Arşiv Anasayfa Hayata Dair.
Sayfalar: 1
Sedef Cicegi By: serçe Date: November 04, 2008, 10:45:25 PM
Mahkeme salonunda, seksenlerindeki yaşlı çiftin durumu içler acısıydı. Adam
inatçı bakışlarla suskun, Nine’nin ağlamaktan iyice çukurlaşmış gözleri ve
keskin çizgileriyle bıkkın bakışları süzüyordu etrafını… Ve hakimin tokmak
sesiyle sustu uğultu ve tok sesiyle, sözü yaşlı kadına verdi, hakim…
“Anlat teyze neden boşanmak istiyorsun…?” Yaşlı kadın derin bir nefes
çektikten sonra baş örtüsüyle ağzını aralayıp, kısılmış sesiyle konuşmaya
başladı… “Bu herif yetti gari, 50 yıldır bezdirdi hayattan…”
Sonra uzunca bir sessizlik hakim oldu mahkeme salonunda… Sessizlik bu tür
haberleri her gün manşet yapan gazetecilerden birinin flaşıyla bozuldu, kim
bilir nasıl bir manşet atacaklardı, yaşanmış 50 yılın ardından… Çok sayıda
gazeteci izliyordu davayı, kadın neler diyecekti.. Herkes onu dinliyordu..
Yaşlı kadının gözleri doldu… Ve devam etti…
“Bizim bir sedef çiçeği vardı, çok sevdiğim… O bilmez… 50 yıl önceydi.. O
çiçeği bana verdiği çiçeklerin arasından kopardığım bir yaprağı
tohumlamıştım, öyle büyüttüm.. Yavrumuz olmadı, onları yavrum bildim… Bir
süre sonra çiçek kurumaya başladı. O zaman adak adadım… Her gece güneş
açmadan önce bir tas suyla sulayacağım onu diye… İyi gelirmiş dedilerdi… 50
yıl oldu, bu herif bir gece kalkıp bir kere de bu çiçeği ben sulayayım
demedi… Ta ki geçen geceye kadar… O gece takatim kesilmiş.. Uyuyakalmışım…
Ben böyle bir adamla 50 yıl geçirdim… Hayatımı, umudumu her şeyimi verdim…
Ondan hiçbir şey göremedim.. Bir kerecik olsun, benim bildiğim görevlerden
birisini yapmasını bekledim…. Onsuz daha iyiyim, yemin ederim”
Hakim, yaşlı adama dönerek ; “Diyeceğin bir şey var mı baba” dedi.
Yaşlı adam bastonla zor yürüdü kürsüye, o ana kadar suçlanmış olmanın
utangaçlığını hissettiren yüz ifadesiyle hakime yöneldi.


“Askerliğimi, Reisicumhur Köşkünde bahçıvan olarak yaptım, o bahçenin
görkemli görünümüyle büyümesi için emeklerimi verdim… Fadime’mi de orada
tanıdım… Sedefleri de… Ona en güzel çiçeklerden buketler verdim… O
çiçeklerle doludur bahçesi… Kokusuna taptığım perişan eder yüreğimi… İlk
evlendiğimiz günlerin birinde boyun ağrısından onu hekime götürdüm… Hekim
çok uzun süre uyanmadan yatarsa boynundaki kireç sertleşir, kötüleşir dedi..
Her gece uykusunu bölüp, uyansın, gezinsin dedi… Hekimi pek dinlemedi, bizim
hatun… lafım geçmedi… O günlerde tesadüf bu çiçek kurudu… Ben ona gece
sularsan geçer dedim.. Adak dilettim… Her gece onu uyandırdım. Ve onu
seyrettim… O sevdiğim kadının yavrusu bildiği çiçekleri sularken seyrettim…
Her gece o çiçek ben oldum… Sanki… Ona bu yüzden tapabilirdim…” dedi adam o
yaştaki bir adamdan beklenmeyecek ifadelerle…


“Her gece o yattıktan sonra uyandım… Saksıdaki suyu boşalttım… Sedef gece
sulanmayı sevmez, hakim bey.. Geçen gece de… Yaşlılık.. Ben de uyanamadım..
Uyandıramadım… Çiçek susuz kalırdı amma, kadınımın boynu yine azabilirdi…
Suçlandım.. Sesimi çıkartamadım…”


O an Mahkeme salonunda her şey sustu… Ertesi sabah gazeteler “Sedef susuz
kaldı” diye yine yalnızca neticeyi haber yaptılar…

Ynt: Sedef Cicegi By: mehmetturut Date: November 06, 2008, 04:40:21 PM
emeğine sağlık
Ynt: Sedef Cicegi By: Musty19o5 Date: November 08, 2008, 12:53:40 PM
teşekkürler..
Ynt: Sedef Cicegi By: madly17 Date: November 09, 2008, 05:03:09 PM
emeğine sağlık
Ynt: Sedef Cicegi By: lonely Date: November 11, 2008, 11:09:28 PM
tşkler

SiteMap - İmode - Wap2