1- لاَ يُؤْمِنُ أَحَدُكُمْ، حَتَّى يُحِبَّ ِلأَخِيهِ ماَ يُحِبُّ لِنَفْسِهِ. 1- “Sizden biriniz, kendisi için arzu ettiği bir şeyi din kardeşi için arzu etmedikçe, gerçek mü’min olamaz”.
2- لاَ يُؤْمِنُ أَحَدُكُمْ، حَتَّى أَكُونَ أَحَبَّ إِلَيْهِ مِنْ وَلَدِهِ وَوَالِدِهِ وَالنَّاسِ أَجْمَعِينَ. 2- “Sizden biriniz, beni kendi evlâdından, anne ve babasından ve bütün insanlardan daha çok sevmedikçe, gerçek mü’min olamaz”.
4- اَلْمُؤْمِنُ لِلْمُؤْمِنِ كَالْبُنْياَنِ، يَشُدُّ بَعْضُهُ بَعْضاً. 4- “Mü’min, mü’min kardeşi için birbirine destek veren bir binanın tuğlaları gibidir”.
5- نَضَّرَ اللهُ امْرَءًا: سَمِعَ مَقاَلَتِي، فَوَعاَهاَ، وَحَفِظَهاَ، وَبَلَّغَهاَ. 5- “Allah, benim sözümü -hadisimi- işiten, bunu iyice kavrayan, ezberleyen ve başkalarına duyuran kişinin yüzünü nurlandırsın”.
6- مَنْ سَلَكَ طَرِيقاً يَلْتَمِسُ فِيهِ عِلْماً، سَهَّلَ اللهُ لَهُ بِهِ طَرِيقاً إِلىَ الْجَنَّةِ. 6- “Kim ilim öğrenme arzusuyla bir yola girerse, Allah bu sebeple ona Cennet’e giden yolu kolaylaştırır”.
7- مَنْ يُرِدِ اللهُ بِهِ خَيْراً، يُفَقِّـهْهُ فيِ الدِّينِ. 7- “Allah kimin için hayır dilerse, onu dinde fakîh -derin anlayış ve ilim sahibi- kılar”.
8- فَوَاللهِ، َلأَنْ يَهْدِيَ اللهُ بِكَ رَجُلاً وَاحِداً، خَيْرٌ لَكَ مِنْ أَنْ يَكُونَ لَكَ حُمْرُ النَّعَمِ. 8- “Allah’a yemin olsun ki; Allah’ın, senin sebebinle bir kişiyi hidayete erdirmesi, senin için kırmızı -değerli- develerin sahibi olmaktan daha hayırlıdır”.
11- إِنَّ اللهَ يَرْفَعُ بِهَذاَ الْكِتاَبِ أَقْواَماً، وَيَضَعُ بِهِ آخَرِينَ. 11- “Allah, bu kitap sebebiyle -yani Kur’ana uydukları için- pek çok milleti yükseltir. Yine bu kitap sebebiyle -yani Kur’ana uymadıkları için- pek çok milleti alçaltır”.
12- تَرَكْتُ فِيكُمْ أَمْرَيْنِ، لَنْ تَضِلُّوا ماَ تَمَسَّـكْتُمْ بِهِمَا: كِتاَبَ اللهِ، وَسُـنَّةَ نَبِيِّـهِ. 12- “Size iki şey bıraktım. Bu iki şeye sımsıkı sarıldığınız müddetçe asla sapıklığa düşmezsiniz: -Bunlardan biri: Allah’ın Kitabı –Kur’an-ı Kerim-, -Diğeri ise: Peygamberinin Sünneti’dir”.
13- عَلَيْكُمْ بِسُنَّتِي، وَسُنَّةِ الْخُلَفاَءِ الرَّاشِدِينَ الْمَهْدِيِّينَ مِنْ بَعْدِي. 13- “Benim sünnetime sarılın. Benden sonra gelecek olan ve kendilerine hidayet verilen raşid halifelerin –yani dört halifenin- yoluna uyun”.
14- مَنْ أَطاَعَنِي فَقَدْ أَطاَعَ اللهَ، وَمَنْ عَصاَنيِ فَقَدْ عَصَا اللهَ. 14- “Kim bana itaat ederse, Allah’a itaat etmiş olur. Kim bana karşı gelirse, Allah’a karşı gelmiş olur”.
