Arşiv Anasayfa Kitaplar Hakkında Bilgi ve Özetler
Sayfalar: 1
Gerçekten Beni Duyuyor Musun? - Leyla Navaro By: By.CeZa Date: August 08, 2008, 12:32:39 PM


Kitapta Yer Alan Önemli Konu Başlıkları :

• Anne Babalık Sanatı
• Çocuğunu Kabul Edebilmek
• Kabul Edilmez Davranışlara Engel Olmak
• Nasıl Bir Disiplin?
• Çocuklar Neden Söz Dinlemez?
• Çocuğu Dinlemek
• Anne Babanın Kızgınlığını Duyurması
• Karşılıklı Güven


Kitabın Konusu:

BENİ DUYUYOR MUSUN? Leyla Navaro’nun özgün bir eseridir.

Alışılmış Çocuk Gelişimi kitaplarından farklı, taze bir bakış açısından anneye ve çocuğa bakan,

okurla konuşan, dertleşen, yaşayan bir kitap.


Bu bir el kitabıdır; yani, zaman zaman okunan, tekrar okunan, arada bir başvurulan bir destek kaynağı.

Bu el kitabı, Navaro’nun kendi tecrübeleri, akademik çalışmaları ve

yönettiği grup faaliyetleri sonucu oluşturduğu geniş bilgi ve sezgilerinin ürünüdür.


Yazar aile içi iletişim kitabı olan bu eseri yazmadan önceki çalışmaları boyunca rastladığı pek çok sorunun kökeninden,

insanların birbirini yeterince duymadığını, duyamadığını gözlemlediğini şu sözlerle ifade ediyor.


“ Çünkü, sadece söylenen sözcükleri duymak 'gerçekten' duymak anlamına gelmiyor.

Çoğunlukla söylenenleri, sarfedilen sözcükler seviyesinde diller ve benzer seviyede de yanıtlarız.

Oysa, özellikle sorun zamanlarında söylenenler, yani duygu yüklü mesajları,

söylenildiği gerçek anlamlarıyla duymayı bilebilmektir.

Sözcüklerin 'gerçekten' söylemek istediğini 'duyabilmek' için, eğitilmiş bir kulağa ihtiyaç vardır...

Acı deneyimlere yol açan pek çok sorunun kökeninde,

insanların birbirini gerçekten duymaması, duyamaması yatmaktadır.

Çünkü sadece söylenen 'sözcükleri' duymak, sözcüklerin ardındaki duygu dolu mesajları alamamak,

yanıtların da yüzeyde kalmasına yol açar; bu durum ise iletişimin engellenmesi anlamına gelir.

Önem verdiğimiz insanlarla ilişkilerimizin onarılmaz yaralar almasını engellemenin tek yolu,

doğru iletişim kurmayı bilmektir. Doğru iletişim kurmanın yolları öğrenilebilir…”


İşte bu eser, sevdiklerimizi ve önemsediklerimizi 'gerçekten' duyup

kendimizi de daha içten bir biçimde duyurabilmemiz yolunda, bize önemli ipuçları vermektedir.


***


Kitabın Özeti:


"Gerçekten Beni Duyuyor musun" Leyla NAVARO' nun aile içi ilişkileri konu alan özgün bir eseridir.

Kitap çocuk gelişimi kitaplarından farklı olarak değişik bir bakış açısından anneye ve çocuğa bakan,

okurla konuşan ve dertleşen bir kitap niteliğindedir.


"Gerçekten Beni Duyuyor musun" ilk basımından itibaren pek çok okur tarafından anne, baba ve iletişim uzmanından;

anne / baba olma sanatında,

çocukla ilişkinin niteliğine öncelik tanımanın önemine inanmanın, karşılıklı saygı ve özen gösterildiğinde,

sorunların bir miktar azalacağını da kanıtlar nitelikte olumlu izlenimler almış bir iletişim kitabıdır.

Yazar kitabında; anne ve babalık sanatı ile başlayan, çocukları kabullenme, davranışlara verilen tepkiler ve disiplin ortamında

karşılıklı güvene dayanan çeşitli bölümleri irdeleyerek problemleri ve davranış biçimlerini ortaya koymuştur.

Leyla NAVARO' nun kitabında irdelediği konuların bir bölümü aşağıda sunulmuştur.


