Arşiv Anasayfa Kur'an-ı Kerim.
Sayfalar: 1
Kur’an’in Mana Ve Kiraat İncelikleri By: FeMoX Date: July 08, 2008, 08:17:11 PM
İlahi kelam [Kur’an ayetleri] görebildiğimiz kadarıyla iki şekilde kullanılmıştır. Ya mücmel [kapalı] ve muhtasar [kısa]. Ya da mufassal [geniş açıklamalı] ve tekrar edilme şeklinde.

Kelamın mücmel ve muhtasar olması, belağat ve icaz yani özlü anlatım içindir. Yüce Allah, Kur’an’ın bu özelliğini şöyle ifade etmiştir:

“İşte bunda, bize kulluk eden kavim için bir mesaj, bir belağat vardır.”


Ayetlerin genişçe ve tekrar edilerek zikredilmesi ise meramı tam anlatmak ve lazım olanı hatırlatmak içindir. Allah Teala Kur’an’ın bu özelliğini şöyle ifade etmiştir:

“Andolsun ki biz, düşünüp öğüt alsınlar diye sözümüzü, birbiri ardınca (genişçe) zikrettik.”

Yüce Allah, ayetlerin bir kısmının mübhem ve mücmel, bir kısmının da mufassal olduğunu ve hepsinin tevhidi öğrettiğini şöyle ifade buyurmuştur:

“Elif Lâm Râ. Bu Kur’an, hikmet sahibi ve her şeyden haberdar olan Allah tarafından sana indirilen, ayetleri sağlamlaştırılmış, muhkem kılınmış, sonra da açıklanmış bir kitaptır.”

Ayetin başında geçen üç harf için şunlar söylenmiştir: Bunlar Yüce Yaratıcıya ait üç ismi temsil eder: Allah, Latîf ve Rahîm.

Onların Rahman isminin üç harfi olduğu da söylenmiştir. Bu girişin peşinden Yüce Allah kitabının gönderiliş sebebini şöyle açıklamıştır:

“Bu Kur’an, ayetleri muhkem olan kitaptır.” Yani tevhid inancını apaçık şekilde ortaya koyan bir kitaptır, demektir. Bunun peşinden gelen: “Sonra da ayetleri genişçe açıklanmıştır” ifadesinin manası, müjde ve azapları genişçe açıklamıştır demektir. Ayetin sonundaki: “Hikmet sahibi ve her şeyden haberdar olan Allah tarafından gönderilmiştir.” ifadesinin manası ise, Allah hüküm vermede hikmet sahibidir. O (c.c) verdiği hükümlerden, açıkladığı helal ve haramların ne olduğundan haberdardır. Allahu Teala bunların sonucu şu hükmü vermiştir: “Artık Allah’tan başka kimseye ibadet etmeyiniz.” İşte bu Yüce Allah’ın, hiç şüphe taşımayacak bir şekilde açıkladığı tevhittir. Bunun peşinden gelen: “Ben Allah tarafından size gönderilmiş apaçık bir uyarıcı ve müjdeciyim” ayetiyle anlatılan da Allah’ın açıkça bildirdiği müjde ve azap haberleridir.

Bu bölümde anlattıklarımızın hepsi, Arapça’daki konuşma üsluplarına, ifade çeşitlerine ve güzel anlatım şekillerine göredir. Araplar, bir şeyi anlatmak için uzun, ezberlemek için kısa ifadeyi tercih ederler. Sözü güzelleştirmek için takdim ve tehir yaparlar. Ancak ne yapılsa hepsi bir fesahat ve belağat örneği taşır.

