Arşiv Anasayfa İslam
Sayfalar: 1
İslam Ahlakı By: xxRuzqaRxx Date: January 15, 2008, 12:19:10 AM
İslâm Dini kadar güzel ahlaka önem veren bir
başka din veya düşünce sistemi göstermek mümkün değildir. Öyleki Peygamber Efendimiz
"İslâm, güzel ahlâktır" buyurmuştur. Hz. Peygamberin güzel ahlâka teşvik eden bir
çok güzel sözü vardır.


"Mü’minlerin îmanca en kamil olanı,
ahlâkI en güzel olanıdır" "İçinizden en çok sevdiklerim ve kıyamet gününde bana
en yakın olanlarınız, ahlaki en güzel olanlarınızdır" hadisleri bunlardan sadece ikisidir.
Kur’an-ı Kerim’de adalet, ahde vefa, affetme, alçak gönüllülük, ana-babaya
itaat, sevgi, kardeşlik, barış, güvenirlilik, doğruluk, birlik, beraberlik, iyilik, ihsan, iffet, cömertlik,
merhamet, müsamaha, tatlı dilli olma, güler yüzlülük, temiz kalplilik gibi güzel ahlâki hasletlere
teşvik eden ve zulüm, haksizlik, riya, haset, gıybet, çirkin sözlülük, asık suratlılık, cimrilik,
bencillik, kıskançlık, kibir, kin, kötü zan, israf, bozgunculuk... gibi kötü hasletlerden nehyeden
pek çok âyetin yer alması, Kur’an’da ahlaka ne kadar önem verildiğinin bir
göstergesidir.


Peygamber Efendimizin güzel ahlaka teşvik eden ve kötü
hasletlerden nehyeden hadisleri ise neredeyse bir kitap oluşturacak kadardır. O sadece bu
sözleri söylemekle kalmamış, güzel ahlaki bizzat yasayarak insanlara örnek olmuş ve
öğretmiştir.


Bu yüzden O’nun ahlaki, İslâm ahlakinin en güzel
tatbikatını oluşturmaktadır. İste bu sebeple burada peygamberimiz Hz. Muhammed’in
güzel ahlakından az da olsa sözetmek istiyoruz(*). Çünkü O gerçekten en güzel örnektir:


Peygamber Efendimiz güler yüzlü, nazik tabiatlı, ince ve hassas ruhlu idi. Kati
yürekli, sert ve kırıcı değildi. Ağzından sert ve kaba hiçbir söz çıkmazdı. Başkalarını tenkit
etmez, kimsenin ayıbını yüzüne vurmazdı. Yanlış ve hoşlanmadığı bir davranış görürse
"içinizden bazı kimseler, söyle söyle yapıyorlar..." Şeklinde, bu davranışları
yapanların kim olduklarını belli etmeden ve hiç kimseyi kırmadan yanlışı ve hataları düzeltirdi.
Kimsenin sözünü kesmez, konuşması bitinceye kadar dinlerdi. Tartışmayı sevmez,
sözügereğinden çok uzatmazdı. Kendini ilgilendirmeyen şeylerle meşgul olmaz, kimsenin gizli
hallerini araştırmazdı. Allah’a hürmetsizlik olmadıkça, sahsına yapılan kötülükleri, ne
kadar büyük olursa olsun, bağışlar, eline imkan geçince öç almayı düşünmezdi.


Son derece iffet ve haya sahibiydi. Bütün insanları eşit tutar, zengin fakir, efendi-köle,
büyük-küçük ayrımı yapmazdı. Her bakımdan kendisine güvenilirdi. Verdiği sözü mutlaka
zamanında yerine getirirdi. Dürüstlükten ayrıldığı, saka bile olsa yalan söylediği hiç
görülmemiştir. Bu yüzden O’na henüz peygamberlik verilmeden önce
"Muhammed’ül-Emin" denilmişti. Nitekim Peygamberliğini haber verdiği
zaman, iman etmeyenler bile O’na "yalancı, yalan söylüyor" diyememiştir. En
yakın akrabalarını safa tepesinde toplayıp onlari İslâm’a davet için, "Size su dağın
arkasında düşman atlılarının bulunduğunu söylesem, bana inanırmısınız?" dediği zaman:
"Hepimiz inanırız. Çünkü sen yalan söylemezsin" diye cevap vermişlerdi. Kendisi
böyle olduğu gibi, herkesin dürüst olmasını isterdi. "Doğruluktan ayrılmayınız, çünkü
doğruluk, iyilik ve hayra götürür. İyilik ve hayır da, kişiyi Cennete ulaştırır. Kişi doğru söyleyip
doğruluğu aradıkça, Allah katında sıddıklar zümresine yazılır. Yalan sözden ve yalancılıktan
sakınınız; Çünkü yalan insani kötülüğe sevkeder. Kötülük de kişiyi Cehennem’e
götürür. İnsan yalan söylemeğe ve yalan aramağa devam ede ede, Allah katında nihayet
yalancılardan yazılır" buyurmuştur.


