Ölüm Dansı By: Sahin_07 Date: August 07, 2008, 06:15:44 PM
O şaman, baykuş adam,
Taktı bir zamanlar kazandığı
parlak, sarı tüyleri
Sonra kararlaştırdı, insanları bir araya
toplayıp dans ettirmeyi.
Sonunda, çığırtkan gitti tepeye
ve duyurdu bunu.
Ve çağırdı tüm insanları.
Duydu ülkedeki herkes onu
ve yola çıktı hemen
Tekskalapa'ya, kayalık ülkedeki kente varmak için.
Tümü geldi,
hem soylular, hem de halk,
genç kadınlar ve genç erkekler,
o kadar çoklardı ki anlatılmaz,
çok kalabalıktılar.
Ve sonra başladı o şarkısına.
Davulunu çaldı,
tekrar tekrar.
Onlar da katıldılar dansa.
Sıçradılar havada,
ellerini birleştirerek kenetlendiler,
Döndüler ve çok mutluydular.
Şarkı sarsılıyor
ve kırılıyordu havada,
geri dönüyordu uzak tepelerden, bir yankı halinde
ve bırakmıyordu kendini.
O söyledi, düşündü
ve yanıtladılar onu.
Planlarken bunu kendisi, duydular dudaklarından.
Başladı söylemeye gün doğmadan
ve sürdürdü gece yarısına kadar.
Ve dans ederken
hep birlikte
en tiz seslerle
birçoğu attı kendini kayalıklardan
vediye.
Öldüler tümü ve taşlaştılar.
Ötekiler, üstündekiler köprünün
düştüler aşağı,
taş olsa bile köprü
şaman kırmıştı onu.
Düştüler hızla
ve taş oldular.
Toltekler
Anlamadılar asla orada ne olduğunu,
sarhoş olmuşlardı onunla,
kör oldular,
ve sonra toplanıp dans ettiler binlerce kez orada.
Her seferinde,
daha çok ölü,
daha çoğu düştü yükseklerden
molozlara,
ve yok ettiler kendilerini Toltekler.
(Çev.: Nice Damar)