Makedonyalı Philip II'in oğlu İskender MÖ 334 yılında Hellespontus'u (Çanakkale Boğazı) geçip, Anadolu'ya girmiş ve buradaki Pers hakimiyetine son vermiştir.
"Hellenistik Çağ" olarak bilinen ve Roma İmparatoru Augustus ile son bulan bu dönemde İskender, Hellenistik Uygarlığı Asya ve Afrika'ya kadar yaymıştır. Doğal olarak, tüm bu bölgelerin Hellenize olduğu düşünülmemekle birlikte, Hellen dili ve kültürü doğuda geniş bir alanda yayılma imkanı bulmuştur. İzlenen kültür politikası doğu düşüncesine saygı göstermiş, böylece Hellen Uygarlığını benimserken, doğulu kişiliğini kaybetmeyen bir dünya görüşü ortaya çıkmıştır.
Hellenistik Krallıklardan biri ve en önemlisi olan Bergama Kralları, Hellenistik Uygarlığın temsilcileri ve koruyucuları olmuşlardır. Bugün Doğu Berlin'de bulunan ünlü Bergama Sunağı, Hellenistik Barok stilinin Anadolu'da yapılmış en güzel örneklerinden birini teşkil eder. Zengin kütüphanesi ile Bergama şehri bilim ve eğitim merkezlerinden biri olurken Ephesos, Rodos, İskenderiye gibi şehirler canlı birer ticaret merkezi olmuşlardır. Doğu Karadeniz kıyılarında Pontus Krallığı, Güneydoğuda Antioch , Hellenistik Çağ kültürünün yanısıra, doğulu özelliklerini de muhafaza eden merkezler olarak dikkati çekmektedir.
