Arşiv Anasayfa Kitaplar Hakkında Bilgi ve Özetler
Sayfalar: 1
Kimya Hatun / Saide Kuds By: Ziz!LiTa Date: August 14, 2008, 10:12:16 AM

Kimya Hatun // Saide Kuds

Eşi öldükten sonra Mevlana ile evlenen Kerra Hatun ünlü mutasavvafın haremine kızı Kimya Hatun'u da getirdi. Ve Şems-i Tebrizi Kimya ile aşkta yeni bir boyut buldu...

Mevlana'nın özel hayatının yanı sıra düşünce dünyasındaki değişime yakından tanıklık eden Kimya Hatun İrfan ve tasavvuf dünyasının iki dev isim Mevlana ile Şems'in arasındaki rabıtayı yakından tetkik etme şansına sahipti. Ancak bu eserin olaylara bakış yönü tasavvuf dünyasına gönül verenler için rahatsız edici unsurlar barındırıyor...

Mevlana Celaleddin-i Rumi ile evlenen Kerra Hatun'un kızı olan Kimya henüz çocuk yaşta girdiği Mevlana'nın hareminde büyür ve onun oğullarından Alaaddin'e duyduğu özel sevgiye rağmen Şems-i Tebriz'i evlenmeye mecbur kalır...

Yaşanan aşk macerası gerek Şems gerekse Kimya'nın manevi aleme bakışını derinden etkiler...

Bugün dünyanın rahmetle andığı ünlü mutasavvıflardan Mevlana'nın Şems'e olan sevgisinin haremindeki ailesini ve Konyalıları nasıl huzursuz ettiği her iki alimin yaşadığı günlerde nelerle mücadele etmek zorunda kaldıkları ise romanın başka bir yönü.

Saide Kuds tarafından kaleme alınan roman yayınlandığı tarihte İran'da büyük ilgi gördü ve ülkenin en prestijli ödülleri arasında yer alan 2006 Parwin Etasami ödülüne layık bulundu...

Roman Sonsuz Kitap tarafından Türkçe'ye kazandırıldı. Tercüme Veysel Başçı imzası taşıyor. Ancak Farsça gibi estetiği tartışılmaz bir dilde yazılmış üstelik İran'da ödüle layık görülmüş romanın Türkçesi malesef eserin şanına yakışmamış. Yalnızca tercüme değil editoryal manada da romana kötü not verdiğimizi belirtmekte yarar var...

Örneğin "Hatırlıyorum da eski günlerin aksine artık kendisi için iyi bir öğrenci olduğum Şemsettin'in Lala'sı bana bakıyor ve "Bu şeyh çağın tüm ilimlerini bilen bir dehadır. Yıllar boyu Şam ve Halep'te ilim öğrendi ve şu anda evinde ve medresesinde Konya'nın en muteber kütüphanesi mevcuttur" tarzı cümleler Farsça'nın şiirimsi anlatımının dilimize aksettirilemediğinin en somut göstergesi.

"Ne kadar da cik cik ötüyorlardı! Gagaları ise bayağı sivriydi ama tüm o zayıflıklarına rağmen insanın elini didikleyecek kadar cesurdular" gibi anlatım katliamları görmezden gelinemiyor..

Türkçe'de artık çoğunluğun kanıksar hale geldiği gereksiz "bir" ise" "ve" kullanma hastalığı da eserde üst düzeyde kendini gösteriyor..

Linkleri Üyelerimiz Görebilir. UslanmaM Üyeliği İçin Tıklayın
Önemli tarihi şahsiyetleri ve yaşanmış tarihi vakayı kendisine arka plan seçen bir romanda "Annem aslen Alehga Rumlarından olan Akdeşan Türklerinin reisinin kızıydı. Rum geleneğine has birtakım kültürel öğeleri vesvese yoluyla da olsa korumuşlardı" gibi garip bir secerenin hiç bir izah ve dipnota gerek görülmeksizin kullanımı da cabası...

Ama bu kusurlara rağmen özellikle manevi iklimin kendine has sorunlarını merak edenlerin ve kadın dünyasıyla yatkından ilgilenenlerin gözatmasında yarar olan bir eser... İslam aleminin böyle sorunları da mı varmış diye kitabı okuyacak olanlara romanın İran dünyasının yetiştirdiği bir kalemden çıkmış olduğunu ve feminen unsurlar barındırdığını da hatırlatmakta yarar var...


Link

   


SiteMap - İmode - Wap2