çaba sarf ettiğini ve
etmekte olduğunu da, unutmamak gerekir.

Bir milleti millet yapan unsurlardan birisi
de dildir. Zira dil bir milletin fertlerinin yegane anlaşma vasıtasıdır. Atatürk tarih ve diğer
alanlarda olduğu gibi Türk dilinin korunup geliştirilmesi ve yabancı etkilerden korunmasını
istemiştir. 1932 yılında açılan "Türk Dili Tetkik Cemiyeti" bu amacı gerçekleştirmeye
yönelik çalışmalarına hemen başlamıştır. Türk Dili inkılabının önemini Atatürk, Sadri Maksudi
Arsal'ın "Türk Dili için" adlı eserine 1930'da şu yazıyı yazarak ortaya
koymuştur;

"Milli his ile dil arasındaki bağ çok kuvvetlidir. Dilin milli ve zengin
olması milli hissin inkişafında başlıca müessirdir. Türk Dili dillerin en zenginlerindendir, yeter ki bu
dil, şuurla işlensin. Ülkesinin yüksek istiklalini korumasını bilen Türk milleti, dilini de yabancı diller
boyunduruğundan kurtarmalıdır" (EROGLU,1982).

Güzel Sanatlarda
Gelişme
Sosyal hayatın bir gereği olan güzel sanatlar, insan hayatında önemli bir yer tutar.
Atatürk millet hayatında sanatın yerini ve değerini şu sözlerle açıkça ifade etmiştir:
"Bir millet sanattan ve sanatkardan mahrumsa tam bir hayata malik olamaz... Bir millet
sanata ehemmiyet vermedikçe büyük bir felakete mahkumdur."

Tekke,
Zaviye ve Türbelerin Kapatılması
Sosyal alandaki inkılaplara mani olabilecek safsata ve
hurafeleri kafalardan çıkarmak, açık fikirleri ve hür düşünceleri kafalara yerleştirmek bir
mecburiyettir. Osmanlı devletinin yıkılış döneminde nasıl birçok kurum amacı dışına sapmışsa
tekke ve zaviyeler de toplumun ihtiyaçlarını karşılayamadıkları gibi toplumsal faaliyetlerin dışına
çıkarak kişi menfaatlerine hizmet etmeye başlamışlardı. 30 Kasım 1925 tarihli bir kanunla tekke,
zaviye ve türbelerin kapatılması ve bir takım unvanların kullanılmasının yasaklanması
sağlanmıştır. Atatürk bu konudaki görüşlerini; "Efendiler ve ey millet, biliniz ki, Türkiye
Cumhuriyeti, şeyhler, dervişler, müritler ve meczuplar memleketi olamaz. En doğru, en hakiki
tarikat, medeniyet tarikatıdır," şeklinde ifade etmiştir (GENCER ve ÖZEL, 1994).

Kıyafette Değişiklik (25 Kasım 1925)
Kıyafet konusunda zaman zaman devlet adamları
çeşitli nedenlerden dolayı değişiklikler yapmak zorunda kalmışlardır. Osmanlı tarihinde de II.
Mahmut döneminde memur ve askerlere fes ve pantolon giydirilmesi düşüncesi, II. Abdulhamid
devrinde askerlere kalpak giydirilmek istenmesi bazı ulema sınıfının tepkisine neden olmuştur.
Batı medeniyetinin bir bütün olarak ele alınması,-dünyanın kabul ettiği medeni kıyafetin
benimsenmesini gerekli kılıyordu. Atatürk, 24 Ağustos 1925'te Kastamonu ve inebolu
seyahatleri sırasında şapka inkılâbının ilk parolasını başında taşıdığı "panama şapka"
ile halka göstermiştir.

25 Kasım 1925 tarihli Şapka Kanunu
çıkmadan önce
vatandaşın şapkayı giymiş olması da göstermektedir ki yapılan inkılap halk tarafından
benimsenmiştir. Atatürk'ün yaptığı bu değişiklik, başlık taklidi değil hür fikir ve
düşüncenin sembolü olarak kabul edilmelidir.

Soyadı Kanununun Kabulü (21
Haziran 1934)
Toplumda şahısların soyadlarının olmaması toplumsal ilişkilerin
düzensizliğine ve toplum hayatının karışıklığına neden oluyordu. Soyadı yerine baba adı, doğum
yeri, lakaplar kullanılmakta ise de soyadının yerini alması mümkün olmamıştır.

21
Haziran 1934'te çıkarılan Soyadı Konunu ile her Türk'ün öz adından başka
soyadı da taşıması zorunlu kılındı. Soyadı Kanununun kabulünden sonra 1934 yılında 2258
sayılı konunla TBMM tarafından Türk milletinin bir şükran ifadesi olarak Gazi Mustafa Kemal
Paşaya "Atatürk* soyadı verilmiştir.

