Arşiv Anasayfa Kitaplar Hakkında Bilgi ve Özetler
Sayfalar: 1
Sırlar, Hayaletlerle Dolu Gotik Hikâyeler By: By.CeZa Date: August 07, 2008, 06:48:47 PM
İngiliz yazar Diane Setterfield'ın çok satanlar listesinden inmeyen On Üçüncü Hikâye adlı ilk romanı, gerçekle kurgu arasında, sırlarla dolu hikâyeleri anlatıyor.

Dilimize On Üçüncü Hikâye olarak çevrilen romanın 'sır'ları gibi yazarın da birçok sırrı olmalı... İyi bir okur, bu sırların başında klasik hikâyelere ait üç temel öğenin yer aldığını anlamakta zorlanmayacaktır: Güçlü bir hikâye, akıcı bir dil, tutkulu garip bir ilişki ve hikâye anlatan karakterin cesur girişimlerle gerçeği araması... Yazar, akıcı bir dil kullanarak betimlemeler yapıyor. Bu da iç içe geçen hikâyelere ayrı bir güç veriyor. Hikâyede geriye kalan her şey gizemli bir 'ses'ten başka bir şey değil. Çünkü yazarlar, peri masallarındaki gizemli sesleri duyar ve bu sırları yazarlar... Tıpkı roman kahramanı Vida Winter ve amatör biyografi yazarı Margaret Lea'nin yaptığı gibi... On Üçüncü Hikâye'yi etkileyici kılan gerçek ile kurgu arasındaki tuhaf ilişkidir. Aslında bir roman kahramanı olan Vida Winter, sayfalar ilerledikçe Setterfield'ı aşıp, tüm romanı sahipleniyor. Bir süre sonra da yaşlı yazar Winter'ın anlattığı hikâyeleri de geçerek, romanı sarmaladığına tanık oluyoruz. Bu arada Margaret Lea'nın ilginç ve yaratıcılığını tetikleyen dramının da tüm hikayelerin kaynağı olduğunu fark ediyoruz. Tabii roman yalnızca bunlardan ibaret değil... Winter'ın anlattıklarının ne kadarının doğru, ne kadarının uydurma-kurgu olduğu da büyük bir merak konusu... Ve öyle bir an geliyor ki tüm bunlar olurken gerçek ile kurgu arasındaki ince çizgi gittikçe flulaşıyor. Bir sürü sonra da yok oluyor.

İKİ KADININ ÖYKÜSÜ
Diyebiliriz ki, Diane Setterfiel, ilk romanında; sırlar, hayaletler, kitaplar, aileler ve kışı anlatan zengin hikâyeler kaleme alıyor. İç içe geçen öyküleri birbirine bağlayan iki kadın karakter var: Ünlü yazar Vida Winter ve yaşamı bir şekilde Winter'la birleşen amatör biyografi yazarı Margaret Lea. Yazar, karakterleri hakkında şunları söylüyor: "Bir gün Bayan Winter'ın sesini duydum. Uzun bir süredir çalışıyordum, ama yine de mutsuzdum. Biyografi yazarı Margaret ise sessiz ve çekingendi. Çok zorlu bir kişiliği vardı ve içine kapalı bir kızdı. Benden sakladığı bir şeyler olduğunu söyleyebilirim, ama bunun ne olduğunu söyleyemem. Bu kitap ve karakterler beni çok sinirlendirdi. Bir yıl hiçbir şey yapmadım. Sonra derin bir nefes aldım ve tekrar yazmaya oturdum. Onları yalnız bırakamazdım. Bu karakterlerin hikâyelerinin anlatılmasını hak ettiklerini hissediyordum." Setterfield'ın romanı, aynı zamanda bir 'sevgililer' kitabı. Olayların birçoğu, kütüphane ve kitapçı dükkânlarında geçiyor. Ailenin ruhsal durumunu anlattığı pasajlar, öylesine ustalıkla yazılmış ki okuru ürkütmeyi ve hikâyenin içine çekmeyi başarıyor. Hikâyede trajedi, romantizm, bataklık, karanlık ve fırtınalı geceler var. Roman bir bakıma da edebiyatın bütün büyük eserlerine saygı duruşunda bulunuyor. Kitabın en önemli özelliği, hikâyelerin romana güç kazandırması; Vida Winter'ın yazdığı hikâye ve romanların gücü, asıl romanda da öne çıkıyor. Bir karakter, bir hikâyede kaybolurken siz de kendinizi hikâyenin içindeki hikâyede onunla kaybolmuş olarak buluyorsunuz. Çünkü kayıp karakterin hikâyesi, aslında romanın da hikâyesi...


Link

   


SiteMap - İmode - Wap2