Çünkü onlara göre belağat, çok fazla sözlerle anlatılacak bir manayı kısa ve öz olarak, az kelimelerle ifade etmektir. Yine kapalı ve kısa bir manayı açık ve geniş bir şekilde dile getirmek de bir belağat olmaktadır. . Onlar, geniş açıklama gereken bir durumda bundan kaçmayı bir acziyet görürler. Aynı şekilde meramı ifade edecek öz cümlelerle yetinilecek bir durumda, sözü uzatmayı da bir cehalet sayarlar. Kur’an-ı Kerim, onlara, kullandıkları dil ve konuşma üslubuyla hitap ederek ilahi emirleri akıl ve dil tecrübeleri seviyesinde kendilerine anlatmıştır. Böylece onlar, Kur’an’ın güzelliklerini ve üstünlüklerini anlama imkanı bulmuşlardır. Bu durum Kur’an’a karşı geldiklerinde aleyhlerinde bir delil olmuştur. Çünkü Kur’an onlara, bildikleri ve güzelce anladıkları şeyleri emretmektedir. Bu, ilahi bir hikmettir ve aynı zamanda onlar için ilahi bir lütuftur.

Onların arasında seçkin ve ileri gelenler kimseler vardı. Onlar seviyelerine göre onu anlıyorlardı. Herkes, nasibine, anlayışına, aklına ve ilmine göre, onu idrak etmeye çalışıyordu. Çünkü onlar, Kur’an’ı anlamada ve müşahede etmede de farklı farklıydılar. Akılları, ilimleri aynı seviyede değildi. Kur’an’da umumi, hususi, muhkem müteşâbih, zahir, batın, ifadeler vardır. Onun, umumi olan ifadeleri halk için, hususi olanları havas için, zahiri, ehli zahir için ve batını da ehli batın içindir. Şüphesiz Yüce Allah, her şeyi en iyi bilmektedir.

Yüce Allah, iman edenleri, haktan yana ihtilaf edilen konularda doğru yola erdirir.

Kalb, yakîn nuruyla temizlenince, akıl ilahi tevfik ve yardımla desteklenince, düşünceler, halka bağlanmaktan tamamen kurtulunca, kul iç dünyasıyla Yüce Yaratıcıya tamamen yönelince ve nefis kötü arzularından kurtulunca, işte o zaman ruh, serbest kalıp, Meleküt aleminde dolaşır. Kalbin açılması, yakîn nuruyladır. Bu nur, Melekût alemine ışık tutar. Bu anlattıklarımız, ehlince elde edilen bir takım sıfatlar, ahlaklar, devamlı iç içe olunan haller, tanınıp bilenen alemler, Rauf ve Rahim olan Allah’ın ikram ettiği sırlı ilimlerdir. Buna ulaşan kimseler elde ettiklerini keşifle elde etmişler, elde ettikleri bu ilimlerin hakkını vermişler ve şu ayetle övülen kimselerden olmuşlardır:

“Onlar, Kur’an’ı Kerim’i hakkıyla okurlar ve ona inanırlar.” Kur’an’ı hakkıyla okumak, mü’minlere aittir. Çünkü Yüce Allah, onlara imanla ilgili bir hakikat ihsan ettiğinde, manalarını anlamalarını da onlara ihsan eder. Bu ilmin kaynağı, müşahede ile hakikate ermektir. Bu kimselerin Kur’an okuyuşları müşahede ile olur ve her okuyuşları ile yeni yeni manalara ererler. Bu da, imanlarındaki hakikatin derecesine göre olur. Nitekim Allah Teala şöyle buyurmuştur:

“Mü’minler ancak, Allah’ın ayetleri okunduğunda imanları artan ve yalnız Rablerine dayanıp güvenen kimselerdir.”

“Onlar, gerçekten müminlerdir.”

Kul düşüncesini ve aklını okumakta olduğu ayetlere vererek huzur ve iman ehlinden olur. Böylece elde ettiklerinin daha fazlasına ulaşır ve ilahi müjdeleri hak eder. Kur’an ehlinin sıfatları hakkında Yüce Allah şöyle buyurmuştur:

“Hani cinlerden bir grubu Kur’an dinlemek üzere sana göndermiştik. Sana geldiklerinde “susun, dinleyin” dediler. Kur’an’ın okunması bitince, kavimlerine birer uyarıcı olarak döndüler.”

