Arşiv Anasayfa Tarih
Sayfalar: 1
2. Abdülhamitin Büyüklüğü Ve Çanakkalede Ordumuzun Gücüyle Ilgili By: Mesut19o7 Date: July 13, 2008, 01:33:18 AM
Çanakkale ve ondan geriye kalan

Müttefik donanması Çanakkale’yi zorlarken, Çanakkale’nin düşeceğinden emin olan devrin İttihad-Terakki iktidarı, başşehri Konya’ya taşımaya karar verir ve İçişleri Bakanı Talât Paşa başkanlığında bir heyeti, o sırada Beylerbeyi Sarayı’nda mahkûm bulunan II. Abdülhamid Han’a gönderir. Talât Paşa, “Efendim,” der, “mevcut durum karşısında başşehri boşaltacağız. Sizin için de Konya’da bir ev tuttuk.” Mazlum Sultan’ın cevabı şöyledir: “

Ceddim Fatih İstanbul’u alırken, devrin Bizans hükümdarı Konstantin savaşa savaşa ölmüştü. Biz, ondan geri kalamayız. Ama ben Çanakkale’yi öyle tahkim ettim ki, Çanakkale’yi geçemezler.”

Çanakkale bir dönüm noktasıdır; dışarıdan olduğundan daha fazla içeriden kemirile kemirile çürütülen ulu bir çınarın çökerken bir yandan da toprağa muhteşem bir sürgün vermek üzere en güzel bir tohumu bırakmasının hikâyesidir Çanakkale. Mehmet Akif, Çanakkale şehidleri hakkında “Bedr’in arslanları ancak bu kadar şanlı idi” derken, bir şair mübalâğası yapmış da olsa, aslında bir acının ilhamını seslendiriyordu; çünkü “Allah yolunda öldürülenleri ölüler sanmayın, onlar diridirler; fakat siz farkına varamazsınız” âyeti öncelikle Bedr’in ve Uhud’un şehidleri hakkında olsa da, işarî tefsir açısından ikinci derecede Çanakkale şehidlerini tasvir etmektedir. Ama Bedr’in arslanlarının, Uhud’un şehidlerinin 1291 sene sonraki izdüşümlerinin haklarını verirken, Çanakkale’yi geçilmez biçimde tahkim edenleri de unutmamak gerekir. Çünkü, cariyelerine, kendisinin ve bütün aile fertlerinin hususî eşyalarına varıncaya kadar Sultan Abdülaziz’in şahsî evini, T. Fikret’i bile, “Patlayıncaya, ıksırıncaya, tıksırıncaya kadar yiyin!” diye isyan ettirecek ölçüde Abdülhamid’in hususi eşyasını yağmaladıkları gibi, Sultan Abdülhamid’in 300 milyon liradan 30 milyon liraya indirdiği düyûn-u umumiyeyi birkaç sene içinde 400 milyon liraya çıkaracak ölçüde devleti de yağmalayan devrin iktidarına rağmen Osmanlı Devleti, Çanakkale Savaşları sırasında bitmiş bir devlet değildi. Müttefiklerin 40 uçağına karşılık 24 uçağı, tabyalarda 137 topu vardı. Sultan Abdülaziz döneminde donanma dünyanın ikinci büyük donanması haline getirilmişti ve Fransız gemileri bizim tersanelerimizde tamir görüyordu.

Evet, Abdülaziz Avrupa seferine çıktığında, Fransa’da iki yerde 101 pâre top atışıyla karşılanmıştı. Merasim üniformalarıyla 100.000 Fransız askeri selâmlamıştı onu. Aynı görkemli törenler İngiltere’de, Belçika’da, Prusya ve Avusturya’da da yapılmıştı. Abdülhamid, 20. asrın başında dünyanın tartışmasız en itibarlı devlet başkanı idi. Bugün, toprağı Konya’mız kadar olmayan; fakat İslâm dünyasının süt ürünlerini karşılayabilen Danimarka’daki karikatür hayasızlığı karşısında tüm İslâm dünyası bir şey yapamazken, bir irade ile hem Fransa’da hem de İngiltere’de Peygamberimiz aleyhinde bir piyesin sahnelenmesini durdurmuştu. Cülûs yıldönümlerinde Çin imparatoruna varıncaya kadar imparatorlardan, krallardan kendisine hediyeler yağıyor, ABD başkanından Almanya ve Brezilya imparatoruna kadar imparatorlar, krallar ziyaretine geliyordu. Çanakkale’de devrin en güçlü ordusunu ve donanmasını yüzgeri eden Osmanlı ordusu, I. Dünya Savaşı’nda meselâ güney cephesinde nihayet içten ihanete uğrayıncaya kadar ilk üç yıl İngilizlere adım attırmadı. İngiliz saldırılarını defalarca Gazze’de, Şeria’da geri püskürttü. Kurtuluş Savaşı’nı kazananlar da Osmanlı subayları, askerleri ve halkıydı.

Osmanlı Devleti’nin çöküşünün üzerinden 84 yıl geçti. Bu süre içinde, her yıl bütçemizin üçte birini kendisine ayırdığımız 800 bin kişilik ordumuza rağmen hep içeride kavga ettik, sınırlarımız dışında sadece Kıbrıs çıkarmamız var. Irak’ta bütün kırmızı çizgilerimiz çöktü. Silahlarımızı dışarıdan alıyor, modernizasyonunu bir zaman “bir çavuş ve bir manga asker”le yönettiğimiz bir sancağımız (ilçe) olan İsrail’e yaptırıyoruz; güvenliğimizi de bir bakıma onlara emanet ettiğimiz gibi. Ve bu dönem içinde dış dünyaya tek açılma projemizi de yok etmek için elimizden geleni yapıyoruz.

Ama Çanakkale, asıl fonksiyonunu şimdilerde görüyor ve ileride görecek.


SiteMap - İmode - Wap2