Anne / Babalık Sanatı

Çünkü Anneyim…

"(…) Anne olmayı bana kimse öğretmedi. Bildiklerimi kendi annemden, ailemden, arkadaşlarımdan, birazda gazete, mecmua, TV ve bazı kitaplardan okuyorum… İstiyorum ki çocuklarım akıllı, terbiyeli, başarılı, mutlu, herkesin sevip beğendiği çocuklar olsun… Onlar da büyüdüklerinde beni sevgi, övgüyle ansınlar. Onlara ne iyi baktığımı, nasıl büyüttüğümü, ne çok fedakârlıklara katlandığımı anlatsınlar… Onları hayata hazırlayayım, birçok şey öğreteyim, her zaman sevgi dolu, sabırlı, anlayışlı bir anne olayım… Ama bu bazen öyle zor ki… Bütün iyi niyetlerime rağmen her şey istediğim gibi olmuyor… Bir bakıyorum ki istemeden çocuğuma kızmışım… Onu azarlıyorum, deliler gibi bağırıyorum. Hatta arada sırada el kaldırıp dövdüğüm bile oluyor… Sonradan yaptığıma öyle pişman oluyorum ki çok da üzülüyorum. Bu küçük, savunmasız yaratığı nasıl vurdum? Nasıl el kaldırdım? Hani onu o kadar seviyordum? Ben ne biçim anneyim? Kendimi yiyorum… Ama elimde değil… Bazen öyle sabırsız… Öyle sinirliyim ki… Yapmam gereken bir sürü iş var, hepsini de yetiştirmek istiyorum… O an en küçük bir yaramazlığı, bir söz dinlememeyi dahi kaldıramıyorum… Öyle özeniyorum ki şu sabırlı annelere, hiç kızmayan, sinirlenmeyen, hoşgörülü, her zaman güler yüzlü olan annelere… Ama ben yapamıyorum… Neden? Çünkü Ben de İnsanım…"

"Evet, anneler de insandır… Anne simgesi hepimizin gözünde sabırlı, hoşgörülü, verici, fedakâr, kendini hiç düşünmeyen, güler yüzlü, sadece başkalarını ve çocuğunu düşünen, çocuk bakımı, eğitimi, psikolojisi hakkında her şeyi bilen veya bilmesi gereken, bilmesi beklenen, hiç kızmayan, sinirlenmeyen, kocaman yürekli süper kadınlar halinde canlanır. Anne her zaman evde, her zaman hazır, çocuğunu bekler, hiç kendi işleri ile meşgul olmaz, çocuğununkilere hep öncelik tanır, bundan dolayıdır ki sinirlenmez, kızmaz, üzülmez, her şeyi sabırla dinler, çocuğa nasıl bakılacağını, nasıl besleyeceğini, nasıl konuşacağını bilir, çünkü anne evde doktordur, anne hemşiredir, pedagogdur, psikologdur, aynı zamanda öğretmendir, dadıdır, çok da iyi bir aşçıdır, hizmetçidir ve arkadaştır, dert ortağıdır, ama aynı zamanda disiplini sağlayan otoritedir de vs… vs… vs… ve anne, bütün bunları kızmadan, sinirlenmeden, sabırla, daima güler yüzle yapar… Söyler misiniz? Böyle bir anneyi tanıyan var mı?"

"Çalışan bir anneyim. Oğlum eve gelince yardımcı kadın onu karşılıyor, kahvaltısını veriyor. Ben ise akşam 7'de eve dönmüş oluyorum… Bakıyorum her şey yolunda, çocuk da iyi. Ama ben rahat değilim… Çocuğumla fazla beraber olamadığımı, okuldan dönünce onu karşılamadığımı düşünerek huzursuz olmaktayım. Sürekli evde oturan, çocuğuyla beraber olan annelere çok gıpta ediyorum… Vs… vs… vs…"

"Bütün bunlar ideal anne simgesine kendini kıstırmış, mükemmel anne olması, her şeye yetişmesi, her sorunu kendi halletmesi, gerektiğinde kendini koşullandırmış kadınların yaşadığı huzursuzluğu, sıkıntıları yansıtmıyor mu ?"

"Günümüzün değişen değer ve yöntemlerine ayak uydurabilmenin ve çocuğa uygulanacak eğitimi sağlam bir temele oturtmanın en etkin yolu, anne / babalık ve çocuk eğitimi konularında kişinin kendini aydınlatması, eğitmesidir. Aslında annelik ve babalık, yeteneklerimiz olsun olmasın, hepimizin hayatın gidişatı içersinde, uygulamakta olduğumuz bir meslektir. Hatta bazı meslekler yaşam süresince değiştirilebildiği halde, anne babalık mesleği yaşamın aşağı yukarı 20 yılı, günün 24 saati ve hemen hemen tatilsiz icra edilen bir meslektir.

