Arşiv Anasayfa Aşk'a Dair
Sayfalar: 1
Bide Sevgiyi Taniyalim... By: kuCuq_a$!q Date: October 30, 2007, 05:02:42 AM
Kişi sevdiğiyle olmak ister!. Sevdiğinin hâliyle hâllenir… Sevgisi kadar, onunla
yaşar!. Sevginin ne olduğunu tam olarak bilemediğimiz için, çoğunlukla,
“beğeni” ile “sevgi”yi birbirine karıştırırız.
 
“Beğeni” yanında “sahip olma” arzusuyla açığa çıkar!.Bir
nesneden hoşlandığında, beğendiğin şeye sahip olmak ve üzerinde tasarruf edebilmek
arzusuyla yaşarsın… Bu tüm mahlukatta çok yaygın bir duygudur!. Kimi, beğendiğini
cebine sokar; kimi beğendiğine tasma takıp yanında taşıyarak onunla hava atmak ister; kimi
yakalayıp inine sürükler… Her mahlûk yaradılış fıtratına göre, beğendiği üzerinde tasarruf
etmek ister.

“Sevmek” ise bundan çok farklıdır…
 
Sevince, yalnızca sevdiğin için yaşamak istersin!. Yalnızca yanında olmak, yalnızca onun
olmak, yalnızca onun zevk aldığıyla zevk alıp, sevmediğinden kaçmak istersin! Sevdiğin
öylesine sarmıştır aklını, fikrini, ruhunu ki, her şey sana, onu hatırlatır; yanında iken bile onun
içinde olmak istersin!… Yakınlık bile uzak gelir sana!… Sen kaybolursun, sende;
sevdiğin kalır yalnızca, beyninde!.. Onun bakışıyla bakar, onun değerlendirmesiyle değerlendirir,
onun diliyle konuşmaya başlarsın!. Gözün ondan başkasını görmez, kulağın ondan başkasını
duymaz, elin ondan başkasına uzanmaz olur!.

Her an sana sahip olmasını;
varlığının, tasarrufunun her an üzerinde olmasını, her an seni kucaklamasını istersin!…
Bedensel yakınlık bile, korkunç uzaklık gibi gelir sana; ve onunla tek bir beden, tek bir ruh, tek
bir şuur olmayı dilersin!.

Sevgi, fıtratın müsait ise, sevdiğinde yok edesiye yakar
seni; ve gün gelir kaşında-gözünde, yüzünde-dilinde sevdiğini görürler de, “sen o
olmuşun” derler!

Beğenen sahip olmak ister…

Seven ise
sevdiğinde yok olur; feda eder her şeyi sevdiği uğruna!.

Bazılarının da sevgi
kokusu sürülür üstüne; “aşığım” sanır!. Ama sevdiği uğruna, fedakarlık etmeye
gelince sıra, o koku siliniverir üzerinden “kopamama” sabunuyla!. Parasından
kopamaz… Mevkiinden kopamaz… Yakınlarından kopamaz… İçinde
yaşadığı ortamın güzelliklerinden kopamaz… “Etraf”tan kopamaz!.
Derken kusurlar belirmeye başlar sevdiğini sandığının üzerinde… Eksiklikler görmeye
başlar, yetersizlikler görmeye başlar… Bunlar önce acıma duygusuna dönüştürür
sevgisini; uzaktan acıyarak seyretmeye başlar… Sonra tatlı bir anıya dönüşür, sevgi
sandığı duyguları!. Bu tecrübe gösterir ki, onun fıtratında sevgi programı yoktur!.. Beğeniyi,
sevgi sanmıştır!..

Uzaklaşma ondan gelmemiş de, karşısındakinden gelmişse, bu
defa “nefret”e döner “beğeni”; ondan intikam alma duygusu
gelişir içinde; ve vicdanla intikam dalgaları arasında bir o yana bir bu yana sürüklenir durur;
terkedilmişliğin, uzaklaşmanın, layık olmadığını yaşamanın sanısı içinde!..

Oysa
yalnızca, fıtratında olmayan gerçek sevginin sonuçlarını yaşamaktadır!. Cüzdanı için,
güzelliği-yakışıklılığı için, kendisine hoş gelen huyları için, mevkii-koltuğu için, ilmi için
beğenmiştir; sevdiğini sanmış; sahip olamayınca da arzusuna erişememenin düş kırıklığı içinde
kopmuş; yalnızca çıkarları doğrultusunda yaşamayı tercih etmiştir…

Seven
ise göze almıştır kopmayı… Dışlanmayı… Paradan-puldan, namdan nişandan,
dosttan akrabadan uzak kalmayı…

Fıtratından gelir sevgi!. Kulluğu sevmek
üzeredir!. Onunla, sevmeyi yaşamak istediği için yaratmıştır onu Yaratan… O yüzden
kopar anadan-babadan; dünyadan paradan!

Seven, karşılıksız sever!…

Beğenen karşılığını ister!.

Benim istediğim gibi yaşarsan seni boğarım sahip
olduklarıma, der beğenen!.. Onun zaten fıtratında yoktur sevgi, bilmez aşkın ne olduğunu!.. Ne
üzere yaratılmışsa, odur tüm meşgalesi… Karınca gibi çalışır; maymun gibi çiftleşir; aslan
gibi yavrularına sahip çıkar… Ama pervane gibi sevemez!. atamaz kendini ateşe!.

Sevgi sonunda yanmayı getirir!.. Beğeni ise sonunda kaçmayı!.

Beğenen
mahlûkat çoğunluğuna göre, “sevgi” delilikten bir türdür!.. Anlamazlar onlar,
sevdiği uğruna, etraf ne derse desin deyip, her şarta katlanmayı! Ve “delillik bu”
derler…

Beğenme bir tür “hobi”dir!… Bazen ömür boyu
sürer, bazen birkaç yıl, bazen bir kaç ay!..

Sevgi bir ömür boyudur!… Bitmez,
tükenmez, bazen durulur, bazen coşar ama hiç gerilemez!. Çoğunlukla karşısındakinden
yüzünü göstermesinden gelir sevgi insana!.. Bazen de özünden gösterir yüzünü O!… O
zaman onlar için derler ki, “Allah”a aşık oldu!..

“Kendine
seçtikleri”dir sevenleri bir çehreden!… Özünden sevgiyi yaşayanlardır,
“mukarreb”leri!…

Hünerlerini sergilemek için yaratmıştır
herşeyi…

Sevmek için yaratmıştır sevilenleri!.

Gözlerinde
seyretmek için gözleri olarak yaratmıştır “aşk”ı yaşattıklarını!..

Avam
anlamaz ve bilmez bu aşkı!. Bunun aşk olduğunu!..

Oysa gerçek
“aşk” O’nun ateşine pervane gibi atılıp; varlığını O’nda yitirip;
O’nun “Baki”liğini yaşattıklarıdır gerçek “aşık”lar!..

Özel bir fıtratla gelmişlerdir onlar, “aşık” olmak için!.. Yaşamları boyunca
bir değer taşımamıştır dünya ve içindekiler!.
Ynt: ßide sevGiyi taniyaLim... By: zizilita Date: March 30, 2008, 08:38:54 PM
paylaşm için saol
Ynt: ßide sevGiyi taniyaLim... By: BbuSHhHeE Date: April 04, 2008, 06:13:48 PM
paylaşım için tşkler Göz Kırp.
Ynt: ßide sevGiyi taniyaLim... By: resulbaba7553 Date: April 04, 2008, 06:17:08 PM
paylaşımın için sağol abla

SiteMap - İmode - Wap2