Arşiv Anasayfa Türk Kültürü
Sayfalar: 1
Türk Kültüründe Giyim-kuşam By: Musty19o5 Date: August 20, 2008, 12:09:10 PM
GİYİM-KUŞAM
ATALARIMIZIN TRABZONDA KULLANDIĞI GİYSİLER

Giysiler daha ziyade koyun-keçi yününden dokumalardı. Ayrıca kendirden dokunan keten giyecekler ve gurbete giderek alınabilen giysilerdi.

Erkekler pantolon yerine yünden zipka şal; tevekten gömlek yün çorap çarık fes veya kuşak giyerler; yırtılan sökülen yerleri devamlı dikerek(sırıma) yıllarca kullanırlardı.

Kadınlar yün peştamal yün şal keten gömlek kuşak(bele sarılan) yün çorap çarık gütni yallık(yakalık) tabla çember giyerlerdi.

Ama günümüzde tamamen terzi ve konfeksiyondan giyinilir.
Ayakkabı gömlek kıravat yaygındır. Erkeklerin günlük giyimleri ile pazara veya uzak yolculuklara çıkarken giyimleri arasında çoğu kez belirgin bir fark olmaz. Ancak eskiden bir erkeğin kıyafetini şu giysiler oluştururdu:

Fes/Kuşak(Guşak): Erkekler için fes başa konur kuşak ise başa sarılırdı. Tamamen yünden ve yerli dokuma idi. Bugün eski fes ve kuşak pek kullanılmamaktadır. Fes yerine şapka veya fotör takanların sayısı parmakla sayılacak kadar azdır. Daha ziyade başlar açık bulunmaktadır.

Göynek: Bugünkü atlet veya fanilanın yerini almaktaydı. Tamamen yerli dokumadır. Hammaddesi tarlada yetiştirilen kenevir kabuğudur. Bu bitkiye halk kendir der. Bunun dokunmuş kumaşına halk tevek der. Göynek tevekten biçilir ve dikilirdi. Bugün artık kullanılmaz. Bütün tevek dezgahları dağıtılmış yerini hazır giyim almıştır. (Bu dokuma işinin nasıl yapıldığını ilerki bölümlerde ayrıntısına kadar anlatacağız).

İç don: Eskiden adına tevek donu denirdi. Bu günkü kilot şort yerine giyilirdi. Bu da aynı göynek gibi yapılırdı.

Zipka/Pantolon(Pontul): Bu pantolonun paçaları çok dar ve yanlardan düğmelidir. Bunun tam aksine yukarısı oldukça geniştir. Yün dokuma kumaştan yapılır. Tamamen yerlidir. Yün dokumacılığı tevek dokumacılığına göre tamamen farklıdır. Tanıtmaya çalıştığımız zipka pantol bugün artık giyilmez yerine normal pantolon giyilmektedir.

Ceket(Ceget): Yine yün dokumadır. Zipka pantolon ile takım olarak giyilir. Takımın rengi alt-üst siyahtır. Bugün zipka gibi bu da artık giyilmez; yerini konfeksiyon ve terzi imali ceketler almıştır.

Çorap(Corap): Halkın corap înesi dediği küçük şişlerle-yün ipliğinden-elde örülmektedir. Rengi yünün rengidir; boyama yapılmaz. Bugün kış mevsimlerinde bu çoraplar hala giyilmektedir.

Çarık(Çaruk): Deriden elde yapılır ayağa giyilirdi. Eskiden ayakkabı yaygın değilken tamamen bu çarıklar giyilirdi. Ancak uzun süre dayanıklı değildi. (Çarığın nasıl yapıldığı ilerki bölümlerde ölçüleriyle birlikte ayrıntılı olarak anlatılacaktır).

Görüldüğü gibi; eskiden hiç para harcanmadan sağlanan giyim bugün ağır paralara mal olmaktadır. Yerli malı kullanma alışkanlığı teşvik edilir ve geliştirilirse giyim daha ucuza mal olabilir. Bunun gibi eskiden herkesin yağı sütü yumurtası kendi ürünü iken bugün bunlara para verenlerin sayısı bir hayli fazladır. Üreticilikten tüketiciliğe doğru hızlı bir geçiş göze çarpmaktadır. Kadınlar da bugün tamamen para ile çarşıdan giyinmektedir. Eskiden el dokuması yerli ürünlerle yarı yarıya giyinmek mümkündü. Kadınların eskiden giydiği elbiseler şunlardı:

Yallık/Yarlık: Kutnu denen kumaştan yapılırdı. Bu kumaşı pamuk ya da ipekle karışık kalın ensiz kumaş diye tanımlayabiliriz. Kadınlar bunu dört ucundaki ipleri vasıtasıyla yakalarına göğüslerinin üzerine takarlardı. Bugün kesinlikle yok oldu. Genç kızlar içinde belki adını bile duymayanlar vardır.

Çember(Cember): Yerli yazma'dır. Yemeni tipindedir. Karadeniz'e mahsus özel tip bir dokumadır. Hanımlar başını örtmede kullanırlar. Siyah üzerine beyaz renkte ince desenler yapılmıştır. Kadınlar arasında bu desenler pisik çavunu (kedinin ayak izi) veya dallı diye adlandırılmaktadır.

