Arşiv Anasayfa Dersler
Sayfalar: 1
Varlık Felsefesi By: xxRuzqaRxx Date: January 15, 2008, 04:20:10 AM
A. Varlık Felsefesinin Konusu

 
Varlık felsefesinin konusu varlığın kendisidir. Varlık gerçek varlık ve düşüncel varlık olarak
ikiye ayrılır. Gerçek varlık, gerçekliğini nesnelerden, olaylardan, kişilerden alan varlıktır. Uzayda
yer kaplar, zaman içinde değişir ya da yok olur. Düşüncel varlık ise, duyularla algılanamayan,
uzay ve zaman dışı olan ve gerçekliği bulunmayan varlıktır. İşte varlık felsefesi de bu varlıkların
ne olduğunu, nasıl olduğunu, neden olduğunu araştıran felsefenin bir alanıdır.

 
1. Bilime Göre Varlık

 
Bilimler varlığı incelerken, nesneleri ve onlarla ilişkili
olan olayları gözler, anlamaya çalışırlar. Elde ettiklerinin de doğru olup olmadığını deneylerle
denetlerler. Böylece olaylar ve nesneler arasında değişmeyen, genel olan ve kanıtlanmış olan
ilişkileri, yani yasaları bulmaya çalışırlar.



2. Felsefe Açısından Varlık 

 
a) Metafizik – Ontoloji


Tarihsel açıdan bakıldığında,
felsefe varlık problemiyle başlamıştır. İlk defa Thales evrendeki her şeyin aslını yani ana varlığın
ne olduğunu aramış ve bunu mitolojiden farklı olarak "Ana varlık sudur" şeklinde
cevaplamıştır. Bu şekilde varlık sorunu doğanın soruşturulmasıyla başlamıştır. Metafizik ve
ontoloji aynı alanı ifade eden iki ayrı terimdir. Aristo'ya göre ontoloji varlığın ilk temellerini
ve ilkelerini araştıran bilgidir. Metafizik terimini ilk kullanan Rodoslu Andronikos'tur.
Aristo'nun eserlerini düzenlerken ilk felsefe ile ilgili olan yazıları da fizikten sonra gelen
anlamında metafizik adını vermiştir. Buna göre metafizik doğa ötesi sorunlarla ilgili akılsal
açıklamaları içeren bir felsefe disiplinidir. Varlık, Tanrı, ruh, ölümsüzlük, kader gibi felsefenin ilk
ve son sorunlarıyla uğraşır. Var olan asıl varlığı, ilk nedenleri, ilkeleri araştırır.

 
b) Geçmişten Günümüze Ontoloji

 
Ontoloji, görünüşlerin arkasında kalan
"kendinde varlığı" bir başka deyişle "mutlak olanı" arayan bir felsefe
disiplinidir. Varlığı yalnızca varolması açısından yani başka belirtilerini göz önüne almadan
kavramaya çalışır.

 
Varlığın bu anlamda araştırılması Aristoteles'e
kadar uzanır. Ancak ontolojiyi bir felsefe disiplini haline getiren Christian Wolff
(1679–1754) olmuştur. Wolff'un ontolojisi 18. yüzyılda deneysel bilime dayanan
ampirizm ile materyalizmin eleştirileri karşısında tutunamaz duruma gelince Kant, Hegel vr başka
bazı 19. yüzyıl filozofları daha kusursuz bir ontoloji geliştirmeye yöneldiler. 20. yüzyılda Yeni
Ontoloji akımının kurucusu Nicolai Hartmann bunu devam ettirdi. Nicolai Hartmann öznelciliğe,
akıl dışıcılığa, gizemciliğe karşı çıktı. Ontolojiyi deneysel temellere dayandırmaya ve bilimsel
bilgilerle bağdaştırmaya çalıştı.

