Arşiv Anasayfa Aşk'a Dair
Sayfalar: 1
Göçmekten Vazgeçer Mi Kuşlar? By: Hipokondriyak Date: December 03, 2008, 08:33:15 PM
Bir kere başladın mı sorgulamaya sonu gelmez. Acabalar üst üste yığılır ayağına takılır, belkiler bir sis olur önünü kapatır. Etrafını saran keşkeler, acımasız bir cendere gibi sıkar boğazını. Kaçamazsın...

Emin misin? diye sorarsa hele de densizin biri, mahrem yerlerin açıkta kalmış gibi utanır sıkılır, bir anda yerin yedi kat dibine inmek istersin. Bugüne kadar vermiş olduğu kararlar bir bir geçer gözünün önünden. Lakin hiçbiri kapatamaz ayıbını. Açıktasındır, apaçık...

Kendine sormaktan, daha da kötüsü dosdoğru yanıtlamaktan korkarken yüreğinden gelen bu sesi... Hem de ölesiye korkarken... Gizli bahçene gizlice mikrofonlar yerleştirildiğini anlar ve elini kor ateşe sokmuş gibi irkilir, yanarsın...

Cam gibi keskin soruyu dillendirene değil, sakınamadığın, saklamadığın için kendinden, yine kendine kızarsın...

Yaşamın öncesiz ve sonrasız olduğunu varsaysan da dinmez acın. Kurtulmaz boşa da koysan, doluya da alsan günün. Geçmişten gelen ne varsa çöpü boylasa da, gelecek düşlerine yer bulamazsın...

Gelir oturur yarın, yirmi dört saatinin tek tek her salisesine. Zamanı yarınsız yaşayamazsın...

İç seslerin dış seslere karıştığı, karanlık bir film başlar perdede. Sahnelerin ne kadarını yaşadın, ne kadarının yaşadığını sandın ayıramazsın. Hayal mi gerçek mi izlediklerin?

Şu karşına geçmiş kendisine ait olmayan cümlelerin arkasında varlığını gizlemeye çalışan acemi oyuncu, sen misin? Sen misin kendinden emin ve tutarlı olmaya çalışarak, oynadığı karakterin ağzından insanlar ve yaşam hakkında çok bilmiş felsefi lakırdılar sıralayan?

Yaşadıklarından öğrendiği pek çok şeyi olan, deneyimleriyle büyüdüğünü, akıllandığını, artık çukurlara düşmeyecek kadar gözünün açıldığını sanan sen misin?

Sen misin, film karelerinde yalancı yakınlıklar kovalayan? Sen misin rolünü oynayıp setten ayrılınca, seninkinden çok farklı yaşamlara kucak açacağını bildiğin insanlara, bin yıldır el ele yürüyor gibi yakınlıkla göz kırpan?..

Yaşama yenilmemek için direnirken, bilmeden yenilirsin. Her daim dinç ve dirençli durayım gökyüzünün altında, kararlarım yalnız kendime, seçimlerim yalnız yüreğime ait olsun derken, su alan tekne gibi ağır ağır batarsın burnun havada...

Ölçmeye, biçmeye, tartmaya çalışırken sen, gözü kapalı geçer zaman. Kontrol etmeye çalışıp, dizginleri çektikçe asileşir yaşam. Sormaya başlarsın ve sorgulamaya. Ömrünün sonuna dek yapacağını bildiğin şeyi yaparsın. Kaçmak, gitmek, uzaklaşmak yerine, hep gitmeye yakın durursun...

Yılgın bir vazgeçişle dizlerinin üzerine oturur, yaz kışa dönerken sıcak ülkelere doğru yüreğinden bir kez daha havalanan göçmen kuşları, bir mevsim daha konaklayıp seni sözcüklerin sessiz diliyle baş başa bırakmasınlar diye sonuçsuz bir iknaya koyulursun...

Göçmekten vazgeçer mi hiç kuşlar!..

SiteMap - İmode - Wap2