Arşiv Anasayfa Kitaplar Hakkında Bilgi ve Özetler
Sayfalar: 1
Istanbul Bir Masaldı By: Ziz!LiTa Date: August 23, 2008, 10:01:57 PM
İstanbul Bir Masaldı



Mario Levi Stuttgart'taydı


İstanbul Bir Masaldı kitabının tanıtımı için 17 Aralık 2010'da Stuttgart Literaturhaus'ta Mario Levi'yle bir okuma akşamı düzenlendi. Alman Türk Forumu'nun (Deutsch Türkisches Forum) davetlisi olarak gelen Mario Levi'ye, gazeteci-eleştirmen Manfred Heinfelder ve çevirmen olarak da Mainz Üniversitesi öğretim üyesi Dr. Şebnem Bahadır eşlik etti. İspanyol yahudilerine ait Sefarad ezgilerini, tarihsel-doğal halleriyle seslendiren ve yorumlayan Asamblea Mediterrenea, kuşaklar boyu aktarılan ezgilerle, İspanya, Kuzey Afrika, Türkiye ve Yunanistan yahudilerine ses verdi. Flüt, keman, gitar, kontrbas, tef, dümbelek ve iki kadın solistten kurulu müzik grubu, enstrümental zenginliğiyle göç sürecini yansıtan Batıyla Doğu'nun bir sentezi gibiydi.

Mavi ama hüzünlü
Heinfelder'in ilk sorusu, İstanbul, Galata Kulesi'nden bakıldığında, mavi bir şehirdi. Sizin için halen böyle mi? oldu.

Levi, hüzün kavramıyla birleştirerek yanıtladı:  2008 yılında bir İsviçre gazetesi İstanbul üzerine bir yazı istemişti. Aklıma Galata Kulesi'nden bir görüntü geldi. Mavi ama hüzünlü bir şehir görmüştüm. Hüznün, bildiğim kadarıyla yabancı dillerde bir karşılığı yok. En yakını, Portekizce'de 'Saudad', Brezilya dilinde 'Saudaj'. Şimdi okuyacağım bölüm, hüzne bir saygı duruşu!

Soruları sadece Heinfelder sorabildiği için, ikinci soru da yine ondan geldi:  800 sayfa boyunca, 50 baş karakter. Nerden buldunuz bunca insanı?

Kapalı toplumların hafızası: Hikayeler ve masallar
Yanıt oldukça espriliydi:Birçoğunu uydurdum. Ben bu kitabı 7 yılda yazdım. Bunun bir önhazırlığı vardı. Bu süreçte yeni hikayeler buldum. 1992'de yazmaya başladığımda, zaten biraz hazırlıklıydım. Bana zamanın akışında anlatılmış birçok hikaye vardı. Babaannem çocukluğumda, ergenlik dönemimde birçok hikaye, masal anlatmıştı. Dedem kendi hayatıyla ilgili hikayeler anlatmıştı. Çocukluğumda, çevremi büyük bir açlıkla dinledim. Sanki yazar olacağımı biliyormuşum gibi!

Arkadan ikinci bir cilt bile yazılabilir. Yaşadıklarımın asıl güzel tarafı şuydu: Hiç kimse bana bunları roman yazayım diye anlatmadı. Kapalı toplumların hafızası, hikayeler ve masallarla oluşur. O yüzden, bunları, hayatın doğal akışında öğrendim. Burada, hikayelerin, masalların kendi doğallıkları içerisinde aktarılması önemliydi. Ne zaman ' Anlat, geçmişinde neler oldu' desem, sıradan şeyler anlatırdı dedem. Sadece hayatın akışında, bir çay içerken, sohbet ederken, öyle hikayeler çıktı ki! Ses alma cihazı ben oldum. En az hüzün kadar, bellek de yapıyı oluşturdu.

Yaşamayan hayatlar

Seyircilere soru sorma hakkının tanınmadığı etkinlikte, 3. soru da yine Heinfelder'e aitti: Kendiniz de iletişim bilimcisiniz. Karakterlerin bu iletişimsizliği, suskunluğu nerden geliyor?

Yanıt yine çok özlüydü: İnsanlar bazen susarak anlatırlar. Bazen yaşanmadığı için gerçekleşmeyenler de, hayatımızın özünü oluştururlar. Örneğin, Zorba filminden bir diyalogu hatırladım: Zorba, kaba saba haliyle, yazara filmin bir yerinde ' Çocuklar neden ölür?' der. 'Bilmiyorum' der yazar. 'Madem bilmiyorsun, neye yarar senin kitapların' der Zorba. O da, hayallerini gerçekleştiremeyen insanların çaresizliklerini anlatır. İnsanların yaşayamadıkları hayatlar bana bir miras gibi kaldı. Ben bunlarla yaşamak zorunda kaldım.

Erkek Şehrazat ve ölmemek için anlatmak
Berlin'de bir Alman eleştirmen, 'Sizi bir erkek Şehrazat olarak görüyorum' dedi. Ben de, 'Ama Şehrazat ölmemek için anlatıyordu' dedim. 'Ben de bunu söylemek istiyordum' dedi. Bu romanla ilgili yapılan en iyi yorum budur.

