Arşiv Anasayfa Kur'an-ı Kerim.
Sayfalar: 1
Kura'an'ın Türkçesi (meal) Mevdudi...38 By: Hipokondriyak Date: October 31, 2008, 10:41:00 AM
078-NEBE SURESİ

BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM


[078.001] Birbirlerine hangi şeyi sorup duruyorlar?
[078.002] O büyük haberi mi?
[078.003] Ki kendileri hakkında anlaşmazlık içindedirler.
[078.004] Hayır, yakında bileceklerdir.
[078.005] Yine hayır; yakında bileceklerdir.
[078.006] Biz, yeryüzünü bir döşek kılmadık mı?
[078.007] Dağları da birer kazık?
[078.008] Sizi çift çift yarattık.
[078.009] Uykunuzu bir dinlenme yaptık.
[078.010] Geceyi bir örtü yaptık.
[078.011] Gündüzü bir geçim-vakti kıldık.
[078.012] Sizin üstünüze de sapasağlam yedi-gök bina ettik.
[078.013] Parıldadıkça parıldayan bir kandil (güneş) kıldık.
[078.014] Sıkıp suyu çıkaran (bulut) lardan da 'bardaktan boşanırcasına bir su' indirdik.
[078.015] Bununla taneler ve bitkiler bitirip-çıkaralım diye
[078.016] Ve birbirine sarmaş-dolaş bahçeleri de.
[078.017] Şüphesiz o hüküm (fasl) günü, belirlenmiş bir vakittir.
[078.018] Sur'a üfürüleceği gün, artık siz dalga dalga geleceksiniz.
[078.019] O sırada gök açılmış ve kapı kapı olmuştur.
[078.020] Dağlar yürütülmüş, artık bir serab oluvermiştir.
[078.021] Gerçekten cehennem, bir gözetleme yeridir.
[078.022] Taşkınlık edip-azanlar için son bir varış yeridir.
[078.023] Bütün zamanlar boyunca içinde kalacaklardır.
[078.024] Orada ne serinlik tadacaklar, ne de bir içecek.
[078.025] Kaynar sudan ve irinden başka.
[078.026] (İşlediklerine) Uygun olan bir ceza olarak,
[078.027] Doğrusu onlar, hesaba-çekileceklerini ummuyorlardı.
[078.028] Bizim ayetlerimizi de yalanlayabildikleri kadar yalanlıyorlardı.
[078.029] Oysa biz, her şeyi yazıp saymışızdır.
[078.030] Şimdi tadın. Size artık azabtan başkasını artırmayacağız;
[078.031] Gerçek şu ki, muttakiler için 'bir kurtuluş ve mutluluk' vardır.
[078.032] Nice bahçeler ve üzüm bağları.
[078.033] Göğüsleri henüz tomurcuklanmış yaşıt kızlar.
[078.034] Dopdolu kadehler.
[078.035] İçinde, ne 'boş ve saçma bir söz' işitirler, ne bir yalan.
[078.036] Rabbinden bir karşılık olmak üzere yeterli bir bağış(tır bu) .
[078.037] Göklerin, yerin ve ikisi arasında bulunanların Rabbi Rahman olan (Allah) ; ona hitap etmeye güç yetiremezler.
[078.038] Ruh ve meleklerin saflar halinde duracakları gün; Rahman'ın kendilerine izin verdikleri dışında olanlar, konuşmazlar. (Konuşacak olan da,) Doğruyu söyleyecektir.
[078.039] İşte bu, hak olan gündür. Şu halde dileyen Rabbine bir dönüş-yolu edinsin.
[078.040] Gerçekten biz sizi yakın bir azab ile uyarıp-korkuttuk. Kişinin kendi ellerinin önceden takdim ettiklerine bakacağı gün, kâfir olan da; «Ah, keşke ben bir toprak oluverseydim» diyecek.

