Arşiv Anasayfa Şiir Köşesi
Sayfalar: 1
Anne Ne Olur Dövme By: Musty19o5 Date: August 02, 2008, 02:20:07 PM
Tamam,bugün de geciktim , ama bu son anne!
Gol kralı oldum,inanmazsan sor arkadaşlara
Beş maçta tam yirmi golle!
Öyle bakma anne,inan hiç suçum yok,beni çok düşürdüler.
Deli miyim ben,yırtar mıyım önlüğümü?
Açar mıyım hiç en sevdiğim ayakkabılarımın yanlarını?
Çok yorgunum anne, n'olur bugün dövme...
Gelmeyecek hiçbir şey görmeyecek korkma
Babam doğmadı daha!


Yarın erken gelirim,sokağa çıkmam
Bakkal Hüseyin'e giderken bayram yerine kaçmam
Kardeşlerime bakarım,masal anlatırım,
Sen Havva Ablayla çarşamba matinesine...
Kim sorarsa sorsun ,bilmem derim,nerdesin söylemem
Evi toplarım,süpürürüm,bebeği ayağımda uyuturum
Dönmene yakın çay yapar beklerim
İki bardak bana,çocuklar fazla içmez gerisi sana
İki hafta harçlık istemem olsun
Evden ekmek götürürüm ,hiç simit yemem


Tamam anne,bırak artık surat asmayı,
Dikersin önlüğümü,ayakkabıları da veririm Nuri Ustaya
Yazın öderim borcumu,söz!
Şimdiden hazırlarım"nanelimonokaliptüs" kutumu
Hem boşuna bakma saate,gerek yok anne
Gelmeyecek,küfretmeyecek,vurmayacak sana
Babaannemle dün gece konuştum ter içinde
Vazgeçmiş ,doğurmayacakmış babamı


Çok pişmanım anne, şimdi dövme,üstelik yapayalnızım

biliyormusun?
Gülten'le ayrıldık Muharrem yüzünden
Muharrem tembeline bundan böyle kopya vermeyeceğim


İşte böyle anne,çok yalnızım, kimsem yok
Kardeşlerime sarılmak istiyorum
Anne, bugün dövme, n'olur bugün dövme
Bir kenarda oturup ilk kez dayak yemeden ağlamak
istiyorum!

Sensiz gelecek sabahlara "merhaba" derken aslında hüzün sesi işitiyorum. Güneş doğuyor; "merhaba hüzün" diyorum. Kuşlar geliyor gök yüzünden yüreğime; kırıntıları veriyorum seviniyorlar... Hiç pahasına doyuyorlar senden arta kalanla...

Sonra gidiyor işte; gidiyorlar... İçimde zamansız göç mevsimlerin başlıyor aniden... Senden yana ayrılık fısıldıyor rüzgarlar kulağıma, gidişini hatırlatarak; bitmiyorlar çaresizliğim gibi vuslatının içinde...

Omuzumda gençliğimden arta kalansa; yorgun ihtiyarın tebessümünde bir o kadar ağırlaşıyor bilsen; yoruluyorum. Ansızın yağmur yağıyor, güneş açıyor tepelerde, çiçekler içimde buza dönüyor ve ben bir saat daha uzaklaşıyorum baharlardan; bilsen...

Akşam oluyor, güneş çekiliyor içimde; yüreğim çekiliyor tepelerin ardındaki yaralı kızıllığına... Gözlerimi arıyorum bir duvar adımı, bir kapı arkası karanlığında... Eski bir mumun titrek ışığında buluyorum sonra sen olan gözümü... Ağır ağır bir parça çalıyor sevdiğin sanatçıdan "anlatamam görmen lazım" diyor yüreğim; heyecanlanarak... Sonra üzülüyor, üzülüyor seni hatırlayarak... Titrek ışığında, bir mumun ömrü kadar dans ediyor, seninle yiten özlemlerim eriyor bilsen; şu yüreğimin yıkık duvarında...

Salata yapıyorum sana, unutarak; kek yapıyorum çay demliyorum yüreğimi avutarak... Buharıyla cama ismini yazıyorum; ismimin yanına... Kapıyı açık bırakıyorum sonra... Kış geliyor, kar geliyor, soğuk geliyor ve sen gelmiyorsun...

Bir sabah geliyorlar birini götürüyorlar bu evden; görmüyorsun ki gözüm... Benden başka kimse yok ki diyorum bu evde!... Anlamıyorlar... "Kapı açıkmış donmuş" diyorlar... "Salata" diyorlar... "kek" diyorlar... Lanet olsun "çay buz tutmuş" diyorlar... Ve!... Camda kalan isminin yanındaki "çoktan ölmüş" diyorlar...

''İşte böyle anne,çok yalnızım, kimsem yok
Kardeşlerime sarılmak istiyorum
Anne, bugün dövme, n'olur bugün dövme
Bir kenarda oturup ilk kez dayak yemeden ağlamak
istiyorum!''


SiteMap - İmode - Wap2