Arşiv Anasayfa İlköğretim
Sayfalar: 1
Türkçenin Tarihi Gelişimi By: [MasaL] Date: August 13, 2008, 03:44:20 PM
TÜRKÇENİN TARİHİ GELİŞİMİ
Türk dilinin oluşumunu yedi aşamada tamamladığı görüşü yaygındır:
Altay Çağı: Türkçe Altay çağında henüz ayrı bir dil niteliğini kazanmamıştır. Moğolca ve öteki akraba dillerle birlikte bir Ana-Altayca içinde bulunmaktadır.
En Eski Türkçe Çağı: En eski Türkçe çağında Türkçenin Ana-Altaycadan ayrıldığı düşünül-mektedir. Böylece Türk Moğol Mançu-Tunguz hatta Kore ve Japon dilleri ortaya çıkmıştır.
İlk Türkçe Çağı: İlk Türkçe çağındaysa Türkçe artık gelişmiş diğer akraba dillerden ayrılmış bir dildir. Hunların konuştuğu Türkçe bu çağda kendini göstermiştir.
Eski Türkçe Devresi: Bu devre başlangıçtan 10. yüzyıla kadar olan zamanı kapsamaktadır. Bu devrenin bilinen ilk metinleri 8. asırda dikilmiş olan Orhun Anıtları’dır. Orhun Anıtları'nda Göktürk alfabesi kullanılmıştır. Anıtlarda mükemmel ve işlenmiş bir dille karşılaşıyoruz. Bu ise Türk yazı dili-nin daha eski devirlerde meydana gelmiş olduğunu göstermektedir. Elimizde belgeler bulunmadığı için bu hususta fazla bir şey söyleyemiyoruz.
Eski Türkçeden daha gerisi karanlık devirdir. Burada dilimiz Çuvaşça ve Yakutça ile buluşur. Çok daha geride de Türkçe mensup olduğu öteki Altay dilleri ile yani Moğolca ve Mançuca ile birleşir.
En eski yazılı kaynaklarımız olan Orhun Anıtları'nda Bilge Kağan’ın kardeşi Kül Tigin’le bera-ber Çinlilere karşı yaptıkları savaşlar ve Türk milletinin bütünlüğünü sağlamak için verdikleri müca-deleler anlatılır. Anıtlarda kuvvetli bir hitabet üslubu dikkati çekmektedir. Orhun Anıtlarının yazarları Vezir Tonyukuk ile Yolluğ Tigin’dir. Eldeki belgelere göre bunlar Türklerin en eski yazarlarıdır.
Eski Türkçe döneminin Göktürk Anıtları'ndan sonraki yazılı ürünleri Uygur Türkçesi eserleridir. Uygur Türkleri Soğd yazısını ve Mani ile Buda dinlerini kabul etmişlerdir. Bu dönemde verilen eserle-rin tamamı Mani ve Buda dinleriyle ilgilidir. Büyük bir kısmı Turfan kazılarında ele geçen bu eserle-rin başta gelenleri Altun Yaruk ve Sekiz Yükmek’tir. Bu eserlerde Buda’nın hayatı Buda dininin esasları anlatılmış bazı dualara yer verilmiştir.
Demek ki Eski Türkçe Devresi kendi arasında Göktürk Türkçesi ve Uygur Türkçesi olmak üzere ikiye ayrılmaktadır.
Orta Türkçe Devresi: Bu devre 10. yüzyıldan 13. yüzyıla kadar olan zamanı içine almakta-dır. Bütün Türkler bu dönemde Karahanlı Türkçesini kullanmışlardır. Tabii ki bunu yazı dili için söylüyoruz. Bu devrede gerek Türk dilinde gerekse Türk kültüründe önemli değişmeler olmuştur. İslamiyet resmen kabul edilmiş ve alfabe olarak Arap harfleri alınmıştır.
Orta Türkçenin ilk yıllarına ait olan Kutadgu bilig Divanü Lügat-it Türk ve Atabet-ül Hakayık adlı eserler Ilk İslami Türk eserleri olarak bilinmektedir.