Takvimde Değişiklik (26 Aralık 1925)

Türk milleti tarih boyunca birçok takvimler kullanmıştı. Fakat çağdaş dünya ile ilişkilerin
geliştirilmesi için, Dünya Devletlerinin kullandığı takvim sistemine ihtiyaç hissedildiğinden Hicrî
ve Rumî takvim kaldırılarak 26 Aralık 1925'te Miladî takvimin kullanılması ve alaturka
saat yerine de milletlerarası saat usulüne geçilmesi kabul edilmiştir. 20 Mayıs 1928'de
milletlerarası rakamların kullanılması kabul edilmiş ve 1935'te çıkarılan bir kanunla, hafta
tatilinin cuma günü yerine pazar günü olması sağlanmıştır. Ölçülerde Değişiklik Toplumda
kullanılan ağırlık ve uzunluk birimleri olan arşın, endaze, okka, çeki gibi birimler toplumun
ihtiyaçlarını karşılayamadığı gibi bölgeden bölgeye de farklılıklar göstermekteydi. Uluslararası
ticarete yönelen bir milletin bu birimlerden kurtulması metre ve kilo gibi bütün dünyanın
kullandığı uzunluk ve ağırlık ölçülerinin kabul edilmesi bir zorunluluktu. Bu nedenle 1931 yılında
bir kanun çıkarılarak ağırlık ve uzunluk birimleri değiştirilmiştir.

Türk Kadın
Haklarındaki Gelişmeler

ATATÜRK, özgürlüklerin giderek genişlemesinde ve
geriye dönüşsüz bir biçimde yerleşmesinde şu önemli etkenlerden yararlanmıştır: *
Türk'ün ulusal geçmişini unutmamasını sağlamak,

Gelişmiş ülkeleri örnek
göstermek,
Laikliği benimseterek, din ve devlet işlerini kesinlikle birbirinden ayırmak.
Bu etkenlere dayanarak; Türk kadını toplumsal - ekinsel - siyasal bağlamda erkeklerle eşit bir
duruma getirilmiştir.

Atatürk, mükemmel bir hukuk ve ekonomi bilgisiyle yurdumuzda
hukuki inkılaplara ve iktisadi atılımlara öncülük ettiği gibi, medeni bilgiler kitabının yazılmasında,
I. ve II. Beş Yıllık Sanayi Planlarının hesaplanmasında ve kaleme alınmasında bizzat
çalışmıştır.

Atatürk devrim hareketlerinin en önemlilerinden biri de kadın hakları
konusundaki gelişmelerin sağlanmasıdır. Kadın haklarını sadece tek kadınla evlenme ve miras
eşitliği olarak ele almamak, bu devrimin esprisini anlamak gerekmektedir. Kadına erkekle eşit
haklar tanımayan toplumlar geri kalmış toplumlardır. Kadının toplumdaki rolü bir bakıma
erkeğinkinden daha önemlidir. Bu nedenle kültürü, tahsili ve bilgisi olmayan çocukların
yetişmesini istemiyorsak kadına gereken önemi vermek zorunda olduğumuzu da unutmamak
gerekir (ÇAĞATAY, 1988).

Siyasi haklar olarak kadınlara;

1930'do belediye seçimlerine katılma,
1933'te muhtarlık seçimlerine
katılma,
1934'te Anayasada yapılan bir değişiklikle milletvekili seçme ve seçilme
hakkı tanınmıştır.

Ekonomi Alanındaki Atılımlar
izmir iktisat Kongresi
1923 yılında İzmir'de toplanan İzmir iktisat Kongresi, ekonominin devlet hayatındaki
önemini belirterek milli egemenliğin ekonomik egemenlikle pekiştirilmesi zorunluluğunu ortaya
koymuştur.

İzmir iktisat Kongresinde alınan bazı kararlan şöyle sıralayabiliriz:
Hammaddesi yurt içinde yetişen veya yetiştirebilen sanayi dalları kurulmalıdır.
Yabancıların kurdukları tekellerden kaçılmalıdır.
Küçük işletmelerin süratle fabrikalara
dönüştürülmesi gerekmektedir.
Dış rekabete dayanabilmek için sanayinin toplu ve bütün
olarak kurulması gerekir.
Devlet, yavaş yavaş iktisadi, görevleri olan bir organ haline
gelmelidir.
Sanayinin teşviki için milli bankalar kurulmalıdır.
Sendika hakkı
tanınmalıdır (EROĞLU, 1982).
Kabotaj Kanunu (Türk kara sularında gemi işletme hakkı),
Sanayileşme,
Ticaret, Ulaşım ve Bayındırlık.
Sağlık Hizmetleri (2 Mayıs 1924'
de Sağ. Sos. Yrd. Bakanlığının Kurulması)
1925'te sıtma, verem, trahoma, frengi
ve kuduz gibi hastalıklarla mücadelenin başlatılarak sağlıklı ve güvenli bir toplum yetiştirilmesi
konusunda önemli katkılar sağlanmıştır.
DIŞ Siyaset