Seyirciler soramayınca, yine Heinfelder soruyor:  Schwarz hikayesi gerçek mi yoksa uydurdunuz mu?

Schwarz hikayesi, yaşanmıştır. Bir dönem, çok yaşlı bir Ukrayna kökenli Yahudi tarafından anlatılmıştı. Schwarz, Avusturya-Macaristan Ordusu'ndaymış, savaşmış gibi emirler veriyor. Belleğinde delikler var. Tesadüfen İstanbul'da unutulmuş bir çocuk gibiydi. Viyana aksanıyla Almanca konuşuyor. Hayaller, fantezi, bizi başka anlatılara çağırıyor. İstanbul'da unutulmak...

Hatırlamak, kayboluşa karşı direnmektir!
Yine İstanbul'da Yahudi kültürüne ilişkin bir soru üzerine, söz Ladino diline geliyor: Ladino, Sefarad Yahudilerinin konuştuğu dil, İspanyolcaya yakın. (...) Hatırlamak ve hatırladıklarını anlatmak, kayboluşa karşı direnmektir. Unutturmamak için yazıyorum. Bu romandan sonra üç roman daha yazdım. Ladinoyu konuşan son kuşağın mensuplarından biriyim. Okuyorum, yazıyorum ve konuşuyorum. Çağdaş İspanyolcayı öğrenmemi çok kolaylaştırdı. İlerde bir sürpriz yapıp Ladino dilinde yazabilirim.�

Biz de masal olduk

Masal'dan ne anlıyorsunuz? Neden 1915'leri anlatıyorsunuz? soruları, yine tarihsel dönemlere bağlandı.
Bu başlığı ben bulmadım, bana kahramanlarım fısıldadı. Dedem, 1904'te doğmuştu. 1999'da öldü. Yani 20. yüzyılın tamamını yaşadı. Son yıllarında artık sokağa çıkamayacak kadar kendisini yabancı hissetmişti. Bir İstanbullu olduğu için, yaşadığı İstanbul onun için gerçekten de bir masal olmuştu. Ama bu biraz da İstanbul'un kaderi. Yeni kitabım, '70'li yılların İstanbulu'nu anlatır. Vermiş olduğumuz siyasi mücadele, yaşamak zorunda kaldıklarımız... Şimdi üniversite öğrencilerime anlattığımda, anlattıklarım onlara da masal gibi geliyor. Yani biz de masal olduk.

Bugünün İstanbul'u üzerine bir masal ne zaman çıkacak? İlkini yazdım bile. '60-'70'li yıllardan dem vursa da, geçmişten yola çıkarak, bugünkü İstanbul'u anlatan, sorgulayan bir kitap. Bugün İstanbul'da yaşayanlara, 'Siz hangi İstanbul'u yaşadınız?' diye soran bir kitap. İstanbul bir Masaldı, 1920-1980'lerin İstanbulu'nu anlattı. Yayınlanacak olan kitap, 2000'leri anlatıyor. Bugüne de kendimi hazırlıyorum. Ama birtakım şeyleri ancak biraz uzaklaşınca anlatabiliyor insan. Yaralar derin olduğu için... Biraz sabır!

Neden yazıyorsunuz? sorusunun yanıtı, yine hüzünlüydü:

Yazarlara hep sorarlar, ' Neden yazıyorsunuz' diye. Yazmayı seviyorum, çünkü anlatmayı, hayal kurmayı ve yalan söylemeyi seviyorum. İkincisi, bu dünyaya tahammül edebilmek için yazıyorum. Unutamadığım iki cevabım bunlar.

Mario Levi: 1957 İstanbul doğumlu Levi, Yeditepe Üniversitesi'nde iletişim bilim dersleri veriyor. Yazar, 'İstanbul Bir Masaldı' kitabıyla 2000 yılında Yunus Nadi Edebiyat Ödülü'nü kazandı.


Link

   

Ynt: İstanbul Bir Masaldı By: By.CeZa Date: December 16, 2008, 05:53:05 PM
sağol.
Ynt: Istanbul Bir Masaldı By: Mysterycalls Date: November 18, 2009, 11:11:41 PM
Merhaba.. internetten filmi indirmek mümkün değil mi?
Ynt: Istanbul Bir Masaldı By: [B][R][N] Date: November 18, 2009, 11:15:18 PM
: Mysterycalls  November 18, 2009, 11:11:41 PM
Merhaba.. internetten filmi indirmek mümkün değil mi?

Merhaba, Kimse'nin Yazmakla Uğraşıpta Net'e Vericeğini Düşünmüyorum. Gülmek :) Film'i Olduğunuda İlk Kez Senden Duydum. [ Yanlış Yazmadıysan. ] Araştırdım Fakat, Ne Yazık'ki yok.
Ynt: Istanbul Bir Masaldı By: Mavi_Kiyamet Date: November 18, 2009, 11:16:56 PM
TesekkürLer Gülmek :)
Ynt: Istanbul Bir Masaldı By: PnR_Sz Date: November 19, 2009, 11:54:06 AM
Teşekkürler.
Ynt: Istanbul Bir Masaldı By: EternalSilance Date: September 03, 2010, 03:11:47 PM
Teşekkürler

SiteMap - İmode - Wap2