Arşiv Anasayfa İslam
Sayfalar: 1
Peygamber Efendimizin Anne Babasının İman Durumu By: KadiR Date: July 04, 2008, 04:14:57 PM
Peygamber efendimizin Anne Babasının iman durumu
Resulullah (asm)’ın muhterem peder ve validelerinin uhrevi durumları çokça münakaşa edilmiş bir mevzudur Sadedinde olduğumuz rivayete göre cehennemliktirler Ama mü'min gönüller, Aleyhissalâtü vesselâm'm peder ve validelerinin ateşte olmasına razı olmuyor, dilleri bunu söylemeye varmıyor Üstelik, onlar hakkında "ehl-i necattır, cennetliktir" demeye imkân veren kuvvetli karineler var Bu karineleri esas alanlar onların ehl-İ cennet olduğuna hükmetmişlerdir Bu hususta en ziyade söz söyleyen Celaleddin Suyutî hazretleridir O, bu mesele üzerine bazısı nazım, bazısı nesir muhtelif risaleler telif etmiş, orada deliller ve delillerle ilgili bazı yorumları kaydederek Resûlullah'ın ebeveynlerinin ehl-i cennet olduklarını kesin olarak beyan etmiştir Bu risalelerden birinin adı: et-Ta'zîm ve'l-Minnet fi enne Ebeveyi Resûlullah fi'l-Cennet'dir
Onların imanını teyid eden deliller şöyle özetlenir:

1) Daha önceki dinler ve peygamberler sadece kendi kavimlerine ve bölgelerine gönderilirdi Bu nedenle aynı anda çok peygamber beraber olmuş ve sadece kendi insanlarına karşı sorumlu olmuşlardır İşte amine validemiz ile muhterem kocası Hz Abdullah hıristiyanlıktan sorumlu değillerdi ve sadece hanif dininden geriye kalanlarla amel ediyorlardı

Onlar Hz ibrahim ve Hz İsmailden intikal eden ve haniflik adıyla bilinen dinî bir ananeye tâbi idiler, bu dinin mü'mini idiler

2) "Fetret devri mü'mini" İdiler Fetret devri demek, iki peygamber arasında geçen ve peygambersiz olan ara devredir Bu durumda, İslâm'dan önce her kavme müstakil peygamber gelme esasına binaen iki peygamberin gönderilme müddetleri İçinde yaşasa bile, önceki peygamber kendilerine Resul olarak gönderilmeyen, yeni gelene de yetişemeyen kimse fetret devri insanı sayılır Resûlullahın ebeveyni, Hazret-i Isa Araplara gönderilmediği ve Resâluliah ta nübüvvetine de yetişmedikleri için fetret devri insanı sayılırlar Ayet-i kerîme'de kendilerine resul gelmeyen hiçbir kavmin sorumlu tutulmayacağı belirtilmiştir: "Peygamber göndermedikçe de Biz kimseye azab edici değiliz" (İsra 15) Kaldı ki, Hz, İbrahim'den bakiye kalan dinî bir an'ane cahiliye devri Araplarında mevcut idi

Peygamber Efendimiz (asm) her yönden olduğu gibi, aile, asalet ve nesep bakımından da insanların en üstünü, en faziletlisi, en muhteremi ve en seçkini idi
Bir seferinde Sahabe-i Kiram, kendisine nesebini sordular Peygamber Efendimiz (asm) şu cevabı verdi:

“Cenab-ı Hak mahlûkatı yarattı ve beni en hayırlılarından kıldı Sonra iki milletten (Arap ve Arap olmayan) en hayırlısından kıldı Sonra kabileleri ayırdı ve beni en hayırlı kabileden (Kureyş’ten) kıldı Sonra aileleri ayırdı, beni de en hayırlı aileden kıldı Ben şahıs olarak da, aile olarak da insanların en hayırlısıyım”1
Bu hususta Sahih-i Buharî’de şu hadis-i şerif kayıtlıdır:

“Ben devirden devire, aileden aileye intikal ile seçilerek Âdemoğulları soyunun en temizinden naklolundum Sonunda şu içinde bulunduğum Hâşimî câmiasından neş’et ettim (dünyaya geldim)”2

Peygamber Efendimizin (asm) ecdat ve atalarının hepsi de asil, temiz ahlâklı, dürüst kimselerdi, Tevhid dinine bağlı insanlardı Peygamberimizin (asm) hayatını ve mücadelesini anlatan siyer kitaplarında genişçe kaydedildiği gibi, Peygamberimizin (asm) nurunun intikal şekli Hz İsmail’den başlar, sonra Kinâne’den Kureyş’e, Kureyş’ten Haşimoğullarına kadar gelir Bu tertibin uzaktan yakına doğru geldikçe terakki ettiği görülür

Tabakatü’l-Kübrâ sahibi İbni Sa’d, Peygamberimizin (asm) anneleri hakkında da şu bilgiyi verir:

“Resul-i Ekremin (asm) beş yüz kadar büyükannesini tespit ettim Bunların hiçbirisinde Cahiliye devri ahlâksızlıklarından ne bir zinaya, ne de başka bir kötülüğe rastlamadım”3

Yine siyer kitaplarında yer aldığına göre, peygamber Efendimizin (asm) dedelerinin ve büyükannelerinin İbrahim Aleyhisselâmın dini olan Hanîf dini üzerinde bulundukları rivayet edilir ki, hiçbirisinin şirkin çirkinliklerine bulaşmadıkları bildirilir Çünkü Cenab-ı Hak insanların içinden seçtiği, kendine dost ve elçi olarak kabul ettiği bir insanın neslini her türlü kötülüklerden koruyacak, ona hususi lütuf ve keremini ihsan buyuracaktır
Peygamber Efendimizin (asm) büyük annelerine gelince; babaannesinin ismi Fâtıma, anneannesinin ismi de Berre idi Dayılarına Adiy bin Neccaroğulları denmektedir Peygamberimizin (asm) büyükanneleri, onun peygamberlik zamanına yetişemediler, dolayısıyla İslâmiyetle müşerref olamadılar Fakat onlar Hanîf dini üzerinde yaşamışlar, Mekke müşriklerinin düştüğü putperestliğe bulaşmamışlardır
Peygamber Efendimizin (asm) annesi Âmine, babası Abdullah ve dedesi Abdülmuttalib’in imanı hakkında kendisine sorulan bir sual vesilesiyle, Bediüzzaman şu kısa izahı getirir

“Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâmın peder ve valideleri ehl-i necattır ve ehl-i Cennettir ve ehl-i îmandır Cenab-ı Hak, Habib-i Ekreminin mübarek kalbini ve o kalbin taşıdığı ferzendâne şefkatini elbette rencide etmez”4
Yani: Peygamber Efendimizin (asm) baba ve anneleri kurtuluş ehlidir, Cennet ehlidir ve iman ehlidir Cenab-ı Hak Sevgili Habibinin mübarek kalbini ve o kalbin taşıdığı şefkati elbette rencide etmez

1 Tirmizî, Menâkıb: 1
2 Sahih-i Buharî Muhtasarı Tecrîd-i Sarih Tercemesi, 9: 272
3 İbni Sa’d Tabakat, 1: 60
4 Mektubat, s 361
s

Ynt: Peygamber Efendimizin Anne Babasının İman Durumu By: FeMoX Date: July 09, 2008, 04:11:13 PM
saol apylşım için..emeğine sağlık..

SiteMap - İmode - Wap2