"Yurttu sulh,
cihanda sulh" ilkesi prensip edilmiştir.
« Son Düzenleme: Mart 19, 2009, 10:37:44 ÖÖ Gönderen : [B][R][N] »

İhtişamlı bi avare
WeBCaNaVaRi Botu

Bu Site Mükemmel :)

*****

Çevrimİçi Çevrimİçi

Mesajlar: 222 194


View Profile
Re: Atatürk'ün Çağdaşlaşma Sürecine Yapmış Olduğu Katkılar
« Posted on: Nisan 19, 2024, 12:18:03 ÖS »

 
      Üye Olunuz.!
Merhaba Ziyaretçi. Öncelikle Sitemize Hoş Geldiniz. Ben WeBCaNaVaRi Botu Olarak, Siteden Daha Fazla Yararlanmanız İçin Üye Olmanızı ŞİDDETLE Öneririm. Unutmayın ki; Üyelik Ücretsizdir. :)

Giriş Yap.  Kayıt Ol.
Anahtar Kelimeler: Atatürk'ün Çağdaşlaşma Sürecine Yapmış Olduğu Katkılar e-book, Atatürk'ün Çağdaşlaşma Sürecine Yapmış Olduğu Katkılar programı, Atatürk'ün Çağdaşlaşma Sürecine Yapmış Olduğu Katkılar oyunları, Atatürk'ün Çağdaşlaşma Sürecine Yapmış Olduğu Katkılar e-kitap, Atatürk'ün Çağdaşlaşma Sürecine Yapmış Olduğu Katkılar download, Atatürk'ün Çağdaşlaşma Sürecine Yapmış Olduğu Katkılar hikayeleri, Atatürk'ün Çağdaşlaşma Sürecine Yapmış Olduğu Katkılar resimleri, Atatürk'ün Çağdaşlaşma Sürecine Yapmış Olduğu Katkılar haberleri, Atatürk'ün Çağdaşlaşma Sürecine Yapmış Olduğu Katkılar yükle, Atatürk'ün Çağdaşlaşma Sürecine Yapmış Olduğu Katkılar videosu, Atatürk'ün Çağdaşlaşma Sürecine Yapmış Olduğu Katkılar şarkı sözleri, Atatürk'ün Çağdaşlaşma Sürecine Yapmış Olduğu Katkılar msn, Atatürk'ün Çağdaşlaşma Sürecine Yapmış Olduğu Katkılar hileleri, Atatürk'ün Çağdaşlaşma Sürecine Yapmış Olduğu Katkılar scripti, Atatürk'ün Çağdaşlaşma Sürecine Yapmış Olduğu Katkılar filmi, Atatürk'ün Çağdaşlaşma Sürecine Yapmış Olduğu Katkılar ödevleri, Atatürk'ün Çağdaşlaşma Sürecine Yapmış Olduğu Katkılar yemek tarifleri, Atatürk'ün Çağdaşlaşma Sürecine Yapmış Olduğu Katkılar driverları, Atatürk'ün Çağdaşlaşma Sürecine Yapmış Olduğu Katkılar smf, Atatürk'ün Çağdaşlaşma Sürecine Yapmış Olduğu Katkılar gsm
Yanıtla #1
« : Mart 31, 2008, 01:41:37 ÖÖ »

Lady32
*
Üye No : 3262
Yaş : 37
Nerden : Isparta
Cinsiyet : Bayan
Konu Sayısı : 134
Mesaj Sayısı : 3 585
Karizma = 54


Harf inkılabı (Yeni Türk Harflerinin Kabulü, l
Kasım 1928)
1 Kasım 1928'de Arap harfleri yerine Latin esasına dayanan harfler
kabul edilmiş olup Türk dilinin özelliklerini belirten işaretlere de yer vererek Türk harfleri adı
'ile 1353 Sayılı Kanunla yeni harfler uygulama alanına konmuştur. Yeni harflerin kabulü
ile okuma yazma oranının artmasına zemin hazırlanmış, diğer taraftan da teknolojide ileri olan
batı ülkelerine yaklaşılması sağlanmıştır.

