Arşiv Anasayfa Tarih
Sayfalar: 1
Fatih’in Kayıp Vasiyetnamesi Bulundu! By: Mesut19o7 Date: July 13, 2008, 02:48:38 AM
23 Mayıs 1936da İngiltere de çıkan ünlü The Times gazetesi, Fatihin kayıp vasiyetinin bulunduğu haberiyle çıkmıştır. Bu haberi okuduktan sonra iflah olmaz bir Fatih sevdalısı olan Süheyl Ünver hocanın yerinde durması mümkün müdür? İngilterede bulunan dostu Esad Fuad Tugaydan yazıyı bulup kendisine göndermesini ister. Yazı eline geçer ama elindekinden yine de tatmin olmaz ateşli ruhu. Gözü, belgenin Fransızca aslındadır. The Timesa mektup gönderip belgenin aslı hakkında bilgi rica eder. Londra civarında bir kütüphanede bulunduğunu, lakin kitapların Amerikalılar tarafından satın alınmak istendiğini öğrenir. Bu defa Londra Büyükelçisi Cevat Açıkalından belgenin Princeton Üniversitesi Kütüphanesine satıldığını öğrenir. Ne de olsa işin ucunda Fatih vardır ve Süheyl hocanın altın oku, hedefine ustaca yaklaşmaktadır. Yıllardan 1950 olur. Süheyl hoca, Princeton Üniversitesi Kütüphanesinde yazma eserler kataloğunda 168 numarada kayıtlı olduğunu öğrendiği kitabın bir kopyasını sonunda temin etmiştir. Belge, eski Fransızca ile kaleme alınmıştır, dolayısıyla Türkçeye tercümesinden önce yeni Fransızcaya çevrilmesi gerekmektedir. Bu görevi Galatasaray Lisesi profesörlerinden M. P. Gauthier üstlenir. İstanbul Üniversitesi de basmayı kabul etmiştir. Gayri hocanın keyfine diyecek yoktur. Yıllardan 1952dir ve işte elimizde bir kitapçık durmaktadır: Fâtih Sultan Mehmedin Ölümü ve Hâdiseleri Üzerine Bir Vesika.
Fatihin Vasiyetnamesi denilen ve bir mektubun içinde geçen bu metinde neler vardır?

Mektup Galatada oturan bir Ceneviz tüccarı tarafından Avrupada oturan kardeşine yazılmıştır. Bir kere, Fatihin hâlâ bir sır olmaya devam eden ve ölümüyle yarıda kalan son seferini hangi devlete karşı açtığıyla ilgili meseleye dair bir ipucu yakalıyoruz mektupta. Sefere katıldığını öğrendiğimiz yazar, 3 Mayıs 1481de vefat eden Fatihi, nisan ayının sonunda Halepten gelen elçilerin ziyaret ettiğini ve eğer kalkıp gelirse, şehri kendisine seve seve teslim edeceklerini bildirdiklerini aktarır. Takdir edersiniz ki, Fatih, İtalyanların 12 Adayı teklif ettikleri ve Teşekkürler, almayayım diyen İsmet İnönüye hiç mi hiç benzemez. Derhal harekete geçen Fatih, Memlûklar üzerine sefer açmış, ancak Gebze civarına vardığında hastalanmış, ölümünün yaklaştığını anlayınca da, huzuruna 3 önemli kişiyi çağırıp vasiyetini yazdırmıştır. Mektup bu vasiyetnameyi ve Fatihin ölümüyle ilgili bazı bilinmeyen noktaları aydınlatan içeriden bir belge hüviyetinde.

Sıhhati tartışmalı da olsa, seferde hazır bulanan birisi tarafından yazıldığı besbelli olan bu belgeye göre Fatih,

1) İstanbulda yaptırdığı Fatih Camiinin avlusuna gömülmek istemiştir (bilindiği gibi, o zamana dek padişahların cenazeleri Bursada toprağa veriliyordu, dolayısıyla bu, hanedanın mezar siyasetinde köklü bir değişiklik demekti),

2) Sanılanın tersine, sağ olan iki oğlundan Cem Sultanın değil, Bayezidin kendisinden sonra tahta çıkmasını emretmiştir,

3) Ordudaki yeniçerilerin, Bayezid tahta çıkmadan önce İstanbula sokulmamasını tavsiye etmiştir (yağmaya girişeceklerinden korkuyordu),

4) Tahta geçecek olan oğlu II. Bayezide, bazı danışmanlarından şikayet ederek onların tavsiyeleriyle yenilikler yapmak zorunda kaldığını, bu yüzden onları hizmetinde tutmamasını söylemiştir,

5) Topladığı muazzam hazinenin büyük bir itina ile muhafaza edilmesi gerektiği, zira ileride ona muhtaç olacakları uyarısında bulunmuş,

6) Kölelerinin âzad edilmesini buyurmuştur.

Metinde dikkat çeken nokta, Fatihin, ölümünden önce, gerçekleştirdiği hızlı reformlarından neredeyse bir tür pişmanlık duymuş olmasıdır. Bu tavır değişikliği, muhtemelen ölümünden önce yeniliklere karşı biriken toplumsal ve siyasî tepkilere bir tür taviz olarak anlaşılabilir. Gerçi genç tarihçilerimizden Oktay Özel, Fatihin gerçekleştirdiği reformların abartıldığı kadar radikal olmadığını söylemektedir ama, zamanın toplumu, Fatihin kararları karşısında açıkça sürklase olmuş, daha doğrusu yorulmuş vaziyetteydi. Tahta fütuhatçı politikasıyla öne çıkan Cemin değil de, güvercin kanada mensup Bayezidin geçirilmesinden, Fatihin peşinde şimşek hızıyla kıtadan kıtaya savrulmuş olan Osmanlı siyaset ve toplumunun, 30 yıllık koşturmanın ardından bir hazım sürecine, bir sükûnet devrine ihtiyaç duyduğu sonucunu çıkarmamız daha doğru görünüyor.

Vasiyetnamenin bir diğer önemli maddesi, Fatihin Kanunnamesine sonradan katıldığına inandığım Cem Sultanı öven paragrafı yalanlayan cümledir. Burada Fatihin de toplumu aktif bir dinlemeye geçirmeye ikna olduğunu görmekteyiz. II. Bayezidi pısırıklıkla suçlayanlar, onun iktidarının, Yavuz ve Kanuninin gelişini hazırlayan bir pekişme çağı olduğunu unutuyorlar nedense.

Aslında danışmanlar meselesi bugün de güncel. Demek ki, Fatihin çevresinde ona sürekli fikir ve proje sunan, onu yönlendiren ve kendisi üzerinden siyaset üretmeye hevesli bir danışman kadrosu vardı ve tıpkı bugün Başbakanı yönlendiren çekirdek kadro gibi, hedeflerini ona dikte ediyor, onu harekete zorluyor, onun üzerinden siyaset üretiyorlardı. Mektuptan Fatihin bu kadronun tasfiyesini düşünmüş ama başaramamış olduğunu anlıyoruz.

Ynt: Fatih’in Kayıp Vasiyetnamesi Bulundu! By: charmed28 Date: October 14, 2015, 11:44:32 PM
teşekkürler paylaşım için..

SiteMap - İmode - Wap2