15- خَيْرُ النَّاسِ قَرْنيِ، ثُمَّ الَّذِينَ يَلُونَهُمْ، ثُمَّ الَّذِينَ يَلُونَهُمْ. 15- “İnsanların en hayırlısı: -Benimle beraber yaşayan mü’minler “SAHABE” dir. -Sonra onların ardından gelenler “TABİÎN” dir. -Sonra da bunların ardından gelenler “ETBÂUT-TABİÎN” dir”.
16- مَنْ أَحْدَثَ فيِ أَمْرِناَ هَذاَ ماَ لَيْسَ مِنْهُ، فَهُوَ رَدٌّ. 16- “Kim, bizim bu işimizde -dinimizde- bulunmayan -dine aykırı- bir şey -yani BİD’AT veya HURAFE- icad ederse, bu reddedilir”.
13-Tirmizî: İlim 16; Ebu Davud: Sünnet 5; İbn Mace: Mukaddime 6. 14-Buharî: Ahkâm 1; Müslim: İmare 33 15-Buharî: Sulh 5; Müslim: Akzıye 17 16-Buharî: İman 39; Müslim: Müsakat 108
İBADET
17- أَحَبُّ اْلأَعْماَلِ إِلىَ اللهِ تَعاَلىَ: أَدْوَمُهاَ، وَإِنْ قَلَّ. 17- “Amellerin Allah’a en sevimli olanı: az da olsa devamlı olanıdır”.
18-إِنَّ أَوَّلَ ماَ يُحاَسَبُ بِهِ الْعَبْدُ يَوْمَ الْقِياَمَةِ مِنْ عَمَلِهِ صَلاَتُهُ 18- “Kulun kıyamet günü ilk hesaba çekileceği ameli: Namazıdır”.
19- صَلاَةُ الْجَمَاعَةِ أَفْضَلُ مِنْ صَلاَةِ الْفَذِّ بِسَبْعٍ وَعِشْـرِينَ دَرَجَةً. 19- “Cemaatle kılınan namaz, yalnız kılınan namazdan yirmi yedi derece daha faziletlidir”.
20-سَـبْعَةٌ يُظِلُّهُمُ اللهُ فيِ ظِلِّهِ يَوْمَ لاَ ظِلَّ إِلاَّ ظِلُّهُ: اْلإِماَمُ الْعَادِلُ، وَشـاَبٌّ نَشَأَ فيِ عِبَادَةِ اللهِ تَعَالىَ... 20- “Yedi kişi vardır ki, Allah’ın arşının gölgesinden başka hiç bir gölgenin bulunmadığı o günde -Kıyamet Günü’nde- Allah, bu yedi kişiyi arşının gölgesinde gölgelendirecektir. -Bu yedi kişinin birincisi: Adaletli Devlet Başkanı, -İkincisi: Allah’a ibadet ve kulluk ederek yetişen GENÇ’tir...”
23- اَلْمُسْلِمُ : مَنْ سَلِمَ الْمُسْلِمُونَ مِنْ لِسَانِهِ وَيَدِهِ. 23- “Müslüman, diğer müslümanların elinden ve dilinden zarar görmediği kimsedir”.
27- اَللَّهُمَّ!. إِنِّي أَعُوذُ بِكَ مِنَ الْعَجْزِ، وَالْكَسَلِ، وَالْجُبْنِ، وَالْبُخْلِ. 27- “Allahım!.. Acizlikten, tembellikten, korkaklıktan ve cimrilikten sana sığınırım”.
28- اَللَّهُمَّ اهْدِنيِ ِلأَحْسَنِ اْلأَخْلاَقِ، لاَ يَهْدِي ِلأَحْسَنِهاَ إِلاَّ أَنْتَ؛ وَاصْرِفْ عَنِّي سَيِّئَهاَ، لاَ يَصْرِفُ عَنِّي سَيِّئَهاَ إِلاَّ أَنْتَ. 28- “Allahım!.. Beni en güzel ahlâka ulaştır, En güzel ahlâka ulaştıracak olan ancak sensin. Beni kötü ahlâktan uzaklaştır. Kötü ahlâktan uzaklaştıracak olan ancak sensin”.