Atatürkun yaptigi hersey güzel ama türkcenin gelmesi ayri bir güzel
Yanıtla #2
« : Nisan 16, 2008, 06:45:57 ÖS »
Avatar Yok

By.CeZa
*
Üye No : 293
Nerden : İstanbul
Cinsiyet : Bay
Konu Sayısı : 12191
Mesaj Sayısı : 28 687
Karizma = 11179


bilgiler için teşekkürler..
Yanıtla #3
« : Mayıs 02, 2008, 11:08:10 ÖS »
Avatar Yok

[MasaL]
*
Üye No : 193
Yaş : 33
Nerden : İzmir
Cinsiyet : Bayan
Konu Sayısı : 2126
Mesaj Sayısı : 5 892
Karizma = 42


Harf inkılabı (Yeni Türk Harflerinin Kabulü, l
Kasım 1928)
1 Kasım 1928'de Arap harfleri yerine Latin esasına dayanan harfler
kabul edilmiş olup Türk dilinin özelliklerini belirten işaretlere de yer vererek Türk harfleri adı
'ile 1353 Sayılı Kanunla yeni harfler uygulama alanına konmuştur. Yeni harflerin kabulü
ile okuma yazma oranının artmasına zemin hazırlanmış, diğer taraftan da teknolojide ileri olan
batı ülkelerine yaklaşılması sağlanmıştır.

Atatürkun yaptigi hersey güzel ama türkcenin gelmesi ayri bir güzel

KatıLıoRum.
€meqine saqLık.
Yanıtla #4
« : Mart 19, 2009, 10:38:07 ÖÖ »

[B]a[R]a[N]
*
Üye No : 4
Yaş : 33
Nerden : İstanbul
Cinsiyet : Bay
Konu Sayısı : 5706
Mesaj Sayısı : 27 763
Karizma = 62877


Emeğine Sağlık Güzel Bilgiler.

İstek & Öneri ve Şikayetlerinizi: link (@) webcanavari . net Adresine İletebilirsiniz.
Yanıtla #5
« : Mart 19, 2009, 11:48:51 ÖÖ »

FatosH
*
Üye No : 11904
Yaş : 33
Nerden : Denizli
Cinsiyet : Bayan
Konu Sayısı : 316
Mesaj Sayısı : 4 090
Karizma = 2555


bilgiler icin Sağol.
Yanıtla #6
« : Nisan 06, 2009, 10:15:40 ÖS »
Avatar Yok

[ IdentifieD ]
*
Üye No : 2655
Yaş : 30
Nerden : Sakarya
Cinsiyet : Bayan
Konu Sayısı : 94
Mesaj Sayısı : 2 690
Karizma = 9972


BiLgiLer İçin TeşekkürLer =))

what goes around comes back around Göz Kırp.
Yanıtla #7
« : Temmuz 09, 2009, 04:41:51 ÖÖ »

YalnızHayat53
*
Üye No : 7715
Nerden : Antalya
Cinsiyet : Bay
Konu Sayısı : 2955
Mesaj Sayısı : 6 343
Karizma = 7085


bu ülkede Atatürkün katkısı olmadığı hiçbir şey yok hemen hemen Sağol.

Hayatta üç prensibim vardır her ne olursa olsun adaletten vazgeçmemek her ne olursa olsun acıda olsa dürüst olmak ve  her zaman kişilik sahibi olmak
Yanıtla #8
« : Temmuz 19, 2009, 09:36:51 ÖS »

DeViL-PrinceSS*
*
Üye No : 27715
Yaş : 32
Nerden : Konya
Cinsiyet : Bayan
Konu Sayısı : 29
Mesaj Sayısı : 1 114
Karizma = 1455


bilqiler çok önm.. P.İ.T Gülmek :) emeqine saqlık

KârşıLıksız séwdâ mâsâLLârı ânLâtırdı ânném hép...


'ÜzüLmé!' dérdi...

séwiLméyé Lâyık oLup oLmâdığımı sorduğumdâ..béni avutmâk için oLsâ qérék

'Tâbiki' cévâbı çıkârdı dudâkLârındân ''âmâ''
nérdén biLébiLirdim birgün ânnémin ânLâttığı mâsâLLârın kâhrâmânı oLâcâğımı...
Sayfa 1
Yukarı Çık :)
Gitmek istediğiniz yer:  


Benzer Konular
Konu Başlığı Başlatan Yanıtlar Görüntü Son Mesaj
Öğretmen Hangi Gün Sınav Yapmış Olabilir?... « 1 2 3 4 »
Beyin Fırtınası
ecre 36 7497 Son Mesaj Aralık 28, 2011, 10:47:55 ÖÖ
Gönderen : elze


Theme: WeBCaNaVaRi 2011 Copyright 2011 Simple Machines SiteMap | Arsiv | Wap | imode | Konular