Kutabgu Bilig Yusuf Has Hacip tarafından 1069 yılında tamamlanmış ve Karahanlı hükümdarı Tabgaç Buğra Han’a sunulmuştur. Eserin adı “Kutlu Olma Bilgisi” şeklinde günümüz Türkçe’sine aktarılabilir. Kutabgu Bilig devleti idare edenlerin nasıl davranmaları gerektiğini halkın ideal bir devlet tarafından nasıl mutlu edilebileceğini insanların toplum içerisindeki görev ve sorumlulukla-rının neler olduğunu anlatan dini ahlaki ve sosyal görüşlerin ağır bastığı manzum bir eserdir ve 6645 beyitten oluşmaktadır. Dil ve kültür tarihi bakımından çok önemli bir kitaptır.
11. yüzyılda yazılmış olan eserlerden birisi de Kaşgarlı Mahmud’un Divanü Lügat-it Türk adlı eseridir. Kaşgarlı Mahmut bu eserini Araplara Türkçe öğretmek amacıyla kaleme almıştır. Aslında bir lügat olan Divanü Lügat-it Türk’te örnek olarak verilen halk şiirleri atasözleri deyimler dil ve kültür tarihimiz bakımından son derece önemlidir. Kaşgarlı Mahmut aynı zamanda ilk Türk dili bilginidir. Eserini “Türk dili ile Arap dilinin at başı yürüdükleri bilinsin” diye yazdığını söylemektedir. “Türk dilini öğreniniz çünkü onların uzun sürecek bir saltanatı olacaktır” hadisini zikreder Kaşgarlı ilk Türkçü yazarlarımızdandır.
12. yüzyılın başında meydana getirildiği sanılan Atabet-ül Hakayık Edip Ahmet tarafından yazılmıştır. Öğretici mahiyette dini-ahlakî bir eserdir. Edip Ahmet dinin faziletlerinden ilimden cimrilikten cömertlikten vb. bahsetmiştir. Eser dörtlükler halinde düzenlenmiştir.
Yeni Türkçe Devresi: Bu devre 13. yüzyıldan 20. yüzyıla kadar olan zamanı ihtiva etmek-tedir. 13. yüzyılın sonlarına doğru Doğu ve Batı Türkleri arasında yeni ve birbirinden farklı yazı dil-leri meydana gelmeye başlamıştır. Doğu Türkçesi Eski Türkçenin ve Karahanlı Türkçesinin bir deva-mı olarak ortaya çıkmıştır. Doğu Türkçesi Orta Asya müşterek Türkçesi demektir. Batı Türkçesi iki koldan gelişmiştir. Bunlar Osmanlı ve Azeri Türkçeleridir. Bunlar arasındaki fark 15. yüzyılın sonla-rında görülmüştür.
Doğu Türkçesinin bir de Kuzey kolu bulunmaktadır. 15. yüzyıla kadar devam etmiş olan bu dile Kıpçak Türkçesi diyoruz. Kıpçak Türkçesi eserlerine Kuzey Afrika’da ve Mısır’da rastlanmaktadır. Daha sonra Kıpçak Türkçesi Oguz Türkçesi ile birleşmiştir.
Eski Türkçenin devamı durumunda olan Doğu Türkçesi 15. yüzyıldan itibaren Çağatay Türkçesi diye de adlandırılmıştır. Bu yazı dili 15. yüzyılda Ali Şir Nevai tarafından kurulmuş ve geliş-tirilmiştir. 16. yüzyılda Babür Şah Çağatay Türkçesinin en önemli temsilcisi olmuştur.Çağatay Türkçesinin yerinde bugün Özbek Türkçesi bulunmaktadır.
Modern Türkçe Devresi: Bu devre 20. yüzyılı kapsamaktadır. 20. yüzyılda önemli yazı dilleri olarak Türkiye Türkçesi  Özbek Türkçesi Türkmen Türkçesi Kazak Türkçesi vb. görüyoruz.

Ynt: Türkçenin Tarihi Gelişimi By: RiZeLi_MeHMeT Date: February 10, 2009, 06:36:44 PM
Tarih Dersinde Gecen Sene Görmüşdük ..

SiteMap - İmode - Wap2