“İman edenlere gelince, ayetler, onların imanlarını artırır ve onlar müjdelere ererler.” Yine bu mü’minler, ilimleriyle övülen, Allah’a ümit ve korku içinde ibadet edişleriyle takdir edilen kimselerdir. Şu ayetler de onların sıfatlarını anlatmaktadır:

“Yoksa, ahiretten çekinen ve Rabbinin rahmetini dileyen kimse, o inkarcı gibi midir? Resulüm de ki: Hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu? Doğrusu, ancak akıl sahipleri, bunları hakkıyla düşünür.”

“Onlar korku ve ümit içinde Rablerine yalvararak ibadet ederler.”

Bu kimseler, Yüce Allah’ın seçilmiş dostlarından muhabbet ehli müminlerdir. Rasulullah (s.a.v) bize onları şöyle tanıtmıştır:

“Kur’an ehli, Allah’ın dostlardır ve onlar halkın içinde Allah’ın seçkin kullarıdır.”

İbn Mesud şöyle demiştir: “Herhangi birinizin kendi durumunu öğrenmesi için, Kur’an’a bakması gerekir. Eğer, Kur’an’ı seviyorsa, Allah’ı da seviyor, Kur’an’ı sevmiyorsa Allah’ı da sevmiyor, demektir.” Bu, şu şekilde de ifade ediliyor:

“Sen konuştuğun kimseyi sevdiğinde, onun sözünü de seversin. Ama onu sevmediğinde, sözlerini de sevmezsin.”

Ebu Muhammed Sehl şöyle demiştir: “İmanın alameti, Allah sevgisidir. Allah sevgisinin alameti Kur’an sevgisidir, Kur’an’ı sevmenin alameti Hz. Peygamber’i (s.a.v) sevmektir. Hz. Peygamber’i (s.a.v) sevmenin alameti, ona uymaktır. Ona uymanın alameti ise dünya malına gönül vermeden yaşamaktır.”

Müridlerden birinin şöyle dediğini bize naklettiler: “Bir gün içimde Kur’an okuma isteği coşmuştu. Ama aradan günler geçti, Kur’an okuyamadım. Bunun üzerine Allah tarafından bir gizli ses bana şöyle seslendi:

“Eğer, beni seviyorsan kitabımı niçin terk ederek mahzun bıraktın? Ondaki ince uyarımı görmüyor musun?”

Bir arif, şöyle demiştir:

“Bir mürid, istediği her şeyi Kur’an’da buluncaya, noksanlıklarını ve fazlalıklarını onda tanıyıncaya ve Mevla’sıyla yetinip kullardan tamamen gönlünü çekinceye kadar gerçek mürid olamaz.”

Kur’an’ın içerdiği zahiri ilimlerin en azı, yirmi dört bin sekiz yüz ilimdir. Çünkü her ayetin bir zahiri, bir batını, bir haddi ve bir matlaı olmak üzere dört ilmi vardır. Yine, Kur’an yetmiş yedibin iki yüz ilim ihtiva eder, denilmiştir. Çünkü, her kelimenin bir ilmi ve her ilmin de bir vasfı vardır. Buna göre her kelime, bir sıfat taşır. Ve her sıfat da, bir güzel amel gerektirir. Budan başka söylenecek şeyler de mevcuttur.

Her şeyi en iyi bilen ve her şeyin kapısını açan Yüce Allah’ı tesbih ederiz.

Ynt: Kur’an’in Mana Ve Kiraat Incelikleri By: -LoSS AnGeL- Date: March 08, 2009, 03:22:54 PM
Paylaştığın için sağol
Ynt: Kur’an’in Mana Ve Kiraat Incelikleri By: HaKaN Date: March 29, 2009, 10:57:37 PM
güzel paylaşım
Ynt: Kur’an’in Mana Ve Kiraat Incelikleri By: Baby_Teen Date: July 04, 2009, 09:48:47 PM
Emegine saglık güzel paylaşım olmuş

SiteMap - İmode - Wap2