Rasûlüllah (s.a.v.) insanların en
cömerdi ve en kerimiydi. Eline gecen her şeyi muhtaçlara dağıtır, kimseyi eli boş çevirmezdi. (*)



Peygamberimizin ahlakini özetleyen bu kısım. Kısmî tasarruflarla İrfan
YÜCEL’in "Peygamberimizin Hayati" adli eserinden iktibas edilmiştir. Son
derece mütevâzı ve alçak gönüllü idi. Bir topluluğa geldiğinde, kendisi için ayağa kalkılmasını
istemez, nereyi bos bulursa, oraya otururdu. Arkadaşları arasında otururken ayaklarını
uzatmazdı. Arkadaşları her işini yapmayı kendileri için şeref ve cana minnet saydıkları halde,
bütün islerini kendi görür, ev islerinde hanımlarına yardim ederdi. Methedilmesini ve aşırı hürmet
gösterilmesini istemezdi. Fakir kimselerle düşüp kalkmaktan, yoksulların, dulların, kimsesizlerin
islerini görmekten zevk alırdı. Bulduğunu yer, bulduğunu giyer, hiç bir şeyi beğenmemezlik
etmezdi. Yiyecek bir şey bulamayınca, aç yattığı da olurdu.


Bütün islerini tam
bir düzen ve nizam içinde yapardı. Namaz ve ibadet vakitleri, uyku ve istirahat için ayırdığı
saatler, misafir ve ziyaretçilerini kabul edeceği hep belliydi. Vaktini boşa geçirmez, her ânini
faydalı bir isle değerlendirirdi. "İnsanların çoğu, iki nimetin kıymetini takdirde aldanmışlardır:
"Sıhhat ve boş vakit", buyurmuştur.


İnsanı en yakından tanıyan,
onun iç yüzünü ve bütün gizli hallerini en iyi bilen, şüphe yok ki eşidir. Rasûl-i Ekrem (s.a.v.) ilk
vahiyden sonra gördüklerini anlattığı zaman eşi Hz. Hatice:


"Allah’a yemin ederim ki, Cenâb-ı Hak hiç bir vakit seni utandırmaz. Çünkü sen
akrabanı gözetirsin, işini görmekten aciz kimselerin ağırlıklarını yüklenirsin, fakire verir, kimsenin
kazandıramayacağını kazandırırsın. Müsafiri ağırlarsın, Hak yolunda herkese yardım
edersin..." diyerek O’nun peygamberliğini hemen kabul etmiş, en küçük tereddüt
göstermemiştir.


Çocukluğundan itibaren Medine’de 10 yıl hizmetinde
bulunan Hz. Enes: "Rasûlüllah (s.a.v)’e 10 yıl hizmet ettim. Bir kere bile canı
sıkılıp, öf, niçin böyle yaptın, neden şunu yapmadın, diye beni azarlamadı" demiştir.


Peygamber Efendimizin bizzat yaşayarak, uygulayarak çizdiği bu ahlaki tablo,
hiç şüphesiz İslâm ahlâki hakkında bir fikir vermektedir.


*Kendisi için
istediğini başkası için de istemek, kendisi için arzulamadığını başkaları için de arzulamamak,


*Olduğu gibi görünmek ya da göründüğü gibi olmak,


*Küçüklere sevgi büyüklere saygı,


*Affetmek, hoşgörülü davranmak,
başkalarının kusurlarını araştırmamak,


*Öfkeye hakim olmak,


*Sözünde durmak, ahde vefa göstermek,


*Doğruluk ve dürüstlükten
zerrece taviz vermemek,


*Güvenilir olmak,


*Kibirden
gururdan sakınmak mütevazî olmak,


*Cimrilikten, tamahtan uzak
durmak,cömert olmak,


*Her hususta sabırlı olmak,


*Asla
adaletten ayrılmamak,


*Maddi ve manevi temizliğe riayet etmek,


*Allah’ın kendisine verdiği sağlığına ve sıhhatine çok dikkat etmek,


*Boş vakitlerini hayırlı işlerde değerlendirmek,


Ve benzeri yüzlerce
muazzam ahlâkî prensibe özenle yer veren İslâm ahlakını her yönüyle tanımak için bu konuyu
geniş olarak inceleyen eserlere müracaat etmek gerekmektedir.
Ynt: İslam Ahlakı By: kuCuq_a$!q Date: January 16, 2008, 03:45:57 PM
bence isLami ahLak coq güzel birsey Gülmek :)) paylasim iCin coq coq saqoL canim benim =)
Ynt: İslam Ahlakı By: [B][R][N] Date: February 05, 2008, 12:30:13 PM
Güzel paylaşım tşkler..
Ynt: İslam Ahlakı By: Hayabusa Date: April 07, 2008, 03:30:51 PM
Güzel Bilgiler Saol Paylastıqın İçin
Ynt: İslam Ahlakı By: By.CeZa Date: April 17, 2008, 10:28:39 AM
bilgiler için teşekkürler..
Ynt: İslam Ahlakı By: LadyEsmer Date: April 18, 2008, 10:17:58 PM
Bilgiler Icin Saol....Emegine Saglik....

SiteMap - İmode - Wap2