Evlilikte birdenbire oluşan cinsel uyumsuzluk nedenlerinin başında kadının soğukluğu, erkeğin de herhangi bir nedenle iktidarsızlığının ortaya çıkmasıdır. Diğer en önemli neden ise eşlerin zaman içerisinde çeşitli nedenlerle birbirlerine karşı evliliklerinin başlangıcında duydukları sevgiyi yitirmeleridir.
Bu sevgi yitirilince eşler artık cinsel yönden de birbirlerini çekici bulmazlar. Birbirini seven ve genelde anlaşan pek çok çift arasında da cinsel uyumsuzluk ortaya çıkabilir. Cinsel yönden de sağlıklı oldukları halde çalışma koşulları v.s. gibi etkenlerle çift arasında geçici bir cinsel uyumsuzluk her zaman görülebilir. Cinsel bakımdan uyumsuzluk içinde olduklarını veya uyumsuz bir duruma girdiklerini söyleyen eşler, kendi cinsel isteklerinin eşlerininkinden daha zayıf veya daha fazla olduğunu, ya da kendilerine zevk veren cinsellik biçiminin eşlerininkinden farklı olduğunu ifade ederler. Bu tür uyumsuzluk çoğu zaman evliliğin başında veya ilk yılında bile ortaya çıkmayabilir. Cinsel uyumsuzluğun evlilikte ortaya çıkması kadın ve erkeğin birbirlerini daha yakından tanımaya ve bir ölçüde cinsellikte yenilik istemeye başladıkları dönem olan evliliğin ikinci ve üçüncü yılına rastlar. Bilindiği gibi boşanmaların yarıya yakın bir kısmı ilk yıllarda olmaktadır. Bu nedenle çiftler evliliklerinin ilk üç yılında aile planlamasına önem verip hemen çoluk çocuğa karışmayıp birbirlerini cinsel yönden de iyi tanımaya fırsat vermelidirler. Çünkü bu uyum olmayınca evlilik sona ermektedir. Bu durumda en büyük sorun çocuk için olmaktadır. Cinsel uyumsuzluğun en önemli nedenlerinin başında eşlerin cinsel birleşme gereksiniminin aynı düzeyde olmamasıdır.