 
Metafizik-Ontoloji varlığın arkasında daima bir
şeyler aramıştır. Görünüşteki varlığın arkasındaki "kendinde varlığı", "mutlak
olan"ı ortaya koymaya çalışmıştır. Örneğin Aristoteles'te varlığın arkasındaki bu son
şey "salt form"dur; Spinoza'da "Tanrı"dır, Kant'ta
"temel varlık", Hegel'de "mutlak ruh"tur. Günümüz ontolojisi ise
varlığı "en son şey " olarak görmekte ve "görünüş" ile "kendi
başına varlığın" bir "birlik" oluşturduğunu kabul etmektedir.

 
c) Metafiziğin Varlıkla İlgili Temel Soruları


Metafiziğin varlıkla ilgili temel
soruları şunlardır : - Varlık var mıdır? — Varlık değişken midir? Bir midir? Çok mudur?
— Varlık nasıl var olmuştur? — Evren nasıl oluşmuştur? — Varlık neden
böyledir, başka şekilde değildir? — Varlığın ana maddesi nedir? Evrende özgürlük var
mıdır? — Evren sonlu mu, sonsuz mudur? — Evrende amaçlılık var mıdır? 


B. Ontoloji Açısından Varlık

 
1. Varlığın Var Olup Olmadığı
Problemi

 
Varlığın var olup olmadığı ontolojinin temel problemlerinden biridir.
Bu probleme ilişkin görüşler iki ana başlık altında toplanır: Varlığın var olmadığını ve varlığın var
olduğunu kabul eden görüşler.


* Nihilizm: Kendisinden kuşku duyulamayan
hiçbir şeyin olmadığını öne süren ve maddesel gerçekliğin varlığını reddeden bir görüştür. En
önemli temsilcileri Gorgias ve Friedrich Nietzsche'dir.

 
* Taoculuk: Dış
dünyadaki varlıklar var olmasalar bile gerçekten var olan bir varlıktan söz edilebilir. Bu
Tao'dur. Tao, evrenin düzenidir; bütün olayların kendisinden çıktığı "sonsuz
öz" dür. Gerçek tüm çeşitliliğine rağmen tektir. Olaylar dış görünüşlerden başka bir şey
değildir, her şey görecelidir, aldatıcı dünya varlıktan yoksundur. Taoculuğun kurucusu Lao
Tse'dir.



* Realizm: Dış dünyanın gerçekten var olduğunu ileri
süren öğretidir. Bu öğretiye göre dış dünya bizden bağımsız ve nesnel olarak vardır.
 

2. Varlığın Ne Olduğu Problemi

 
Varlığı var olarak kabul eden
görüşler, varlığın ne olarak var olduğu problemi üzerinde faklı görüşlere ayrılmışlardır.
 
 
a) Varlığı oluş olarak kabul edenler


İlkçağ felsefesinde evrenin
sürekli bir değişim, akış ve oluş halinde olduğunu ileri süren ilk düşünür Herakleitos (M.Ö.
540–480)'tur. Ona göre evrenin ana maddesi ateştir. Ateşten oluşan her şey yine
ateşe dönecek, ama ateş yeniden her şeyi yaratacaktır. Evrende durağan hiçbir şey yoktur.
Her şey sürekli bir değişim, oluş içindedir. Doğa gibi insanın kendisi de bedeni ve ruhuyla
sürekli bir değişim halindedir. Herakleitos'a göre evren, boyuna akan, durmadan değişen
dönüşümlü olarak yok olup yeniden ortaya çıkan bir süreç bir oluştur.


Varlığı
oluş olarak kabul eden filozoflardan biri de Alfred N. Whitehead (1861–1947)'dir.
Ona göre evrende mekanik bir düzenin olduğu görüşü yanlıştır. Evren sürekli bir oluş içindedir.
Bu oluşta her şey birbirine bağımlıdır. Her varlık, var olmak için başka bir varlığa muhtaçtır.
Whitehead, evrende birbirini tamamlayan karşıt iki güç olduğu görüşündedir. Bu güçlerden biri
evrene "yaratıcılık" diğeri "süreklilik olanağı verir. Böylece evren, canlı bir oluş
olarak varlığını sürdürür. Whitehead bu görüşünü şöyle dile getirir: "Evrenin akıp
geçmekte oluşundan başka bir temel doğru yoktur."

b) Varlığı idea olarak
kabul edenler

 
Varlığın ilk ve en önemli ögesinin idea olduğunu öne felsefi
öğretiye idealizm denir. Varlığı idea kabul eden filozoflardan Platon, Aristoteles, Farabi ve
Hegel'dir.

