Arşiv Anasayfa Tarih
Sayfalar: 1
Seydi - Ali Reis'in Hatıraları - 2 By: Mesut19o7 Date: July 12, 2008, 12:09:25 AM
(20) 16 yıl önce 1538'de Kanunî, Vedr Süleyman Paşa'yı, büyük bir donanma ile Gucarât Sultanı'na göndermişti.
(21) İbni Sina.
(22) Yetım'in kıt’ası.
(23) Seydî - Ali Reis'in bu açıklaması, o çağda «korsan» ın hangi manada kullanıldığını göstermek bakımından ilgi çekicidir.
(24) Necati'nin.

idam edilmesi için emir verdim. Gerçi buraları başka bir padişahın ülkesiydi; bir ihtilâf çıkartmamak için böyle davranmamam lâzım geldiği düşünülebilirdi. Ancak Cihan Padişahı olan hükümdarımız, cümle Müslüman hükümdarlarının üstündedir. Hükmünün her yerde geçmesi icab eder. Bir de haddini bilmeyenlere gözdağı vermek şarttı. Nitekim Yağmur'u idam ettirince, ortalıkta bir sükûnet hâkim oldu.

Artık kırık dökük teknelerle denize açılmak, hele Hind denizlerini geçip Basra'ya veya Mısır'a gitmek de imkansızlaşmıştı. Zira Portekiz kâfiri yolumuzu gözlüyor ve denize açılmamızı bekliyordu. Karadan seyahat şıkkını tercih etmeye mecburdum.

Be-deryâ der-menâfî' bî-şumarest
Eğer hâhî selâmet der-kenârest (25)

Seret kalesinde Hudâvend Han'a kadırgaları, topları, diğer silâhları ve teçhizatıyla beraber teslim ettim. Gerek Hudâvend Han'dan, gerek Adil Han'dan, teslim ettiklerim için makbuzlar aldım, İstanbul'a dönünce benden kadırgaların hesabını sorarlardı. Başta Mustafa Ağa ve Ali Ağa nam yarar zabitler olmak üzere beraberimde yalnız 50 levend aldım. Diğerlerini Gurarat sultanlığı hizmetine bıraktım. Bunlar, bekâr gönüllülerdi. Memleketlerinde aileleri olanlar benimle geliyorlardı. Muharremin ilk günü idi ki, Gucarat sultanlığının taht şehri olan Ahmedâbâd'a hareket ettim. Çampaner yoluyla Hind ülkelerinin içerilerine doğru daldım, öyle ormanlardan geçtik ki, ağaçlarının ucu güya semaya değerdi. Bir kanadının ucundan diğer kanadının ucu 14 karış gelen yarasalar gördük. Bir tek ağaçta o kadar yarasa vardı ki, sayılması imkânsızdı. “Tuba ağacı” denen ulu ağaçlar vardı ki, gölgelerinde bin adam barınabilirdi. Papağanların haddi hesabı yoktu. Fakat en çok görünen hayvan maymunlardı. Bir yerde konakladığımız zaman, binlerce maymun etrafımızı çeviriyordu. Bu minval üzere Mahmûdâbâd'a, on beş gün sonra da Gucârat'ın merkezi olan Ahmedâbâd'a geldik. Şah'ın huzuruna çıktım. Sonra Vezîr-i âzam îmâdülmülk ve diğer hanlarla görüştüm. Sultan Ahmed, bana çok iltifat etti ve pek değerli hediyeler verdi. Hediyelerin başlıcaları bir at, bir katar deve ve bol miktarda paraydı.

(25) Her ne kadar denizde sonsuz menfaatler varsa da, eğer selâmet istersen, kıyıdadır. Şeyh Sadî'nin ünlü beyti.


SiteMap - İmode - Wap2