29- إِتَّقِ اللهَ حَيْثُمَا كُنْتَ، وَأَتْبِعِ السَّيِّئَةَ الْحَسَنَةَ تَمْحُهاَ، وَخاَلِقِ الناَّسَ بِخُلُقٍ حَسَنٍ. 29- “Nerede olursan ol, Allah’tan kork. Her kötü davranışın ardından iyi bir amel işle ki, o günahı silsin. İnsanlara güzel ahlâk ile davran”.
30- اَللَّهُمَّ!.. إِنيِّ أَسْأَلُكَ الْهُدَى، وَالتُّقَى، وَالْعَفاَفَ، وَالْغِنَى. 30- “Allahım!.. Senden hidayet üzere olmayı, takvâ sahibi olmayı, iffetli olmayı ve senden başkasına muhtaç olmamayı niyaz ederim”.
31-لا يَبْلُغُ الْعَبْدُ أَنْ يَكُونَ مِنَ الْمُتَّقِينَ، حَتَّى يَدَعَ ماَ لاَ بَأْسَ بِه،ِ حَذَراً لِمَا بِهِ الْبَأْسُ. 31- “Kul, sakıncalı olan şeylerden kaçınmak için sakıncalı olmayan -şüpheli- şeyleri terk etmedikçe, gerçek takvâ sahiplerinin derecesine ulaşamaz”.
32- حُجِبَتِ الناَّرُ بِالشَّهَواَتِ، وَحُجِبَتِ الْجَنَّـةُ بِالْمَكاَرِهِ. 32- “Cehennem, nefsî arzularla perdelenmiştir. Cennet ise, zorluklarla perdelenmiştir”. (Cehennem’e giden yol nefsî arzular, şehvetler ve zevklerle doludur. Cennet’e giden yol ise fedakârlıklar, zorluklar ve imtihanlarla doludur
29-Tirmizî: Birr 55.. 30-Müslim: Zikir 72, 31-Tirmizî: Kıyame 19; İbn Mace: Zühd 24. Hadis hasendir. 32-Buharî: Rikak 28
ALLAH İÇİN SEVGİ 33-قاَلَ اللهُ تَعاَلَى:وَجَبَتْ مَحَبَّتِي لِلْمُتَحَابِّينَ فِيَّ،وَالْمُتَجاَلِسِينَ فِيَّ، وَالْمُتَزَاوِرِينَ فِيَّ، وَالْمُتَباَذِلِينَ فِيَّ. 33- “Cenab-ı Hak bir hadis-i kudsîde şöyle buyuruyor: “Şu kimseleri sevmek bana vacip oldu. (Şu kimseleri mutlaka severim): -Benim rızam için birbirlerini sevenler... -Benim rızam için bir araya gelenler... -Benim rızam için birbirlerini ziyaret edenler... -Benim rızam için birbirlerine ikramda bulunanlar...”
34- مَثَلُ الْمُؤْمِنِينَ فيِ تَوَادِّهِمْ وَتَرَاحُمِهِمْ وَتَعَاطُفِهِمْ مَثَلُ الْجَسَدِ: إِذاَ اشْتَكَى مِنْهُ عُضْوٌ تَداَعَى لَهُ ساَئِرُ الْجَسَدِ بِالسَّهَرِ وَالْحُمَّى. 34- “Müminler, birbirlerini sevme, birbirlerine merhamet etme ve birbirlerine şefkat gösterme konusunda bir vücut gibidirler. Vücudun bir organı rahatsız olsa, diğer organlar uykusuzluk ve hararette ona ortak olurlar”.
35- لاَ تَدْخُلُونَ الْجَنَّةَ حَتَّى تُؤْمِنُوا، وَلاَ تُؤْمِنُوا حَتَّى تَحَابُّوا. 35- “İman etmedikçe cennete giremezsiniz. Birbirinizi sevmedikçe de gerçek mümin olamazsınız.”. 36- اَلْمَرْءُ مَعَ مَنْ أَحَبَّ. 36- “Kişi, -kıyamet günü- sevdiği kimse ile beraberdir”.