Toplum genelde anneliği yüceltir. Gebeliği sevinilecek bir olay anne olmayı ise kıvanç verici bir olgu sayar. Hele bizim kırsal kesimde bir erkek çocuk doğurmak, adeta kadın için artık aile içinde ve yakın çevrede önemli bir konum kazanmaya yarayacaktır.
Hiç doğurmamış bir kadın bir çocuk doğurursa olağanüstü duygularla dolup taşacağını umar. Çünkü o çevreden duyduğu şekilde dokuz ay bebeği karnında taşıyıp, doğurduktan sonra kollarında tutarken duyacağı mutluluğun hiçbir şeyle kıyaslanamayacağı düşüncesindedir. Gerçekten pek çok kadın bu güzel duygularla mutlu olur. Doğum ister kolay, ister güç olsun kadının beklentisi bebeği, dolayısıyla kendisinin anne olmasıdır. Bu duygular özellikle ilk gebelik ve doğumda kesif şekilde yaşanır. Kadınların çoğunluğu bu tatlı duyguları yaşarken mutluluklarını eşlerine de verirler. Fakat bazı kadınlar doğum sonrası böyle bir mutluluk beklentisi içinde oldukları halde, bunu duymazlar. Doğumdan sonra çok az sayıdaki kadında görüldüğü gibi bir mutsuzluk duygusuna kapılırlar. Adeta kendilerini perişan bir halde hissederler. Bu olay onlar için sanki tümü ile bir düş kırıklığıdır. Söz konusu durum genelde annenin bebeğini hastaneden alıp eve çıktığı günlerde birdenbire ortaya çıkar.
Genelde anneler bu duygularının üstesinden kendi başlarına gelebilirler. Böyle durumlarda doktor tedavisi gerektiren vakalar en ağır örnekleridir. Kadının gebe kalmasından sonra cinsel yaşamında da bazı değişiklikler olmuştur. Kadının gebeliğin dört ile yedinci ayları arasında cinsel isteği artmıştır. Fakat gebeliğin sonuna doğru kadının cinsel dürtülerinde azalma olmuştur. Bir de doğum sonrası bunalımı yaşarsa cinsel yaşamı ve eşi ile olan ilişkileri de bunalıma girecektir. Olay cinsel bunalıma dönüştüğünde anlayışlı bir eşi varsa, sorunlar büyümeden tıbbi tedaviye gerek kalmadan bu cinsel bunalım giderilebilecektir. Fakat eğer çift bu işin üstesinden gelemiyorsa bunalım büyük boyutlara varmadan hekime başvurmalıdır. Birçok otorite doğum sonrası bunalımlarının başlıca nedenlerinin biyokimyasal düzeyde olduğunu ileri sürmekte, gebelik sırasında ve doğum sonrası hormonal ve metabolizma değişikliklerine bağlamaktadır.