 
* Platon (M.Ö. 427–347) : İdealizm kurucusudur.
Platon, varlık sorununu gerçek varlığın bir ve değişmez olduğunu ileri süren
Parmenides'in görüşleriyle Herakleitos'un oluş felsefesini birleştirerek çözmeye
çalışmıştır.

 
Platon'a göre birbirinden tamamen farklı iki dünya (evren)
vardır. Biri nesneler dünyası, diğeri idealar dünyasıdır. Nesneler dünyası sürekli olarak oluşan,
değişen ve yok olan objelerin dünyasıdır. İdealar dünyası öncesiz ve sonrasız (ezeli ve ebedi)
olan evrendir.


Platon'a göre günlük yaşamda görülen her şeyin (iyi,
güzel, insan, at, ağaç vb.) bir ideası vardır. Tüm ideaların üstünde yer alan "İyi
ideası"dır.


* Aristoteles ( M.Ö. 384–322) : Aristoteles de varlığın
ilk ve en önemli öğesinin idea olduğu görüşündedir.


c) Varlığı Madde Olarak
kabul edenler

Varlığın özünü madde olarak kabul eder. İdea cinsinden özlerin ise
ancak maddeye bağlı olarak varlığını sürdürdüğünü öne sürer.En Önemli temsilcileri ilk
çağ’da Naiv Materyalizmi temsil eden doğa filozofları
(Thales,Aneximenes,Aneximandros,Demokritos vb.),Yeni Çağ’da Mekanik materyalizmi
temsil eden La Metrie ve günümüzde diyalektik materyalizmi temsil eden K.Marx’tır. 

d) Varlığı hem madde hem de idea olarak kabul edenler

Descartes
tarafından temsil edilen bu yaklaşım idealizmle materyalizmi sentezlemeyi denemiştir. Ona göre
varlığın özünde bir değil iki cevher bulunmaktadır: madde ve idea.Bu ikisini birbirinden ayırmak
olanaksızdır.Bu yaklaşım iki cevher saptamasında bulunduğu için dualizm(ikicilik) adını alırken
diğer yaklaşımlar varlığın özünü tek cevherle açıkladıklarından tekçilik(monizm) adını almışlardır.


e) Varlığı fenomen olarak kabul edenler

Varlığı Fenomen kabul etme.
Edmund Husserl tarafından temsil edilen bu yaklaşıma öre insan varlığa değerler yükleyerek
yaklaştığından onun özüne hiç yaklaşamamaktadır.Varlığın özü değerlerden arındırılmış(ayraç
içine alınmış) salt varlığın kendisidir.Buna Husserl “fenomen” adını
vermiştir.Kısacası “fenomen” insanın varlığa yüklediği tüm değerliklerin
arındırılmasından sonra artakalan özüdür.

Ynt: Varlık Felsefesi By: femox Date: April 05, 2008, 03:00:23 PM
bilgi için tşkler..eline sağlık..
Ynt: Varlık Felsefesi By: resulbaba7553 Date: April 20, 2008, 07:47:41 PM
bilgilerin için tşkler abi
Ynt: Varlık Felsefesi By: mer_ve_g Date: May 04, 2008, 07:11:53 PM
bilqlier için saolll  tşklerrr
Ynt: Varlık Felsefesi By: By.CeZa Date: May 06, 2008, 02:41:07 AM
paylşım için teşekkürler..
Ynt: Varlık Felsefesi By: manyak_efe Date: May 06, 2008, 02:52:07 AM
Walla Lisede HOca HEp Anlatırdı Hepde Dalqa Geçerdik Hehehehe

Bilgiler İçin Tjk Emeqine Saqlıq Zuhahaha
Ynt: Varlık Felsefesi By: XxX_ebrush_XxX Date: May 24, 2008, 03:05:43 PM
paylşm için saol
Ynt: Varlık Felsefesi By: zizilita Date: June 21, 2008, 03:48:57 PM
teşekkürler

SiteMap - İmode - Wap2