079-NAZİAT SURESİ

BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM



[079.001] Ta en derinden acıyla sökerek çıkaranlara andolsun.
[079.002] Yumuşacık çekip alanlara,
[079.003] Yüzdükçe yüzerek gidenlere,
[079.004] Öncü olarak yarışıp geçenlere,
[079.005] Derken işi bir düzen içinde evirip çevirenlere.
[079.006] O sarsıntının sarsacağı gün,
[079.007] Arkasından onu diğer bir sarsıntı izleyecek.
[079.008] O gün yürekler (dehşet içinde) hoplayacak.
[079.009] Gözler de zillet içinde düşecek.
[079.010] Kendileri; derler ki: «Biz çukurda iken, gerçekten biz mi yeniden (diriltilip) döndürüleceğiz?»
[079.011] «Biz çürüyüp dağılmış kemikler olduğumuz zaman mı?»
[079.012] Dediler ki: «Şu durumda, zararına bir dönüştür bu.»
[079.013] Oysa bu, yalnızca tek bir haykırıştır.
[079.014] Bir de bakarsın ki, onlar, yerin üstündedirler.
[079.015] Musa'nın haberi sana geldi mi?
[079.016] Hani Rabbi ona, kutsal vadi Tuva'da seslenmişti:
[079.017] «Firavun'a git; çünkü o, azdı.»
[079.018] «Ona de ki: -Temizlenme isteğin var mı?»
[079.019] «Seni Rabbine yönelteyim, böylece (O'ndan) korkmuş olursun.»
[079.020] (Musa) Ona büyük mucizeyi gösterdi.
[079.021] Fakat o, yalanladı ve isyan etti.
[079.022] Sonra da (karşıt olarak) çaba harcayıp sırtını döndü.
[079.023] Sonunda (yardımcı güçlerini) topladı, seslendi;
[079.024] Dedi ki: «Sizin en yüce Rabbiniz benim.»
[079.025] Böylelikle Allah (c.c.) onu, ahiret ve dünya azabıyla yakaladı.
[079.026] Gerçekten bundan, 'içi titreyerek korkacak' olan bir kimse için elbette bir ibret (ders) vardır.
[079.027] Yaratmak bakımından siz mi daha güçsünüz yoksa gök mü? (Allah) Onu bina etmiştir.
[079.028] Onun boyunu yükseltti, ona belli bir düzen verdi.
[079.029] Gecesini kararttı, kuşluğunu açığa-çıkardı.
[079.030] Bundan sonra yeryüzünü serip döşedi.
[079.031] Ondan da suyunu ve otlağını çıkardı.
[079.032] Dağlarını dikip-oturttu;
[079.033] Size ve hayvanlarınıza bir yarar (meta) olmak üzere.
[079.034] Ancak o, 'her şeyi batırıp gömen büyük-felâket (kıyamet) ' geldiği zaman.
[079.035] O gün, insan, neye çaba harcadığını düşünüp-anlar?
[079.036] Görebilenler için cehennem de sergilenmiştir.
[079.037] Artık kim taşkınlık edip-azarsa,
[079.038] Ve dünya hayatını seçerse,
[079.039] Hiç şüphesiz cehennem, (onun için) bir barınma yeridir.
[079.040] Kim de Rabbinin makamından korkar ve nefsi de heva (istek ve tutkular) dan sakındırırsa,
[079.041] Artık şüphesiz cennet, (onun için) bir barınma yeridir.
[079.042] «O ne zaman demir atacak?» diye, sana kıyamet-saatini soruyorlar.
[079.043] Onunla ilgili bilgi vermekten yana, sende ne var ki...
[079.044] En sonunda o (ve onunla ilgili bilgi), Rabbine aittir.
[079.045] Sen, yalnızca ondan 'içi titreyerek korkmakta' olanlar için bir uyarıp-korkutansın.
[079.046] Kendileri onu gördükleri gün, sanki onlar, bir akşam veya bir kuşluk-vaktinden başkasını yaşamamış gibidirler.
080-ABESE SURESİ

BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM


[080.001] Surat astı ve yüz çevirdi;
[080.002] Kendisine o kör geldi diye.
[080.003] Nerden biliyorsun; belki o, temizlenip-arınacak?
[080.004] Ya da öğüt alacak; böylelikle bu öğüt kendisine yarar sağlayacak.
[080.005] Fakat kendini müstağni (hiç bir şeye ihtiyacı olmayan) gören ise,
[080.006] İşte sen, onda 'yankı uyandırmaya çalışıyorsun.
[080.007] Oysa, onun temizlenip-arınmasından sana ne?
[080.008] Ama koşarak sana gelen ise,
[080.009] Ki o, 'içi titreyerek korkar' bir durumdadır;
[080.010] Sen ona aldırış etmeden oyalanıyorsun.
[080.011] Hayır; çünkü o (Kur'an), bir öğüttür.
[080.012] Artık dileyen, onu 'düşünüp-öğüt alsın.'
[080.013] O (Kur'an), 'şerefli-üstün' sahifelerdedir.
[080.014] Yüceltilmiş, tertemiz (mutahhar) kılınmış.
[080.015] Kâtiplerin ellerinde,
[080.016] (Ki onlar,) Üstün değerli, 'iyilik ve dürüstlük sembolü.'
[080.017] Kahrolası insan, ne kadar da nankördür.
[080.018] (Allah,) Onu hangi şeyden yarattı?
[080.019] Bir damla sudan yarattı da onu 'bir ölçüyle biçime soktu.
[080.020] Sonra ona yolu kolaylaştırdı.
[080.021] Sonra da onu öldürdü, böylece kabre gömdürdü.
[080.022] Sonra dilediği zaman onu diriltir.
[080.023] Hayır; ona (Allah'ın) emrettiğini yerine getirmedi.
[080.024] Bir de insan, yediğine bir bakıversin;
[080.025] Hiç şüphe yok biz, suyu akıttıkça akıttık,
[080.026] Sonra yeri de yardıkça yardık;
[080.027] Böylece onda bitirdik; taneler,
[080.028] Üzümler, yoncalar,
[080.029] Zeytinler, hurmalar,
[080.030] Boyları iri ve birbiri içine girmiş ağaçlı bahçeler.
[080.031] Meyveler ve otlaklıklar.
[080.032] Size ve hayvanlarınıza bir yarar (meta) olmak üzere.
[080.033] Fakat 'kulakları patlatırcasına olan o gürleme geldiği zaman,
[080.034] Kişi o gün, kendi kardeşinden kaçar;
[080.035] Annesinden ve babasından,
[080.036] Eşinden ve çocuklarından.
[080.037] O gün, onlardan her birisinin kendine yetecek bir işi vardır.
[080.038] O gün, öyle yüzler vardır ki apaydınlıktır:
[080.039] Güler ve sevinç içindedir.
[080.040] Ve o gün, öyle yüzler de vardır ki üzerini toz bürümüştür,
[080.041] Onu da bir karartı sarıp-kaplamıştır.
[080.042] İşte onlar da, kâfir, facir olanlardır.
081-TEKVİR SURESİ

BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM



[081.001] Güneş, köreltildiği zaman,
[081.002] Yıldızlar, bulanıklaşıp-döküldüğü zaman,
[081.003] Dağlar, yürütüldüğü zaman,
[081.004] Gebe develer, kendi başına terkedildiği zaman,
[081.005] Vahşi-hayvanlar, bir araya toplandığı zaman,
[081.006] Denizler, tutuşturulduğu zaman,
[081.007] O zaman ki nefisler çiftleşir.
[081.008] Ve 'diri olarak toprağa gömülen kızcağıza' sorulduğu zaman:
[081.009] «Hangi suçtan dolayı öldürüldü?»
[081.010] Sahifeler (amel defterleri) açıldığı zaman,
[081.011] Gök, sıyrılıp-yüzüldüğü zaman
[081.012] Cehennem ateşi çılgınca kızıştığı zaman,
[081.013] Cennet de yakınlaştırıldığı zaman,
[081.014] (Artık her) Nefis, neyi hazırladığını bilip-öğrenmiştir.
[081.015] Artık hayır; yemin ederim (gündüz) sinip (gece) dönen (gezegen) lere,
[081.016] Bir akış içinde yerini alanlara;
[081.017] Kararmağa ilk başladığı zaman, geceye andolsun,
[081.018] Ve nefes almağa başladığı zaman, sabaha;
[081.019] Hiç tartışmasız o (Kur'an), üstün onur sahibi olan bir elçinin gerçekten (Allah'tan getirdiği) sözüdür;
[081.020] (Bu elçi,) Bir güç sahibidir; arşın sahibi katında şereflidir.
[081.021] Ona itaat edilir, sonra güvenilirdi.
[081.022] Sizin sahibiniz bir deli değildir.
[081.023] Andolsun o (peygamber), onu apaçık bir ufukta görmüştür.
[081.024] O, gayb (haberlerin) e karşı (söylediklerinden dolayı) suçlanamaz (ya da cimrilikte bulunup kıskançlık yapmaz) .
[081.025] O (Kur'an) da kovulmuş şeytanın sözü değildir.
[081.026] Şu halde, siz nereye kaçıp-gidiyorsunuz?
[081.027] O (Kur'an), alemler için yalnızca bir zikirdir;
[081.028] Sizden dosdoğru bir yön (istikamet) tutturmak isteyenler için de.
[081.029] Alemlerin Rabbi olan Allah, dilemedikçe siz dileyemezsiniz.

082-İNFİTAR SSURESİ

BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM



[082.001] Gök, çatlayıp-yarıldığı zaman,
[082.002] Yıldızlar, dağılıp-yayıldığı zaman,
[082.003] Denizler, fışkırtılıp-taşırıldığı zaman,
[082.004] Ve kabirlerin içi 'deşilip dışa atıldığı' zaman;
[082.005] (Artık her) Nefis, önceden takdim ettiklerini ve ertelediklerini bilip-öğrenmiştir.
[082.006] Ey insan, 'üstün kerem sahibi' olan Rabbine karşı seni aldatıp-yanıltan nedir?
[082.007] Ki O, seni yarattı, 'sana bir düzen içinde biçim verdi' ve seni itidal üzere kıldı.
[082.008] Dilediği bir surette seni tertib etti.
[082.009] Asla, Hayır; siz dini yalanlıyorsunuz;
[082.010] Oysa gerçekten sizin üzerinizde koruyucular var,
[082.011] 'Şerefli-üstün' yazıcılar.
[082.012] Her yapmakta olduğunuzu bilirler.
[082.013] Hiç şüphesiz ebrar olanlar, elbette nimetler(le donatılmış cennetler) içindedirler.
[082.014] Ve hiç şüphesiz facir (kötü) olanlar da, elbette çılgınca yanan ateşin içindedirler.
[082.015] Onlar, din günü oraya yollanırlar.
[082.016] Ve kendileri ondan ayrılıp-kaybolacaklar değildirler.
[082.017] Din gününü sana bildiren şey nedir?
[082.018] Ve yine din gününü sana bildiren şey nedir?
[082.019] Hiç bir nefsin bir başka nefse herhangi bir şeye güç yetiremeyeceği gündür; o gün emir yalnızca Allah'ındır



 

Ynt: Kura'an'ın Türkçesi (meal) Mevdudi...38 By: [--mavish--] Date: December 25, 2008, 05:14:39 PM
paylaşım için sağol
Ynt: Kura'an'ın Türkçesi (meal) Mevdudi...38 By: BaYaN||aSaBi Date: February 01, 2009, 08:29:52 PM
Allah razı olsun senden güzelim... Tebrikler.

SiteMap - İmode - Wap2