Tabla: Yukarıda anlattığımız çembere bir ilave ile değişik bir görünüm bir tür model olarak başa sarılan şekli. Tablada iç sargı çiçekli kısmı öne gelecek şekilde köşeli bir görünüm arzeder. Bu sargının açık bıraktığı kısımlar da diğer çember ile kapatılarak normal yazma şeklinde sarılır. Tabi bu tabla sarma işi biraz da beceri gerektirir. Düğün ve benzeri özel günlerde genç kızlar kendine göre daha usta bulduğu arkadaşlarına rica ederek kendi tablasının da güzel olabilmesi için yardım ister. Bugün bu kıyafet de yerini tamamen normal yazmaya bırakmıştır. Sadece özel gelin kıyafetinin bir parçası olarak gelinlere yine sarılmaktadır.

Fistan(Fisdan): Kadın elbisesidir. Vücudu yukarıdan aşağıya kadar örtmektedir. Kendine göre özel mahalli dikiş şekli vardır. Mahalli terziler bu ihtiyaca cevap vermektedir. Etekleri kıvrımlı yakaları kıvrımlı ve işlemelidir. Bu işleme makine ile yapılan zik-zak renkli dikişlerden ibarettir. Etekleri üst üste bindirilerek kırmalı dikilir.

Bel kısmı daha dar uzunluğu diz hizasına kadardır. Fistan henüz tamamen ortadan kalkmış değildir. Yine gelinlere giydirildiği gibi halktan da genç kız ve kadınlar ara ara giymektedirler. Bu tip fistanlar bugün dünya moda evlerinde Şoray modası Çingene modası adı altında piyasaya hakim olma yolundadır. Kıvrımlı tipleri bu yolla ağır paralarla satılmaktadır. Köydeki yerli kadın terzileri bunun çok daha iyisini dikmektedirler.

Kuşak(Guşak): Kadınların bırakamadığı bu gün de hala her kadının kullandığı hatta kullanmayanların belki biraz da ayıplanmasına sebep olan bir kuşamdır. Kuşak her dönemde para ile alınmış hiçbir zaman yerli olarak dokunmamıştır. Kuşak bele sarılır. Kalın dokumalı kırmızı-sarılı renkte ve yündendir.

Peştemal(Peşdambal): Kuşağın üzerine sarılır. Fistan hizası uzunluğundadır.Yana ve arkaya olmak üzere iki türlü bağlama şekli vardır. Fakat genellikle yana bağlanır. Peştemal iki türlüdür. Eskiden yerli dokuma yün olanları kullanılırdı ki bunun rengi siyah idi. Bu türleri artık yok oldu. Yerini para ile alınan ve genellikle Trabzon-İskefiye(Çarşıbaşı) köylerindeki aaagahlarda dokunan kırmızımsı ve beyaz renkte geniş çubuklu pamuklu dokuma olanı almıştır. Beyazının parlaklığına göre ve kırmızısının koyuluğuna göre kara peştemal(peştambal) ve beyaz peştemal olmak üzere bu da ikiye ayrılır. Bugün hep bu iki çeşit kullanılmaktadır.

Yörekbağı : Genç kızlar beline ve peştemalın üzerine sararlar. Tamamen yerli dokumadır. Ham maddesi renkli yün ipleridir. Genişliği iki santimi pek geçmez. Uzunluğu iki metre civarında olur(Kullanacak olanın bel genişliğine bağlıdır). Ucu aynı tür iplerle yapılmış püsküllerle donatılmıştır. Bugün artık kullanılmamaktadır.

İşlik / Yelek : Bugün yelek olarak bilinen bu giysinin eski adı işlik idi. Ancak işlik'le yelek arasında farklılıktan da söz edebiliriz: Yelek işliğin biraz daha geliştirilmiş şeklidir diyebiliriz. İşlik kadınların giydiği kollu bir tür ceket iken yelek; kolsuz renkli kumaşların ve üzerindeki nakışların bir kompozisyonudur. Yeleği yine mahalli terziler yapmaktadır.Yelek genç kızların zekle giydiği bir giysidir. Düğün-dernek gibi özel günler ve bayramlarda giyimin bir parçası olma özelliğini hala sürdürmektedir. Yelek önden düğmesizdir. Uzunluğu bel hizasındadır. İşlemeli kısmı daha çok ön ve etek kısımlarıdır. Son zamanlarda sarı rengin hakim olduğu yelek yaygınlaşmaktadır.

Ynt: Türk Kültüründe Giyim-kuşam By: @sen@ Date: June 10, 2011, 10:51:57 PM
Bu kıyafetlerin çoğu kullanılmıyor. Bu kültürde unutuluyor.

Bilgiler için teşekkürler.
Ynt: Türk Kültüründe Giyim-kuşam By: Tubaberfin Date: November 22, 2014, 12:07:07 AM
Kapsamlı bi çalışma olmuş emeğinize sağlık
Ynt: Türk Kültüründe Giyim-kuşam By: nafi Date: December 04, 2014, 03:52:57 PM
teşekkürler

SiteMap - İmode - Wap2