Diğer mesleklerde yetenekler göze alınsa da, anne babalıkta yeteneklerin olup olmadığı söz konusu değildir. Diğer meslekler deneme yanılmayı kaldırabilir, ancak anne babalık mesleğinde deneme yanılmaların sonucu ne yazık ki çok ciddidir. Bütün bunlar göz önünde tutulduğunda, anne babalık mesleğini ciddiye alan, öğreten bir okul, kurum veya hiç değilse okullarda ders olmaması şaşılacak bir durumdur. Aslında, anne babalık, meslekten de öte, bir sanattır.

Ancak anne ve babalık sanatı öğrenilebilir. Günümüzde, insan bilimleri, psikoloji, pedagolojinin ilerlemesi ile çocuk yetiştirilmesi ve eğitimine daha bilinçli bir bakış açısı gelmiştir.

Bu kitapta varmaya çalıştığımız amaç, şimdiye kadar uzmanlarca bilinen etkili iletişim yöntemlerini anne babalara da ulaştırabilmek, aile/çocuk arasındaki sorunların önemli bir kısmını teşkil eden iletişim bozukluklarını ortadan kaldırmaya çalışmaktır. Ayrıca, çocuğun olumsuz, yaramazlık veya söz dinlememe olarak nitelenen davranışlarına değişik bir bakış açısı ve yaklaşım tarzım ettirilerek sorunları farklı bir şekilde çözmeye çalışmaktır."


***


Kitap hakkında kişisel görüşler:

“Bu kitabın, onu okuyan, bir el kitabı olarak ona sık sık başvuran anneler için çok yararlı olacağından eminim. Babalar da bu kitaptan aynı derecede yararlanabilirler. Esasen ana-baba arasındaki anlayış birliği ve tutarlılık, çocuğun yetiştiği ortamın sağlıklı olması için çok önemlidir. Bununla birlikte küçük yaştaki çocuğun yetişmesinde genellikle anneler daha ön planda olduğu için kitap daha ziyade anneye yöneliktir.

En değerli varlıklarımız olan çocuklarımızın yetiştirilmesi bilgi, sezgi, sevgi, akılcı ve tutarlı davranış gerektiren zor bir sanattır. Bu sanatı yeterince gerçekleştirebilmek için hepimizin öğreneceği birşeyler vardır. Babadan görme usullerin geçersizliği ortadayken, bunların yerini alacak bilimsel verilere dayanan, aydınlatıcı, yol gösterici yayınlar azdır. Leyla Navaro’nun kitabı bu eksikliği giderebilecek önemli bir yapıttır. Gönül arzu eder ki her anne baba bu kitabı okusun.”

Prof Dr.Çiğdem Kağıtçıbaşı İstanbul, 1987



Kitabın Ana Fikri:

Yakın çevremizle ve toplumsal ilişkilerimizde “Gerçekten Sesimizi Duyurmak ve Bizi Anlamalarını İstiyorsak ” Yalnızca sözcükleri temel alan bir iletişim yerine, sözcüklerin altında yatanları kavrayarak, doğru iletişim kurmayı öğrenmemiz gerekiyor.

Çünkü sadece söylenen 'sözcükleri' duymak, sözcüklerin ardındaki duygu dolu mesajları alamamak, yanıtların da yüzeyde kalmasına yol açar; bu durum ise iletişimin engellenmesi anlamına gelir

Sesimizi duyurmanın yanında başkalarının söylediklerini de duyabilmenin, çevremizle olan ilişkilerimizde, anlaşılabilmenin yanında onları da anlamaya çalışmamızın ne kadar önemli olduğunu, kavramamız gerekiyor…

Kendimizi ifade ederken, kullanacağımız sözcüklere gereken önemi vererek konuşabilmeliyiz. Çünkü dilin en önemli görevi onu kullanan insanlar arasındaki anlaşmayı sağlamaktır. Söylenmek istenen her şey; açık, yalın ve anlaşılır biçimde dile getirilmelidir.
Önem verdiğimiz insanlarla ilişkilerimizin onarılmaz yaralar almasını engellemenin tek yolu, doğru iletişim kurmayı bilmektir.
Doğru iletişim kurmanın yolları öğrenilebilir. Bunun öğrenmenin zamanı ve yaşı yoktur. Yeter ki kendimize ve çevremizdekilere önem vermenin gereğini kavrayalım ve içimizde yaşattığımız sevgimizi ve ondan yeşeren içtenlik dolu sözcüklerimizi yaşamımızın her anında öne çıkaralım…
Link

   

Ynt: Gerçekten Beni Duyuyor Musun? - Leyla Navaro By: ...hulya... Date: January 07, 2011, 05:55:24 PM
teşekkürler Gülmek :)

SiteMap - İmode - Wap2