Arşiv Anasayfa Dini Hikayeler
Sayfalar: 1
Yağdur Yağmadur By: karizmatik_rizeli Date: July 21, 2008, 01:10:30 PM
Bir tarihte, Maçka'nın kuraklıktan kavrulduğu günlerde Haçklı Baba'ya:
-Ortalık çok kurudu Hocam. Her taraf kuraklıktan kavruluyor. Bir dua buyursanız da, yağmur yağsa. bu zahmet geçse, rahmet gelse... demişler.
Zorda kolay, zahmette rahmet sağma halinin velisi olan Haçkalı Baba, hemen oracıktabir dükkana girerek ve külekteki öbekli tereyağına elini sürerek:
-Yağ yağ .... Halis yağ, yiğin yağ ... Yağdur, yağdur ... der demez, az sonra, çatır çatır şimşek çakmaya ve hemen ardından şarıl şarıl yağmur yağmaya başlamış.

Sonra, kuraklıktan kavrulan yerler bu sefer de çok yoğun, çok yiğin yağan yağmurda zorlanmaya başlayınca, Haçkalı Baba, ortalığa bir miktar kuru ceviz ve fındık saçarak:
-Yağmadur, yağmadur. Alan alsın. Yağmadur., demiş ve bir müddet sonra yağmur dinmiş.

Bu menkibedeki "yağdur" ve yağmadur kelimelerinin iki türlü anlamı vardır.
Yağdur: 1) Yağ, terayağı 2) Yağdır, yağmur yağdır anlamında Hakka niyaz.
Yağmadur: 1) Kapışılması gereken şeyler, ganimet 2) Yağan yağmura, yağma dur diye hitab etmek.


YAĞMUR VE GÖZYAŞI 
Hicretin 18.yılı başında, Hicaz'da büyük bir kıtlık musibeti yaşanmıştı. Bu yıla 'kül yılı' denilmiştir. Çünkü yağmur yokluğundan çorak topraklar kül şeklini almış, rüzgar önünde toprak kül gibi savrulur olmuştu.

Çevre halkı azık için Medine'ye akın ediyor, vahşi hayvanlar da açlıktan insanlara yaklaşmaya çalışıyordu. Halife Hz. Ömer r.a. beytülmalda (hazinede) bulunan bütün gıda maddelerini halka dağıttı. Ayrıca Basra, Mısır ve Şam bölgelerinden kervanlarla gelen yardımlar çevre halkına dağıtıldı. Daha önce süte ekmek doğrayarak yemek yiyen Hz. Ömer, kıtlık döneminde sadece zeytinyağı ve ekmekten başka yemek yiyemez olmuş, bu yüzden rengi değişmiş ve vücudu iyice zayıflamıştı. Bu kıtlık afeti dokuz ay kadar sürmüş, bu arada birçok kişi de açlıktan ölmüştü.

Bu müthiş kıtlık dönemi sonlarında bir zat (Bilal b. Haris), Peygamber s.a.v.'in türbesine yaklaşıp şöyle demişti:
- Ya Rasulallah! Ümmetine yağmur vermesini Allah'tan dile! Çünkü helâk olmak üzereler.

Daha sonra o şahsın rüyasına giren Rasulullah s.a.v. şöyle demişti:
- Ömer'e git, ona selamımı söyle. Yağmur yağacağını müjdele ve benden ona de ki: Ey ömer! Sen sözünde duran bir kişisin. Aklını başına al!

Adam uyanınca, kalkıp Hz. Ömer'e gitti ve rüyasını anlattı. Bu haberden ürperen Hz. Ömer, halka haber salıp onları mescidde topladı ve onlara:
- Sizler bende hoşlanmadığınız bir şey gördünüz mü? dedi.
- Öyle bir şey görmedik. Fakat neden böyle soruyorsun? dediler.

Hz. Ömer r.a. onlara rüya haberini anlattı. Onlar da bunun yağmur duasına işaret olduğu kanaatini belirttiler. Topluca yağmur duasına çıkıldı. Hz. Ömer r.a. , Rasulullah s.a.v.'in amcası Hz. Abbas r.a.'ın elinden tuttu, 'Ya Rabbi, Rasulünün amcası vesilesiyle sana yaklaşıyor, senden mağrifet diliyor ve sana yalvarıyoruz' diyerek, yağmur dileğiyle duasını sürdürdü. Oldukça yaşlanmış olan Hz. Abbas r.a.'ın da gözyaşları göğsüne dökülüyordu. O anda yoğun bulutlar gökyüzünü kapladı. Oradakiler, başlayan şiddetli yağmurla geri döndüler.

1) Haçkalı Baba, Mustafa Özdamar, Kırk Kandil, 2003




SiteMap - İmode - Wap2